dayanamamak

• insanın bazen nasıl başa çıktığını kendi kendine bile anlamadığı durum. artık dayanamıyorum dediğiniz, yok olmayı düşündüğünüz noktadan haftalar sonra bir bakmışsınız hala dışarıdan normal görünebiliyorsunuz.
  
  ama belki de, en korkuncu, yavaş yavaş deliriyorsunuzdur ve kimse farketmiyordur...
  
  belirsizliğe dayanamamak en tuhaf hallerinden biri bu durumun. o belirsizliğin bitmesini beklerken insan bazen umutlanır, hala umudu olduğunu düşünür, bazen de umutsuzca daha ne kadar bekleyebileceğini hesap etmeye çalışır. ve kimse farketmeden delirmekten korkar.
• eksi sozluk de caylakken tırmalamak. oy yok. kontrol merkezı yok. bıttım ben.
• sabırsız kişilerin "neden yaptın" sorusunun ardına sığındığı bahane fiili.
• ne alaka oraya inmiş bilemedim ama tam da midenizde acıyan bir kalp; boğazınızda bir yumru ile sizin, gerçeğiniz olur bu..
  çok basit, adice bile, ama geçer..
• soz konusu ayrilik ise, telefonu ele alip onu^* aramak...
  soz konusu rejim ise, buz dolabinin onune cokerek yemek yemek...
  soz konusu yorgunluk ise, surekli ayakta durarak yaslanacak bir yer^* bulamamak...
• diye birsey malesef yoktur , her turlu dayanirsin, ama sonunda sen sen degilsindir artik, degistigin icin hayatta kalirsin , dayanamam sandigin sey sen aci cekerken seni eze eze degistiren seydir aslinda. keske dayanamamak mumkun olsa . yavsak bir canli turu olan insan her turlu duruma ayak uydurarak varligni surdurur.
  ayrica ankara mamak ta diana isimli dunyalar tatlisi emekli bir prensesin islettigi kafe ve pastanenin adinin okunusudur.
  
  (bkz: diana mamak)
• motif'in büyüklügünün engel'in büyüklügünü asmasi sonucu olan sey.
  1) motif cok büyümüs olabilir..(kendiliginden)
  2) engel cok küçülmüs olabilir..(üzerinde düsünülmemesinden)
• bahsedileni sevmeme^*, rahatsız olma^*, o şeyi görmeye katlan(a)mama^**.
• (bkz: birazdan kufredecegim onayliyor musunuz)
• (bkz: sana dayanamıyorum)