• sanırım daha çok dramalarda herşeyin düğümlendiği anda falan ortaya çıkıp herşeyi düzelten elemana verilen isim.
    gökten inen makine tanrı.
  • tanri makinasi.
    genelde sahnenin üzerine tellerle sarkıtılmış kutsal varlıklardır. ama degisen sanat anlayisi ve gunumuz kosullari sebebiyle bir cop kutusunu*, bir zili*, suvarileri*, polisi* ya da bir kucagi* ifade edebilen bir deyime donusmustur.
    bu kelimeleri bir deyim olarak degil de kokeni dolayisiyla antik tiyatroda incelemek insan dogasi hakkinda aydinlatici olabilir. nitekim antik donemdeki hersey insan dogasi hakkinda aydinlaticidir.
    baktiginiz her yerde gorebileceginiz gibi, tragedyalarda; ki klasik tiyatro tamamen tragedyadir, karakterler; ki onlar da gercek hayattan insanlarin karikaturleridir, genellikle kisiliklerindeki zaaflardan, bazen de cevrelerindeki dallamalardan dolayi cozulemez karmasiklikta durumlara duserler.
    bu durumlar herbirimizin hayatinda karsilastigi sorunlardan, bir takim tanri, kral, gelenek, tanri yasalari gibi dogmalarla ayrilirlar. mesela kral yemek yerken gegirdiysen, senin kanindan olan ve fakat nikah dusen birini ay dogarken cizip kaniyla atalarinin topragini sulamak durumunda kalabilirsin. tabi bu kisiyle nikah dustugu icin zaten bu kisiye asik falan olmussundur, cizemezsin, kiyamazsin, zaten hatun da delidir, soylemleriyle, tavriyla vs seni acayip korkutuyodur, hali hazirda 'beni oldurursen apollon dussun pesine, athena avlasin seni cikmaz sokaklarda' gibi lanetler de okumustur. isin sonunda ya sehirden kovulmak (o donemlerde -antik yunan, helenistik- hersey tanidik iliskileri sayesinde isledigi icin, surgun tum fonksiyonlarin durmasina denk gelmektedir) ya kralin ascisi tarafindan katledilmek ya da sevdiginden olmak vardir ki, hatirliyorsaniz bu son secenekte pesinize tanrilar dusecektir. iste bu durumdayken icinde ovguler ve yalakaliklarin bini bir para olan, tabi ki gelmis gecmis butun tanrilar ve krallara yakardiginiz monologlar yapmalisiniz, yalvarmalisiniz, yerlerde yuvarlanmalisiniz. sonra da bencil bir korkak oldugunuz icin tanrilarin bilmediginiz gazabini goze alip surgunu alamadiginizdan, ayrica butun o gururunuza ragmen hickimseye karsi gelmeyi basaramadiginizdan kuzu kuzu sevdicegi oldureceginiz mekana gidersiniz. sikildiniz biliyorum. ama hayat(oyun) bilmiyor. o sirada bir ulak* ucar ve size babaniz ve kizkardeslerinizin birtakim manyaklar tarafindan olduruldugunu haber verir. hah tamam kivama geldiniz. bu noktada sahnenin tepesinden bir duzenek yardimiyla birisi iner. bu kisi gokten geldigi icin ve de kendinden cok emin oldugu icin onun bir tanri oldugunu dusunursunuz. sirf siz degil gozyaslari icinde bicagi bogazina dayadiginiz sevdicek, oldur oldur diye tempo tutan taraftarlar*, midesi hala bulanan kral ve ascisi da oyle zannederler. nitekim tepeden inen, 'ben ululardan ulu bir tanriyim ve burada her ne yapiyorsaniz durmanizi emrediyorum' der. durur hersey. sevdicek ve siz gider babanizdan kalan malikanede miras yer mutlu mutlu yasarsiniz. kral kendine kulaklik alir. asci asiri duygu ve heyecandan patlayarak olur, babanizin ve kizkardesinizin olumune dayanamayan erkek kardesiniz kendini oldurur. oyun biter.
    simdi bu kadar cok konusmamin sebebi sudur ki, bu deus ex machina denen seytan icadi insanlarin icindeki 'bir yerlerden yardim gelecek' inanisinin bu kadar prim yapmasinin sebeplerinden biridir. kaderciligin, du bakalim nolcak bekleyisinin antik tiyatro yazarlari tarafindan kiskivrak belinden yakalanisidir. insanin icindeki kurtarici bekleyisi dogal bir fonksiyon olarak vardir. bu tarz makineler bu fonksiyonu besler, giydirir, sacini tarar, ozenle buyuturler. birakin insanin kendi kendini kurtarmasina olanak vermemeyi, boyle bir fikrin olusmasina bile olanak vermezler. insan basini belaya sokar, tanri kurtarir. kendi kendini kurtarmaya calismak, el yordamiyla cozum aramak sonucsuzdur bu oyunlarda ve hayatta, abesle istigaldir.
    bu duzenegi iceren oyunlar okunurken ve ozellikle seyredilirken yukaridan makinenin indigi anda, verilen bu delirtici mesaja karsi isyanim beni ayaga kaldirmaktadir, cigerlerimi doldurup soyle haykirtmaktadir: yardim yolda degil! tekrar ediyorum. yardim yolda degil!***
  • eski yunan trajedilerinde iyice dallanip budaklanan kontrolden cikan oyunu bir sonuca baglamak icin gokten tanri indiren, kazma yontem
  • machina kismi sundan gelir; antik tiyatroda, tanriyi oynayan aktor, bir duzenek (machina bu oluyor) yardimiyla havada tutulur... ve daha once de dendigi gibi, tanri 'gokten' iner, sorunlari aninda cozer. son.
  • deus ex machina, teknik bir terim olarak sahneye vinçle indirilen tanrı -tanrı rolündeki aktör- anlamına gelir. yunan tiyatrosunda sorunlar olayların kendi iç mantığına uygun biçimde gelişirken, amaçlanan ahlaki sonuç elde edilemeyince sahneye bir tanrı çıkarılır, onun buyruğu ile istenen çözüm sağlanır. giderek tiyatro eserinde kullanılan her çeşit zorlama çözüm aracına, inandırıcı olmayan raslantılara deus ex machina (makinadan çıkan tanrı) adı verilmeye başlanmıştır.*
  • yunan antik tiyatrolarında sergilenen trajedyalarda konu içinden çıkılamaz bir duruma gelip kördüğüm olduğunda, sahnenin yukarısından makina düzeneğiyle bir ‘sorun çözücü’ indirilirmiş. yani ‘deus ex machına’, yani ‘hand of the god’; yani mekanize edilmiş bir tanrı figürü, yukarıdan iple ellerinden kollarından bağlı şekilde indirilir ve çözülmesi bir hayli zor hale gelmiş sorunları, ‘gordion düğümleri’’ni çözermiş..

    senaristlerin binlerce yılda evrimleşegelen insan psikolojisinin kodlarını çok iyi özümsemiş olmasından da anlaşılabileceği üzere birçoklarımız da kendi başımıza başedemediğimiz ya da çözmeye cesaret edemediğimiz problemlerimiz karşısında hep bir ‘external’ müdahaleye ihtiyaç duyarız. birileri gelse de tüm dertler bitse çok iyi olur değil mi?

    gerçekte hayatta birilerinin gelip bizim hayatımıza dair problemleri sihirli değneğiyle çözme ihtimali oldukça düşüktür sayın okur. bir fırtınada en güvenli yerin fırtınanın merkezi olduğunu söyleyen doğa kanunlarının verdiği yetkiye dayanarak, olayların dışında değil, her zaman merkezinde olmak gerek diyorum. korkmamak, üzerine üzerine gitmek, umut etmekten vazgeçmemek; yaşananlara farkında zihinlerin çentiğini atmak gerek..
  • "tanrı büyüktür,herşeyi çözer" klişesinin arkaik açıklaması.
  • tepeden inme çözüm
  • “hikayenin metin yaratıcısının veya senaristin, karmaşıklaşan veya içinden çıkılamaz hale gelen bir konuyu çözme konusunda kontrolü kaybettiği anlamına geliyor. bu tür bir müdahale, aslında senaryonun veya hikayenin ilerleyişini planlayamama veya karakterlerin gelişimini tatmin edici bir şekilde sonuçlandıramama durumlarında kullanılabilir. bu, yaratıcının hikayeyi tekrar kontrol altına almaya çalıştığını ve hikayenin seyrini istediği yöne yönlendirmeye çalıştığını gösterir.”

    gerçek yaşamda bu nasıldır? kaotik ve karmaşık sistemlerde?
    görülen o ki,
    kaosun kördüğüm ettiği çorbayı ancak sisteme verilmiş zoraki bir girdi çözer: yapay bir zorlama. peki bu gerçek bir tesadüf olabilir mi?

    kompleks şeyler adı üzerine öyle girift bir yapıdadırlardır ki sorun ve çözüm iç içe geçmiştir. ancak absürt, alakasız bir tesadüf sarsabilir bunu.
    sistemin dışından ve tesadüfi (bilinçsiz, bir makinenin ürettiği rastgele). gerçek anlamında kullanımıyla makineden oluşan tanrının da dokunuşu böyledir zaten.

    edit:
    ilgilenen olursa araştırdığım konularla ilgili podcast kanalım: https://open.spotify.com/…ow/7qwfe3jcy381rev31nlpci

    ilgilendiğim konular: (bkz: #155087056)
  • yanlış anlaşılmalara mahal verebilecek bir söz öbeği. şöyle ki;

    ismi lazım değil bir sözlükte fink atarkene yakın arkadaşın sözlüğe girmesi gerekir lakin internet, bilgisayar gibi donanımları bulamadığından biricik arkadaşı zminrna' ya telefon açar.

    - en sevdiğim bik bik bik...
    + öff geç bu kısmı. de bakem ne istiyorsun?
    - benim hesaptan sözlüğe girer misin?
    + iyi... şifren ne?
    - deu...
    + ne diyorsun ya anlamıyorum, kodlar mısın?
    - diyarbakır'ın d'si ...
    + yazıyorum. deu sex machina. o-h-a! bu nasıl bir şifre oğlum? tam bir hayvansın ya...
    - neyi var anlamadım?
    + abi cidden bu ne ya... bu hayvanlıkla kampüste kız bırakmazsın. bırak ya, kendi işini kendin hallet...
    - ya anlamadım. noldu?

    edit: deu = dokuz eylül üniversitesi
hesabın var mı? giriş yap