• piston'u aşağı indirmiştir.
  • attığı smacı ara ara tekrar açıp izlerken dikkatimi çekti. smaç sırasında yere ceset gibi düşen brandon knight'a, smaçtan sonra jose calderon'un "ananı sikim öldü galiba" bakışı da ayrı efsanedir.
  • bir öyle bir böyle derken birinci nba emoji savaşına sebebiyet vermiş kararsız uzun.

    http://bleacherreport.com/…re-jordan-from-mavericks
  • "anlık bir saçmalamada kalmıştır" diyerekten aklanamayacak bir hareket yapmıştır.

    aklıma lise günlerimi getirdi.
    o zamanlar gencim, ateş gibiyim. bir görseniz şimdiki 100 kilo halimden eser yok, okul takımının kaptanıyım, bu boyla smaçlar filan acayip bir şeyim. ama gelin görün ki top görse bomba sanıp okulun temeline yerleştirecek adamlarla aynı sınıftayım ve bu elemanlarla katıldığım sınıflararası bir basketbol turnuvası var okulda. bu gençlere rağmen bir şekilde takımı sırtlamış götürüyorum.

    hüseyin var bizim sınıfta. boyu 3 metre filan, yağız bir tekkeköy delikanlısı. basketboldan pek anlamaz, ama steps filan da yapmaz, pota altında aldığı topu bir şekilde çemberin içine sokmayı başarır. diğer üçüncü eleman zaten fasulyeden, sadece sıkışınca topu ona veriyorum, o da topu yere bile vurmadan geri veriyor bana. bir görseniz, tam bir point gard. durduğu noktadan hiç ayrılmıyor maç boyunca. çünkü oradan ayrılırken topu yere vurması gerektiğini bilmiyor.

    neyse gelelim hüseyin’e. basketboldan pek anlamaz ama inanılmaz saygılı bu oyuna hüseyin. maç esnasında eşofman spor ayakkabı filan giymediği gibi ceketini bile çıkarmıyor ve hatta ceketinin önünü bile ilikliyordu maçlar esnasında. adam bildiğin ceketle maça çıkıyordu evet. müthiş bir saygı. respect.

    neyse maçın son hücumuna geldi sıra, son topta topu potaya salladım top panya ve çember arasındaki o boşluğa tuğla gibi “donk” diye oturdu ve hüseyin’in kucağına düştü. hüseyin topun kendisinde olduğunu top kucağına düşünce anladı çünkü hüseyin o esnada saha (saha dediğim de bildiğin okul bahçesi) kenarındaki arkadaşından bi dal malbuş istiyordu. tam üçlük çizgisinin gerisinden “hüseyin topu pota at” diye bağırırken adam bir bana, bir malbuş istediği çocuğa bir de süre tutan hakeme (o da öğrenci) bakıp bakıp sırıtıyordu. ve sonuç olarak o topu çembere atmadı hüseyin, atamadı. çünkü beklemiyordu o topu hiç, malbuş bekliyordu o.

    deandre jordan’ın bu hareketinde seni gördüm hüseyin, senin amına koyim hüseyin ama yine çok kızamıyorum sana. çünkü senin asli görevin o topu potaya atmak değil, matematikten 70-80 filan almak. ama deandre jordan’ın asli görevi o topu potaya sokmak kardeşim. o, o topu potaya sokmak zorunda böyle bir pozisyonda. saçma sapan argümanlarla savunmasın kimse o yüzden deandre jordan’ı.
  • vurduğu smaçtan sonra o gazı almışken, kenarda çırpınan veletleri degajla steples center dışına göndermemesi veletlerin şansıdır. iki rekat şükür namazı kılsın ön sıra çocukları.
  • blake griffin hawai'den, chris paul karayiplerden, jj reddick austin'den kalkıp gelmiş. doc rivers ile birlikte deandre jordan'ın evinde kamp kurmuşlar. saat 00:01'e kadar yani resmi imzaların atılmasına izin verilinceye kadar çıkmayacaklarmış. bu sırada marc cuban da deandre'nin menejerleriyle birlikte houston'a gelmiş. twitter'dan aksiyon filmi gibi izliyoruz şerefsizim.
  • allah'ın sevgili kulu bir şahıs. uzun boylu, kalıplı ve atletik. bunun dışında hiç bir yeteneği, geliştirdiği özelliği yok. (orta mesafe, serbest atış, asist vb) günümüz uzun yokluğu çeken nba'inde adam süperstar muamelesi görüyor, 20 küsür milyon $ kontrat alıyor.
    (bkz: insan gerçekten hayret ediyor)
  • clippers'da, hücumda kendisine yeteri kadar ağırlık verilmediğinden şikayet edip, yeteneklerini başka bir yere taşımak isteyen oyuncu. halbuki nba'in kafa yapıcı maddelere karşı oldukça hassas olduğunu biliyoruz. deandre jordan gözden kaçtıysa demek ki.
  • muhtemelen mark cuban'ın kendisine hitaben söylediği "senin shaq'dan bir eksiğin yok" sözünden sonra korkup dallas'dan kaçan basketbolcu.

    "abi bunlar burada tiner çekiyor" deyip, eski takımını yardıma çağırmış olmalı.

    yalnız milyar dolarlık bahislerin oynandığı bir spor dalında, bu yaptığının mutlaka bir yaptırımı olmalı.
hesabın var mı? giriş yap