compulsion
-
önüne geçilemeyen istektir. önüne geçmek istemenize rağmen, istek sizin önünüze geçiyorsa bir compulsiyon durumundasinizdir.
-
doves - kingdom of rust albümünde albüme adını veren şarkıdan sonraki en güzel şarkı
all the love you stole
all the love you saw
exposing you but i am torn
dark spell, i crave you so
i wanna live but you just won't let me go
we laid up there, in stars
woke up in the storm
am i yours? i'm unsure
and dark spell, you cast me so
i wanna live but you just won't leave me alone
oh, i'm
and the wheel keeps turning
but i can't get enough
and the flame keeps burning
but i surrender love, oh yeah
they say the eyes are like
a window to the soul
i ain't so sure, i see through yours
and my borders are broken wrong
i just can't protect and protect them no more
yeah, and the wheel keeps turning
but i can't get enough
and the flame keeps burning
but i surrender love, oh yeah
turn your back on another world
promise yourself never again
oh yeah, love
and the wheel keeps turning
but i can't get enough
and the sun keeps burning
and i surrender love -
martin l gore'un gaza getiren, ic acan joe crow cover'i..
charms in limited supply
and refusing to stretch
that indefinable nothing
somehow keeps pushing you
finding the right words
can be a problem
how many times must it be said
there’s no plan
it had to happen
got to move on sometime
and it’s about time
by putting one foot in front of another
and repeating the process
cross over the street
you’re free to change your mind
strength through diversity
couldn’t have put it more plainly
got to move on sometime -
iki sene üst üste spotify'da en çok dinlediğim şarkı olmayı başaran röyksopp şaheseri. dalgalı temposu, vokalin buğulu sesi derken 7 dakikalık sonsuzluk yaratıyor bende. popüler olanı sevmeyen biri olan beni çok bilinmemesi inceden bir mutlu ediyor. entry bile girmiyordum fazla bilinmesin diye o derece ama geçen man o to başlığında bahsetmiş bulundum buraya yazmasam olmazdı.
-
-
gerçekten her bir zincirinizi kırıp, dağılma dürtüsünü en derinlerde hissettiren şarkıdır. parçalanıyorsunuz!
tam patlamaya hazırsınız ama şarkıyı bekliyorsunuz, izin vermiyor. tam çığlık atacaksınız, atamıyorsunuz. sonlarına doğru yükseliyor ritim, sizi daha da dayanılmaz hissettirecek derken, yavaşlıyor birden.
ve sonrasında geliyor ritim, yaşamı hissediyor, tüylerinizin diken diken olduğunun farkına varıyorsunuz. çok büyük, çok güzel bir hikaye anlatıyor. bu benim hayatım diyorsunuz, ve birden salıyorsunuz kendinizi.
çok farklı şeyler hissettiren şarkı. -
röyksopp'un 2014 çıkışlı the inevitable end albümünün 10. parçası. yine albümün içinde yer alan i had this thing, here she comes again ve daha birçok parçada olduğu gibi sesiyle yakıyor mu donduruyor mu belli olmayan jamie mcdermott eşlik ediyor bu parçaya da. bir kibrit çakışıyla başlayan şarkı, kalpteki yangına ön ayak oluyor. never thought that i could change / 'til you woke me with your touch derken kibritin nasıl yanmaya başladığını anlıyoruz. başlangıç, bir şimşek çakımı kadar kısa sürede vuku buluyor. çakan şimşek bir saniye havada kalıyor ve kayboluyor. acının başı da sonu da o oluyor. ses, kulaklardan kalbe akarken, kelimelerin yarattığı acı tahammülü zor bir ağrıya dönüşüyor. acı, eşiği geçtiği sırada ağrı iki büklüm ediyor. bu an, tyler durden'in anlatıcının eline yaptığı şeyi hatırlatıyor. "bu senin acın, bu senin yanan elin" diyor tyler, "acıyı hissetmeli, teslim olmalısın." ateşe su dökmek istiyor bünye, ama harlanacağını, daha da alev alev olacağını kestiremiyor. teslimiyet gerekiyor. var olanı kabullenmek, belki de kül olmak lazım geliyor.
-
aklıma man o to ‘yu getiren şarkıdır.
-
zorlantı.
bir obsesyonu nötralize etmek için yapılan mental veya fiziksel davranışlar.
örneğin; kirlenme obsesyonunu yıkama kompulsiyonu ile rahatlatmaya çalışmak... -
en dinamik röyksopp şarkılarından. nerede yükselip nerede alçalacak kestirmek çok zor
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap