• bilim adamlarina göre bu hüleyha gibi uçamayan dodo aslinda bir guvercin cinsi. fakat hiç bir yirtici ya da avci nin olmadigi maritus adasina gelip yerlesince uçmalarina gerek kalmaz.. efendim yiyecek de boldur derken git gide büyürler.. bu arada kanatlarda islevsiz hale gelir.. zira yürüye yürüye yiyecek toplamak mümkündür... kaçacak kimsede yok...ayni zamanda üreme hizlari da yavaslar.. çünkü tehdit olmadigi için aman çok yumurtayayim 5-10 yavru yapayim da en azindan ikisinin mürvetini göreyip sikintisi yoktur... uzun zaman araligi ile yaptiklari bir yumurta da neslin devami için pekala yetmektedir

    bu güsel günler maritus adasina hollandalilar çikana kadar devam eder. hollandalilar ile birlikte de kisa bir zamanda zavallilarin nesli tükenir.

    neslinin tükenmesi nedeni üzerinde biraz zorlamali ikilem var... yaygin kani maritus adasina çikan holandalilarin bu uçamayan kaçamayan devasa kuslari asiri derecede avlayarak neslinin tükenmesine neden olduklaridir. fakat ayni neslin torunlari simdi bu adada arastirmalar yaparak sunlari demektedirler: "efenim, hollandalilar bu kusu asiri avlayarak tüketmediler, tükenmelerinin nedeni adaya sonradan getirilen domuz ve köpeklerin bunlarin habitatini tehdit etmesidir. böle olunca da dodolar yuva yapamaz yok yumurtlayamaz oldurlar biy biy da biy biy... zaati kayitlara göre de dodo nun eti pek bi yagli pek bi lezzetsiz imis ". ama insanin aklina da su geliyor: "hadi siz avlamadiniz yemediniz (ki yalana benziyor) e dürzüler, o domuzu köpegi kim getirdi adaya?

    nesli tukenmek uzere iken bir tane dodo kusunu oxford universitesinde içini doldurarak saklamislar ama denilene göre seneler sonra bir bahar temizligi sirasinda kaza eseri yere duserek parçalara ayrilmis. kazayi gerçeklestiren sahista aman kimse görmesi diye çöpe atmis... ama sonradan farkedilip aramislar ve ancak bir kaç parçasini tekrardan bulmuslar.. kafa ve bir ayak gibi bisey kalmis ellerinde...

    son olarak, dodo kusu kendi halinde bir canli iken nesli yakin sayilabilecek bir tarihte yani 17 inci yüzyilda insanlar tarafindan yok edildi.

    dodo kuslari çok sevimlidir.. bi insana dodo lakabi takarsaniz pek güsel olur... di mi dodo?
  • portekizli denizciler 1598 yılında hint okyanusu’ndaki mauritius adaları’na ulaştıklarında o güne kadar görmedikleri bir kuşla karşılaştılar. iri cüssesi, büyük kıvrık gagası ve yaklaşık 20-23 kilogram ağırlığıyla oldukça farklı bir kuştu. iri yapısına karşın kanatları küçük olduğu için uçamayan sayılı kuşlardan biriydi dodo. denizciler adaya ayak bastığında onları çocuksu bir saflıkla karşıladı. gemiciler ise onun bu dostça yaklaşımını ‘aptallık’ olarak değerlendirdi ve kendisine ‘dodo’ ismini de bu yüzden verdiler. dodo, aptal demekti çünkü. yanlarına yaklaşan dodoları sopalarla vurarak öldürüp sofralarına taşıdılar. uçamadıkları için toprak üzerine yaptıkları yuvalara bırakılan yumurtalar denizciler tarafından toplanmaya başlandı. asırlar boyu mauritius adaları’nın ortamında tehlikeden uzak yaşamını sürdüren dodoların sayısı hızla azalmaya başladı. gemiciler tarafından adaya getirilen köpekler de onları avlamaya başladı. yeni avcıları karşısında çaresiz dodoların ölümü ve yumurtaların toplanması nedeniyle yeni yavruların oluşmaması, dodo neslini yok etti. yalnızca dodonun sindirim sisteminden geçtikten sonra tohumları çimlenebilen ‘(bkz: calvaria)’ ağacı da yavaş yavaş ortadan kayboldu. tohumları ile beslenip, onları çimlenebilecek duruma getirecek dodo yok olmuştu çünkü.
    portekizli denizcilerin dodo kuşuna yaptıkları, aslında keşifler döneminde ve daha sonra kendi toprakları dışına her çıkışlarında avrupalı kâşiflerin nasıl bir ruh hâli içinde olduklarını ele vermesi açısından oldukça anlamlı. avrupalılar kendi dışlarındaki tüm zenginliği, kendi ambarlarına koyabilecekleri bir ‘mal’ gibi görmüşler. istedikleri gibi tahrip edip, öldürmekte bir sakınca görmemişler bu yüzden. sahipsiz gördüğü bir bahçeye girip haram meyve yemenin şeytansı iştihasıyla, her şeyi kendi midelerine indirmişler.
    bu şeytansı iştiha ve haramdan zevk alan avrupalı ruhu, ne dodo kuşundan neslini tüketmeden istifade etmeyi düşünebilmiş; ne de kendilerini çiçeklerle karşılayan amerika yerlilerini bir ‘dost’ gibi görmeyi akıl edebilmiş. hele yerlilerin kendilerine hediye olarak altın eşyalar sunmaları, ahlâk ve insanlık yoksunu avrupalıların sadece azgınlıklarını artırmıştı.
    aslında avrupalıların ruhlarında barındırdığı bu şeytansı tahripkârlık, sadece dodo kuşuna ve antil adaları yerlilerine karşı değil, kızılderililere, hatta daha sonraki sömürgecilik döneminde tüm afrika ve asya topluluklarına kadar geniş bir alana yayılıyor. bu açıdan bakıldığında, avrupalı ülkelerin başlattığı sömürgecilik döneminin başlangıcının ‘keşifler dönemi’ olduğu da rahatlıkla anlaşılıyor.
    o yüzden sosyal bilgiler kitapları, avrupalıların yaptığı keşiflerden övgüyle bahsederken, ahlâk yoksunu bir ‘korsan ruhu’nun varlığının da farkında olalım.
    bugün mauritius adaları gibi daha birçok ada ve dodo kuşu ve calvaria ağacı gibi ,uygar denen insanların eliyle nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan birçok canlı türü vardır. bir ortamın dengesi bozulduktan sonra onu yeniden kurma şansı ortadan kalkar. yakın zamanlarda abd’nin doğal parklarından birinde yok edilen kurtların yerine kanada’dan kurt getirip koydular. sebebi park ağaçlarının soyunun tükenmesi tehlikesiydi. onların yok olmasının nedeni de ağaçların sürgünlerini yiyen ve kurtlar yok edildiği için düşmanı kalmayan ceylanlardı.
    doğada her şey birbiriyle ilintilidir. doğa insan kullansın diye yaratılmamıştır. insan sadece doğanın bir parçasıdır ve onunla uyumlu bir şekilde yaşamasını öğrenmelidir. öğrenmediği takdirde kendi sonunu da hazırlıyor demektir.
    einstein’ın ünlü bir sözü var: “arıların nesli tükendikten dört yıl sonra insan nesli de tükenir.” çöküş çorap söküğü gibi gider ve o çorabın bir yerinde insan da vardır.

    alıntıdır.
  • nesli tukenmeden evvel yalnizca mauritius adasinda yasayan ortalama 20 kg agirliginda, 1 m boyunda olan kus. latince adi raphus cucullatusdur, ortalama 30 yil yasar. yillarca adada izole bir sekilde kendi hallerinde yasayan bu saf kuslar 1598'de portekizli gemici afonso de albuquerque'nin adayi kesfiyle gemicilerin beslenmesine hizmet etmis ve 1681'de dunyadan tamamen silinmistir.

    ayni zamanda reunion adasinda bourbon isimli bir biranin da etiketini susler dodo kusu.
  • pasifik adalarında yaşayan ve avcılar tarafından vurularak nesli yok edilmiş, uçma yeteneğini kaybetmiş kuş (doğal düşmanı olmadığı için uçmasına gerek yokmuş)
  • insanlardan kaçmaması, hatta cüssesi yüzünden istese de kaçamaması yüzünden bolca avlanmış, eti tavuk eti tarzında tüketilmiştir. bu kuştan geriye bir kaç doğa tarihi müzesinde doldurulmuş modelleri kalmıştır bugün.
  • tipini bilmediğim ama ismini duyduğum anda bana kocaman gagalı,minik kanatlı,pembe renkli,aptal görünüşlü ve sevimli bi hayvanı çağrıştıran kuş..
  • (bkz: dodo kuşu)
  • nesli 20. yy basinda zaten tukenmis olan ve hint okyanusundaki adalarda gorulen guvercinin uzak atasi.
  • realtime'in kodiri, ku$u, bocegi ve biricik
    bump mapcisi idi. ancak bilgisayarini satip
    playstation aldi. sonra onunla tekgen oynadik.
    ben onu yendim. yani bosu bosuna aldi.
    bilmiyorum nedir ne degildir. yani.
  • alice'in sıradışı arkadaşlarından biri daha.
hesabın var mı? giriş yap