• 1956 yilina ait bi romandir orjinal adi icin (bkz: la chute)
  • albert camus' un 1957 nobel edebiyat ödüllü eseri.

    '' insan bazen sapıtıyor, apaçık gerçeklerden kuşkuya düşüyor, hatta iyi bir yaşamın sırlarını keşfettiği zaman bile. benim çözümüm kuşkusuz en iyisi değil. ama insan yaşamını sevmediği zaman, onu değiştirmek gerektiğini bildiği zaman, elinde başka seçeneği yoktur, öyle değil mi? bir başkası olmak için ne yapmalı? olanaksız bu. artık hiç kimse olmamak, herhangi biri uğruna kendini unutmak gerekirdi, hiç değilse bir kez. ama nasıl? bunaltmayın beni. ben, bir gün bir kahvenin tersında elimi bırakmak isteyen o ihtiyar dilenci gibiyim. “ah,bayım,” diyordu adam, ”mesele kötü insan olmak değil; ama ışığı yitiriyor insan.” evet, ışığı, sabahları, kendini bağışlayan kişinin o kutsal masumluğunu yitirdik biz. ''
    düşüş / albert camus
  • 'insanları seviyorum,çünkü düşüşlerini gördüm'..albert camus
  • kötü hissiyat.! yalandan gerçeğe çıkış anı.!
    uykusuz geceler... uykusuz günler anlamına da gelir.!
    (bkz: let me down).!
  • (bkz: la chute)
    (bkz: albert camus)
  • düşenler, nice düşlerden aşağılara yuvarlandı, ama ölüleri hiç bir zaman bulunmadı, çünkü bulunmak iz bırakanların işiydi; onların işi ise adımlarını gözlerden çok uzaklara, dirildikleri kabusların peşine takmaktı; yavaş yavaş kaybolmak ve bir daha, yeni baştan ölmek ümidiyle.
  • kafa yüksekliğiyle birlikte gelen mutluluk ve keyfin yerini, kafanın açılması ile baş ağrısı, halsizlik ve uykusuzluğa bırakması durumudur. bu sert ve can sıkıcı hale en iyi gelen şey sade kahvedir. stresi azaltır ve yorgunluğu alır.
  • araf, gelgitler, kararsızlıklar, eyleme geçme hazırlıkları:

    "her şey yolunda görünüyordu. artık öyle görünmemeli. otuz yılda hiçbir yere gelinmemişse, bir başkaldırı mutlaka olmalı. bu hiçlik de yaşanmalı. bir boşluğa olanca hızla düşülmeli. bu düşüş gerçek yüzünü göstermeli. bir düşüş yokmuş gibi yaşanılamaz. düşülen yerden yıldızlar seyredilemez. ülkücülük şırıngası ile oscar wilde bilgiçliği arasında asılı durulamaz. bir yere dikilmeli. orada sağa sola bakılmalı."
    (bkz: adalet ağaoğlu)
    (bkz: ölmeye yatmak)
  • albert camus için "bu adamda nasıl bir kafa var yahu" diye düşünmeme bir kez daha neden olan kitap.

    yabancı romanını okumadım. fakat, zeki demirkubuz'un yazgı filminin ondan esinlenerek yapıldığını öğrendiğimde de aynı cümle aklımdan geçmişti.

    en azından benim için, neden bu kitabı beğendiğimi anlatmak pek basit değil. kitabı okurken insanın zihninde yarattığı şeyleri kelimelere dökmek, biraz zorlayabiliyor insanı. şu kadarıyla söyleyebilirim ki; tespitler düşündürücü, cümleler altını çizdirecek nitelikte.

    örneğin, altını çizdiğim cümlelerden bazıları:
    "her özgürlüğün ucunda bir yargı vardır; işte özgürlüğün son derece ağır bir yük olması bundandır."
    "kadın dostlarımızın napoléon bonaparte'la şu ortak yönleri vardır ki, herkesin başarısızlığa uğradığı yerde başaracaklarını sanırlar hep."
    "aşırı zevk hayal gücünü de, yargı gücünü de zayıflatır."
  • ...insanın talihi bu idi. hiç kimse yıldız olarak kalamıyordu. muhakkak hayalimizdeki yerinden inecek, herkese benzeyecekti...

    saatleri ayarlama enstitüsü'nden.
hesabın var mı? giriş yap