• kahraman ve kötü adam arasında gidip gelen ilginç ve karmaşık bir karakter. zamanında yedi krallık'taki en tehlikeli adamlardan biri. bu tür karakterleri her daim sevmişimdir. hem insanının sinirlerini bozar, hem de hayranlık beslersiniz.
  • asaletine kurban olduğum. adam taşşaktan yürüyemiyor, yalpalıyor. 80 kiloysa 79'u taşşak.
  • kitapları okumamış, diziden karakter hakkında yorum yapan biri olarak targaryen hanedanının en iyi temsil edildiğini düsündüğüm karakterdir.

    ilk bölümlerde deli, işe yaramaz, psikopat olarak algıladığımız ve ilerleyen bölümlerde daha babacanlaşmış, olgunlaşmış zannedilmesinin aksine ne gençliği deliydi, ne son bölümlerde olgunlaşmış olduğunu düşünüyorum. targaren fıtratı neyse onu izliyoruz, ninni söyleyerek 26 yıllık kayıp ejderhaları evcilleştiren, sabah sporuna sivri kayalıklarda ejder yumurtası toplayan bir karakter bana o ergen daenerys-viserys, veya şair rheagar'dan cok daha hakiki bir targaryen tezahürü sunmaktadır.

    targaryen soyu, kanın saflığı için akraba evliliğinin bile normalleştigi bir hanedan içinde bu karakteri resmedildiği ilk sezon itibariyle bütüncül olarak biraz ele aldığımda, deamon'ın yaşı geldi diye vale bölgesinde biraz sivrilmiş bir haneden kadın ile evlendirilmesini içine sindirememesini anlayabiliyorum. belki de şanssizlığı o anda ondan başka evlenme yaşında dişi targaryen olmamasıydı, evliliğinden birkac yıl sonra yaşını almaya başlayan rhaenyra'ya olan ilgisi de daemon'ın hareketlerini tanımladığı targaryen paradigması içinde mantık içeriyor, rhaenyra onun için aşk değil elindeki tek gerçek gelin adayı olması bir anlamda.

    lakin beklenmedik gelişmeler sonrası rhaenyra gelin adaylığından tahtın tek varisi ilan edildiği konuma gelince bu rüya biraz erteleniyor, çünkü daemon tahtın güçlü bir targaryen'de olduğu müddetçe taht kavgasına heves etmiyor, hatta daemon gözünde rhaenyra'nın dragonstone'a ejderha sırtında geldiği ve kendisiyle çalınan yumurta sebebiyle yüzleştigi sahneye kadar ileride cocukları için yumurtalıktan başka birşey olarak görmediği o kızın ciddi ciddi varis rolüne hazırlandığını görerek bence rahatlıyor ve kendini taht kaygısından uzaklaştırıp isim yapmaya, savaşlara veriyor. bu ikilinin ilişkisine sonra dönmek üzere biraz abisi ile olan ilişkisine ve tahtta güçlü, gerçek bir targaryen arzusuna odaklanmak lazim.

    daemon targaryen geleneklerine sonuna kadar bağlı, 7 tanrı inancının tam karşısında bir figür olarak resmedilmekte. sezon boyunca farkli farkli sahnelerde buna deginildi. onu en fazla tetikleyen şey ise kral olan abisinin bu gelenekleri 7 tanrı inancıyla bir dengede tutmak istemesi, bu yönde onu vale'den biriyle evlendirecek kadar ileri gitmesi, angarya işlere koşturarak kral konseyinden uzak tutması ve en semboliği olarak ejderhalarla zaman geçirmemesi onun gözünde abisinin targaryen geleneklerine bağlılığını zayıf görmesine sebep oluyor. hatta daha ileri giderek otto hightower gibi kokten 7 tanrıcı bir aileyi en güçlü 2. aile konumuna sokması ona olan saygısını bitiriyor.

    daemon savaş yıllarında, stepstones'ta zor duruma düşerken abisinin yardım gönderdigini öğrenince birden çıldırması targaryen paradigmasında anlayabiliyorsun. targaryen geleneklerinden uzaklaşmış bir kral sayesinde ismini lekelemek yerine caraxes'le savaş esnasında ölmeyi tercih edebiliyor, ipini koparıyor ve o bölüm gerçekleşiyor. velaryonlar tarafından dar denizin kralı ilan edilmesini dahi targaryen hanesinde 2 başlılık olmaması adına abisine teslim ediyor. aslında eve dönerek bir adım atıyor ve abisine 2. şans veriyor ayrica evlilik çağına gelen bir rhaenyra var.

    daemon, rhaenyra ile bu sefer karşılaştığında onu kendisine uzak diyarlardan eş seçmeye zorlanan damızlık bir varis olarak buluyor. hala toy, halkla ve lordlarla arası bihaber konumda. daemon kendi yöntemiyle kurlara devam ediyor, lakin rhaenyra'nın varislik sorumluluğunu kaldırmaktan uzak görünümü, çocuksuluğu karşısında şaşırdığını düşünüyorum. kendisine bir gelin bakan targaryen erkeğiyken, rhaenyra'nın taht yolunda üstünden atması gereken saflığı kaybetmesine rehber rolünü de ekliyor. tavernada bu sebeple malum noktada kendini geri çekiyor, çunku o an ileri gitse bir daha belki de geri dönemez, o saf kızın hayatinda bir kırılma noktası yaşaniyor ve daemon'in kendi capında beceriksiz secimi bilmeden tek targaryen gelin adayını gay bir velaryon ile evlilige kadar götürecek olaylar silsilesini başlatiyor. bu noktada en azından viserys'in deamon'ı sürgününe karşılık otto'yu da şutlaması dengeci kral'ın şaşırtmayan bir hamlesi oluyor.

    bu olay üstüne daemon'ın sürgünde artık targaryen'e en yakın olan leana valeryon ile evliliği de bir boşta olmaktan iyidir alternatifi olarak göze çarpıyor. bu 2 valyria hanedani evliliğinde daemon ailesinden uzaklaşmış ve haliyle 7 tanrıdan da.. kendini valyria'nın uzantısı bir branch haline getirme simülasyonunda. eşinin ölümü ile tekrar başlayan olaylar silsilesi ise tamamen daemon'ı tekrar westeros'a(targaryen kimliğinin westeros'ta yeniden dirilişi) gelişi için yazılmış.

    bu sefer leana'nın cenazesinde ilk adımı abisi viseyrs ona doğru atıyor, gecen zaman icinde kral abisinin 7 tanriya iyice yaklaştığı ve/veya hightower nufusunun tekrar güç kazandığı gerçeğiyle yüzleşiyor. dahası kralın alicent ile olan çocuklarının targaryen soyadına sahipken bile hightower etkilerinde büyütülmeleri ona tehlikeyi hatırlatiyor. tahtta güçlü, gerçek bir targaryen görme arzusu bu görüntü karşısında tekrar alevleniyor, abisinin yaklaşan gidişi gözler önünde, sonrasına gelecek varisi rhaenyra'nın güçsüz pozisyonu, dedikodu kazanında saygısızlıklara uğratılması ise viserys tarafından gözardı edilmiş durumda, bu durum daemon'ı yaas tutmayı bırakıp taraf olmaya, devreye girmeye zorluyor. rhaenyra'nin yillardir bekledigi o guclu targaryen figürü ise kotu evliligi sonrasi biraraya gelmeye dünden razı.

    viserys'in ölümüne kadar tek kayda değer karakter gelişimi abisinin son kez ölmeden önce yeşillerin etkisine karşi koyup guclu bir kral gibi kendini arz-ı endam etmesinde gerçekleşiyor, o ve rhaenyra icin cok onemli bir konuyu kralın eli olarak otto'nun insafına birakmamasi ile aslında daemon abisinde ilk kez bir kral, olmasını umduğu abiyi görüyor. ölmeden önce onun hala orada oldugunu ve driftmark'ı targaryen gelenegine bırakmasını görmek içini rahatlatiyor.

    sezon finalinde ise abisinin ölümü karşısında direkt suçlayıcı bir tavır aliyor, yeşiller driftmark kaybı gibi birşeyin tekrar yaşanmaması adına viserys'i zehirlemiş olmalılar diyebiliyor. bu noktada son derece agresif ve savaş çığırtkanlığı yaparken, taht hakkı çalınan rhaenyra'nin sessiz kalmasından rahatsiz oluyor, otto'nun çıka geldiği ve şart sunduğu sahnede tekrar çılgın gençliğine benzer halde resmediliyor. bunca sebep varken rhaenyra'nın hala pasif olması ona abisinin barışçıl gözüken ama zayıf hallerini anımsatıyor. bu noktada rhaenyra'nın boğazını sıkmasına hiç şaşırmamış, o pasif tavırları karşısında beklentiye bile girmiştim. 2. bir viserys vakası olmaması için birbirinden uzak olduğu yıllarda rhaenyra'ya yeterince aşılayamadığı targaryenliği acı ama ciddi bir şekilde hatırlatıyor.

    son bölüm son sahnelerde rhaenyra savaş toplantısındayken, corlys sorunca daemon'ı riverrun için tully hanesine gönderdiğini söylüyor ama biz daemon'ı vhagar'dan sonraki en buyuk ejderha vermithor'u uyandırırken görüyoruz. daemon kendi ajandasını çoktan devreye sokmuş durumda gözüküyor. kesinlikle bu savaşın targaryen gelenegine göre yaşayanların kazandığını görmek istiyor.

    daemon'ın gerektiğinde rhaenyra'ya bile had bildirecegini gostermeleri karakter icin cuk oturmuş, tebrik ediyorum. kitaplari okumadigim icin ilerde olurda rhaenyra'nin piç cocuklarına karşı kendi %100 safkan bebeklerini secme durumu olusursa şimdiden jace ve joffrey'e geçmiş olsun diliyorum.

    bu karakter ile yansıtılan targaryen hanedanından oldukça memnunum, ona gereginden bir kare bile fazladan babalık, kardeş, sevgili, eş olarak göstermeyip özünü bütün tutan senaristlere saygılarımı sunuyorum.

    2. sezonunu merakla bekliyorum.
  • deli kralın tohumlarını kime atacak merak ediyorum. deli kral başka bir manyağın soyundan olamaz çünkü.
  • en sonunda (bkz: night king) olacakmış gibime geliyor ama dur bakalım.
  • matt smith tarafından mükemmel canlandırılmakta olan karakterdir. targaryen ailesinin hafif deli tarafını çok iyi yansıtan bir performans sergiliyor.

    (bkz: house of the dragon)
  • george r.r. martin 'in en sevdiği karakterdir. yıllar önceki röportajından :
    https://www.youtube.com/watch?v=1phh5as3umy

    herkes x, y, z diye tahmin ediyor ama; game of thrones ne kadar jon snow üstüneyse, bu da daemon üzerine olacak gibi. doctor who'yu boş yere getirip oynatmıyorlar özellikle bu rol için.
  • şöyle çok sayko bişiy yapmışlar.

    seviyeyi düşürdüğüm için çok üzgünüm ama ben çok güldüm. finalde hüzünden nemlenen gözlerim bu videoyla gülmekten yaşardı.
  • matt smith canlandırsın diye yazılmış bir karakter adeta. namı diğer düzenbaz prens
    anlatılmaz, izlenir.
  • insana jaime lannisteri anımsatan bir asoiaf karakteri, iyi bir kılıç ustası ejderha binicisi korkusuz ne tam deli ne tam akıllı, buralar daha çok yeşillenir.
hesabın var mı? giriş yap