• onceleri cenazelerin pesinde insanlari eglendirmek icin olusturulan muzisyenler ve onlarin pesine takilan "second line" muzisyenler ile congo square'de eline tencere tavayi kapan zencinin dolusmasiyla baslayan jazz hareketi, sonralari bu isin ciddilesmesiyle yavas yavas dixieland halini aldi.

    bir dixie bandosunun en onemli ozelligi harbiden "bando" olusudur, yani elemanlar calarken gezinirler. bass icin "rain catcher"da denilen tuba, ritm icin banjo kullanilir. davul ise bir yada iki trampet ve bir zilden olusur, adamin gobegine baglidir. bunun yaninda ortamda saksafon, trombon ve trompetten gecilmez. en buyuk ozellii herkesin ayni anda emprovizasyon yapmasidir. (tabi bunu bugunun avant gardecilari gibi yapmazlar, belirli bir akor yuruyusune surekli sadik kalirlar ve harmoni uzerinde cok oynama yapmazlar)

    bu bandolarin gelisimi, yavas yavas big band muzigine gecisi saglamistir.
  • abd'nin louisiana, mississipi,alabama, georgia, tennessee gibi guney eyaletlerinden olusan bolumune halk arasinda verilen ad.
    (bkz: mason dixie hatti)
  • bu ismin ortaya çikisina dair iki adet söylenti vardir. bu söylentilerden ilki, bu adin, sözlükte mason dixie hatti olarak geçen mason ve dixon adli iki arazi ölçümü yapan adamdan gelmesi, ikincisi ise louisiana'da kullanilan 10 dolarlik banknotlarin üzerinde dix, yani fransizca "on" yazmasidir.

    dixie, bizde genellikle hakir görmek amaciyla kullanilan dogulu tabirinin amerika'daki karsiligi olarak kullanilirdi.* kuzeyliler, güneylileri asagilamak için genellikle dixie sözcügünü kullanirlardi. bu sebeple de bölgenin tamamina dixieland denmistir.
  • dixieland aynı zamanda abd ic savasinda guneylilerin marsidir... sozleri soyle (anonimdir, kopirayti yoktur) :

    o, i wish i was in the land of cotton
    old times there are not forgotten
    look away! look away!
    look away! dixie land.

    in dixie land where i was born in
    early on one frosty mornin'
    look away! look away!
    look away! dixie land.

    chorus:
    o, i wish i was in dixie!
    hooray! hooray!
    in dixie land i'll take my stand
    to live and die in dixie
    away, away,
    away down south in dixie!

    old missus marry will, the weaver,
    william was a gay deceiver
    look away! look away!
    look away! dixie land.

    but when he put his arm around her
    he smiled as fierce as a forty pounder
    look away! look away!
    look away! dixie land.

    chorus:
    o, i wish i was in dixie!
    hooray! hooray!
    in dixie land i'll take my stand
    to live and die in dixie
    away, away,
    away down south in dixie!

    his face was sharp as a butcher's cleaver
    but that did not seem to grieve her
    look away! look away!
    look away! dixie land.
    old missus acted the foolish part
    and died for a man that broke her heart
    look away! look away!
    look away! dixie land.

    chorus:
    o, i wish i was in dixie!
    hooray! hooray!
    in dixie land i'll take my stand
    to live and die in dixie
    away, away,
    away down south in dixie!

    degisik bir versiyon icin #3248651
  • gençler bilmez 80'li yıllarda melodili casio saatlerde bulunurdu.
  • new orleans jazz' dan sonra ortaya cikan ve n.o.j' daki toplu dogaclamanin yerine solo dogaclama yapilan jazz turu. yani bu turde tek bir calgi esas melodiyi verirken, digerleri ona eslik ederler.
  • genel kanının aksine dixie’s land şarkısı her iki tarafın, kuzey ve güney halkının, popüler şarkısı. amerikan iç savaşı sırasında bir çok şarkı bestelendi ama en çok bilinenlerden birisi tabii ki güneyle özdeşleşen “dixie’s land” ve ya “dixie”dir. bu meşhur şarkı, ilginçtir ki, bir kuzeyli olan daniel emmett tarafından bestelendi. (kendisi bir güneyli sempatizanı bu arada) bu şarkı bizim kültürümüzdeki orta oyunu şeklinde tiyatral bir gösteri gibi sunulurdu. bu şarkıyı söyleyen kişiler ise yüzlerini siyaha boyayıp(siyah maske) güneyde köle olan afrikalı-amerikalıların taklidini yapardı.(aşırı ırkçılık içeren bir durum, daha sonra yasaklandı) şarkı her iki halk tarafından bilinirdi ve popülerliği gittikçe arttı. bunun nedeni ise, yeni popüler şehir kültürü ve kuzeyli insanların afrikalı-amerikalılar hakkındaki merakları.

    şarkının bestekarı daniel decatur “dan” emmett bir amerikalı şarkıyazarı, gösterici ve aynı zamanda ilk siyah maske trupu kurucusu. 1815 yılında vernon ohio’da doğan bu abimiz genç yaşında keman çalmayı şarkı bestelemeyi öğrendi ve ilk gösterisini 15 yaşındayken 4 temmuz kutlamalarında sergilemiş. 1835 yılında ordudan terhis edildikten sonra amerikanın en meşhur sirki (sirklerin sirk olduğu zaman) olan spaulding and rogers’a trampetçi olarak katıldı. aynı zamanda emmett bu sirkte afrikalı-amerikalı taklidinin tekniklerini öğrendi. yeri geldi banjo da çaldı şarkı da söyledi. 1842’de emmett arkadaşları billy whitlock, dick pelham, ve frank brower ile birlikte virginia sahne şovu trupunu kurdu. ilk sahnelerini 1843 tarihinde new york şehri bowery amfitiyatrosunda aldılar. grubun şovu daha önceki kara maske şovlarından farklıydı; şovun tamamını kara maske gösterisine ayrılmıştı. bu truptan öncekiler genellikle sahne aralarında kısa şovlardan oluşurdu. ve trupun gösterileri bir kaç eyalette çok tuttu, hatta ingiltere’ye bile gösteriye gittiler. fakat ingiltere’de çuvallayınca beş parasız kalıp eyalete geri döndüler. bu başarısızlıktan sonra trup dağıldı ve emmett kendi yoluna devam etti. emmett dönemin en meşhur sahne şovu trupu olan dan bryant trupunda kendine bir iş buldu. (kariyerindeki dönüm noktası) ve bu trupta şu anki haliyele bildiğimiz “dixie” şarkısını besteledi.(sözlerini de biraz değiştirdi, şu an popüler olan versiyonu emmett’in sözleri)

    gelelim “dixie” kelimesine. bu kelime genellikle birleşik devletlerin coğrafik olarak güneyinde kalan bölgesi için kullanılıyor. aynı zaman güney eyaletlerinin bir “nickname”’i. “dixie” kelimesinin neren çıktığı ile ilgili bir çok teori mevcut. bunlardan en popüleri john dixie adında kuzeyli bir çiftçi. “dixieland” john abimizin new york long island’da bulunan bir çiftliği. john abimiz iç savaş öncesi köleliğin kaldırılması adına çetin mücadeleler vermiş ve bir çok köleyi arkadaş edinmiştir. güneyden köleleri satın alıp kuzeydeki, long island’daki, çiftliğine getirip hepsini serbest bırakmış özgür bireyler haline getirmiş. bu yüzden köleler için “dixie’s land” bir cennete dönüştü. bir diğer teori ise lousisiana eyaletinde basılan 10 dolarlık banknotlar; “dix notes” diye geçer. yine de emmett’in bestesi “dixie” ulusun lügatına şarkı sayesinde ve sahne şovları ile girdi.

    sahne şovları ve ya dilimize uygun çevirisi ile orta oyunu özetle tiyatral bir eğlence. 1800’lerin ortasında yeni kentli kültürünün oluşması ile popüleritesi çığ gibi büyüdü. kara maske sahne şovu ise 1840-1850 yılları arasında daniel emmett abimizin kurduğu ve daha sonra dağılan trupu virginia ile müthiş bir ün kazandı. bu yıllarda yüzlerce sahne şovu yapan trup vardı, bu trubu yönlendiren şarkıcı-aktörler genellikle ırkçı şakalar yapar afrikalı-amerikalıları şu şekilde karikatürize ederdi; tembel, duygusal ve sorumsuz. new york’ta dan emmett’in ilk gösterisi sahne şovu klişesini bozmuştu. ilk defa kara maske şovunu gösterinin tamamına yaymıştı. ve trupta bir çok yapısal bozukluk vardı. müzisyenler yarım bir daire oluşturur, tef çalan bir uca, kaşık çalan diğer uca geçerdi. böylece 3 perdeli sahne şovunun (daha sonra bir standart haline geldi) temeli atıldı. anglo-saksonların oluşturdu truplar yüzlerini siyaha boyayıp afrikalı-amerikalı taklidi yapar onların şivesi ile konuşurdu. sahne şovları 1890’lara kadar abd’nin eğlence dünyasını domine etti. daha sonra bu tarza talep azalınca ufak rollerde görünmeye devam etti.

    emmett abimizin daha sonra katıldığı bryant trupu, “dixie” şarkısını new york şehrinde 1859 yılında kara maske gösterisinin bir parçası olarak sahneledi. bu orta oyunu bir “çiftlik şarkısı ve dansı” olarak tanındı. “dixie” şarkısı çok kısa bir sürede tüm ulus tarafından tanındı ve neredeyse bütün truplar tarafından bir standart haline geldi. iç savaşın patlamasından önce şarkı hem kuzey hem güneyde popülerdi, fakat iç savaşın başlamasıyla çoğunlukla güney ile bağdaştırıldı. daha fazlası, şarkı güneyli askerler tarafından de facto marş olarak kabul edildi. ironiktir, abraham lincoln bile mitinglerinde bu şarkıyı çaldırdı. kendisinin en sevdiği şarkılardan biri “dixie” idi. 10 nisan 1865’te (abd iç savaşının bittiği tarih), general robert edward lee’nin teslim olmasından bir gün sonra, lincoln beyaz saraydaki topluluğa şöyle seslendi;

    “konuşmamı sonlandırırken orkestradan çalmasını istediğim bir müzik ve ya nota var. sanırım “dixie” duyduğum en iyi parçalardan biri....”

    şarkının hem kuzeyde hem güneyde popüler olduğundan bahsettim. bunun en önemli sebebi kuzeylilerin, güneyli afrikalı-amerikalı kölelerin yaşamını merak etmesi ve onlar hakkında daha fazla bilgi almak istemeleri. aynı zamanda kuzeyde çok fazla afrikalı-amerikalıya rastlamıyorlardı.(atlantik köle ticareti yüzünden) bu sebepler “dixie” şarkısının popüleritesini tavan yaptı. güneyde “dixie”nin sergilendiği ilk eyalet new orleans, sergilendikten çok kısa bir süre sonra bütün güneye yayılıp büyük bir izleyici kitlesine ulaştı. 1861 yılında güney eyaletleri başkanı seçilen jefferson davis’in göreve başlangıç konuşmasında “dixie” şarkısı çalınınca, insanlar bu şarkıya ulusal marş anlamı yüklemeye başladı.

    bu şarkı güneylilerin ulusal sembolü haline geldi denilebilir. “dixie” muhtemelen güneyli askerlerin en popüler marşı, savaş narası ve kamp şarkısıydı. doğal olarak askerler bu şarkının sözlerini savaş ortamına modifiye etti. tabii ki “dixie”nin lirik olarak farklı farklı versiyonları(sayısız) mevcut, ama en popüler versiyonu(günümüzdeki hali aynı zamanda) dan emmett’a ait. şarkının sözleri muhtemelen özgürlüğüne kavuşmuş bir kölenin, çiftliğine yani plantasyonuna olan özlemini anlatıyor. (özgürlüğüne kavuşmuş bir köle neden tekrar aynı işi yapsın ? sorusu akıllara gelebilir, apayrı bir entry konusu) sözler ağırlıkla güneyin düzeni, geleneği ve bunların korunması hakkında. örnek olarak ikinci mısrada şöyle bir söz var; “dixie’den taraf olacağım ve dixie’de yaşayıp dixie’de öleceğim!” emmett’in bu mısralarda, 1850’lerde büyümeye başlayan kölelik karşıtı akıma abd’nin gösterdiği tutumu yansıtmış diyebiliriz. bir çok kritiğin de belirttiği üzere, kölelik bir gelenek olarak çoğunluk tarafından olumlu yönde değerlendiriliyordu. şu çıkarımı yapmak doğru olur; dan emmett kölelerin esarete ait olduğunu düşünüyordu. tabii ki bu fikir şarkının ana aktörü tarafından da benimsendi. özgürlüğüne rağmen evini ve çalıştığı çiftliği, özetle esareti özleyen bir insan. bunu yine bir kaç satırda görebiliyoruz;
    “keşke pamuğun vatanında olsaydım,
    eski unutulmayan zamanlarda
    ileride, bak ileride “dixie’s land”
    keşke “dixie”de olsaydım !
    “dixie”den taraf olacağım “dixie” de yaşayıp “dixie”de öleceğim!”

    iç savaş sırasında, hem kuzeyli hem güneyli besteciler kendi savaş versiyonlarını yarattılar. bu versiyonlar şarkının vurgusunu standart hale getirerek ona daha militarist bir hava kattı. aynı zamanda besteciler daha önceki köle senaryosunu da değiştirdi, onun yerine tarafına göre, belirli referanslar eklendi. kuzey değerleri ve ya güney değerleri yüceltildi.
  • amerika'da 1890'lardan beri zencilerin new orleans tarzı bilinmekle birlikte, 1915'te new orleans bölgesinde 2. kuşak tarafından yaygınlaştırılan, 1920'lerde popüler olan, orta sınıfın dans müziğü olan kadril (quadrill) ve marş türü müziklerinin hızlı benzetimleriyle beyazların yarattığı new orleans cazını anımsatan, trompet ya da cornet, klarinet, piyano, banjo ve davul gibi çalgılarla birlikte doğaçlamalarla, noktalı ritimli ve senkoplu yorumlanan caz türü. bu tür 1930'larda dixieland revival denilen bir yeniden doğuş da yaşamıştır.
hesabın var mı? giriş yap