doyuran

• bir pastaneye gittiğinizde vitrindeki o devasa boyuttaki ^{* * *} tatlıları gördüğünüzde ve fiyatını sorduğunuzda içinizi tuhaf bir sevinç katlar ya hani..
  
  eve gittiğinizde afiyetle tüketirsiniz onları.. tadı çok lezzetlidir ya..
  
  herşey dahil sistemini uygulayan bir otele gittiğinizde büfede devasa boyutlarda krem şanti ile kaplanmış yaş pasta tarzında tatlılar karşılar ya sizi.. kime sorsanız ismini bilmedikleri, herkesin birbirinin yüzüne aval aval baktığı, maşa ile tabağınıza koyarken stajyer çocukları kikirdeyerek sizi izledikleri pastalar vardı ya..
  
  evet evet.. onlar işte doğru bildiniz..
  
  biz onlara doyuran deriz.
  
  bir akşam önce kalan artıkları cocuklar büfeden toplar, pastanedeki demi chefler bu tatlıları bir güzel yoğurur ve akabinde üzerine pralin, damla drop, çırpılmış krema ve en sonunda meyve aromalı krem şanti ekleyerek tekrar büfeye gönderirler..
  
  bu durumdan müşteriler şikayetçi değildir çünkü ilk önce biten pastamız bu doyuran'dır. hatta takviyesi olmadığından mütevellit, bazı müşteriler şikayet ederler alamadıkları için.
  
  pastanede bu olay biraz daha hijyeniktir. eğer sahibi çok iğrenç bir adam değilse sadece vitrindeki pastaları kullanır.
  
  sevgili ustalarım, biliyorum beni yetiştirdiğiniz güne lanet ediyorsunuz, belki şu anda beni kınıyorsunuz, hatta yer yer kalaylıyorsunuz ama baktım kimse bilmiyor. bende sosyal sorumluluğumu yerine getireyim dedim.
  
  üzgünüm.
• eski$ehir'de a$mi$ kahvalti salonu. giderseniz mutlaka bal kaymak, pastirmali yumurta falan yiyin. mavi gol de iyidir. (bkz: mavi gol)
• dede korkut'un dört kelimeyi yanlış yerde kullandığını gösterdiği dörtlükte ayrana koyması gereken admış. kendisi şöyle buyurmakta:
  
  geline ayıran demedim ben dede korkut.
  ayrana doyuran demedim ben dede korkut.
  iğneye diken demedim ben dede korkut.
  dikene söken demedim ben dede korkut.
• eskişehirde, stadın yanındaki ara sokakların birinde bulunan, size önerilmediği taktirde/orada yaşamıyorsanız bilmeyeceğiniz mekan. aile işletmesi sanırım ama adamlar işlerini hakkı ile yapıyorlar, güler yüzlü, hızlı, temiz ve ucuz çalışan insanlar. 3 kişi kahvaltı ettik, tıka basa doyduk 30 tl hesap ödedik, ankara'da kişi başına bu parayı isteyen mekanlar mevcut. bu şehirde iseniz, kahvaltınızı en azından bir kere burada yapmanızı şiddetle öneririm, özellikle ezineli gözlemeden yiyin. bir kere giderseniz başka yerde kahvaltı etmezsiniz bu şehirde, emin olun.
• eskişehir'de stadyumun karşı sokağında bulunan, çayı mükemmel, bal kaymağı müthiş olan, esnaf lokantası havası de pek hoş olan süper kahvaltı salonu.
• adabını bilmek gerek buranın. bi kere o kahvaltı tabağı söylenecek, taptaze salatalıklar ve domatesler zeytinyağına bulanmış halde gelecek önünüze; yanıbaşında da 6 çeşit peynir... ardından bal-kaymak söylenecek kallavisinden. bal bi başka, kaymak bi başkaymış denecek tadınca. son olarak da pastırmalı yahut sucuklu yumurta istenecek. ve kocaman çay. ondan sonra başlanacak bir uçtan tırtıklanmaya. şehir dışından olur, pek samimi olmayanından olur, birileriyle gittiysen, çatalla kuş besler gibi girişilen tabaklar, üç-beş dakika sonra yarım dilim ekmek banarak götürülecek. ikinci kocaman çayın sonunda, göbek burna gelmiş, ardinalden ve endorfinden sırıtır bir halde arkaya yaslanılıp, sigara içilecek. bunun için de mekanın yanı başındaki açık bölümde yapılacak tüm sayılanlar.
  
  hesabı öderken de en az 3 lirayı almayacak sevimli amcalar. arkanıza bakarak geri döneceksiniz geldiğiniz yere ve bi daha ne zaman giderim sorgusu yapacaksınız kendinize.
  
  eskişehir'in güzelliklerinden burası.
• eskişehirde ilk defa deneyip bal kaymak olayına hasta olduğum gayet ekonomik mekan.
• izmir kemeraltı tarafında manisa kebabı ve döneri süper güzel mekân. ayran olarak şişede istenmesi ayrıca tavsiye edilir.
• pazar sabahları uğradığım, çoğunlukla "sucuklu menemeni" tercih ettiğim, eskişehirin en eski ("acıktım" var olmadan önce bilinen) kahvaltı salonu.
• disarda yiyip de sizi sisirmeden karninizi doyuran en mukemmel kahvalti salonu. kocaman sut bal kaymak ve menemen. iste hayat bu!