çırak

• 12 yaşındaki bir çocuk için, bir insanın ölümüne bu kadar üzülmesi onu garip kılıyor. bir haftadır çok az yemek yiyor. bu boş tamirhanede ne yapacağını bilmiyor. resmi işlemler henüz tamamlanmadı. ustası gömüldükten sonra sadece kel kafalı bir adam geldi. içerideki malzemelere ve duvarlara anlamsızca göz gezdirip gitti.
  
  çok üzgün...
  
  neyse ki birazdan eski bir arabanın el freni balatasıyla uğraşırken, elindeki şalamanın sebep olduğu patlamada ölecek.
  
  (bkz: #24366826)
• küçücük çocukların, küçücük bedenlerine yüklenmiş ağır sıfat.
  
  bir yaz günü başladı çıraklık maceram, henüz 11 yaşındaydım ve hayat benim için yazların çok uzun olmasının yanında arada sırada görebildiğim babamla daha çok zaman geçirmek anlamındaydı. nasıl oldu tam bilmiyorum ama kendimi bir an evimizin önündeki esnafın yanında çırak olarak buldum, elime ilk tornavida aldığım gün büyüdüm ben...
  
  ilkokul öğretmenim derslerini dinlemediğim ve uyuduğum için beni sınıfın bir ucundan diğer ucuna kadar döverken çırak olduğumu bilmiyordu, halbuki bilse yarım gün okula, yarım gün işe gittiğimi belkide dövmezdi. yanlış takım getirdiğim için ustam tarafından ağzımdan yüzümden kan gelene kadar dövülürken bile çıraktım ben...
  
  ruhum hep o ilk tornavidayı elime aldığım gün ki yaşımda kaldı, içim çocukken dışım koca adam oldu. ustam tarafından zorla ilk birayı 13 yaşında içtiğim zaman çoktan yaşlanmış bedenim hiç itiraz etmedi, sonuçta çıraktım ben ve sadece ruhum çocuk kalabilmişti, bedenim olduğundan çok çabuk büyümüştü.
  
  ustamın odasına belli zamanlarda gelen kadınlar benim için şeker getiren ablalardı ve içerden gelen seslerin hiç bir anlamı yoktu, bütün o olup biten yine ustalarımın zorlamasıyla ilk cinsel deneyimimi 15 yaşında yaşadığımda anlam kazandı.
  
  kaynak yanıkları yüzünden ömür boyu ellerimde taşımak zorunda kalacağım izleri, ruhuma işleyen ağır izler kadar dert etmemiştim. ellerimin kirini akşamları arap sabunu temizliyordu ama ben ellerimin hiç kirlenmemesini istiyordum.
  
  kim bilir belkide hayatımda ilk defa hoşlandığım kız ellerimdeki ve yüzümdeki kirler yüzünden bana cevap vermedi, çıraktım ben ve tek istediğim o güzel yüzlü kızın beni görünce kaçmamasıydı. bilmiyorum ama sanırım hayat boyu çektiğim yalnızlığın tek sorumlusu o kirlerdi galiba, ne zaman biri benden uzaklaşsa ilk yaptığım şey ellerimi sabunla saatlerce yıkamak.
  
  bugün bu ülkenin gündeminden bir haber geçti, tıpkı birazdan bu başlığın sol taraftan geçip gideceği gibi. bir çırak boynuna ip bağlanarak zorla işe götürüldü...
  
  bugün bu ülkenin gündeminden bir haber daha geçti, tıpkı birazdan bu başlığın sol taraftan geçip gideceği gibi. bir çocuk süt sattıktan sonra sadece tatlı yemek istemişti...
  
  merhaba ben çırak, erken kaybedenler kulübüne doğuştan kayıt olan, hiç sorulmadan hayatı elinden alınan, kiminizin görmezden geldiği, kiminizin ise görünce "ayy canım yaa" dediği kişiyim.
  
  bazen insanlardan hayata 1-0 yenik başladıklarını duyarım, keşke biz çırakların yenik dahi olsa başlayabilecekleri bir hayatı olabilseydi...
  
  ben ellerimi yıkamaya gidiyorum denemeye devam, hem kim bilir belkide bir gün bu kirler çıkar ellerimden ve ben yaşayabileceğim bir hayata kavuşurum.
• farsça kandil sözcüğünden alıntıdır. ustası tarafından parlatılacak yani ışığı yakılacak kişi anlamına gelir. çırak sözcüğünden çıra da türemiştir.
• tess gerritsen 'in martı yayıncılık'tan çıkmış olan ikinci romanı. korku krallığının yeni favori katillerinden cerrah, bu kez de bir kopyasının işlediği cinayetlerle dedektif rizolli'nin gündemine bomba gibi düşüyor. kurbanların öldürülme şekilleri aynı fakat bu sefer kurbanlar çift, bir de duvarda anlaşılması zor bir iz var. (sabah başladım, buraya kadar geldim...)
  cerrah, korku okuyucularının bir solukta okudukları bir roman olmuştu, çırak'ın da aynı başarıyı yakalayacağını sanıyorum
• aynı zamanda izmir alsancak'ta bir evden kaçış / macera oyunu markası olan code232'nin ilk oyununun ismi.
  
  dünyaca ünlü bir sanat tarihi ve eser uzmanı olarak bilinen alex tripart'ın, aslında bir adet sanat eseri hırsızı olan ve gerçek adını kimsenin bilmediği gizemli şahsın macera vaat eden dünyasına ilk adım...
  
  oyunun konusu ismine gayet yaraşır şekilde; "alex tripart" izmir'de büyük bir işin peşinde. bu işi gerçekleştirebilmek için yardakçılara ihtiyacı var ve kendi mesleğinde, yetiştirilmek üzere, elemanlar arıyor. dolayısıyla sizi ve ekibinizi yeteneklerinizi sınamak üzere bir teste sokuyor.
  testi geçerseniz, "çırak" ünvanına sahip olarak "büyük iş"te alex'in ekibine katılmaya hak kazanıyorsunuz.
  
  evden kaçış oyunu nedir bilenler için zaten izmir'de sağlam bir alternatif, lakin esas o da ne diyenler kesinlikle deneyimlemeli!
  
  ayrıca (bkz: code232)
• hayatımda izledigim en rezil filmlerden olabilir, istanbul film festivali dahilinde degil sadece.
  
  psikanalizden girip freudculuk yapmaya gerek yok bence, gayet boş bir filmdi, diyalogların gerzekligine ve sıglıgına girmiyorum bile. kastırmış da kastırmış emre konuk. hiç hoşlanmadım filmden, ödülleriyle birlikte benden uzak dursun mümkünse. ^*
• çevirisi cumhur mısırlıoğlu tarafından yapılan tess gerritsen kitabı. kitabın arka kapağındaki sloganda "cerrah geri dönüyor ve bu kez 'yanlız' değil"de ki "yanlız", "yalnız" olması gerekiyor (burdan bunu farkeden kardeşe bir alkış).
• şu an (bkz: trt belgesel)'de çırak adlı belgeseli izliyorum. yemek programıymış. antakya bölümüne denk geldik. boğazımda bir yumru ile izliyorum. antakya uzun çarşı esnafı var programda. hiç tanımadığım insanlar. acaba hayattalar mı dedim anneme. gözlerimiz doldu. vayh vayh diye diye izliyoruz.
  
  ne acılara tanık oluyoruz. ruhumuz paramparça.hayat ne kadar ilginç, insan olanın yükü ne ağır. ölenler varsa allah rahmet eylesin demekten başka şu an elimden başka bir şey gelmiyor. bir de bir fatiha okuyorum. hepsi bu.
  
  ah canım ülkem ah! :(
• 18 yasindan kucuk olanlari i$ kanunu kapsami disinda birakilmistir. bu da pek bir yasal hakka sahip olmadiklari ama, icabinda esek gibi calistirilabilecekleri anlamina gelir.
• -cirak-
  
  hepimiz
  cirak
  yamanmi$iz
  bu
  hayata:
  
  yamadikca deliklerimizi,
  
  acilir delik...
  
  reha yunluel / $iirhane