• anası tek başına söyledi:
    "ölüm o kadar güç değildir. unutulmak yamandır."

    babası fısıldadı:
    "asıl ölüm unutulmaktır."

    amcası ilave etti:
    "unutmak da ölmektir.

    isa beğ devam etti:
    "hayat birkaç hatıradır."

    bala hatun bitirdi:
    "hayat ölümün başlangıcıdır."

    çakır farkına varmaksızın elindeki kur'an'ı açmıştı. o zaman beş hayalet birden tekrarladı:
    "insan anıldıkça yaşıyor demektir."

    sayfa 43
  • "biz insanları dinlerine göre değil, milletine göre ayırırız"

    (bkz: hüseyin nihal atsız)

    tarihe güzel bir taraftan bakan, tek solukta bitirilebilecek bir eserdir.
  • nihal atsız'ın tarihi bir dekor altında vuslatsız aşkı işlediği ve kahramanının bilinmez bir karanlığa gömüldüğü romanıdır. hemen her romanında olduğu gibi romanın kahramanı deli kurt da sevgilisinden ve vatanından mahrum kalır. maşuk hanlığın, vatanın ete kemiğe bürünmüş halidir. ve deli kurt sevgiliden de, vatan da aynı anda mahrum kalır. kahramanı yunan trajedilerinde görülen bir son bekler.
  • 3 gecede bitirdiğim harikulade bir hüseyin nihal atsız eseri. olay örgüsü ve işlenişi; tarihi ve yan karakterler, savaşlar, aşklar... akıcı bir dille yazılmış ve okurken sayfalar alıp sizi götürüyor. özellikle tarihi roman sevenlere mutlaka tavsiye ederim.
  • grup gökçen'in güzel bir şarkısıdır.

    http://www.youtube.com/watch?v=7bgxt4sevte
  • hep söylüyorum; atsız solcu, komünist ya da kürtçü olsaydı pulitzer verirlerdi.

    kıyaslamak gibi olmasın ama "ince memed" diye tutturdugunuz sonu gelmeyen çocuk romanına duzdugunuz metiyeleri neden bu esere layık görmüyorsunuz?

    bir yiğitlik, ulu bir kahramanlık destanıdır ulu kurt.

    bağrında nice çakırlar, evrenler, sati analar barındıran ulu türk tarihine selam olsun.
  • "hepimiz, kaderimizin götürdüğü yoldan, kendi sonumuza doğru gideceğiz..."
  • bittiğinde insanın bünyesinde derin çöküntüler bırakan, yaşama dair güzel duyguları örseleyen, ulen hayat sen harbiden kötüsün dedirten bir hüseyin nihal atsız romanı.

    bu romanı okuyan insan taş kalpli olsa duygulanır, gözleri dolar.... (bkz: olmasaydı sonumuz böyle)
  • (bkz: piç ilyas)
  • hüseyin nihal atsız ismine önyargıyla bakmama rağmen alıp okuduğum ilk kitabı oldu. bozkurtların ölümü'nü de almıştım, bir ara onu da okuyacağım. deli kurt'a dönecek olursak, başlangıçta sahip olduğum önyargıya rağmen hayal kırıklığına uğratmadı. çok muhteşem bir roman diyemem ama kötü demek de yazara ayıp olur.

    kitapta yer alan düşmanlardan biri rumlar, diğer ise macarlar. rumları küçümseyen ve alay eden pek çok kısım varken, sırf hun soyundan geliyorlar diye macarları öve öve bitiremiyor yazar.

    --- spoiler ---

    ''doğrusu, kaçan rum'a yetişmeye imkan yoktu. bu onlara tanrı vergisiydi.''

    ''şu ömür dediğin şey savaştan kaçan rum atlısı gibi ne çabuk yol alıyor!''

    '' ''gökçen! oba beğinin oğlu seni çok seviyor!'' dedi. bunu ''ben seni çok seviyorum'' diyemediği için söylemişti.''

    ''birden murad beğ durdu. macar ölülerini göstererek: ''şunlara bak azap beğ!'' dedi. ''aralarında bir tane yaşlı, ak sakallı kişi yok. bu, nice iştir?''
    azap beğ, tarihin unutamayacağı cevabı verdi: ''içlerinde bir tane ak sakallı bulunsaydı bu hale düşmezlerdi!''
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap