• bilmeyenlerin "yozgat'ı sel almış, sorgun'u duman" diye söylediği türkü...

    halbuki türkünün aslı, "yozgat'ı sel almış, soğluğu duman" şeklindedir. soğluk da soğukluk'tan gelir.

    soğluk (soğukluk) yozgat'taki çamlık tepesi üzerinde zirve noktalardan birisidir, her dem dumanlıdır, türküde bu özellik dile getirilmiştir. sorgun ise bir adet yozgat ilçesidir, türküyle alakası yoktur.

    ayrıca, bir garabet de hakan taşıyan'ın da bu türküyü söyleme cür'etinde bulunmasıdır. o da sorgun diye söylemiştir.

    ah, rahmetli nida tüfekçi, sen hayatta olsan bu cahiller kafalarına göre türkü söyleyebilirler miydi?
  • küçük kız: anne hani bir şarkı vardı ya, sen söylüyordun, ödevini yapmak istiyormuş; ama yapmamış, sonra öğretmeni ona kızmış. o da çok üzülmüş. bana onu söylesene yine.
    mjorate: ney ney, nasıl bir şarkıymış bu? hatırlayamadım. sözlerini söylesene bana.
    k: ya hani çok istemiş yapmayı, ama yapamamış ne yapsın?
    m: allah allah neydi ki acaba? hatırlayamadım meleğim (içses: ne biçim anneyim ben? nasıl şarkılar söylemişim bu kıza, neler uydurmuşum yine??).
    k: ama çok güzeldi o.
    m: hatırlayalım bi'tanem. o zaman hep söylerim ben sana, olur mu?

    kızım küçükken her anne gibi, bilumum ninni, şarkı ve türkü söyleyerek uyuturdum onu. bildiğim ninni de dandini dandini dastana'dan öteye gitmediğinden, şarkı ve türküye ağırlık verirdim. bu türkü de kızıma söylediklerimden biriydi. demek söylemeye ara vermişim ki, çocuğumun içine dert olmuş. yukarıdaki konuşmanın üzerinden tam hatırlamıyorum; ama epey bir zaman geçtikten sonra bir gün kendi kendime türküyü mırıldanırken koşa koşa yanıma geldi ve "işte buydu anne, ödevini çok istemiş ama yapmamış. buydu işte. yine bana söyle olur mu?" diyerek, ödevini yapmayanın türküsünü hatırlatmış oldu bana.

    türküler ve şarkılar minik bünyelerde çok farklı etkilere sebep olabiliyorlar. bu türkü de kızımın kafasında hep öyle kaldı.

    bizim için bu türkü, ödevi varmış, çok istiyormuş yapmayı; ama yapmamış türküsüdür.
  • ne zaman yaşamla çelişip, çatışıp bir köşede herşeyi oluruna bıraksa biri, bir üzüntüden yaş dolsa gözlerine aklıma gelen yozgat sürmelisidir. hiçkimse yaşamdan aldığı dersi ezberler gibi çökmez rahlenin başına başka türlü. ağzının ortasına şaplak yenmiştir geriye benzer derslerden uzun bir yol görünmektedir o sebeple ezbere ihtiyaç vardır.
  • ibrahim tatlıses'in katlettiği türkü. mümkünse kendisine daha rahat yalele diyebileceği türküler seçsin, zira böylesine harika bir yozgat türküsüne hiç gitmiyor bu çok sevdiği yalele'leri. orhan hakalmaz'dan dinlenilmesi kulağınız açısından çok daha yararlıdır.
  • bu da yaradan aldığım dersim. söylendikçe sızısı ezberleniyor. ezber edince alışılıyor mu? yara bu kapansa yeri durur.
  • gülşen kutlu dan dinlenmeli.
  • ''yozgat'ı sel almış,sorgun'u duman
    sıtkınan seviyom billahi inan
    ölüp de kabire girdiğim zaman
    ben susuyum kemiklerim söylesin'' diye de bir kıtası olan türkü.
  • bir tür sürmeli çesitlemesi olan türkü
    kaynak: nida tüfekçi
    derleyen: nida tüfekçi
    yöre: yozgat

    dersini almış da ediyor ezber
    sürmeli gözlerin sürmeyi neyler aman
    aman ben yarelendim aman

    bu dert beni iflah etmez del'eyler
    benim dert çekmeye dermanım mı var aman
    ben yarelendim aman

    kaşın çeymellenmiş kirpik üstüne
    havada bulutun ağdığı gibi aman
    aman ben yarelendim aman

    çiğ düşmüş de gül sineler ıslanmış
    yağmurun dallara yağdığı gibi
  • türk halk müziğinin nida tüfekçi derlemelerinden olup trt arşivinin ilk türkülerinden biridir. mızrap tekniği ve tartımları ile sürmeli tavrını trt müfredatına hediye etmiş kapasite eserlerden biridir.
  • final ve vize dönemlerinin aranılan kanıdır.
hesabın var mı? giriş yap