• az önce youtube hesaplarında yayınladıkları neredeyse tamamen sessiz video ile müziği bıraktıklarını açıklamış grup.
    1993-2021 yılları arasında aktif olarak müzik üreten sevgili daft punk 22 şubat 2021 itibariyle epiloglarını sunmuş. üyeleri thomas bangalter ve guy-manuel de homem-christo henüz 46-47 yaşında olduklarından bu veda çok erken bir veda. buna rağmen çok genç yaşta müziğe başlamış ve 28 yıllık kariyerlerinde yaptıkları şaheserlerle farklı nesillerden insanları müziklerine tutkun etmişlerdir. bence elektronik müziği ulaşabileceği en üst noktalardan birine çıkarmıştır bu iki insan.

    her şey için kendilerine teşekkür ediyorum, ebediyen seveceğim.

    epilogue youtube videosu
  • kardeşim bir grubun vedası bile klas olur mu ya.

    (bkz: daft punk)

    (bkz: legend)
  • dağılmalarının üstüne:

    guy-manuel ve thomas bangalter. iki fransız gencinin crydamoure / roulé dönemiyle başlayan yolculukları, söylenene göre solo şekilde devam edecek. kendilerini geliştirme konusunda hiçbir zaman yılmayan, daima en iyi isimlerle çalışmayı hedefleyen ve müzik sektörünün sadece üretim değil, tanıtım, pr ve diğer kilit noktalarını da aynı alanda bulunan kişilerden kat ve kat daha iyi beceren bu ikilinin ayrılması beni o kadar da şaşırtmadı, zaten son dönemde birlikte stüdyoya pek uğramadıkları açık şekilde ortadaydı.

    bu arkadaşların dinleyici nezdinde efsane konumunda oldukları şüphesiz. kolay dinlenebilir, çıtır çerez bir sürü işe imza attılar. sonrasında başarılı sayılabilecek bir soundtrack albümüyle de kendilerini kanıtladılar. daft punk bunun yanında, özellikle dans müzik ve elektronik müzik sahnesini yakından takip eden (özellikle üretenler) tarafında bir çok tartışmaya yola açmıştır. homework'un başarılı bir albüm olduğu neredeyse herkes tarafından kabul edilir. aslında motorbass'ın yapmak istediklerini daft punk daha mı iyi yapmıştır (bence etienne de crécy daft punk'daki iki arkadaşdan da daha iyi bir prodüktördür, ama bu ayrı bir tartışma konusu) yoksa thomas bangalter'in babası daniel vangarde'in (ottawan'ın prodüktörüdür kendisi) desteğiyle yükselişleri diğer dans müzik prodüktörlerine göre daha mı hızlı olmuştur?daft punk'ın neredeyse tüm parçalarında ustaca kullandığı disco, funk, house, pop, library sound sample'larının legal haklarını bu genç fransızlar kendileri mi almıştır (örnek 1, örnek 2, örnek 3) yoksa yine thomas'ın babası bu işe de mi el atmıştır? (evet attı) (acen gibi bir breakbeat / hardcore dehasının trip ii the moon'da kullandığı sample'larla başının nasıl belaya girdiğini, the rolling stones'un acen'in she's a rainbow sample'ını nasıl burnundan getirdiğini bildiğimiz bir dönemden bahsediyoruz) bunun yanında, daft punk'ın ilk albümü homework nasıl fransa'nın bilbordlarında boy boy tanıtılan ilk dans albümü olmuştur? neden abd'deki chicago house ve detroit techno babaları ya da almanya'nın ilk ağır siklet elektronik müzik ekolü daft punk'tan pek haztemez? ve bunun gibi onlarca soru. şimdi kısaca bir göz atalım :

    daft punk olarak :

    1) daft punk - the new wave[1993 / soma quality]

    başlangıç verilen tekli. hem the new wave ile hem de b1'deki assault ile bu iki genç fransızın "generation of love" döneminin devamında gelen detroit techno'sundan ve ada çıkışlı, factory ve mute'un öncülüğünü yapıtğı bağımsız müzikle elektronik müziğin harmanlaşmasından oldukça etkinlendiklerini görürüz. henüz bildiğimiz daft punk'ın filter house etkisinden epey uzaktalardır ama işi çekirdeğinden takip ettiklerini belli ederler. (97 bbc essential mix'lerindeki parça seçimleri, daft punk'ın dans müzik sahnesine en yakın olduğu dönemin 95 - 01 arası olduğunu kanıtlar nitelikte bir tracklist'e sahiptir. and da beat goes ..., faithfull, drum patterns & memories gibi parçalar, fransız ikilinin dans müziği üzerindeki etkisinin "foreshadowing" örnekleridir.

    ayrıca 2 yıl sonra indo silver club olarak yine bir techno denemesine imza atacaklardır. her ne kadar detroit'teki abilerinin gerisinde kalan bir iş olsa da diskografik değeri bulunur.

    essential mix'nin yanında kaçırılmayacak bir diğer performans da dj sneak ile b2b yaptıkları 1999 el divino - ibiza performanslarıdır. evet, dj sneak'in toksik karakterini bir yana koyarsak, fransız robotları yapmak istedikleri müzikte daha fazla etkileyen bir başka isim sanıyorsam yoktur. bildiğmiz daft punk vibe'ları aslında dj sneak tarafından 90'ların başında üretilmiştir ve daft punk tarafından bir üst seviyeye çıkarılmıştır. özellikle 1997 sonrası daft punk diskografisinde bunu bolca hissederiz.

    2) daft punk - da funk[1995 / soma quality - virgin]

    (aslında 93'de bitirilmiştir)

    fransızların büyük adam olacaklarını duyurdukları parça. ayrıca kendilerini ünlü yapacak olan roland s760 sampling'lerinin de başladığı parça da funk'dır. bu iki arkadaş prince gibi bir dahinin büyük fanlarıdır ve hem da funk'da, hem de daha sonra çıkaracakları çalışmalarda prince parçalarını elementlerine ayırıp kullanırken bir cerrah meziyeti gösterirler.

    ayrıca, ilk döneminde henüz daha "mütevazı" bir stüdyoya sahip olan fransızların korg ms-20 ile şahaserler yaratmaya başladığı ilk nokta için da funk'ı örnek verebiliriz.

    (ms-20'yi daha sonra ustaca kullanan ve zamansız bir klasik getiren diğer fransız, tabii ki mr. oizo ve flat beat'tir.)

    da funk'ın bir diğer özelliği de virgin'in bu arkadaşları soma quality'nin elinden almasıdır.

    3) daft punkrevolution 909[1996 / virgin]

    bana kalırsa daft punk'ın zirve parçalarından biri revolution 909'dur. hem takip eden dönemdeki yeni bir çağ açacak olan "french filter house" etkileri, hem klasik house ritimleri, hem ustaca işlenmiş daft punk sampling'leri (library music katalogları epeyce kurcalanmıştır bu parçada) bolca bulunur. ayrıca sh-101 kullanıldığına emin olduğum yegane parçalardan biri de revolution 909'dur.

    4) thomas bangalter - trax on da rocks (tüm ep) [1995 / roulé]

    bangalter'in solo zirvesi. kendi plak şirketi roule'ün özgürlüğünü yaşadığı son çalışmalardan biri olan trax on da rocks'da, daha sonra daft punk'la homework albümünde bazı kesitler sunsa da benzer özgürlüğü hissetmediği çok açık. (discovery biraz daha dinleyici odaklı, beklentileri fazlasıyla karşılasa da sacem'e girmeyi reddetmiş isyankar, başına buyruk olmak isteyen fransız gençlerinin oluşturduğu bir albüm olmaktan biraz daha uzak bir iştir.)

    on da rocks'da yine ağır bir motorbass ve de crecy etkisi görülür, ilerleyen zamanlarda bolca duyacağımız klasik filter french house ve daft punk'ın primatif hali diyebiliriz. roulé boule'de 91-93 arası (simon reynold bu dönemi kitabı energy flash'de "ardkore, you know the score" bölümünde detaylıca incelemiştir) "post-acid" dönem olarak adlandırabileceğimiz dönemde bolca bulunan, amaca hizmet eden minimalistik, r & s records'un 95 öncesi arka arkaya cıkardıgı rave ürünlerini bolca anımsatan tam bir peak-timer. what to do'da yine göze sokulan bir sampling ve zamansız bir groove. gaspar noé de epey beğenmiş olacak ki yıllar sonra yine climax'de duyurdu bunu bize. outrun'da bengaltert yine klasik house müzik aranjmanının dışına double-drop denemesiyle çıkıyor ve daha sonra eric prydz gibi usta isimlerin bolca kullanacağı primatif bir euro-house örneği veriyor.ventura ile yine başladığı gibi bitirilen taptaze bir filter house işi daha. homework'e koysan sırıtmayacağın tarzda.

    (ayrıca bu ep ile bangalter'in bir cj bolland hayranı olduğuna da emin oldum. )

    roulé'den en sevdiğim 5 çalışma:

    bangalter'e kendi çalışmaları hariç, o dönem roulé ile dinleyicilerle buluşturduğu muazzam işler vardır, diskografisi epey dardır ama boş / filler iş yoktur.

    1) roy davis jr. - rock shock (thomas bangalter's ''start - stop'' mix)[1998]

    2) together (dj falcon + thomas bangalter) - so much love to give[2002]

    3) the buffalo bunchbuffalo club[1998]

    4) stardust - music sounds better with you[1998]

    5) thomas bangalter - night beats[2003] - (koy hotline miami'ye sırıtmaz)

    şimdi bangaler'in roulé'ünü övmüşken, grubun diğer yarısı olan guy-manuel de homem-christo'nun crydamoure'unu boş geçmek olmaz, roulé'a göre daha kalabalık bir diskografisi bulunur ve manuel de homem-christo'nun nasıl yakından dans müzik sektörünü takip ettiğinin açık izlerini ve daha sonra daft punk'ın epeyce sevilmesine neden olacak "french filter" seslerinin arkasındaki isim olduğunu crydamoure'da çıkarmayı tercih ettiği parçalar sayesinde rahatlıkla görebiliriz :

    1) sedat the turkish avenger (sedat erdogan) - the turkish avenger[2000]

    (daft punk'la yolları kesişen bir diğer türk de dj eren, yani eren abdullah'dır. daft punk unchained'de gördüğümüz üzere ikiliyi elektronik müziğe çeken 1992 sonundaki partide kendisini dj kabininde görürüz.)

    2) le knight club - gator[2001]

    3) archigram - carnaval[2002]

    4) archigram - doggystyle[2003]

    5) deelat - wet ındiez[1999]

    sonrasında epey yoğunlaşan bu iki arkadaş, prodüksiyon sahasındaki yeteneklerini yakından tanıdığımız gruplarla paylaşmakta beis görmemişlerdir. bu nedenle, "nerede bu adamlar, neden üretmiyorlar?" sorularına "üretiyorlar kardeşim, sadece sen görmüyorsun" cevabını verme hakkımız sanıyorum ki mevcuttur. virgin'in new york'taki albüm imzasına (discovery) gidiş sırasında limuzin göndermesini gereksiz bulup, koşarak metroya atlayan 2 gençten grammy törenine limuzinle gelen superstarlara evrilen yolculuğun bir gün biteceği belliydi. öte yandan, fransızların solo kariyerlerinde masaya ne koyacaklarını ben de sizin kadar merakla bekliyorum.

    parcels - overnight[2017 / kitsuné] (prodüksiyon : daft punk)

    -m- - l'autre paradis[2019 / wagram] (aranjman : thomas bangalter)

    arcade firetout bagay kounye a (album) [2017 / sonovox] (thomas bangalter'la stüdyoya girdiler, everything now'da prodüktör olarak bengalter'la çalıştılar)

    pharrell williams - gust of wind[2014 / columbia] (prodüksiyon : daft punk)

    charlotte gainsbourg - rest[2017 / because] (prodüksiyon : guy-manuel)

    the weeknd feat. gesaffelstein - hurt you[2018 / republic] (co-prodüksiyon : guy-manuel)

    kanye west'in yeezus'ı ile random access memories arasında 1 ay olduğundan yazmıyorum. starboy'u da yazma gereği duymadım.

    energy flash'den daft punk'a adanmış kısa bir bölümle de entry'i bitirelim :

    (sf. 616, bölüm : crisis and consolidation)

    "leaders of french scene that included bob sinclar, i:cube and alan braxe, daft punk pioneered a monstrously popular yet hipster-credible style of disco-flavored house.

    their 1996 debut album homework ranged from kitschy retro-tingled hits like 'around the world' and 'da funk' to gratingly raw drug-noise like 'rolling & scratin' and 'rock 'n' roll'. falling somewhere in between those extremes was the classic 'musique', a loop-da-looping disco cut-up that precociously featured a technique known as the low-pass filter sweep, an effect that makes riffs or vocal samples seem like they're receding tantalizing into the background before surging back in full ecstatic force.

    sounding like a cross between panning and phasing, the low-pass filter sweep combines spangly, spectral unearthliness with a teasing, suppressed-sounding quality. a fabulously effective trigger for the e-rush, filter fx soon became the basis of an entire genre. thomas bangalter, one half of daft punk, collaborated with alan braxe to create the defining filter-disco anthem, stardust's 1998 'music sounds better with you', a two million-selling smash built from an astonishing woozy-oozy male vocal (sung by benjamin diamond), cocaine-crisp chic-style rhythm guitar and a snatch of strings. the audio equivalent of a glitterball, 'music sounds better with you' was widely interpreted as a love song to the mitsubishi brand of e."
  • benim için türkiye'de verdiği konser, ülkede düzenlenen inanılması en güç konserdir. biliyorum zamanında michael jackson, madonna, metallica(hatta sonispheredeki tüm kadro sayılabilir) ülkemizde konser verdi. ama burada şöyle bir detay var ki, bu saydığım isimler dünyanın dört bir yanında sayısız konserler verdi ve gezmedikleri yer kalmadı nerdeyse, fakat daft punk 1997 de ve 2007 de olmak üzere 2 kere dünya turuna çıktı. alive 2007 turunda 20 si avrupada olmak üzere 48 konser vermişler. avrupada konser verilen ülkeler fransa x3, ispanya x2, birleşik krallık x2, portekiz, belçika, irlanda, polonya, türkiye, almanya x2, hollanda, lüksemburg ve italya var. bu ülkelerin çoğu dünya turlarının olmazsa olmazı zaten ve ülkemiz maalesef böyle kısıtlı dünya turlarında pek tercih edilmiyor(bkz: halen türkiye'de konser vermemiş sanatçılar). bi de bunların yanında bu adamların kendilerini ve kimliklerini olduğunca saklamalarının oluşturduğu ekstra bir gizem var, canlı performanslarını izlemek büyük olay. bu nedenlerden bana hala inanılmaz geliyor, bazen diyorum acaba "nasıl olsa anlaşılmaz" diye düşünüp başka birilerini mi gönderdiler yerlerine*
  • bir süredir elektronik müziğin fazla bilgisayar odaklı hale geldiğini, insani dokunuştan çok uzaklaştığını düşünen gruptur. netekim son albümlerinde * bunu tersine çevirmeyi misyon edinmişler ve başarılı olmuşlar.

    edit: hemen eksilediniz ama grup bir röportajında böyle buyurmuştur, daha sonra the collaborators serisinde giorgio moroder da bunu doğrulamıştır. bi tarafımdan uydurmadım yani.
  • 2007 yılında alive turnesini benimle birlikte kuruçeşme arenada yaşamış, hiç tanımadığım dostlarımın dikkatine.

    belki bazılarınızın haberi yoktu ama bu konserin bir bootleg kaydı mevcuttu. mekanda cep telefonu ile çekilmiş videolardan oluşan bir kolaj, 480p dvd formatında dağıtılmıştı.

    bugüne kadar bununla idare etmiştim, arada açar açar izlerdim.

    fakat.

    bir grup muhteşem insan, çok daha kaliteli kamera kayıtlarına ulaşıp bunları birleştirmiş.

    https://youtu.be/udvysd2tikg
    https://youtu.be/rug34mtwofk

    hyperblue teklolociz sundu.

    tanım: robotlar, robotlarımız.
  • around the world'un klibini ceken michel gondry, klipteki karakterleri soyle tanimlar;
    mumyalar= ritm
    iskeletler= elektrik gitar
    dansci kizlar= keyboards
    kafalari gizli, esofmanli adamlar= bas
    robotlar= vocoder
    bu dikkate alinarak klip seyredildiginde koreografinin gercekten buna gore yapildigi anlasilir.
  • birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımız olan şu günlerde hayranları üzen haberdir.
  • 50 yaşına geldik amk artık kask mask ne uğraşıcaz demiş olabilirler. 10 sene sonra barışıp bir final albüm yaparlar.
  • bu aralar garip duygular beslemeye başladığım ikili.

    şöyle ki;

    yıllar yılı sessiz sakin, mainstream olmadığı ve hani kendini daha bir layık gördüğün (hep ergenlikten bu) o alternatif kitle'den olduğunu dibine kadar hissettirdiği için farklı bir tutkuyla bağlı olduğun, ama dünya popülasyonunun maksimum %0.5 -1'ine hitap edebilen bir grupken, 32 yaşına gelip de daha bir derli toplu, daha bir vurdumduyar , daha bir seçici ve ego yoksunu olduğun dönemde bir anda neredeyse tüm dünyaca sevilmesine, akla gelebilecek her türlü kitleyi aynı anda aynı saçma salak hareketlerde dans ettirebilecek bir pozisyona getirmesine, lansman ise en gizemlisi, klip ise en kalitelisi, müzik ise tabii ki en iyisini yapıp, cümle alemi kulaklıklara - ekranlara - speakerlara mahkum etmesine şahit olmak..

    insanların daft punk ile alakalı yeni bir şeyler gördüklerinde direkt seni aramaları, f.book timeline'ına paylaşmaları, yaptıkları sanatla sana özel daft punk eserleri üretmeleri ve t-shirt hediye etmeleri, hatta sürpriz doğum günü pastanın kocaman bir daft punk kaskı olması vs..

    sanki çocuğummuş ve büyümüş adam olmuş, iyi mevkilere gelmiş ve insanlarca sevilmiş hatta neredeyse tapılmış.. aynı eskiden (ve hala) benim yaptığım gibi.

    grammy ödüllerinde ödül kazandığında gözlerin dolması ?, sabahın 06.30'unda uyanıp canlı performansı izlerken ise o yaşları tutamamak ? bunlar çok enteresan değil mi ?

    bu tutkuyu bana nasıl işlediklerini spesifik olarak açıklayamam, ama ben halimden zaten memnunum, muhtemelen bir 4-5 sene daha yeni bir şeyler alamayız robotlardan, ama fark etmez, ben yine beklerim ve eminim, bundan yaklaşık 1 sene önce facebook official sayfalarında yeni albüme dair ilk hareketi gördüğümde hissettiğim duyguların aynılarını eksiksiz hissedeceğime eminim.

    music sounds better with you robotlar. yaptığınız ve yapacağınız her şeyi çok seviyorum.
hesabın var mı? giriş yap