• kim ne derse desin, sözcükler ve düşünceler dünyayı değiştirebilir.

    (bkz: ölü ozanlar derneği)
  • sorduğunuz zaman bir çok insan hayatında değişim ister. özellikle yaklaştığımız yılbaşı gibi dönemlerde insanın kendi hayatını sorgulaması ve bir takım değişimlere niyetlenmesi normaldir. ancak gene bir çok insan değişimden korkar ve çekinir. bu sebeple değişim planlarının çoğu lafta ve sözde kalır. bugün sizlerle yeni bir yıla girmemizden hemen önce hayatınızda olumlu değişimler üretebilecek 7 adet tavsiye paylaşacağım. bu tavsiyelerimin hepsi de psikoloji ve algı yönetimi prensiplerine dayandığı için bir kaçını bile yerine getirebilirseniz hayatınızda önemli değişimlere yol açabilecektir.

    1) tam olarak hayatınızda neyi değiştirmek istediğinizi belirleyin ve iyice anlayın. okçu görmediği hedefi vuramaz. hayatımı değiştirmek istiyorum lafının çok önemi yoktur. hayatınızda neleri değiştirmek istediğinizi tam olarak belirlemeniz lazımdır. önce “neden değişim istiyorum ?” sorusunun cevabını bulun. sizi siz yapan değerleriniz nelerdir ve sizin için hayatta gerçekten neler önemlidir bunları iyice anlayın. çünkü ancak hedefleriniz değerlerinizle uyum içindeyse o hedeflere ulaşma şansınız vardır.

    2) olumsuz düşüncelerin hayatınızdaki etkisini azaltın. bunu söylemek kolaydır ama yapmak zordur ancak şunu bilin ki patlamış bir kanalizasyonun üzerine kurulmuş bir evin içi mis gibi kokularla dolu olmaz. çevreniz ve etrafınız birbirinden olumsuz durum ve insanlarla doluysa ve üstelik sizin de iki lafınızdan biri olumsuz sözlerden oluşuyorsa hayatınızın çok olumlu ve neşe dolu olmasını beklemeyin. bu durumdan kurtulmak için "tamam bundan sonra çok olumlu bir insan olacağım" kararını vermeniz de yetmez. bu kararınızı eylemlerle desteklemeniz gerekir. bir kere hayatınızdaki her şey için şükür etmesini öğrenin çünkü şükretmeyen ve sürekli her şeyden şikayet eden bir insanın mutlu olması zordur. bol bol gülün ve özellikle de kendinize gülmeyi öğrenin. her şeyi ama özellikle kendinizi çok ciddiye almak mutsuzluğun formülüdür. sürekli kendinizle ilgilenmeyin biraz da etrafınıza yardımcı olmaya çalışın. düşünce biçiminizi değiştirin ve her gördüğünüz gülde diken aramaktan vazgeçin. etrafınızı olumlu ve neşeli insanlarla doldurun. sürekli ağlayan, şikâyet eden ve karamsar insanlara yol verin hayatınızdan çekip gitsinler. hayatınızdaki sorunlara şikayetçi bir tavırla değil olumlu ve çözüm odaklı bir şekilde yaklaşın. bir de ne olur artık sürekli mazlum ve kurban rolü oynamaktan vazgeçin ve hayatınızın sorumluluğunu üstünüze alın. sorunlarınız için başkalarını suçlayıp durarak hiç bir yere varamazsınız.

    3) spor yapın ve hareket edin. bir çok fiziksel ve psikolojik sorununuzun ana kaynağı yeterince hareket etmemektir. hayatınızda daha aktif olmaya başladığınız anda otomatik olarak daha olumlu ve canlı bir insan olacaksınız. bu konuda yapılmış binlerce bilimsel araştırmanın hepsinin de ana fikri şudur. "patates gibi oturmaktan vazgeç ve nasıl olursa olsun hareket et." hangi sporu yapacağınız size kalmış ama düzenli spor yaptığınız zaman stres seviyeniz düşecek ve beyninizdeki mutluluk hormonları artacak. bu artık iki artı iki dört eder derecesinde bilimsel olarak kanıtlandı.

    4) duyarlı ve faydalı bir insan olun. diğer insanlara yaptığınız iyi ve faydalı eylemler sizin zaman içinde daha mutlu ve olumlu bir insan olmanıza sebep olacaktır. bunların çok büyük şeyler olmasına gerek yok. bir arkadaşınıza çay ısmarlayın, bir iş için gittiğiniz yerdeki görevlilere gülümseyin, uzun zamandır görmediğiniz bir akrabanızı ziyaret edin. kısacası etrafınıza ne kadar olumlu katkıda bulunursanız alacağınız olumlu geri dönüşler de o kadar faydalı olacaktır. kaba saba, sadece kendi çıkarını düşünen bir insanın hayatında olumlu bir değişim üretmeye enerjisi olmaz. kısa vadede bir şeyler başarıyor gözükür ama uzun vadede motoru durmuş bir uçak gibi tepe üstü yere çakılır.

    5) aile ve arkadaşlarınıza önem verin. zor ve stresli zamanlarda etrafında destekleyici bir aile ve dost çevresi olan insanların psikolojik dirençleri çok daha fazla olur. çünkü aileniz ve arkadaşlarınız sizin kendinizi değerli hissetmenizi sağlarlar ve bu duygu başka alanlarda yaşadığınız zor zamanları aşmanızda size büyük destek verir. benim diğer insanlara ihtiyacım yok tavrına sahip bir insanın, hayatın fırtınalı denizlerinde gemisini uzun süre yüzdürmesi mümkün değildir.

    6) hayatınızda gereksiz ve size yük olan her şeyi atın. temel değerlerinizi belirledikten sonra bunlara uymayan ve sizi olumsuz etkileyen her şeyi ve herkesi hayatınızdan çıkarmaya çalışın. basitleşin ve sadeleşin. dikkatinizi dağıtan ve enerjinizi emen ne kadar fazla şeyi hayatınızdan çıkarabilirseniz hedeflerinize o kadar daha iyi odaklanabilirsiniz. eğer hedefiniz bir dağın zirvesine çıkmaksa önce sırtınızdaki çantanın içinde size ağırlık yapan ve ihtiyacınız olmayan her şeyi çıkarıp atmanız lazımdır ki o zirveye ulaşabilesiniz. bunu yapmazsanız kısa zamanda nefesiniz kesilir ve dağın tepesine çıkan yolların birinde yere yığılıp kalırsınız.

    7) kendinize çok büyük hedefler koyduktan sonra bir anda oralara ulaşmaya çalışmayın. yürümeyi nasıl öğrendiniz hatırlayın. önce süründünüz, sonra emeklediniz sonra da düşüp kalkarak ayakta durmaya çalıştınız. doğar doğmaz hemen kalkıp koşmaya başlamadınız. okumayı nasıl öğrendiniz bir düşünün. önce harfleri, sonra heceleri sonra da kelimeleri okumayı söktünüz.bunun arkasından cümleler ve paragraflar geldi. ilkokula başlar başlamaz önünüze iki yüz sayfalık bir roman çekip okumaya girişmediniz. aynı şekilde hedeflerinize doğru küçük adımlarla ilerleyin. bir çok insanın hedeflerine ulaşamaması ve yarı yolda vazgeçmelerinin sebebi önce emeklemeden hemen koşmaya çalışmalarıdır.

    herkese son derece mutlu,sağlıklı ve güzel bir 2018 yılı dilerim. umarım 2018 yılı kendinize yeni hedefler koyduğunuz ve onlara doğru ilerlediğiniz harika bir yıl olur.
  • "değişimin sırrı, tüm enerjinizi eskiyle savaşmaya değil, yeniyi inşa etmeye odaklamaktır.''
    sokrates
  • her gün, çoğu zaman farkında olmadan bireysel olarak içimizde yaşadığımız şey. bu mikro evrimimiz. hücrelerimiz yenileniyor, vücudumuz dönüşüyor, her geçen gün algılarımızı, bakış açılarımızı, hatta inançlarımızı değiştiren yeni bilgilerle kalıcı olarak bütünleştiriyoruz.

    değişme nedeni, değişmeme nedeninden daha önemli olduğunda değişim zaten kaçınılmaz ve daha kolaydır...
  • değişim ne zaman başlar ?
    carl gustav jung çok güzel ifade etmiş:

    “hayatta en acıklı şey, bir insanın problemin kendinden kaynaklandığını görememesidir.”

    buna sebep ne olur bilemem ama insanın kendini objektif bir şekilde tüm ayrıntılarıyla gördüğü an değişim başlar....
  • iyi ki değişim var.
    iyi ki geceler gündüze gündüzler geceye değişiyor. iyi ki pasparlak bedenler pörsüyor. iyi ki hasta olanlar iyileşiyor. iyi ki otobüsler bir yerden bir yere gidiyor. iyi ki ayakkabılar küçülüyor. iyi ki saçlar dökülüyor. iyi ki yağmur yağınca salyangozlar sakladıkları yerlerden hiç öyle bir şey yapmamışlar gibi çıkıyor. iyi ki dükkanlar kapanıyor. iyi ki fotoğraflar yangınlarda yanabiliyor. iyi ki trafik ışıkları sarıdan yeşile dönüyor. iyi ki yıldızlar sönebiliyor. iyi ki çorapların tekleri kimbilir nereye kayboluyor. iyi ki domates fideleri kendi ağırlıklarından eğiliyor. iyi ki her cenaze sonrası "aslında bunlara hiç değmez" lafları göz açıp kapanıncaya unutuluyor. iyi ki neşeli düğünler sonrası çiftler gerdeğe girebiliyor. iyi ki alışveriş poşetleri çöp torbası olarak kullanılıyor. iyi ki gençler ışık hızına yakın hızlarda mesaj yazıyor. iyi ki motorlu kuryeler taskları yarım giyiyor. iyi ki halıları güveler yiyor. iyi ki gömlek dosyalar kırışıyor. iyi ki mezarların üzerini yeşiller bürüyor.
    iyi ki hiçbir şey olduğu gibi kalmıyor da hep olduğundan başkaya döne döne oluyor.
  • başlaması için ileri düzeyde pişmanlık gerektirir.
  • "kendi haline bırakılması gerektiğini düşündüğüm bu seyirci değişecekse, herkes gibi birden ya da ağır ağır, sokakta kulağına çalınan bir cümleyle, bir aşkla, bir kitapla, bir karşılaşmayla, ama tek başına değişecektir. değişimle teke tek bir karşılaşmadan sonra."
    (marguerite duras, les yeux verts (yeşil gözler), metis, 1990, s. 23)

    çağrışım için (bkz: bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti)
  • zordur, sancılıdır; göze alabilenler gözümde değerli insanlardır.

    kartallar 40 yaşına geldiklerinde zor bir kararla karşı karşıya kalırlar. pençeleri sertleştiğinden esnekliğini yitirmiştir ve bu da avladığı hayvanları kavramasına engel teşkil etmektedir. artık eskisi gibi büyük avların peşinden gidemez olmuştur. gagası uzamış ve göğsüne doğru kıvrılmıştır. tüyleri de kartlaştığından uçması da zorlaştırmıştır.

    göklerinin hakiminin önünde 2 seçenek bulunmaktadır. ya bu durumu kabullenecek ve yaşayabildiği kadar yaşayacaktır ya da oldukça zahmetli olan yeniden doğuşunu başlatacaktır.
    bir dağın tepesine yeni ve geçici yuvasına uçar. önce gagasını sert kayalara vurarak gagasını yerinden söker ve yeniden çıkmasını bekler.

    gagası çıktıktan sonra bu yeni ve güçlü gagası ile pençelerini söker ve yerine gelen pençelerle bu defa kartlaşmış tüylerini yolar.

    150 gün sonra 20 yıl veya daha fazla yaşamasını sağlayan bu yeni doğuşun ardından gerçekleşen değişimle beraber tekrar gökyüzüne doğru yola koyulur.
    kartalın bu müthiş zorlu mücadelesi ve ardından gelen müthiş değişim insanlara da bir mesaj veriyor sanki.

    değişimi istemek, inanmak ve çabalamak...

    kendi hayatımızda da değişim böyle gerçekleşir.

    çeşitli sebeplerden dolayı bazen hayatımızda bir şeyleri değiştirmek istesek de yapamayız ya da yapamayacağımızı sanırız.

    zorlu bir süreci göze alırsak yılmazsak , hayatımızın geri kalanını büyük olasılıkla daha mutlu yaşarız.
  • hani insan bir seylerin yaklasmakta oldugunu, bir seyler olacagini hisseder ya, hani bir seylerin degisecegini ve eskisinden farkli olacagini hissedersiniz ya, bilmem hisseder misiniz, ben oyle hissediyorum arada. arada dediysem, epey arada. sanki yine bir seyler degisiyor icimde. sanki bir surece girdim de bir suru duygu hucum edercesine yuregime dolusuyor. bazi duygular azaldigi icin otekilerin gorunurlugu artmistir belki.

    icinden bir suru rengin ve bicimin akmakta oldugu tuhaf bir irmagin icinde gibiyim. cizerek anlatsam daha iyi olacak. buna yakin bir seyler iste. aklimda bir suru dusunce ve bir suru fikir ile yuregimde bir suru duygu, ne yapacagimi bilemez haldeyim. onceleri boylesi bir degisimi hissettigimde korkar ve ne yapacagimi bilemez halde kendi icime donerdim. simdi kendimin daha fazla farkinda olarak izliyor, dinliyor ve bekliyorum. insanin kendi degisimine tanik olmasi da tuhaf bir his dogrusu.

    aslinda yazacak bir suru seyim vardi; ama arada gidip resim cizince elimde hic sozcuk kalmadi. resim oldu sozcuklerim. olsun, boylesi de guzel.
hesabın var mı? giriş yap