• filmde dolores, dolores'in hanımı ve selena arasında; "bazen bir kadının kaltak olmaktan başka silahı kalmaz" gibisinden ince bir muhabbet döner. tebrik ededururken, bir yandan da "lan yoksa..." endi$esiyle irkiliriz muntazaman. (evet toplum olarak)
  • stephen king'in bir romanı, aslına tam olarak sadık kalmamakla birlikte filme de alınmıştır. dolores claiborne'un kızı olan ve babası tarafından tacize uğrayan selena, king'in oyun adlı romanında yine babası tarafından tacize uğrayan jessie'nin rüyalarına girer.

    filmde dolores rolünde katy bates tam anlamıyla muhteşemdir.
  • yazmış olmak istediğim romandan çekmiş olmak istediğim filme uyarlanmış şaheser. dikakana bey from new york times
  • --- spoiler ---
    hem dolores hem de kızı selena'nın geçmişe dair bastırdıkları anların su üstüne çıktığı geri dönüş sahneleri iki ölümün arkasındaki gizemi yavaş yavaş aydınlatıyor. başta dolores'in büyük olasılıkla katil olduğunu düşünen ancak film ilerledikçe, aslında hiçbir şey bilmediğini farkeden izleyici* kendini tamamen karanlıkta buluyor - total eclipse. dolores'in kocasının dibini boyladığı kuyunun kuşbakışı görüntüsünü takip eden güneş tutulması görüntüsü de unutulur gibi değil.
    --- spoiler ---
  • kathy bates'in bu filmde ortaya koyduğu performansın oscar'a aday olamaması, akademi ödülleri tarihi boyunca yapılmış birçok hatadan sadece biridir.
  • kadınlık durumlarını anlatır. yazarımız şaşırtır bizi.
    çünkü o bir erkektir.
    film bitince, yüzüne fener tutulmuş bir tavşan gibi dona kalırız.
    erkeklerin ne kadar bencil ve ne kadar kötücül olduğunu farkederiz.
    ve galiba kadınların da bu dünyada,
    cadı olmaktan başka çarelerinin kalmadığını anlarız.

    aklımda kalan; çıkışı olmayan bir ada, kathy bates ve geçmişin labirenti.
    aslında film çok daha ötesidir.

    bir kadın, bu kadar mı mutasavvıf olur?
  • oyuncularına şu harika müziğin ( http://vimeo.com/21815264 ) eşlik ettiği ankara devlet tiyatrosunun yeni oyunlarından biridir.
  • bir kadının kızı (ya da çocuğu) için neler yapabileceğini ve günbegün sona yaklaştığını bilen ama ona ulaşamayan bir hastanın psikolojisini çok iyi yansıtmış olan film.
  • kıyıda köşede kalmış başarılı uyarlamalardan.

    stephen king adı geçince akla gelen ilk kitaplardan değil belki, fakat filmi kesinlikle en iyi king uyarlamaları listesinde ilk beşte yer almalıdır. neredeyse hiçbir doğaüstü olay barındırmaması ve drama türünde olması, gözden kaçmasında en büyük etmen sanırım. yine bir king uyarlaması misery ile oscar ödülünü kapan ve şu sıralar american horror story coven'da yardırmakta olan kathy bates, king'in kendisini düşünerek yazdığı başrolde mükemmel bir oyunculuk sergiliyor. senaryo ve bol geriye dönüşlü kurgu fazlasıyla başarılı. popüler deyimle "underrated" bir film olduğu kanaatindeyim, zira misery'den bile daha çok sevdim bu filmi şahsen.

    son olarak, king'in romanlarının tümünün aynı evrende yer aldığı ve birbirlerine göndermelerle dolu olduğunu bilmeyen yoktur fakat şu ana kadar bahsedilmemiş olmasından çoğu izleyenin gözünden kaçtığına inandığım bir gönderme var ki, filmi daha da sevmeme yol açmıştır.

    --- spoiler ---

    finale doğru dolores kocasıyla tartışırken, adama "shawshank hapishanesinde uzun süre kalacağını" haykırır. akla andy dufresne gelir, rita hayworth gelir, red gelir; yüze kocaman bir gülümseme yerleşir.

    --- spoiler ---

    öyle de harika bir filmdir dolores claiborne.
  • filmi, devils advocate'in de yönetmeni olan taylor hackford yönetmiştir. kathy bates'le beraber jennifer jason leigh'i de selena'yı rolünde izleyebiliriz, istersek onun göründüğü yerleri elimizle kapatarak izlemeyebiliriz.

    filmde kathy bates'in rahatsız edici bir yürüyüş stili kullandığını da şuracıktan belirtmek isterim, aklıma geldi, yine dengem bozuldu.
hesabın var mı? giriş yap