• rüyadaymış gibi içe işleyen tüyleri diken diken eden bir çizgi film.
    bilinçaltından cinsellik ve çaresizlik, aşk ve umut ile çağıran aşk. anılar ve kader..
    nefis.
  • salvador dali ve walt disney ortak yapımı olup, 2003'te tekrar düzenlenen*, harika bir "çizgi film".
    ssm'de gösterilen de bu 2003 yapımıdır.
  • 1945 yılında salvador dali ile disney'in ortak bir proje ile işe koyulup, -rivayete göre- mali sebeplerle suya düşen; sonra 1999'da fantasia 2000'le uğraşılırken tesadüfen gün yüzüne çıkıp 2003'te tamamlanılan sürreel -kısa- çizgi film. yine 2003'te akademi ödülü'ne layık görülmüş.

    filmde "zaman"ın etten kemikten bir forma büründüğü chronos ile fani bir kadının trajik aşkı, birtakım bilinçaltı sembollerle soslanarak "dali stilinde" resmedilmiş.

    kompozitör armando dominguez'in melodileri ve dora luz'un hüzünlü sesiyle filmin melankolik silüeti pekiştirilmiş.

    sanki dali'nin tablo figürleri canlanmış ve hareket etmeye başlamış hissi uyandırıyor bu film. linki de şu
  • londra piccadilly circus civarinda bir meksika restorani. en ust kati bar olan uc katli mekan son derece karakter sahibi dosenmis, yemekler, ortam, servis son derece basarili ki aslinda guacamolenizi hemen yanibasinizdaki bir tezgahta, size ozel ve taptaze yapmalari bile yeter... misir unuyla hazirlanmis kalamar atlanmamasi gereken ana yemek.
  • bu sene, rhode island film festivali'nde "en iyi canlandırma kısa film" ödülünü alan sürrealist kısa film.
  • salvadore dalinin hazirladigi ama yarim kalmis unutulmus bir animasyon.
  • meraklıları için, sabancı üniversitesi sakıp sabancı müzesi'ndeki salvador dali sergisinde izlenebilecek, animasyon. şubat 2010'da dvd olarak satışa sunulması planlanıyormuş.
  • zamanında salvador dali ve walt disneyin birlikte planladıkları bir çizgi film. son hali 2003 yılında tamamlanır.
    walt disney'in bu yapıt hakkında: "gerçek aşkı arayan bir kadın hakkında, basit bir hikaye."
    dali ise:"zaman labirentinde, hayat probleminin büyülü bir görüntüsü." demiştir.
    yine dali'nin her eserinde kullandığı metaforlar göze çarpar: eldeki karıncalar, saatler vs.
    sürrealizmin doruklarındadır. izleyen herkes konudan bağımsız kendi anlamını çıkarabilir bence, sanatın olayı da budur.

    en hoşuma giden bölümü ise: kızımızın aşkı arama macerasında umutsuzluğa düşmüşken ve çırılçıplak kalmış bir vaziyetteyken bir çanın gölgesini görmesi ve onunla iç içe geçip kollarını açarak şu pozu vermesi: http://i.hizliresim.com/yqqyma.jpg o anda değişen müzik, kamera hareketi olayı daha da vurucu hale getirir. bu sahne kızımızın aşkı, sevgiyi dinde aramayı deneyeceğini gösterir. ve din ona örtü olur, üzerinde kıyafet belirir ve şu sahneyi görürüz. http://i.hizliresim.com/8ppoar.jpg peki bu karahindiba metaforu filmin başında nerede kullanılmıştı? hemen şurada:
    http://i.hizliresim.com/dbb1p1.jpg
    http://i.hizliresim.com/m44bmy.jpg
    kızımız yine umutsuzluk içindeydi ve aşkı arayışında bir kadeh görüp ardından o sarhoşluğun verdiği sahte mutluluğunu görmüştük, ve o sarhoşluk karahindiba ile temsil edilmişti. tıpkı kızımızın dine yöneldiğinde kafası yerine bir karahindiba çiçeği olması gibi. son sahnede de bu çiçek, çandan yüzümüze doğru üflenir ve hikaye son bulur:
    http://i.hizliresim.com/errlk9.jpg
  • (bkz: clandestino)
hesabın var mı? giriş yap