• facebook'ta 972 arkadasi olan kiz tarafindan kirilmistir bu rekor.
  • insan beyninin akılda tutabildiği arkadaşlık sayısı. sayıda 147.8 miş. şimdi bu küsuratlı sayı vereyim de salladığım anlaşılmasın değil de ne.
    ahmet 1, can 2, ayşe 3 .......... , mehmet 147, hamdi 147.8 *hamdi adam değilsin olm adam*
  • dunbar sayısı

    artık günümüzde "arkadaşlık" farklı yönlere evrilmeye başladı. gelişen teknoloji sınırları ortadan kaldırarak, farklı insanlarla etkileşime izin veriyor, küçük ölçekte ilçe- il- ülke, büyük ölçekte tüm dünya birbiri ile iletişim kurarak, paylaşım yapabiliyor.

    dunbar sayısı da aslında buna bağlı bir önerme sunuyor. "bir kişi için yönetilebilir ilişki kurabileceği kişi sayısı" nı ifade eden bu kavram baktığımız zaman tesadüfe eseri ortaya çıkmamış. ilkel kabilelerdeki kişi sayısı da bu civarda olurmuş. ancak bu tez kimileri için x nesli için geçerlidir; y neslinde bu sayının (yukarı yönde) esnediği düşünülmektedir.
    beyinde, bilinçli düşünme ve dil yetisinin kontrol edildiği neokorteks bölümü limitleyen rakam, dunbar tarafından 150 olarak ortaya konmuş.

    gelişen teknolojiye paralel olarak değişen ilişki tarzları, önümüzdeki 20-30 yıl içinde yönetilebilir ilişkin sayısının 500'ü aşabileceği yönünde tahminleri ortaya çıkartmaktadır. belki de daha fazla!

    işte bu noktada devreye "yönetilebilir" terimi giriyor.siz istediğiniz kadar birkaç kez selamlaştığınız kişiyi arkadaş olarak ekleyin. iletişimin belirli bir sürekliliği yoksa, o kişinin birazdan bahsedeceğim grafiğin yeşil veya sarı bölümüne girmesi çok zordur.

    burada kritik nokta, bölümlerde yer alan kişi sayılarının eşit olmasını beklememektir. mesela yeşil alan en değerli ve stratejik bölgedir. buradaki insanlar için harcamakta olduğunuz sosyal enerji ve zamandan cimrilik yapma lüksünüz yoktur. bu nedenle daha az insan yer alır. buradaki bir kişiyi kaybetmek pek istenmez. örnek olarak; şirkette her zaman yemeğe ve kahve molasına birlikte çıkan bir grup düşünelim. bunlardan biri 2-3 gün ayrı takılsa tehlike çanları çalar. her an bölgesini kaybedebilir.
  • bir kişi için yönetilebilir ilişki kurabileceği kişi sayısıdır. ilkel kabilelerdeki kişi sayısı da bu civarda olurmuş. ancak bu tez x nesli için geçerlidir; y neslinde bu sayının (yukarı yönde) esnediği düşünülmektedir.

    gelişen teknolojiye paralel olarak değişen ilişki tarzları, önümüzdeki 20-30 yıl içinde yönetilebilir ilişkin sayısının 500'ü aşabileceği yönünde tahminleri ortaya çıkartmaktadır.

    kaynak sormayın, google'layın. kulaktan dolma bilgiler benimkiler. misal, cem tarık yüksel'in bu konuda konuşmaları vardır.
  • beyinde, bilinçli düşünme ve dil yetisinin kontrol edildiği neokorteks bölümü limitleyen rakam.

    robin dunbar'a göre bu rakam 150.
  • ingiliz antropolog robin dunbar tarafından ortaya konmuş sayı. neokorteksimiz tarafından yönetilebilir sayıda ilişkide olabileceğimiz insan sayısı. robin dunbar'a göre 150 bu sayı. günümüzde bu sayının sosyal ağlar şu bu sayesinde 500 e kadar çıkarılabileceği söyleniyor. hayvan toplulukları ve ilk insanların sosyal grupları üzerinden tespit edilen bu sayıda en fazla 150 bireyden sonra yeni gruplar oluşması elzem hale geliyormuş. biz insanlar nasıl milyonlarca kişi bir arada yaşıyoruz dersek toplumsal mitler sağolsun.
  • (bkz: robin dunbar)
  • ingiliz antropolog robin dunbar tarafından geliştirilen ve insan beyninin maksimum 148 kişi ile arkadaşlık kurabileceğini belirten teoremi.

    sosyal medya ile bu sayının arttırılabileceği söylense de beynin neokorteks bölümünün aklında tutabileceği sayı 148 olarak belirlenmiş.

    işin asıl tuhaf tarafı ise bu sayı kotasını doldurduğunuzda beyin karşısındaki kişiyi arkadaş olarak değil de nesne olarak algılıyor. yani sosyal medya ile kurulan yüzlerce arkadaşlık, kişinin günlük yönetebileceği ilişkisindeki kotasından tüketiyor ve kişinin sağlıklı iletişim kurmasında sorunlar çıkarıyor demektir.
  • insanın yürütebileceği sosyal ilişki sayısının sınırını belli eden ve 150 olarak belirlenmiş sayıdır. bir başka deyişle karşılaştığımız biriyle “ merhaba! nasılsın? ne zamandır görüşemedik!” demekten çekinmediğimiz insan grubumuzdur. kendimizi tanıtma ihtiyacı duymaksınızın birbirimizi hemen tanıdığımız selam vermemişsek laf yiyebileceğimiz grubumuzdur. birbirimizin sosyal hayatındaki yerimizin farkındayızdır karşılıklı olarak.

    çoğu modern orduda en küçük bağımsız birim olan bölük de 150 kişiden oluşur. köylerin doğal nüfus sınırı, başarılı etkileşimli işyerlerinin çalışanlarının sayısı vs. bu fikri desteklemektedir.

    çevremizdeki tanıdıklarımızı çemberler halinde yakından uzağa sıralarken 5-15-50-150 olarak sıraladığımızı da belirtir dunbar.
  • robin dunbar bunu kısaca bir barda karşılaştığımızda çekinmeden birlikte bir bira içebileceğimiz maksimum insan sayısı olarak tanımlıyor. insan beyni 150 kişilik bir insan topluluğuyla herhangi bir yazılı kurala ihtiyaç duymadan doğal şekilde ilişkilerini sürdürmeye izin veriyor. ancak sayı 150'yi aştığı takdirde beynimiz ilişkileri yönetmekte zorlanıyor. esasında bu durum doğrudan beyinle değil, beynimizdeki neokorteksle ilgili.

    beynimizin bilinçli düşünme bölgesi olarak tanımlanan neokorteks, memeli hayvanlarda oldukça büyük. mesela kurtlar ve avcı köpekler gibi karmaşık bir sosyal organizasyona sahip memelilerde neokorteks beynin %20'sini oluşturabiliyor. bu oran, primatlarda %50 ila %80 arasında değişiyor. nitekim hayvanlar arasında en karmaşık sosyal ilişkileri en kalabalık gruplarda kurabilen türler şempanzeler, orangutanlar, goriller ve insanlar. şempanzeler 50-60 kişilik gruplar hâlinde yaşayabiliyor ve neokorteksleri beyinlerinin %60 kadarını kaplıyor. yani grup ebadı ve karmaşık sosyal ilişki kurma kabiliyetiyle neokorteksin bağlantısı var.

    kalabalık gruplar hâlinde yaşamanın avantaj ve dezavantajları var. kalabalık gruplar hâlinde yaşamanın avantajı yırtıcılara karşı koruma sağlaması. dezavantajı ise stres ve çatışma. primatların kurdukları grubun ebadı arttıkça grup içi çatışmalar ve dolayısıyla stres artıyor. stres ve çatışmanın dayanılmaz bir hâle gelmesi durumunda grup dağılma tehdidiyle karşılaşıyor. elbette bu da yırtıcı hayvanlara yem olmak anlamına geliyor. dolayısıyla primatlar, kalabalık gruplar hâlinde yaşamanın bir yolunu bulmak zorundaydı. insan dışındaki primatların birbirlerini tımar ederek (yani sırtlarını kaşıyarak, bitlerini ayıklayarak) çatışma ve stresi engellediklerini görüyoruz. maymunlar birbirlerini tımar ettiklerinde grup içindeki çatışma ve stres ortadan kalkıyor, sosyal bağlar güçleniyor. hatta birbirini tımar eden maymunların beyninde sakinleştirici bir etkisi olan endorfin, enkefalin gibi kimyasal maddeler salgılanıyor. ancak tımarın da bir maliyeti var. olgun meyveleri aramak, avlanmak, yırtıcı hayvanlardan kaçmak ve uyumak için harcanacak vaktin önemli bir kısmı sosyal istikrarı sağlamak için tımara harcanmak zorunda. 50-60 kişilik bir grupta bunun dört saat civarında olduğu biliniyor.

    insanın şempanzeyle ortak atasının yaşadığı 4-6 milyon yıl önceden 500.000 yıl önceye gelirken atalarımız, grup sayısını kademeli olarak arttırdı. başlangıçta 50-60 kişilik gruplar hâlinde yaşayan atalarımız, muhtemelen yırtıcı hayvanların yoğun biçimde yaşadığı bir bölgede hayatta kalmak zorunda oldukları için kalabalık gruplar hâlinde örgütlendiler. bu ise tımara ayrılan sürenin dört saatten 10-12 saat gibi astronomik bir rakama çıkmasını gerektiriyordu. aksi takdirde atalarımız grup içi çatışmalar yüzünden tarih sahnesinden silineceklerdi. dunbar'a göre günümüzden yaklaşık 500.000 yıl önce yaşanan bu durum, dil ve dedikodunun ortaya çıkmasına yol açmıştır. dedikodu, uzaktan yapılan bir tımar olarak tanımlanabilir. nitekim dedikodu da sosyal bağları güçlendirmekte ve beyinde endorfin, enkefalin salgılanmasını sağlamaktadır. ayrıca grup üyeleri hakkında sosyal veri transferini mümkün kılmaktadır.

    bugün milyonlarca insanın ikamet ettiği şehirlerde yaşıyoruz, ancak hâlen neokorteks boyutumuz 500.000 yıl öncesiyle aynı olduğu için 150 kişilik bir arkadaş kapasitesine sahibiz. dunbar sayısı esasında insanın herhangi bir yazılı kural olmaksızın sosyal ilişki kurabileceği azami insan sayısıdır. biz bu sayıyı ilk yerleşik hayata geçen insanların ve amerika'ya göç eden bazı avrupalı dinî grupların orada kurdukları köylerin nüfuslarının 150 olmasında, yazılı kurallara ve kurumsal hiyerarşiye başvurmadan faaliyet gösteren işletmelerinin personel sayısının 150 veya altında bulunmasında bulabiliyoruz.

    dunbar'ın tespit ettiği bu sayı, beynin ve dilin evriminde oynadığı rol bakımından da ilginç olmaya devam ediyor. dedikodu ve dilin kökeni hakkında (bkz: #60106161). dunbar'ın bu sayıyı öne sürdüğü çalışma hakkında (bkz: #64666337).
hesabın var mı? giriş yap