• bazen olmaz ama o kadar güzel olmaz ki...
    "ancak bu kadar güzel olmayabilirdi" dersiniz.
  • (bkz: nah çıktı)
  • etraftakiler de hayırlısı olsun derler.sen de burun kıvırırsın içinden.
  • hiç istemedigin bir seyin olmasidir.
  • o çok istiyor haliniz istenilen şeyi o kadar çok düşünür ki, farkında olmadan çekmek yerine onu itme durumudur.

    tamam bu bir şeyi 40 kere söylersen olur ya da olumlu düşünme teziyle çelişiyor görünebilir ama bir şeyi çok istediğiniz zaman onu çok düşünürsünüz ve bu düşünceler her zaman olumlu düşünceler olmayabiliyor. çünkü ister istemez korkular ve ya olmazsa endişesi de beraberinde geldiği için olumsuz düşüncelerinizle kafada istenen şeyi itebiliyorsunuz.

    başınıza çok gelmiştir, olmasını beklediğiniz bir çok şey ondan vazgeçtiğinizde, düşünmeyi bıraktığınızda olur. hiç beklemediğim bir anda oldu dersiniz. aslında sadece evrenin akışına müdahale etmeyi bıraktığınız için olmuştur.

    tabi bunu yaparken de kendi kendinizi kandırıp taktik olsun diye düşünmüyormuş gibi yaparsanız hiç bir yere varamazsınız.

    bu beklediğiniz bir haber, bir iş başvurusu, para, her şey olabilir.
    en azından benim hayatımda bu hep böyle oldu.
    bazen de istediğiniz şey sizin için hayırlı değildir, bu yüzden olmaz. ama bunu çok sonra görürsünüz.
    biz hiç mi bir şey istemeyeceğiz diyorsanız, isteyeceğiz elbette ama isteyip oluruna bırakacağız.
    bunu yapmak biraz zor belki ama bir şeyi gerçekten yürekten istersen ve temiz bir kalple dua edersen o şey bir gün olur.
    hayatta hiç bir şeyi zorlamamak lazım.

    bir işin olacağı varsa olur.
    su akar yolunu bulur.
    olmuyorsa da daha zamanı gelmediği için ya da daha iyisi olacağı içindir.

    allah dua eden kuluna üç şekilde cevap verirmiş;

    "evet" der ve istediğini verir
    "hayır" der ve daha iyisini verir
    "bekle" der ve en iyisini verir!

    hepimizin gönlündeki en iyisine bir gün kavuşması dileğiyle...
  • bi yerden sonra o kadar çok yaşarsın ki bunu, bir süre sonra alışırsın. geriye dönüp bakar ve bugüne kadar ne oldu da bu olsunki dersin. tam 'amaaaan koy götüne nasıl olsa bu da olmıcak' dediğin anda bi bakmışsın o istediğin şey oluvermiş. bu evrenin bize 'siktir git başka şey iste' deme şeklidir.
  • buna alışan kişi, çok istenen ve hiç kolay olmayan bir şey olduğu zaman önce inanmaz, sonra son anda bi bokluk olmasını bekler, öyle bir sorun çıkmayınca bile dönüp dönüp omzunun üstünden murphy takip ediyor mu diye bakmaya bir süre devam eder.
  • olmadığı için çok istenen şeyler vardır ki, samimiyeti sınanır kişinin adeta. ulaşılabilir oldukları an, "yok aslında istemiyorum ya..."; bir engel çıktığında ise, "lanet olsun. neden olmuyor?" dersiniz. ne yazık ki insanlar, zihniniz oyun oynuyor size; böylesiniz diye.
  • (bkz: harman kalmak)
  • hayattaki hiçbir şeyin bizim istediğimiz gibi olma zorunluluğu bulunmamasındandır. bunu fark edip, kabullenebilen insan bi ufak rahatlar.

    çokları bu durumu* başarısızlık olarak görür ki ne büyük bir gaflettir. başarının ölçütü sonuç değil, tedbirdir. tedbirde kusuru olmayan insanın sonuçla işi olmaz, o başarılıdır. dolayısıyla üzülmek için de ortada bir nedeni yoktur. olması gerekenin olduğunu bilir. gayretinden bir şey kaybetmez.

    üzerinden bir miktar zaman geçer ve belki de anlar ki o zaman o istediği şey olmasını istediği gibi olsaymış aslında kendisi için kötü olacakmış. vay anasını der, yoluna bakmaya devam eder.

    yalnız bu hayatı kendisi ve kendisinin isteklerinden ibaret gören insanlar bu duruma çok takılır. "olmadı" dediği, oysa ki olmayan değil olan ama onun istediği gibi değil bir başka şekilde olan "şey"e takılıp kalırlar. takıldıkça ıskalamayı sürdürürler, başka fırsatları, başka güzellikleri göremez olurlar. geçmişe dair hayıflanmalar ve geleceğe dair kaygılar arasında gönüllerini boğarlar. boğulurlar onlar, çırpındıkça batarlar çamura saplanmış eşek gibi.

    yıllar sonra gelen edit : ben bu yazıyı 2005-6'da falan yazmıştım aslında, yani o zaman 19-20 yaşındaymışım. şimdi bakıyorum da aslında tam olarak kendimden bahsetmişim. yani insan bir şeyleri görüp, düşünüp, okuyup boyundan büyük laflar edebilir ama 37 yaşında geriye bakar konuştuğunun dörtte birini bile yapamamıştır. yani özetle diyeceğim ki bugün genç olup de bu yazıyı okuyanlar var görüyorum ki aman siz de sözde kalmayın hareket geçin.
hesabın var mı? giriş yap