• taa ki, 91-93 gibi ortaya çıkan shareware bi oyundu duke nukem, belki daha eski... platformlar arasında zombilere, kurtadamlara, kitapsızlara, şerefsizlere meydan okurdu... gün geçtikçe, şekil yaptı, gün geçtikçe artiz oldu, koptu shareware piyasasından... crystal caves oynadığımız zamanlarda apooge'nin yüzlerce shareware'inden biriydi... bir gün doom salgını başlayınca, duke nukem 3d'de salındı ortaya, işte o gün bugün şahlandı adam... army of darkness'te ash'in tawrı ve konuşmaları duke'ün şimdiki halinin pilotunu oluşturur diye bilinir, bilin...
  • $eyk it beybiii...

    herkesten farkli olarak takimlari 12 okka ceken abimiz
  • multiplayer olayi inanilmaz saran bir oyun...cikali uzun yillar gecmesine ragmen dandik bilgisayar sahiplerinin zevkle single veya multiplayer olarak rahatca oynayabilcekleri bir oyundur...

    not:duke nukem forever 3 yil once anons edilmesine ragmen hala piyasaya cikamamistir...ne kadar yazik..ne kadar sinir
  • "your face, your ass... what's the difference ?" sözlerinin sahibi karakter.
  • hala orjinal cdlerini sakladığım oyun. windows7 de bile denenmiştir, heryerde açıyor, o derece.
    oyuna girer girmez piece of cake seviyesindeyken, hemen ''dnstuff, dnkroz'' yazardık. ne günlerdi be. come get some sesi hala kulaklarımda, fon müzikte megadeth.
  • megadeth in de çok gaz bir parçası vardır bu oyun için.
  • bu oyunda bir tane bölümde, gece klüpleri var. gece klüplerini geçiyorsunuz sokakta, barlar falan filan derken löp diye kerhaneler çıkıyor karşınıza. işte orada, orospuların yanına yaklaşıp göğüslerini açtırıp sonra da edebi anlamda kıçlarına tekmeyi yapıştırmayı inanılmaz özlediğim oyun.
  • amerikan futbolu topu yerine, öldürdüğü yaratığın kopmuş kafasını kullanarak sayı yapan, her bulduğu pisuvara işeyen, tuvalette sıçarken bastığı uzaylıyı lağıma gönderdikten sonra aynada façasına göz atan karizmatik fps kahramanı. platformlardan kopup bugünlere gelen maço abimiz.

    (bkz: duke nukem forever)
    (bkz: duke nukem manhattan project)
  • bizim arkadaşta vardı bundan. bilgisayarcı kurmuş tamire verdiğinde. çok özendim. o zamanlar yoktu cd-romumuz tabi. bilmezdik öyle şeyler. cd yazma falan aklımızdan geçmezdi. dedik diskete kopyalayak. 40 disket tutmuştu. yazdık yazdık, e malum tabi disketlerden en az biri arızalı çıktı. zaten pek ümidim yoktu. benim 486dx 4 çalıştırmazdı herhal.
  • "damn, those alien bastards are gonna pay for shooting up my ride!"
hesabın var mı? giriş yap