• subjektif bakış açısıyla, yaşamla ilgili her konuda yazılabilen, yazarın süper rahat bi dille yazdığı, genelde bi oturuşta okunabilcek kısalığa sahip fikir yazısı türü. sanki fikirsiz yazı varmış gibi.
  • bugüne dek okuduğum yerli yazarlardan çıkmış en iyi örnekleri gündüz vassaf'ın cehenneme övgüsü ve bülent somay'ın bir şeyler eksik adlı kitapları. bu başlık altında bazı uygulamalı örnekler verilmeye çabalanmış ancak o örnekleri verenler belli ki deneme türünün en meşhuru olan montaigne'in denemeler'ini* okumamışlar. o okunmadıysa yine pek bilindik olan sorgulayan denemeler okunabilir. bir düz yazı formunun şiirsel olması onu edebi yapmaz tam tersine edebi olmaya çalışmak komik duruma düşmek olur genelde ya da toyluktandır. tdk tanımı ise şu şekilde: 'herhangi bir konuda yeni ve kişisel görüşlerle bezenmiş bir anlatım içinde sunulan düz yazı türü'.
  • bazen "dnm" seklinde de yazilan kelime.
  • bir yazarin gelismesinin ilk evrelerinde en onemli rolu oynayan dusun yazisi turu
  • çeşitli düşünceleri biraraya getiren ya da bir konuyu bütün yönleriyle ele aldığını ileri sürmeden işleyen yazı türü, bu türde verilen yapıt.
  • bir turgut uyar şiiri.

    işte geldim gidiyorum
    şen olasın halep şehri
    gelin bütün yıldızları doldurun
    karanlık yalnızlığıma.
    ne ışıldar yanım yörem, ne ışır
    ölürsem yalnız ölürüm
    seversem yalnız severim
    insanlar gelir geçer ömrümden ama
    macera benimdir geçmişlere karışır
    kötümser miyim dersiniz, hayır
    bu gerçek en alası gerçeklerin
    göveren arpaların buğdayların peşine
    senin, benim bütün yaratılmışların
    en ulu ağaçların, en şakrak kuşların
    düzlerde açıp açıp kavrulan çiçeklerin
    aşkımız, meşkimiz tek başına.

    varlık / sayı 390 / ocak 1953
  • devrik cümle kurabilen herkesin yazabileceğini sandığı yazın türüdür. bu tür deneme denemelerini görmek için bloglara başvurabilirsiniz.
    bulabilmeniz için birkaç ipucu da vermek isterim; yazarın yazılarının herbirinde sonsuzluk, karanlık, sonbahar, dünya, ölüm kelimelerinden en az biri mevcuttur, noktalama işaretlerinden üç nokta haricindekiler pek kullanılmaz ve çoğunun başlığı sizi gülmekten yerlerde süründürür.
  • ve yosunlar çöktü yine dibe. dalgalar dindi. hava artık çılgın değil. bağırmıyor bana, kızmıyor sana. doğaya yenilip ölmüş olabilirim. denizin dibinde duruyor cesedim. yosunlarla beraber çökmüş dibe. bakıyorumda tek gözüm yok.. hayata iyi bakamamışım meyersem. ağazım kapalı.. yeterince iyi konuşamamışım. ya da doğru. ya da herkese kazandıracak şekilde. ellerim arkamda.. cansız olmalarına rağmen sımsıkı tutmuşlar birbirlerini. bağlıyım.. hep bir mahkum muydum ben? hic mi kendi yarattığım sağlam zincirleri koparacak gücüm olmadı? yoksa bu sadece bir oyun muydu benim suclu rolü oynadıgım? bacaklarım hareketli sanki.. canım yok bedenimde ama hareket ediyorlar. okadar alışmışlar ki kaçmaya. sevgiden, nefretten, duşmandan ve hatta dosttan.
    kendimi görüyorum yine cansız. gecen gün tekrar gelmiştim buraya. bakıyorumda, çürüyorum yavaş yavaş.. isterdimde olmazdı. şimdi oluyor ya! mutlumuyum? değilim.. kahretsin yine mutsuzluktan çürümeye mahkumum. ama ben sadece bir “ruh” um artık.
    bugun o gun. ilk kez dokundugum. sana, “sen” değilde “kendimden çok” diye baktığım gün. yarı çürümüş bedenimde hala belirgin olan bazı izleri yeni farkettim. dudaklarımda senden kalan öpücüklerin izleri var. arkamda duran ellerim bir cabayla hala seni hissetmeye calışıyor. bacaklarım yine hareketli. ama busefer bir garip, sanki kaçmıyor gibiler. telaşlı değiller. gidioyorlar sanki sana doğru. seninle beraber olmaya. hala farkında değiller sanki yollarındaki tehlikelerden. okadar savunmasız yaptı ki senin sevgin onları. okadar düşünemez ve zavallı kıldı ki senin sevgin. artık masum da değiller. gidiyorlar herşeyi göze almış gidiyorlar alamayacakları son öpücük için..
    günesş vurdu bugün cansız bedenime. ben onu izlerken sakin. dokundu geçti. sanki bir hareket oldu bedenimde bir an. güneşmiydi hareket ettiren onu? sen olabilir misin?
    bacağımın teki vahşice koparılmış cansız bedenimin. bahsetmiştim halbuki ona, yolundaki tehlikerin farkında değil diye. ama sevgisi. tek gözü olmasa da, bacağının teki parçalanmış olsa da, çüryüp yok oluyor dahi olsa, yine de kalbi yerinde değil mi? o duyguları, o dokunuşları bedenim hissetti değil mi bir zaman? alıştı değil mi hissettikce? şimdi onsuz yapamıyor. yaralanıyor, tükeniyor ve çürüyor.. yok olacak yakında..
    birkaçgün bakamadım cansız bedenime. dalgalar yine vahşileşmiş, kumlar dipten yükselip, su yuzeyine yakınlashmış. güneş yoktu! gidip bakmaya cesaret edemedim. okadar cesur degildim galiba.
    artık yok cansız bedenim. hiçbiryerde yok. denizin üstü sarı bir örtü ile kaplanmış. mevsim sonbahar.. bulutların arasından sızan az güneş ışığı bile denize bakmamı engelliyor. ama ne onemi var ki artık. yokum ben orada!. bedenim yok.. kimlere yem? kimlere fayda. zehirlenmesinlerde!

    töre öztok
  • "yanılma"nın sıkı dostu.
  • türkçedeki ilk ve en güzel örnekleri nurullah ataç tarafından yazılmıştır.
hesabın var mı? giriş yap