• yazı uzun olmuş, özet geçeyim; iki veya daha fazla çocuğunuz varsa muhakkak alın dediğim araç. (grand picasso için konuşuyorum)

    merhaba canlarım ciğerlerim, 2015 model volvo s60 aracını satıp aynı paraya 2014 grand picasso almış birisi olarak kendimi ferrarisini satan bilge gibi hissediyorum, baştan belirteyim, üstüme gelirseniz ağlayabilirim.
    efendim önce volvo konusunu açayım; ikinci çocuk gelince az geniş bir arabaya geçelim dedik ve clio dan inip s60 a bindik. ve fekat kendimize işkence ediyormuşuz azizim. evet volvo çok hoştir ama benena! çocuklar büyüsün on, on üç yaşlarına gelsinler o zaman alırız. anladım ki küçük çocuklu aileler için mpv araçlar adeta zorunluluk. evet s60 kullandıktan sonra teneke gibi bir hissiyat oluyor ama üç ayın sonunda alıştık ve çok da memnunuz.

    araç hakkında bilgi vereyim; bu aletler ilk etapta etg6 şanzıman ile geldiler, eski tip robotize şanzıman. vites geçişleri hunharca hissettiriyor. 2015 ve sonrasında eat6 ve şimdi sanırım eat8 şanzıman ile çıktılar. bunlar tork konvertör cinsinden vites geçişi konforlu olan oyuncaklar. ancak aynı zamanda yıl yükseldikçe donanım da maalesef kırpıla kırpıla kuşa dönmüş durumda. benim 2014 etg6 aracımda tüm donanımlar varken (otomatik park etme, geri görüş, vs) son modellerde ön park sensörü bile yok. sanırım ötv arttıkça alması imkansız olmasın diye boş isteniyor araçlar.

    yol tutuşu cüsse ve yüksekliğe göre tatmin ediyor. tork da yeterli; 115bg araç ne kadar güç verebilirse gücü de o kadar. süspansiyon bana göre çok iyi, arkada çocukların beyni turşuya dönmüyor çukur ve tümseklerde.

    içi oyuncak dolu; kullanışsız da olsa navigasyon, bol seçenekli media player ( dahili jukebox, playlist tanıma ve oynatma) üç farklı kadran tema, say say bitmez. yeni modellerinde apple carplay de var sanırım.

    ancak müzik keyfi konusunda maalesef tırt ; hem ses sistemi tatmin etmiyor (hoparlör probleminden çok ses kartı iyi değil gibi, bazı ayarlarda bazı şarkılar çok iyi oluyor çünkü. ama tümü aynı hissiyatta olmuyor, tam anlatamamış olabilirim), hem de bagaj sedan gibi ayrı bir bölgede olmadığı için arka tekerlek ve bagajdaki eşya sesleri araç içinde gürültü yapıyor. bagaja koyduğum her eşyayı lastik kanca ile sabitlesem de yetmiyor yüksek hızda araç içi gürültü çekilmez olabiliyor.
    mamafih trim kalitesi ortalama fransızların çok üstünde; evet güneşlikler ses yapıyor ama bunun da sebebi büyük camı gölgelemek için hem perdeli hem katlanır olmasından.
    bir bayiye gidip son model renault koleos'a binin bir de 2014 grand picassoya; o renault'un direksiyon yanındaki teyp kumandasının plastik kalitesi... neyse bir şey demiyorum.

    büyük ön cam, cam tavan ile birlikte inanılmaz ferah hissettiriyor. minik bebeğinden ötürü yolculukları arka koltukta geçen anneler için bulunmaz hint kumaşı.

    sürücü ve yan koltuk hariç diğer koltuklar katlanınca düz bir zemin oluşuyor ve 120x210 luk şişme yatak ile içinde yatılabiliyor. tavanı da açıp yıldızları seyretmek mümkün. bu hafta sonu denedik. iki çocuk ve iki yetişkin uyuduk. büyük oğlan ayak ucunda yattığından çok rahattı. ufaklık ara ara sıcaktan ve şişme yatağın çukurlarından rahatsız oldu ama beklentimizin çok üstündeydi. kapı tarafları daha da geniş olduğu için battaniye vs dürtüp yattığımız yeri daha da geniş tuttuk. bu paragrafı yazdım, çünkü çadır kampı yapıyoruz ailece ve hafta sonları tek gece için çadır kurmak zahmetli olabiliyor. böylesi çok pratik ve son bahar gibi serin bir mevsimde çocuklar üşümeden yapabileceğiz sanırım.

    daha sayılacak çok şeyi var bence. iki farklı usb girişi, üç yerde 12volt soket ve ayrıca 220 volt priz. bu 220 volt priz harika bir olay, her ne kadar 0,8amper de verse iş görüyor.

    ön koltukların altında saklama gözleri var ve gayet büyükler, orta konsolda da koca bir dolap var. evet dolap diyorum çünkü isterseniz çıkarıp evde filan bırakabiliyorsunuz, tuhaf bir şey. vites kolda olduğu için bacaklarınızı yanlara gere gere oturabilir; dar yerlerde sürücü kapısından çıkmanız gerekirse zorlanmadan yana kaykılabilirsiniz.
    arka koltuklarda da ayak basan yerin altında sağda ve solda saklama gözleri var. ilk yardım seti, ıvır zıvır sığıyor.

    üç koltuk bağımsız olması da çok güzel. mesela bagajda yer kazanmak için çocukların oturduğu sağ ve sol koltuklar önde, hanımın oturduğu orta koltuğu arkada ayarlayabiliyorsunuz. üstelik sırt açısı da değiştirilebiliyor.

    üçüncü sıra koltuklar bagajın altında, açması çok pratik, açınca o koltukların katlı iken kapladıkları yer saklama gözüne dönüşüyor ve küçülen bagaj hacminde yer sağlamaya yardımcı oluyor.

    daha kim bilir saymayı unutuğum ne özellikleri vardır.
    ha yakıt benimkinde ortalama 6,6 lt. genelde sakin kullanırız ve muhakkak bir miktar yüklüdür. forumlarda 5,8 ortalama görenler var ama bilemiyorum altan. belki motor yazılımı yenidir; enjektörler daha iyi çalışıyormuş güncel yazılımla. bilahare serviste yaptıracağım.

    böyleyken böyle dostlar. neden tutulmuyor bu arabalar derseniz size cevabını vereyim; öküzlükten. şekil yapacağım diye sedan araba alan 3-4 çocuk babası insanlar olduğu sürece bu arabalar tutulmaz. ben iki çocukla bile yaptığımın eşeklik olduğunu düşünüyorum, adam hem annesi, babasıyla yaşıyor, çoluğu çocuğu var, hem de c segment sedan araca biniyor. işte bu yüzden tutmaz.
  • yeni kasası genelde bir kompakt mpv için güzel olmuş ama farları 2014'te çıkacak jeep cherokee'ninkileri* andırıyor. gerçi onunkilere göre daha bir akıllı uslu duruyor ama yine de çok fena. nissan juke'u ilk gördüğümden beri bu saçmalığın bir tasarım trendine dönüşmesinden korkuyordum.

    saçmalık derken neyi kastettiğimi açayım. aşağıda keseceğim ahkâmlar tamamen bilimsel temellidir, şu anda kaynak veremiyor olmam zamanında okuduğum kitapların adlarını tek tek hatırlayamamamdandır:

    beynimizde bulunan yüz tanıma merkezi sadece insanları ayırt etmemize değil, nesnelere de kimlik yüklememize yarar. insan yüzü planına oturtabildiğimiz tasarımlara kendimizi daha yakın hissederiz. otomobillerin net olarak algılanabilecek şekilde iki farlı tasarlanmaları, bu iki farın arasında burunla ağzın yerini tutabilecek öğeler kullanılması tesadüf değildir. çoğu otomobilin "yüzü", kolayca adlandırabileceğiz bir duyguyu, bir ifadeyi yansıtır.

    nissan juke, yeni cherokee ve yeni picasso'ya bakmak insana bu yüzden rahatsızlık veriyor. çünkü bu otomobillere bakarken yüz tanıma merkezimiz o farlardan hangisinin göz olarak tanımlaması gerektiği konusunda kararsız kalıyor ve bir duygu (kızgın, sert, üzgün, şaşkın vs.) yapıştırmakta zorlanıyoruz. bunun sonucunda deforme olmuş bir yüze ya da bizden çok farklı bir canlıya (örneğin bir böceğe) bakarken hissettiğimiz türden bir yabancılaşma yaşamaya başlıyoruz.

    tabii ki tasarımcılar özgür olup istediklerini yapabilmeliler ama tasarlanan şey kitlelerin beğenmesi amaçlanan ticari bir ürünse beynin milyonlarca yıllık evriminin çizdiği sınırların içinde kalmaları daha mantıklı olur.

    edit: cactus'ün tasarımına da bu nedenle ısınamadım.
  • kronik bir sıkıntısı varmış, ben de bu hafta yaşayınca öğrendim.
    bu aracın sağ ön koltuğunda ayaklarımız koyduğumuz yer su almaya başladı. ama öyle böyle değil, arabayı çürütecek kadar.

    önce bir servise götürdüm, yavşak orospu çocuğu dedi ki "cam tavandan sızıntı olup, aşağıya kadar içeriden akıyor. 1 günlük işi var" dedi. "yapma ya usta, hay allah. o zaman haftaya gelim" dedim ama içimden "siktir yalancı pezevenk" dedim.

    akabinde başka bir servise götürdüm. usta geldi, sağ çamurluğun altında (tekerleğin tam arkasında) bir plastik çıkardı ve attı. "bunu takma abi, bunun kapağı tıkanıyor, o yüzden içeri kaçıyor su" dedi. para mara da almadı adam. ben yine çırağa 20 kağıt verdim.

    bu su sızıntısı yaşayanlar gelip bakarsa ibret alsınlar. bu bahsettiği parçayı çıkarırlarsa sorun kalmayacaktır. ustaya mustaya gitmesinler. ustalarda da orospu çocuğu çok zira.
  • 2008 model ve 200.000 km'de olan birini alarak huzura erdiğim dombili aracım.
    ankara yokuşlarında cinnete sürekleyen ve hacmen kafamın tavanına sürttüğü clio'dan sonra "ulan niye eve kira veriyorum" dedirtecek ebatlarda olan bir arkadaş.

    şu anki derdim arka park sensörü.
    ustalar yan sanayi olmuyor anca orijinal lazım diyor. orijinal sensör gözü için 1000 lira fiyat çekiyorlar.
    geri vitese alınca arka tekere odaklanan dikiz aynası sayesinde çok dert değil aslında ama gözüme batıyor her geri vitese alınca ekranda çıkan yazı.
  • sırf geniş diye ticari alan doblocu tayfa neden bu aracı görmüyor şaşıyorum. geniş, konforlu ve ticari değil. tam bir aile aracı.
  • 3 yıldır kullandığım. ilk sahibinden aldım, tık demedi. daha önce ben ne'ye biniyormuşum dedirten arabadır benim için.

    yalnız yolların garibanıdır, zamanının ötesindeki (özellikle son 2013 kasa) muhteşem tasarımına rağmen yollarda nadir görülür, piyasada kötü bilinir, eski türk filmlerinin iyi olup da film boyunca kötü tanındığı için izleyicisinin en çok içini burkan masum karakteri gibidir, o yüzden sevenleri de yine kendi kullanıcılarıdır.

    sanırım zamanında öyle bir negatif pr çalışması yapılmış ki hakkında, çok iyi çalışılmış ve halen belini doğrultamıyor marka, neymiş yok arıza çıkarıyor, yok sorunlu falan. sorunsuz araba mı var? gir bak bmw serisi forumlarına neler var.

    tamam da kronik sorunları yok mu? hangi arabanın yok ki. 12 inç ekranında estetiği bozan ama kullanımı bozmayan leke sorunu vardır, 100 bin km civarı yapar, bende de oldu, 9 bin liralık ekranı iyi niyet garantisinden ücretsiz değiştirdiler. bagaj çatlağı diye bir durumu vardır, kapağın üst köşesinde kimsenin göremeyeceği 5 cm boyunda kılcal bir çatlak oluşur, onu da değişirler ama yine olur, ancak zararsızdır zaten. benim bildiğim başka da kronik sorunu yok, elektroniği fazladır evet, ama yarı otomatiğinin f1 vitesle kullanımı çok keyiflidir, o 12 inç ekranda gösterdiğin fotoğrafın, navigasyonun havası daha 2020 passat'larda bile yoktur, onu bırak, yeni çıkan abisi aircross'da bile yok. 2013 aracımda direksiyondan youtube videolarımı değiştiriyorum, ön panelimi kumanda ediyorum, dahası var mı?

    piyasası az olduğu için sahipleri iyi kullanır, çok iyi bakar aracına. %99 yetkili servis bakımlıdır (ben de bu cumartesiye 900 fiyatla randevu aldım, seve seve, canım arabam için). facebook grubu en efendi insanların bir arada bulunabileceği nadir sosyal medya ortamlarından biridir.

    2 cümle yazayım dedim, canım arabam bana neler yazdırdı, ne kadar da doluymuşum meğer.
  • mpvler geri dönse de sıfır bi tane alsak
  • facebook`da citroen c4 picasso türkiye sayfasında kullanıcılarının bilgi paylaşımı yaptığı bir grubu bulunmakta.

    bu grup aracın doğası gereği vututu apaçi tayfasından ari bir facebook grubu bilgi almak isteyen için sonsuz yardım ve bilgi deposu.
  • 2011 modelini pandeminin hemen başında aldığımız ve 3 yıldır zevkle kullandığımız araç. alırken 100 bin km üstündeydi, bizimle 170 bine yaklaşıyor. ufak tefek otomatik cam ve ayna arızası dışında hiç bir sıkıntısı olmadı. 100 bin km ve fransız araç önyargımı yıkmıştır. tam bir uzun yol canavarı, içi yayla gibi, göğü izleyerek (ön camdan) apaydınlık seyir imkanı verir. buna alışan insan diğer araçlara bindiğinde klostrofobik ve karanlık gelir. arazi aracı veya suv olmadığı halde, onlardan çok daha konforlu olduğuna eminim. uzun boyluysanız, yüksek tavanlı malikanede gibi hissedersiniz. bagajında dünyayı taşıyabileceğiniz gibi, arka koltukların sırtlarını öne yatırmak suretiyle bagaj alanını büyütebilirsiniz. kapı içleri, ön panel ve ön koltuklar arası bölgede saklama çözümleri ile çok rahat ettirir. soğutmalı bölmesi yazın işe yarar. nesi eksik? cam tavan yerine tam açılan sun roof olsaymış tadından yenmezmiş. en büyük eksiği, artık üretilmiyor olması ve gördüğüm kadarıyla yeni modellerde o yüksek tavandan, dış dünyayı içeriye alan kocaman camlardan feragat edilmiş. sonsuza kadar kullanmak isteyebileceğim tek otomobil bu oldu şimdiye kadar.
  • sakın alma ikinci eli yok bu arabanın diyen tayfacıların gömdüğü araba. açık ve net söylüyorum halt etmişsiniz bir bok bilmiyorsunuz. aynı tayfa bir önceki arabam içinde aynısı diyordu.

    bu yazıyı yazmak için üç ay bekledim. objektif yorum yapmak adına. açık ve net söylüyorum tam bir f/p aracı. bol çocuklu bir aileyseniz, evde eşim de kullansın, otomatik vites olsun, az yaksın, çok kaçmasına gerek yok, güvenliği yüksek olsun, cam tavanı olsun,donanımı bol, bakımları ucuz olsun diyorsanız bu araç tam size göre.
    param yarı otomatik şanzımana yetti. gönül ister yeni kasa tam otomatik olsun da muadillerine göre ucuz bana göre pahalı bir araç.

    kullandığım 3 ay boyunca dikkat ettiğim iki şey şuydu.
    yakıt ve vites geçişleri.

    yakıt şehir içi 6.5
    yakıt şehir dışı 4.7 klimasız, 5.2 klimalı

    vites geçişleri geçmişte yarı otomatik şanzıman tecrübem olduğu için gazı ayarlayarak geçişleri ayarlayabiliyorum.
    ancak çok kısa mesafe dur kalklarda sinir eden yığılma yapıyor. bir de çok dik yokuşlara geldiğinde vitesi manuel küçültüyorum. yoksa araç durma noktasına geliyor. karar vermesi uzun sürüyor. bu iki olumsuzluk aracın yaklaşık 1600 kg olmasının payı büyük.

    her ne kadar piyasada suv'ların hakimiyeti giderek artsada hiç bir zaman mpv'lerin yerini dolduramayacaktır.
hesabın var mı? giriş yap