• neredeyse her cinayetin kulak temizleme çubuğu yardımı ile çözüldüğü dizi. ben ise her banyo sonrasında kulağımın içine kaçırıyorum.
  • fark ettim ki bu dizi hakkında lost için ürettiğimden daha fazla teorem geliştirmişim. bunlar genellikle bir dizi neden bu kadar saçma sapan olabilir sorusunu yanıtlamak üzerine kurulu.

    * miami'yi diğer csi dizilerinden ayıran özelliği aksiyona daha fazla ağırlık vermesi. haliyle çoğu zaman tek cinayet 40 dakika için az geliyor. bölümün ortalarında bir yerde dizinin temposu artsın diye bazen konuyla sadece teğet geçen bir başka cinayet işleniyor. bu araya sıkıştırılmış cinayet genellikle mantık sınırını zorlayıcı nitelikte oluyor.

    teorem: diğer iki dizinin senaristleri fikir üretirken içlerinde en saçma sapan olanlarını kelek çıkan karpuzu kapıcıya verircesine miami'ye iteliyorlar.

    --- spoylırlı örnek ---

    eric delko'nun kardeşi marisol (ki aynı zamanda h'in yavuklusudur) uzun menzilli bir silahla vurulur. baş şüpheli eric'in psikopat eski sevgilisidir. nitekim yapılan arama sonucu kızın bagajında tüfek bulunur. fakat o da ne? katil o değildir. kız kardeşi eric'in manitası sanan manyağımız tam ateş edecekken bu olaydan tamamen alakasız bir başka sniper sırf horatio'ya gıcıklık olsun diye marisol'ü vurur.

    ulan birbirinden habersiz iki sniper'ın aynı hedefe yönlenmesi 700 küsür suikast girişimi atlatmış fidel castro'nun başına bile gelmemiş. bu nasıl bir tesadüftür? twist ending yapacağız akışı hızlandıracağız diye bu kadar kıvıran senarist bağırsak düğümlenmesi yaşayıp sıçamadan ölme riskini de göze alıyordur umarım.

    --- spoylırlı örnek ---

    * csi: miami ekibi diğer ekiplere kıyasla en kalantorudur. hepsi hummer jiplerle gezer. ellerinin altındaki teknik ekipman dudak uçuklatacak cinstendir çünkü aslında csi:miami diğer iki dizinin aksine bir bilim-kurgudur. o alet edevatın büyük bir bölümü henüz piyasada yoktur. örneğin mxrf olarak bilinen ve parmak izindeki sodyum ve potasyum klorür tuzlarını görünür kılan alet henüz sadece tasarım aşamasındadır ve ederi yaklaşık 175bin dolardır. bir oda büyüklüğündeki bu aletin elde taşınabilen modelleri ne hikmetse ekibimizde mevcuttur.

    teorem: tüm dünyayı derinden etkileyen csi serilerini tek izleyen sıradan vatandaş değildir. pekala bir savcı da ulan parmak izlerini bulalı 15 dakika oldu neden hala kime ait olduklarını tespit edemediniz diyebilir. işin aslı parmak izi otomatik teşhis sistemi biten hat, çatal hat, ada, kısa hat ve yakın hat bitiş özelliklerini veritabanındaki örneklerle karşılaştırır ve benzer özellikler taşıyanları seçer. bulunan her iz uzmanlarca tek tek çıplak gözle incelenir ve bir karara varılır. bu işlem bazen günlerce sürebilir. csi dizilerinin kıçını bilim-kurguya dayamasının altında toplum üzerinde oluşan bu "csi etkisi"ni kırmak yatar. bu "nasıl olsa bilim-kurguyuz" diyen senaristlere istedikleri kadar saçmalayabilme özgürlüğünü tanıyor olmalı.

    --- spoylırlı örnek ---
    ördek sesli balistik uzmanımız duquesne bir cinayet mahalini incelerken maktulün yanında bir parça kağıt bulur. yapılan araştırmalar sonucunda bunun bir konfeti olduğu anlaşılır. konfeti aynı zamanda saç spreyine ait kalıntılar içermektedir. bunu bir delil olarak kabul ettirip arama izni çıkarttıran duquesne kurbanın karısı tarafından öldürüldüğünü anlar. çünkü kadının banyosunda saç spreyi vardır. bulduğu delili kadına anlatınca katilimiz cinayeti tüm detayları ile anlatır. "ulan duffy duck kılıklı karı! o spreyden kullanan binlerce kadın var. hadi onu geçtik, o konfeti benim saçımdaydı diyelim, cinayet evde işlenmiş. ben evime kocamı öldürmeden öldürmeye mi gidiyorum? hem belki adam eve dönmeden önce geldi bi sarıldı bana o sırada konfeti saçımdan kaydı gitti adamın ceketine" demez mi bir insan? hadi panikledi demedi diyelim sen çık bakayım bu delille bir mahkemeye de savunma avukatı o spreyi senin nerene sıkıyo gör. o bol renkli, alet edevatlı, split screenli, gaz müziklerle bezeli labaratuvar sahnelerinizden etkileniyor olabiliriz ama o kadar da mal değiliz aslında.
    --- spoylırlı örnek ---

    sözün özü başlarda farklı tarzıyla kendini severek izleten bu dizi, artık diğer csi'ların hatrına dahi olsa çekilecek işkence olmaktan çıkmıştır. biraz las vegas'ın muhteşem kurgulanmış senaryolarından örnek alsalar ve horatio caine'i (mümkünse tam gözlüğü takıp lafı koymaya heveslendiği sırada) alnının ortasından vursalar belki eski tadına döner dizi.

    not: 5. sezon finali dudak uçuklatacak cinstendi. tamam cinayet mahaline derin göğüs dekoltesi ve ince topuklu ayakkabılarla giden csi kızlarına alıştım alışmasına da horatio bu sefer kendini aştı. kahramanımız son sahnede bölümle hiç bir ilgisi olmayan rastgele seçilmiş bir gökdelenin çatısında o meşhur siyah takım elbisesinin içinde, eller belde, kafa italik, bir süre tek başına poz kestikten sonra güneş gözlüklerini taktı yürüdü gitti. ne işin var senin orda be adam? kaçık, koyayım da dama çık mı dediler nedir?
    on sezon friends izledim hepsini toplasan bu kadar güldüğümü hatırlamıyorum.
  • müthiş resim programları sayesinde 100 mt ötedeki 1 cm lik gölgeyi büyüterek sonra netleştirerek! katilin koskocaman yüzüne ulaşılan dizi. ya da fotoğrafa bakanın gözbebeğini büyüterek fotoğrafı çekenin yüzene de ulaşabiliyorlar. ya ben de istiyorum o netleştirme programlarından. sadece fbi a mı özgü bunlar? biz niye indiremiyoruz netten demosunu trialını falan?
  • diğer csi serilerinden farklı olarak, bu seride horatio vardır. diğer serilerdeki ekip liderleri genelde duygularını saklı tutan, laboratuvar fareleridir. fakat horatio öyle midir, değildir. duygusal bir faredir ve bunu asla gizlemez. diğerleri gibi aşkta şanssızdır. las vegas eski ekip liderini saymazsak tabii.

    horatio çocukları çok sever, gözlüklerini de çok sever. miami'nin kavurucu güneşi diyeceksiniz şimdi, ı ıhh o kapalı alanda da çıkarmaz gözlüklerini. naif adamdır, fakat naif olması onu sert adam olmaktan alıkoymaz.

    miami'de timsahlar ve köpekbalıkları tarafından parçalanan insanlar falan da vardır. fox crime en şahane kanaldır, sürekli izler durur insan.
  • henüz en büyük katilin yakalanamadığı dizi. bütün deliller apaçık ortadayken işinin uzmanı bir ekip nasıl oluyor da burnunun dibindeki caniyi göremiyor anlamış değilim. sözünü ettiğim kişi david caruso'dur ve apaçık ortadadır ki her bölümde bu diziyi katletmektedir. miami sıcağında üzerinden çıkarmadığı siyah takım elbisesi, yüzüne raptiyelemek istediğim gözlüğü*, asla bozmadığı italik duruşu, karizmatik olacağım diye ıkınırken muşmulaya dönen ve botoxla bile kendine gelemeyen yüzü ve mesut yılmazın 45'liğe kaydedilmiş sesini 33 devirde dinliyormuşum izlenimi veren konuşma stiliyle david caruso bu dizinin tecavüzcüsü ve katilidir.
  • aynı polislerin hem olay yerinden delil topladığı, hem delilleri laboratuvarda incelediği, hem şüphelileri kovaladığı, hem ifade-sorguya girdiği, hem baskınlara katıldığı, hem devriye gezdiği dizi. güzel kardeşim miami'de başka polis mi kalmadı, yok mu sizin sendikanız?
  • bu diziyle ilgili dikkatimi çeken bir durum var. horatio caine denen arkadaş cinayet mahaline genellikle akşamüstü geliyor. bundan sonraki bölümleri daha dikkatli izlerseniz siz de farkedeceksiniz. olay yerine geldiğinde, can alıcı son konuşmasını yapmadan önce havadaki kızıllığı farketmemeniz mümkün değildir. bariz güneş batmak üzeredir. çünkü horatio gündüz dışarı çıkamamaktadır. kızıl saçlı ve beyaz tenli olmasından mütevellit miami sıcağı horatio'yu birçok kez yoğurtla uyumak zorunda bırakmıştır.

    bunun üzerine horatio caine polis merkezinde bir dizi emir yayınlamıştır.

    1- miami'de öğle vakti ceset bulunmasını yasaklamıştır.
    2- ceset bulunmuşsa dahi horatio'ya haber akşamüstü verilmek zorundadır.
    3- yukarıdaki emirlere uymayan polis memurlarına maaş kesim cezası verilecektir.

    başkomiser horatio caine
    miami emniyet müdürlüğü
  • adamlar tüm diziyi instagram'la çekmiş. o derece saçma bir ışık kullanımı var.
  • kulak temizleme çubuğuyla mucizeler yaratan insanları konu alan dizi.
  • aslında adının "horatio caine ve maceraları" olması gerektiğini düşündüğüm dizi. diziyi en ilginç kılan şey benim gözümde horatio karakteridir, bu karakter kanımca yönetmenin gerçek hayatta olmak istediği kişidir, alter egosudur. nasıl bir karakterdir ki dizide her zaman* son sözleri "o" söyler ve söyledikleri "lafı oturttum şimdi işime gidiyorum" tadındadır aklım ermiyor hakkaten. kendisine sonsuz sevgimi göndermemin yanı sıra castteki diğer kişilere de biraz daha şans vermesi ve onların da bir insan olduğunu düşünmesi temennilerimi sunuyorum*.
hesabın var mı? giriş yap