• başhekim: bakın abicim, sizin klinik sürekli zarar ediyor, dönerinizi kesecem artık.
    ürolog: nasıl oluyor o? bakalım bir...
    faturalara bakılır. prostat ameliyatı için sgk bir fiyat belirlemiştir. prostat ameliyatı için hastaya ne yapılırsa yapılmış olsun bin bilmemkaç lira sabit fiyat ödemektedir. hastanın faturası üçbinbilmemkaç lira çıkmıştır. böyle birkaç tane hasta olunca üroloji kliniği zarar etmiştir.
    ü: e tamam, hasta genç ise bir sorunu yoksa, iki günde taburcu edilmişse, o faturadan hastane kar ediyor. 80 yaşında, diyabet ve kalp hastası ise, ameliyattan önce bir sürü tahlil yapılmış konsültasyon istenmiş. ameliyattan sonra da sorunu çıkıp hemen taburcu edilmemişse faturası kabarıyor. faturası kabarabilecek sorunlu olabilecek hastayı ameliyat etmeyeyim mi?
    b: valla ben bilmem, sen bilirsin. zarar etmeye devam ederseniz dönerinize yansıtırım.
    ü: peki, anladım ben onu...
  • -(çocuk hematoloji uzmanı) bir çocuk var, çocuk nefrolojide yatıyor. jüvenil romatoid artrite benziyor. benden konsültasyon istediler, semptomları çok benzediği için lösemi ile karışabilir diye.
    +ee, sen ne yaptın.
    -muayene ettim tahlillerine baktım, bence çocuk jra ama kemik iliği yapmak lazım diye yazdım konsültasyona.
    +neden?
    -ya, eskiden olsa periferik yaymaya bakıp lösemi değil diye yazıp imzalardım. ama şimdi işler değişti.
    +??
    -valla kendimi korumam lazım. ikide bir olmadık konulardan soruşturma geliyor. bundan sonra kemik iliğini görmeden lösemi değil demeyeceğim.
    +ne diyeyim, haklısın...
  • defansif tıbbın sakıncaları şunlar olabilir:
    - gereğinden fazla tahlil, tetkik, film istemek. hastane faturasının kabarması.
    - hastayı tedavi edebilecekken bakşa bir kuruma göndermek. hastanın sağlık kuruluşları arasında gereksiz dolaşması.
    - hastanın tanı ve tedavisinde gecikmeler yaşanması, bazen hiç yapılamaması. doktorun gerekli müdahaleyi yapmaya cesaret edememesi.
  • en yaygın uygulaması bu benim başıma bela olacak, dehleyeyim gitsin de belasını başka yerde bulsun diyerek hastayı daha yüksek bir hastaneye sevk etmektir ki benzer bir kesin etki gösteren çözüm henüz bulunamamıştır. hasta yakınına telaşlı ve ilgili bir biçimde "abiciğim bizim alet edavat, laboratuvar, görüntüleme vs. yetersiz siz acele üniversite'ye götürün bu hastayı mazallah bir şey olmasın" şeklinde uygulanır. şimdi onlar düşünsün.
  • toplumun el birliğiyle desteklediği durum! defansif tıp giderek güçlenecek ve bu durum herkesin aleyhine olacak..sözlük gibi eli kalem tutan insanların bulunduğu bir ortamda bile bu kadar üst düzey doktor düşmanlığı, doktora şiddetin olağan sayılması durumu varsa olması gerekendir belki de! defansif tıp zamanla büyük zincir hastanelerde ofansif tıp olarak yerini alacak. 'zaten şimdi de...' filan gibi cümleler kurmayın hiç. bunlar iyi günlerimiz!
  • hastanın ağzına eden tıp çeşidi. malpraktis yasaları sağolsun türkiye'de de artık uygulanmaya başlanmıştır. ancak hastaneler iflasın eşiğine yaklaşınca halka da yüksek bir hastane faturası olarak yansıyacaktır.
  • çoğu zaman yanlış anlaşılan tıbbi uygulama yöntemi.

    defansif tıp yaklaşımını bir örnekle anlatayım;
    -hasta ayağında ağrı ile gelir, yara vardır hafif krepitasyon alınır. belirsiz travma öyküsü vardır.
    normal bir sistemde doktor hikayeyi birleştirir travmaya bağlı yaralanma ve kemikte kırık krepitasyon da kırığa bağlı alınıyor basit bir röntgen çekilir ayak alçılanır hasta yollanır.

    ama eğer doktorun halka meze edildiği hakkının savunulmadığı bir
    ülkede yaşıyorsanız, doktor yüklü tazminatlar, hapis ve hasta şiddetinden kaçınmak için %0.1'lik ihtimali bile değerlendirir.
    kırık kemiğe metastaz sebebiyle mi oldu diye kanser arar, patolojik kırıktan şüphelenir bir sürü kan tahlili ister, kemik yoğunluğu ölçtürür bunlarla da yetinmez krepitasyon gazlı gangren sebebiyle mi oldu antibiyotik başlamazsam suç diye düşünüp antibiyotik başlar, kan kültürü yara kültürü alır, kültür çıkana kadar da hastanede yatırır(2-3 gün en az).

    tüm bunları boşuna mı yapar, asla. 1000 hastaya yapılır 999'undan bir şey çıkmaz. 1 tanesinden çıkar işte o zaman doktorun hayatı kurtulur.

    doktorluk riskli işine gelmiyorsa doktor olma diyen andavallar var. doktora gitmek, ameliyat olmak da riskli iş, işine gelmiyorsa gitme/olma zorlayan yok. örneğin apandisit oldun riskli mi evet, ameliyat olursan riskli mi evet o da riskli. doktorun tek görevi riski azaltmak, yok ben 0 risk istiyorum diyorsan bunun yeri doktor değil.

    özetle: belki dünyanın en sağlık çalışanlarına sahibiz, başka hiçbir ülkere bulamayacağınız kadar tecrübeliler ve bunu pandemi sürecindeki başarılarıyla da herkese gösterdiler.

    eğer size sağlık sisteminde bir şeyler ters geliyorsa bunun sebebi %99 doktor değil, liyakatsiz yöneticiler, iş bilmez siyasetçiler ve özel hastane sahibi bakanlardır.
  • pozitif olanı hastada finansal açıdan zarar oluşturur ama asıl önemli olan negatif olanıdır ki onun zararı paradan çok daha fazla olacaktır...
  • (bkz: malpraktis adı altında açılan davalar) (bkz: tck 83)
    yüksek maliyet, hekimin performansına olumsuz etki, hastayı gereksiz tahlillere boğma gibi durumlara neden olur.
  • çoğu hekimin tercihi olmaya başlamıştır. doktorların kafasına kaldırım taşı atanların, doktorları rehin alanların, öldürenlerin, tehditler savunanların ve bu şiddeti "ama"larla meşrulaştırmaya çalışanların kaçınılmaz sonucudur.
hesabın var mı? giriş yap