• ———————————————————————
    dağ bisikleti alacaklara yardımcı olabilecek kısa bir yazı
    ———————————————————————
    görsel

    tıpkı bundan yaklaşık 25 sene önce benim yaptığım gibi sizler de maceraperest tarafınıza söz geçiremeyerek dağ bisikleti dünyasına girmeye karar verdiyseniz ve an itibarı ile bu konu ne kadar karmaşık olabilir, dağ bisikleti kalın tekerli bir bisiklettir işte, diye düşünüyorsanız bu kısa yazı bisiklet seçiminizde size yardımcı olabilir.

    baştan berlitmek isterim, tıpkı kayak ya da snowboard’da olduğu gibi, farklı biniş stilleri ve parkurlar için farklı tip dağ bisikletleri bulunur ve hayalinizdeki sürüş için doğru bisikletin seçilmesi son derece önemlidir.

    dağ bisikleti sporu 1970'lerde ilk kez ortaya çıktığında tek tip bir bisiklet tipolojisi ile var olurken günümüzde, bundan neredeyse yarım yüzyıl sonra, teknoloji ve mühendislik çözümlerinin gelişmesi ile artık farklı sürüş ihtiyaçlarına uygun olarak tasarlanan daha spesifik ürünleri de piyasada bulabilmek mümkün hale gelmiştir.
    (thomas genon'un 2018 red bull rampage’ da kullandığı canyon sender bisikleti)

    bu noktada ilk olarak dağ bisikleti kadrolarından yola çıkarak hardtail ( arka süspansiyonsuz) ve tam süspansiyonlu bisikletlerden kısaca bahsedelim:
    ——————————————
    hardtail dağ bisikleti | (görsel: commencal meta ht)
    ——————————————
    hardtail tanımı arka süspansiyonu olmayan dağ bisikletlerini ifade etmek için kullanılır ve bu tip bisikletlerin genelde yanlızca ön maşalarında süspansiyon sistemi bulunur. bunun yanında en ham ve en sert sürüş deneyimini arayan bisiklet severler için de herhangi bir süspansiyon sistemi bulunmayan son derece agresif birkaç seçenek de halen piyasada bulunabilmektedir (örneğin kona unit rigid)

    hardtail dağ bisikletileri, hem üretici hem de tüketici için paradan tasarruf etmenin mantıklı bir çözümüdür; keza arka süspansiyonun olmaması sebebiyle nispeten basit yapıda tasarlanan kadrolar, maliyetin düşük tutulmasına yardımcı olabilmektedir.

    hardtail dağ bisikletleri, ilk bakışta biraz daha yumuşak araziler için uygun bir seçenekmiş gibi gözükse de, aşağıda bahsedeceğim sürüş kategorilerinin herhangi birisi için de tasarlanabilirler. hardtail ile zorlu ve teknik parkurlarının üstesinden gelmek, üstelik bunu yaparken de çok eğlenmek mümkündür; ancak tam süspansiyonlu bir bisikletin bu zorlu parkurlarda gezinmeyi çok daha kontrollü hale getirdiği gerçeğini de değiştirmek mümkün değildir.
    ——————————————
    tam süspansiyonlu dağ bisikleti | (görsel: 2023 redbull rampage, thomas genon'un canyon torque bisikleti)
    ——————————————
    aslında, burada anlatmak istediğim her şey başlığın içerisinde yer alıyor; tam süspansiyonlu bir dağ bisikleti, zorlu parkurlarda rakiplere üstünlük sağlamaya yardımcı olmak ve kullanımı daha kontrollü hale getirebilmek adına süspansiyonlu bir ön maşaya ve bir de arka amortisöre sahiptir; bu durum aslında teknik olarak, hem kadronun hem de kullanıcının tekerleklerin üzerinde tamamen asılı olduğu anlamına gelmektedir, gerçekten farklı bir sürüş deneyimidir.(görsel)

    amortisörlerin yaylanma mesafesi ve kalınlığı ile kadro tasarımı ve malzemesi bisikletin kullanım amacına bağlı olarak değişmektedir; örneğin genel arazi kullanımına odaklı bisikletler için 80-100 milimetre yaylanma mesafesi olan bir ön amortisörden bahsederken, downhill olarak tabir edilen ve tamamen yokuş aşağı sürüşler için tasarlanmış bisikletlerde 200 milimetrenin üzerinde yaylanma mesafesine sahip dev amortisörler kullanılır. bunun yanında hız odaklı dağ bisikletlerinde hafiflik önemli bir konu olduğundan son teknoloji karbon fiber ürünlerle karşılaşılırken, red bull rampage tarzi en agresif freeride yarışlarda rijid yapısından dolayı aliminyum kadroların kullanımı daha yaygındır:
    xc yarışlarından bir fotoğraf
    red bull rampage 2021, brandon semenuk
    ——————————————
    dağ bisikleti kategorileri ve tanımları
    ——————————————
    dağ bisikleti kadro tasarımlarından yola çıkarak denklemin biraz daha içerisine, yani bisikletin ne tür bir sürüş için dizayn edildiği konusuna varılır ve bu doğrultuda artık beklentlerin yavaş yavaş şekillenmesi gerekir.

    yazımın bu kısımında temel kategorilerle başlayıp ardından bisiklet mağazalarında ya da internette ismini son zamanlarda sıkça duymaya başladığımız e bike’lara değinmek istiyorum. her kategorinin sonunda bisikletin performans odağını ifade eden bir 'tırmanma / iniş' analizi olacak; örneğin bir xc bisiklette tırmanma kabiliyeti önceliğe sahiptir ve bu nedenle tırmanma/iniş oranı 100 üzerinden 70/30'dur. bunun yanında tırmanma performansı downhill bisiklet denkleminin bir parçası bile değildir (görsel)
    ——————————————
    cross-country bisiklet (xc) | görsel
    ——————————————
    xc bisikletler hız makineleridir, dağ bisikletleri arasında en hafif olanlarıdır ve en hızlı sürüşlerde yol tutuşu sağlamak için dizayn edilmişlerdir. mümkün olduğunca çok sayıda farklı zemin tipinde kullanılabilabilirler ve genellikle 100-120 milimetrelik bir ön süspansiyona ve yaklaşık 100 milimetrelik arka süspansiyona sahiptirler.

    bu özellikleriyle xc bisikletler, çok engebeli olmayan arazi şartlarında bisiklet kullanan, bisikletlerinin hızlı ve hafif olmasını isteyen tüm amatör ya da profesyonel sürücüler için mükemmel bir seçenektir. bu kategori aynı zamanda hardtail kadronun en mantıklı olduğu kategoridir, keza arka amortisörün olmaması ağırlıktan tasarruf sağlar.

    xc bisikletler, teknik ve farklı yapıdaki iniş parkurları yerine uzun ve zorlu bir tırmanışın üstesinden gelmeyi tercih eden, etraftaki tüm zıplanabilecek potansiyel noktaları yakalamak yerine her iki teker de yerdeyken son sürat ilerlemeyi tercih eden kullanıcılar için dikkate alınması gereken bir bisiklet türüdür.(görsel | canyon lux)

    en şahane örneklerinden bazıları: trek procaliber, scott scale, canyon lux, specialized epic

    tırmanma / iniş performansı: 70 / 30
    ——————————————
    trail bisikletler | görsel | cube stereo
    ——————————————
    trail bisiklet olarak adlandırılan alt tür, tartışmasız dağ bisikletlerinin en büyük kategorisidir ve tabiki bunun iyi de bir nedeni vardır; trail bisikletler farklı tipolojideki arazilerin tamamı ile başa çıkabilmek için tasarlanmışlardır ve hemen hemen tamamının üstesinden gelebilecek çok yönlü bisikletlerdir; süspansiyon hareket mesafesi genellikle 125 ila 150 milimetre arasında değişir ve genellikle biraz daha yokuş aşağı sürüşe odaklanma eğilimindedirler.

    trail bisikletler için ideal arazi neredeyse her yerdir, hemen hemen her türlü parkurun üstesinden gelebilecek bir bisiklet isteyen kullanıcılar için ilk bakılacak ürünler trail bisikletlerdir; günümüzde bisiklet tasarımlarında kullanılan modern geometri çözümleri ile, bu kategoride yer alan bisikletler hem inişlerde her zamankinden daha güven verici hale gelmişlerdir hem de tırmanış gerektiren arazilerde çok daha kolay idare edilebilirler.

    lastik seçimi bu bisikletlerden birinin size nasıl hissettirdiği konusunda büyük rol oynayabilir; daha hafif ve ince lastikler onu uzun sürüşler için uygun hale getirebilirken dişli ve agresif lastikler ile dik arazilerde daha fazla çekiş ve iyi yol tutuş sağlanabilir. (görsel | santa cruz tallboy)

    bu türden bazı şahane örnekler: trek fuel ex, norco fluid, cube stereo (kisa inceleme yazim #156130803 ), canyon neuron, santa cruz tallboy

    tırmanma / iniş performansı: 40/60 ya da 60/40 (modele göre değişebilir)
    ——————————————
    enduro bisikletler | (görsel | yeti sb160)
    ——————————————
    teknik olarak enduro, birden fazla etaba sahip yokuş aşağı parkurun birbirine bağlandığı bir dağ bisikleti yarışı formatıdır.

    enduro bisikletler, net bir şekilde yokuş aşağı sürüş performansına odaklansa da bunun yanında hala bir tırmanışın zirvesine kadar da pedal çevirmenize imkan verecek bisikletlerdir. süspansiyonların yaylanma mesafesi 150-170 milimetre arasında değişir ve bisikletlerin geometrisi genel olarak downhill bisikletlerden çok farklı değildir.

    enduro bisikletler, atlamalar sonucunda oluşan kuvvetli darbeleri kaldırabilecek tasarım ve teknik donanıma sahip oldukları için özellikle bisiklet parklarındaki eğlenceli sürüsler için harika birer seçenektirler. inişler onların odağındadır; bu da enduro bisikletlerin kullanıcılarına tırmanışlarda, onlaradan daha uzun yol yapabilme kabiliyetine sahip kardeşleri kadar hızlı veya verimli hissettirmedikleri anlamına gelmektedir.

    yine de birçok modern enduro bisiklet etkileyici pedal çevirme performansına sahiptir ve kesinlikle ekstra uzun görevlere de rahatlıkla çıkarılabilirler.

    enduro bisiklet için ideal sürücü adayları, dik ve engebeli arazide kendi limitlerine meydan okumakla ilgilenen kişilerdir; bu kategorideki bisikletlerin birçoğu yüksek hızlarda sürüş yapan profesyoneller için tasarlansa da, amatör kullanıcılar için dahi bu kadar süspansiyon ve teknolojiye sahip bir bisiklet ile eğlenmemek için hiç bir sebep yoktur.

    en şahane örneklerinden bazıları: orbea rallon, yeti sb160

    tırmanma / iniş performansı : 30 / 70

    downhill bisikletlere geçmeden önce enduro bisikletler ile dh arasında konumlandırılan ve freeride olarak adlandırılan küçük bir nişten de bahsetmek istiyorum; bu bölgede ağırlık ve yüksek süratin dayanıklılık ve stabilite kadar önemli olmadığı makineler bulunur, benim de kişisel favorim freeride bisikletlerdir. (görsel | canyon torque cf 29)

    en şahane örneklerinden bazıları: canyon torque cf ( kisa inceleme yazimi buradan okuyabilirsiniz), santa cruz nomad, yt capra
    ——————————————
    downhill bisikletler | görsel
    ——————————————
    sadece yokuş aşağı sürmek ve bunu en hızlı biçimde yapabilmek için bakılacak yer burasıdır; downhill (dh) bisiklet ürün skalası ve popülerliği, trail ve enduro bisikletlerin yetenekleri arttıkça azalsa da, yokuş aşağı hız yapmak söz konusu olduğunda dh bisikletler ile aşık atabilecek bir seçenek yoktur.

    bu bisikletler bir çift ekstra yağlı kayağın dağ bisikleti ile eşdeğeridir ve eğer doğru bir yerde kullanmıyor iseniz, muhtemelen aşırıya kaçacaktır; ayrıca onları inişe başlayacağınız tepe noktasına çıkarmak için, ya bir servis aracına ya da uzun süreli bir itme performansına ihtiyaç duyulabileceğiniz unutulmamalıdır. bunun yanında yer çekimi kontrolü ele aldığında, en zorlu arazileri ve etraftaki en büyük sıçramaları aşmak için tasarlanan geometri ve süspansiyonları ile bu makinelerin üstünde bir bisiklet alternatifi yoktur.

    downhill bisikletin tadını çıkarmak için illa ki profesyonel olmanız gerekmez; dh bisikletler, bisiklet parkı kullanımları ya da pedal çevirmenin gerekmediği ekstra engebeli araziler için süper eğlenceli seçeneklerdir. ( görsel | scott gambler)

    en şahane örneklerinden bazıları: canyon sender , santa cruz v10, trek session, scott gambler

    tırmanma / iniş performansı: 1 / 99
    ——————————————
    e bike'lar | (görsel | forestal cyon halo)
    ——————————————
    yukarıda bahsettiğim trail ve enduro bisikletleri son yıllarda popüler hale gelen elektrik destekli bisiklet olarak da satın almak artık mümkün.

    e bike’lar , motosiklet mantığı ile çalışmayıp siz pedal çevirdikçe motorun gücünü aktive ederler; pedala binen yük arttığında ve siz fazla efor harcamaya başladığınızda pedal desteği artar; tam tersi durumlarda ise pedal desteği azalır. piliniz olduğu sürece yokuş yukarı tırmanmak bu bisikletler için çocuk oyuncağıdır,görsel sizi normal bisiklet ile tırmanamıyacağınız noktalara taşıyabilirler.

    e bike’ lar, tam güçlü ve orta güçlü olarak iki grupta değerlendirilir; tam güçlü versionlarında daha büyük batarya ile güçlü bir motor bulunur ve bunun sonucunda ise ağırlıkları 20 kg in üzerine çıkar. orta güçteki e bike ların ağarlıkları ise 18kg'in altındadır ve fakat daha ufak bir motor ve daha küçük bir batarya ile gelirler, dolayısıyla pil ömürleri büyük abileri kadar uzun değildir.

    e bike'ların en bütçe odaklı modelleri için bile önemli bir yatırım yapmak gerekebilir; bu da, bir satın alma yapmadan önce mümkün olduğunca fazla bilgi toplamayı ve çok seçeneği değerlendirmeyi önemli hale getirir. ayrıca elektronik aksamlarından ötürü teknik bakımlarının da standart bisikletlere göre çok daha pahalı olacağı unutulmamalıdır.
    ——————————————
    aliminyum ya da karbon fiber kadro
    ——————————————
    bisiklet seçimi için son değinmek istediğim konu kadro malzemesidir; dağ bisikletlerinde yaygın olarak kullanılan iki malzeme aliminyum ve karbon fiberdir.
    görsel | aliminyum kadro, nicolai ion g1
    görsel | karbon fiber kadro, intense tracer 279

    karbon bisikletler alüminyum kardeşlerinden daha hafiftirler ve titreşimleri daha iyi emerler. ayrıca estetik açıdan da birçokları tarafından daha hoş bulunurlar. karbon kadroların negatif özelliği ise taş sıçraması da dahil olmak üzere herhangi bir çarpışmada çatlama eğilimlinde olabilmeledir.

    alüminyum ise genellikle karbondan daha ucuzdur ve daha geri dönüştürülebilir bir malzemedir. bunun yanında arazi kaynaklı titreşimleri karbondan daha çok sürücüye aktarır ve malzeme özellikleri göz önüne alındığında sürücülerin daha fazla efor sarfetmesine ve yorulmasına yol açar.

    ben son birkaç yıldır karbon fiber ve tam süspansiyonlu dağ bisikletleri kullanıyorum görsel; kendi deneyimimden yola çıkarak karbon ve aliminyum kadroların kısa kullanımlarda farkını algılayabilmenin çok zor olduğunu söyleyebilirim; bunun yanında uzun süreli bisiklet kullanımlarında bu farkı anlamamak bence mümkün değil.
    ——————————————
    ——————————————
    tercihimizi hangi bisikletten yaparsak yapalım, güvenliğimizi sağlayacak ekipmanlar edinmeden bisiklet kullanmayalım.

    yazı vesilesiyle şimdiden herkese sağlık, mutluluk ve huzur dolu güzel bir yıl dilerim.

    halis saygı, aralık 2023
  • memlekette en yaygın olan şekli cross country diye tabir edilen şeklidir bu sporun. çünkü memlekette sırf bu iş için yapılmış mtb parkları yoktur. el adamında mtb parkı vardır, o parkta değişik zorluklarda bir yığın parkur vardır, bir de teleferiği olduğu için gün boyunca, bir kayak merkezinde kayak ya da board yapar gibi defalarca iniş çıkış yapabilirsiniz.ama biz de işte ne yazıktır ki yani bisikletin ağır arazi sürüşü dışında da emmeye gömmeye gelmesi, evden çıkıp da gidilecek ve iniş yapılacak yere kadar pedal çevirilmesi gereklidir. bu yüzden de biraz hafif olması ve sürüş için uygun ergonomiye sahip olması gereklidir.

    el oğlu öyle ki -sanırım boş zamanı da çok oluyor- pick up'unun arkasına dolduruyor her çeşit bisikleti, kameralar prodüksyonlar deli gibi videolar çekiyor. anlıyorsun o zaman zaten memlekette dağ bisikletçiliğinin hiç bir yerde olmadığını. zaten dağ bisikleti sahibi olanların neredeyse yarısı bilgisizlikten yanlış bisikleti alıyor. sırf şehir içinde ulaşım yapacak iken ne manası var bir dağ bisikleti almanın ya da ben "dağ tepe bayır ineceğim havalarda uçacağım ordan oraya zıplayacağım" diyor alıyor bir bisiklet. ikinci atlayışında selamın aleyküm, kadro kırılmış ya da çatlamış.

    bir de yeri gelmişken memlekette bisiklete değil parçalara, donanıma biniyorlar. gelir mesela eleman mekana, sanırsın ki shimano ya da sram kataloğu. anlatır da anlatır. o parça şu kadar euro, şu kadar hafif, şu daha üst seviye. bisikletinde iyi parçalar vardır harbiden. ama nedense gittiği tek yer 5 km ötedeki bisiklet mağazasıdır. günün çoğunu orada geyikle, parça tartışmalarıyla geçirir. bu tarzdaki arkadşaları da tasvip etmeyiz tabii ki. parçanın hafifine ekstradan 100 euro verene kadar o göbeği erit be arkadaş. en olmadı evden çıkmadan önce sıçsan o parça kadar hafifleyeceksin zaten.
  • dağ bisikletlerinin cross country, freeride, downhill, all-mountain ve trial olarak beş ayrı çeşidi vardır.

    cross country* dağ bisikletleri hafif eğimli arazide iniş çıkış yapmak amacıyla kullanılır. bu yüzden mümkün olduğunca hafif ve gerektiğince de dayanıklı olması gerekir. kadro geometrisi çıkış yapmak için daha uygundur. sadece ön tekerlekte veya iki tekerlekte birden amortisör bulunabilir. gücü en verimli şekilde aktarabilmek adına bol sayıda vites içerirler.* giriş seviye bir xc bisiklet 13-14kg arasındadır, üst seviye olanları 8kg'a kadar hafifleyebilirler (bkz: scott 899). v-fren veya disk fren kullanmak tercih meselesidir. hafif bir kask ve eldiven yeterli güvenliği sağlar, ancak bunların eksikliği ciddi sonuçlara yol açabilir. türkiye şartlarında maliyet ve ortam açısından en kolay kullanılabilecek dağ bisikleti çeşididir.

    downhill dağ bisikletleriyle bir tepenin yüksek noktasından aşağıya inilir ve olabildiğince hızlanılmaya çalışılır. sert arazide veya kayaların üzerinden oldukça hızlı ve sert inişler yapılır, dolayısıyla bisikletlerin olabildiğince sağlam olması gerekir. ağırlık önemli değildir, 20kg'a kadar çıkabilir. bu bisiklerde çift amortisör ve geniş çaplı disk frenler bulunur. ayrıca bütün kafa* kask ve uzuvlarınıza bolca koruyucu kullanmanız gerekir. sonuçta size toplamda yüksek bir maliyet çıkar. bir de piyasadaki çift amortisörlü bisikletler downhill için değildir. heyecanlı fakat tehlikelidir, bu yüzden anne-babanın yanında downhill yapılmaz.

    all-mountain dağ bisikletleri xc bisikletin downhill yapabilir versiyonu gibidir. çift amortisörlüdür, ön amortisörün hareket mesafesi daha fazladır ve kadro sizi daha geride tuttuğu için inişe daha uygundur. xc kadar olmasa da rahat çıkışlar yapılabilir. bu aletler hem çok malzeme içerdiğinden, hem de bu kadar malzemeden dolayı ağırlaşmasın diye hafif malzemeler kullanıldığından biraz pahalıdır. marketlerde satılan çift amortisörlü bisikletler all-mountain değildir.

    freeride dağ bisikletleriyle hızlanılır ve rampalardan atlanarak çeşitli aksiyonlara girilir. tarz olarak downhill'e benzer ancak bisikletler o kadar hantal değildir, bu sayede akrobasiye uygundur.

    trial dağ bisikletleri tamamen akrobasi amacıyla yapılmış, hafif ve genelde selesiz bisikletlerdir. xc bisikletlere göre daha kalın ve daha küçük tekerlekleri vardır. tekerleklerin gerektiğinde kilitlenebilmesi için disk frenler kullanılır. bu aletleri insanlık dışı kullananlar mevcuttur.

    edit: all-mountain türünü de ekledim.
  • çok benli bir entry olacak. brothers in arms da çalıyor. kahve içiyorum. biraz heyecanlıyım. çünkü birazdan, sarıalan'dan patikalarından inmek üzere uludağ'a, her bakışımda tekrar aşık olduğum, kırmızı bisikletimle çıkacağım.

    ben dağ bisikleti'ni alırken onu dağda kullanmak için aldım. bisikletin üstündeki parçaların, dağda sıkıntı çıkarmadan, taşların üstünden geçebilecek, az da olsa atlayıp zıplayacak, idare edecek kalitede olmasına dikkat ettim. ne de olsa o parçalar bir gün eskiyecek o zaman daha iyisini takabilirdim.

    bisiklet parçalarını çok severim, teknolojilerini takip de ederim. ama hiç bir zaman herhangi bir parçayı "sadece başkası görsün" diye yakıştırmadım bisikletime, takmadım. bir başkası o parçayı kullanıyor diye de takmadım. şehrin büyük bisikletçisine gidip, bisikletimi gösterip o parçaların görgüsüzlüğünü de yapmadım, kovalakçılığını da.

    ya da ne bileyim, önümdeki 5 kiloluk göbeğimi görmezden gelip karbon bir dağ bisikletine 6-7000 lira para vermedim. kaldı ki göbeğim de yok. olmayan göbeğim binlerce lira değerinde demek oluyor bu sanırım. 6000 lirayı zart diye dağ bisikletine veremem, vermem de zaten, ancak elbette o kadar masraf yapabilirim zamanla. ama yol bisikletine veririm, çünkü o yolda kullanılsın diye, bayırlar tempo ile çıkılsın diye var olan bir bisiklet.

    göbeğim de yok zaten, günün birinde yol bisikleti aldığımda -hiç bir zaman kırmızı bebeğimi 2. sıraya atamam- o bisiklet de 5 kilo hafifleyince bir gabrovski olacağıma da inanırım. neden gabrovski dedim bilmiyorum. sanki biraz bizden biri.

    uludağ'a geri döneyim. benim uludağ'a saygım çoktur. eski evim uludağ'ın bittiği yerdeydi. önümüzdeki binaların üstünden zirvesi görünürdü. ufakken kiraz tarlalarında kıpkırmızı olana kadar kiraz yemişliğim çoktur. ilk defa bir geyiği, bir domuzu orada görmüşümdür. kar yağdığında, yol kenarlarında kar birikintilerinin ışıldaması aklıma kazınmıştır. her pazar babama çıkmak için yalvarmışımdır. sevgili görmek için çıkmışlığımda vardır. benim burada, sözlükte doğa ile çok ilginç ilişkileri olan abilerim var. eminim onlar uludağ ile ilgili bir şeyler düşünseydi, hayran kalırdık hepimiz. onlar da uludağ'a saygı duyardı ama bir şekilde dağ'ın da onlara saygı duymasını sağlardı.

    bu sefer korkuyorum biraz, daha önce 2 kere iniş yaptığım patikadan inmek için. 2.si bu kış, daha kar yağmamışken, müthiş bir lodos var iken inmiştim. balıkesir'den sabah çıkıp, bir kaç sıkıntı akabinde geç de olsa inişe başlayacağım noktaya, sarıalan'a çıkabilmiştim. tek başımaydım. lodosun, ağaçlarda kırılırken ki sesi, yerlerdeki diz boyu yapraklar, havanın kararması. tüm bunlar korkutmaktan ziyade çok büyük bir haz vermişti. şimdi niye korkuyorum bilemiyorum. en azından köpekler bisikletin sesinden korkmasa, ben de onlardan korkmazdım. daha az korkardım.

    hiç bir zaman şansımı zorlamadım. özellikle doğa ile iç içeyken hiç şansımı zorlamadım. 100 kere geçtiğiniz bir patika, bir yağmurla, bir rüzgarla bambaşka bir hal almıştır 101. geçişinizde size ufak süprizler yapabiliyor zira. milyonlarca yıldır çözünmekte olan bir kaya parçası dün hala sert iken, bugün milyonlarca yıllık çözünümünü tamamlamış ve siz üstünden geçerken kırılacaktır belki.

    şimdi çıkıyorum ve heyecanlıyım. heyecanlı olmasaydım zaten oturur tv. izlerdim. amacım en hızlı şekilde inmek değil, en hazlı şekilde inmek.
  • çocukluğumun en büyük hayaliydi. hele 18 vites olacak.. geceleri uyku uyuyamazdım düşünmekten.. şimdi 2 tane var, binemiyoruz. tesis yok, imkan yok.
  • al sana en kralından, sağlıklısından extrem spor aracı.
    buna atlayıp patikadan ormana dalarak kuşun böceğin içinde kaybolmak gibi bir keyif yok.
    evinizin yakınında direkt ulaşabileceğiniz ya da arabayla gidebileceğiniz uygun bir parkur keşfedebilirseniz başka ihtiyacınız olan hiçbir şey yok.
    çok para ya da zaman gerektirmiyor.
    şehir içi bisiklet kullanımına göre müthiş keyifli.
    sağdan soldan çıkan saygısız motorlu taşıt sürücüleri yok .
    şehir içinde spor yaparken vücuda alınan emisyon atıkları yok.
    bir kamyonun altına girme tehlikesi yok.
    çayır var çimen var kuş böcek var. güvenlik donanımlarını kullanıp dikkatli olduktan sonra da en fazla kolu bacağı kanatmak ya da kırmak var. boşuna extrem spor demedik. eh o kadar da tehlikesi oluversin artık.
  • büyük bir zevk.. ii bitane olcak.. varsa ortalikta ormanlik-agaclik bi yerde walkman ide kulagina taktinmi.. stres de ne olaki...
    (not:kent ortasinda walkmanin sesini körükleyip bide dusuncelere dalarsaniz sonunuz bi kamyonun yada otobusun ustunde poster olmaktir..:)
  • adı üstünde zor yol şartlarında kullanmak için tasarlanmış bisiklettir. bundan 3 - 4 yıl öncesine kadar mütevazi şehrimizi tanıyalım turlarında asfalt üzerinde gezer iken onlarca bisikletli mtb'ler ile gelir cillop asfaltlarda endam ederlerdi. son yıllarda bisiklet bilinci arttıkça bazen de papağan gibi herkes birbirinden gördüğünü tekrarladıkça, sporcu arkadaşlar sabah akşam dağ bisikleti hamallıktır, dağ bisikleti çocuk bisikletidir gibi argümanlarla gelir oldular ve eski dağ bisikletçi nesil önce birer birer lastikleri inceltti, baktı olmuyor şehir bisikleti aldı, yine olmadı yol bisikletine geçti imkanı olan bir ondan bir bundan yapıp koleksiyon yaptı. dağ bisikleti modelleri de özellikle buradaki gibi üst modellerde zamanla hafifleyip daha rijit olsa da daha az tercih edilmeye başlandı. ilginçtir ki son zamanlarda güzide şehrimizin en bozuk yollarında, en vahşi dağlarında yapılan bisiklet turlarında bu sefer de incecik tekerli arkadaşlar cirit atıp, kah düşüp, kah lastik patlatıp, kah jant yamultmayı hobi haline getirdiler. sadete gelirsek derim ki, şahsen 12 küsur kg'lık dağ bisikletime gerek cillop gibi bisiklet yolunda, gerek tenha kaldırımda, gerek asfalt yolda günde en az 25 km olmak üzere haftada 2 kez de dağda bayırda binerek mutlu mesut yaşamaktayım. bana sorarsan zaten amaç bisiklet keyfi yaşamak, 3 kilo fazla olsa ne olur, biraz fazla sürtünse ne olur. zaten 10 kilo fazlam var önce onu vermek lazım. ha ne oluyoru; dağa bayıra çıkınca kayar mı eder mi demiyorum, endişe etmiyorum, çota diye kaldırımın köşesine dayıyorum jantı, hop diye atlıyorum, keklik gibi sekiyorum, kafam rahat biniyorum. işin özü fazla takmamak lazım, herkesin bir popisi vardır.
  • türkiye'de bu isimle satılan bisikletlerin yüzde 99'u aslında dağ bisikleti değildir. arazide kullanıma uygun olmadıkları için amerika'da bunları mountain bike (mtb) adıyla satamıyorlar. mountain-style bike olarak satılıyor. tost peyniri gibi...
  • sert arazi koşullarında sürülmesi amacıyla tasarlanan bisiklet türü . aynı zamanda mtb ismiyle de bilinir (bkz: mountain bike). kendi arasında da türlere ayrılır. (bkz: cross country)(bkz: all mountain)(bkz: trail)(bkz: downhill)(bkz: freeride)(bkz: dirtjump) diğer bisiklet türleri için (bkz: yol bisikleti)(bkz: şehir bisikleti)(bkz: fixie bisiklet)(bkz: tur bisikleti)(bkz: freeride bisikleti)(bkz: cyclocross bisiklet)(bkz: katlanır bisiklet)

    dağ bisikleti 3 farklı jant ebatında sunulur, bunlar ; 26er , 27.5er ve 29er dir . son zamanlarda firmalar 29 a fena yüklenmeye başladı neredeyse her modelin 29er i var fakat her modelin 26er versiyonu yok artık.

    mtb nin en belirgin özelliği kadro denilen bisiklet gövdesinin geometrik şeklidir. kadro ; bisikletin engebeli arazide kullanımı sırasında yere sürtmemesi , üstüne yük bindiğinde yükü emmesi ve agresif kullanıma uygun olması amaçlanarak üretilir .

    mtb nin bir diğer önemli özelliği ise maşa dediğimiz ön süspansiyonlardır. maşa , zorlu arazide hem sürücünün yükünü hem de yerden gelen darbeleri emerek rahat bir sürüş sağlar . iki çeşit maşa vardır. bunlardan biri yaylı diğeri de havalı maşadır . yaylı maşa ucuzdur , daha dayanıklıdır fakat havalı maşaya göre performansı biraz daha düşüktür ve daha ağırdır . havalı maşa pahalıdır , bakımları düzgün yapıldığı takdirde yüksek performans ve dayanıklılık sağlar aynı zamanda daha hafiftir fakat düzenli bakım gerektirir. imkan varsa havalı maşa tercih edilmelidir . kendini kanıtlamış maşa markaları (bkz: fox)(bkz: rock shox)(bkz: manitou)(bkz: x-fusion)(bkz: marzocchi) ve istisnalar dahilinde(bkz: sr suntour) --- suntour'un yaylı maşalarından uzak durulmalıdır fakat epicon gibi havalı maşaları gönül rahatlığıyla tercih edilebilir . tabi imkan dahilinde daha kalitelilere bakılmalıdır

    ön süspansiyon her mtb için şarttır fakat arka süspansiyonlar bisikletin kullanım amacına göre bisiklette bulunur. trail,all-mountain ve downhillde kesin bulunur, freeridelarda son zamanlarda az da olsa kullanılıyor, xc için elzem değil zaten yarışlar için de arka süspansiyon kabul etmeyebilirler.

    gelelim "ayağınızı yerden kesen" parçalara . jant ve göbek ikilisi . asla birbirinden ayrı tutulamazlar birinin durumu ötekinin durumunu arz eder bu sebepten ikisini bir düşünmek gerekir . piyasada bir çok jant ve jant teli üreticisi var aynı şekilde göbek üreticisi de . fakat en tanınanları göbek için konuşacak olursak (bkz: shimano)(bkz: dt swiss) (bkz: sram)(bkz: hope) .... jant için konuşacak olursak (bkz: dt swiss)(bkz: shimano)(bkz: sram)(bkz: fulcrum)(bkz: easton)(bkz: mavic)(bkz: enve)

    fren ve disk konusu da ayrı bi hezimet . 3 çeşit fren sistemi var . bunlar (bkz: v fren)(bkz: hidrolik disk fren) (bkz: mekanik disk fren) v fren yağmurda çamurda jantın üstünde malzeme topladığından sorun yaratır ve hidrolik kadar iyi performans vermez. mekanik disk fren hidrolik frendeki hidrolik yağ yerine telle çalışır bu tel sıcakta genleşebilir soğukta büzüşebilir tel kopar ıvır olur zıvır olur bu yüzden size sıkıntı çıkarma ihtimali çok yüksek . tüm bunlardan dolayı hidrolik almak en iyisi . siz siz olun bisikletçinin dediğine güvenmeyin . yeri gelir satış yapmak için kampananın diskten iyi olduğunu savunur bazı bisikletçiler . yazayım markaları (bkz: shimano)(bkz: sram)(bkz: hayes)(bkz: magura)(bkz: avid)(bkz: formula)

    crankset olayına girmiyorum. zaten bisikletin üstünde grupset ögesi olarak gelir. (groupset ; vites,fren,krank,kaset,zincirin set halidir buna örnek olarak shimano deore xt grupseti örnek verilebilir)

    vites olarak da cross-country* için revaçta 27 vites (9x3) kullanılır . 29er bisikletlerin piyasada yerini büyütmesiyle 3x10 sistemlere de ağırlık verilmiştir . full suspension olanlarda ise genelde 2x10 veya 1x11 kullanılır . vites yani arka - ön arttırıcı , piyasasına (bkz: shimano) , (bkz: sram) ve (bkz: campognolo) hakimdir . diğer vites alternatifleri ise 20(2x10) , 18(2x9) , 10(1x10) , 9(1x9) dur.

    lastik konusu biraz şans işi ve de araştırmak gerekiyor . bisiklet lastiklerini sürtünme , farklı basınçlarda nasıl performans veriyor falan diye bakmak isterseniz--> site bu

    yeni başlayacaklara tavsiyeler:

    *mtb toplamaya çalışmayın, hazır alın
    *bütçenizi zorlayın çünkü şubat 2016 itibariyle 1800 liraya varmadan orta derecede birşey almak imkansız.
    *kalıbınıza göre 26,27.5,29er seçin . bisiklet ne kadar büyürse kontrol o kadar zorlaşır fakat konfor da bir o kadar artar unutmayın(1.70 boyunda falan değilseniz bu saatten sonra 26 almak aptallıktır haberiniz ola)
    *şehiriçinde kullanıcam "hamallık" mı yapayım o kadar kalın lastiklerle demeyin alın anasını satıyım ordan oraya atlaması zevkli oluyor
    *siz siz olun kullanmadan önce kadro koruyucu denilen zincirin altındaki kadro bölümüne geçirilen bez parçasından edinin ya da yapın , nette çok var do it yourself videosu ahan da burada mevcut
    *aldığınız zaman ilk başlarda durumunu iyi takip edin en ufak bir problem var mı diye sonradan alışır farkedemezsiniz yıllarca kullanırsınız bozuk olduğunu farketmeden sonra da o bozuk malzemeyi elinize alırsınız.

    edit: özellikle downhill olmak üzere full suspensionlarda 26 kullanımı aşırı derecede azaldı ağırlık olarak 27,5 revaçta, 29u 2 metre falansanız kullanmanız daha mantıklı.
    edit2:maguranın hidrolik v frenini yazmayı unutmuşum. pek gerekli bir şey değil, tavsiye de edilmez ama yine de yazayım.
hesabın var mı? giriş yap