• son 10 yılın en onemlı fılmlerınden bırısıdır kendısı. bıcım olarak buyuleyıcı olmasının yanısıra uzakdogu kulturunun kabusu otorıteye boyun egme ve bas kaldirma uzerine benzersiz bir yapimdir. filmin acilis ve kapanisinda anlatilan iki ufak oyku ozellikle de kapanistaki oyku filmin meselesine gercekten kulak kabarttıysanız sızı aglatabılır bıle.

    one late autumn night, the disciple awoke crying. so the master asked the disciple, “did you have a nightmare?"
    "no."
    "did you have a sad dream?"
    "no," said the disciple. "i had a sweet dream."
    "then why are you crying so sadly?"
    the disciple wiped his tears away and quietly answered, "because the dream i had never can come true."

    bir bahar gecesi genc bir budist rahip aglayarak uyanir. genc rahibin ustasi sorar "kabus mu gordun ?"
    "hayır"
    "uzuntu verıcı bır ruya mıydı?"
    "hayır" der genc rahip "guzel bir ruyaydı gordugum".
    "pekı neden boyle aglıyorsun ?"
    genc rahıp goz yaslarını sıler ve sessızce cevapler, "cunku gordugum ruya asla gercek olamaz"
  • soundtrackinde bulunan yuhki kuromotonun romanceını, piyanoyu ve kemanı, aylardır sıkılmadan dinlediğim film..
  • birçok filmden esinlenmiş gibi görünen berbat olarak nitelenemeyecek ji-woon kim filmi. film evreninize göre değişebilecek farklı alıntıları hissetmek mümkün. oldboy'dan, carlito's way'a kadar gidebilirsiniz mesela. ancak bunun hissedilmesinin yanı sıra çok kötü olduğunu söylemekte filme büyük haksızlık edecektir.

    filmle ilgili dikkat çekici birkaç ayrıntı daha eklemek gerekirse;

    --- spoiler ---

    esas oğlanın elleri tersten bağlı asılıyken seslendiği ve cevap alamadığı hizmetçiyi bile sonradan unutmaması,
    kırmızı abajur'un ilk görüldüğü andan itibaren sonradan hediye olarak verilecek olmasının bayağılığı,
    yine esas oğlanımızın 300 (?) kişiyi dövdükten sonra arabayla kaçarken onun için mezar kazan bir elemanın diğerlerine "kazmayı bırakın, boku yedik" demesi güldürmüş, düşündürmüştür.

    --- spoiler ---
  • (bkz: izleyin)

    --- spoiler ---

    son zamanlarda izlediğim en iyi aşk filmi. amına koyim adam iki kere gördü, dokunmadı bile lan!
    dünyayı yıktı herif. üç beş mafya organizasyonu çökertti. anasını sikti ortalığın ağzımız açık izledik amk.

    --- spoiler ---
  • arzu nesnesini tasarım olarak betimleyen film şu iki sözü akla getirir:

    "kadın erkeğin düşüdür." (kierkegaard)
    "kadın yoktur." (lacan)
  • kore yapımı başarılı filmler serisine katılan bir film.başarılı anlatım,etkili çekimler filmi seyredilir hale getiriyor.

    --- spoiler ---
    filmin başında anlatılan hoş bir hikaye...

    bir öğrenci, esen rüzgardaki birkaç dala baktı,ustasına sordu...
    "dallar mı hareket ediyor usta, yoksa hareket eden rüzgar mı?"
    öğrencisinin nereyi gösterdiğine|bile bakmayan usta gülümsedi ve cevap verdi.
    "hareket eden ne dallar ne de rüzgar..."
    "hareket eden kalbin ve aklındır."
    --- spoiler ---
  • olağanüstü güzellikte bir film.

    sert, coşkulu ve dokunaklı.

    yönetmen ji woon kim, hepimizin bildiği, tanıdığı malzemeyle, yepyeni bir büyü yapmış.
  • kore sinemasının çok iyi örneklerinden bir tanesi. konu bazılarına fazla bilindik gelebilir, ya da abartılı kanlı sahneleri mide bulandırıcı olabilir ama en azından çok önemli bir şeyi başarmış bulunuyorlar.
    normalde bakıldığında klasik bir aksiyon drama filmi olarak düşünebiliriz. ama adamlar kendi oynayabilecekleri temalar (bkz: intikam) (bkz: umutsuz aşk) ile yola çıkarak filmin başarısına başarı katmaktadırlar.
    bunun dışında sanat yönetmenliği, kamera açıları, renkler, müzik seçimleri ve bunun gibi filmin genel görünüşünü baştan aşağı değiştirebilecek konularda çok üst seviyede olduklarını göstermişler. türk sinemasına baktığımızda sanat yönetmenliği adına hala kayda değer bir gelişme görülememekte.
    bazı filmlerden esinlenma var gibi gözükebilir ama buna da başka bir açıdan bakarsak esinlenme yerine gönderme kelimesini kullanmak daha doğru olacaktır. çünkü esinlenme yapıldığında bunu seyirciye hissettirmezsin ya da hissettirmemeye çalışırsın, gönderme yaptığında ise bunu seyircinin gözüne sokarsın. yönetmen de bu gözüne sokma olayını çok iyi başarmış.
    genel olarak filmi, izlediğim çok iyi aksiyon drama filmleri arasına alabilirim. benim nacizane tavsiyemi dinlemek isteyenlere, fazla kan görmeye dayanamayanlara filmi çok tavsiye etmesem de sorun değil diyenlerin mutlaka izlemesi gereken bir filmdir, diyebilirim.
  • şiddet sahnelerinde klasik müzik kullanımı ekolünü takip eden, finaline doğru tırmanışında şık sahneleri ile göz dolduran güzel izlenesi bir film. açılış sekansı ve kapanışındaki büyük laflar da dikkate değer..
  • şahane bir film. bir kere herşeyden önce müzikleri süperdir. klasik müzik eşliğinde klişe aksiyon çakması diyenler olmuş ki kendilerine kısaca allahtan korkun diyorum.
    başta lee byung hun olmak üzere oyuncu performansları ortalamanın üzerindedir. hikayesi basit olmasına basittir ama, bu durum filme ayrı bir lezzet katmaktadır. tıpkı kahramanımızın sık sık dediği gibi tüm bunlar nasıl oldu lan der durursunuz filmi seyrederken.
    bir de filmle ilgili en can alıcı farklılık, baş kahramanımızın -bu tür filmlerde görmeye alışık olduğumuzun aksine- hiç de güçlü bir karakter olmayışıdır. ağlıyor, yalvarıyor, hata yapıyor, boş bulunuyor vs. vs.
    izlemek lazım.
hesabın var mı? giriş yap