• kokusu cok guzeldir.. kirmasi da kolaydir..
  • onlarca gazete sayfasının yapamadığını, ufacık parçasıyla 10 saniyede yapabilir. binlerce hektarlık bir ormanı yakabilecek güce sahiptir. gizli atom bombasıdır lan.* çamlarda bulunur. orospu çocukları, hayatta olan çamların gövdelerine balta vurarak, insan olan, doğaya saygı duyanlar ölü çamlardan elde eder.

    nefes alan çamı, sırf biraz çıra elde edeyim diye kesen kansız göt oğlanlarının bacakları kopsun.
  • kokusu bence çok güzel olan, ağacın yakıcı kısmıdır. mangallarda alev tutuşturucu olarak kullanılır.

    inanılmaz bir baş ağrısı yaptığı için, hiç bir parfüm / deodorant vb. kokulu şey kullanmayan şahsımın, çocukluktan beri kokusuna hayran olduğum 2,3 şeyden birisi olduğu için lise dönemlerinde çantamda çıra taşırdım ve derslerde koklardım. lakabım çıracıya çıkmıştı ve bu yüzden lise andacında da bolca taşak konusu olmuştu bu çıra mevzusu. .....

    o zamanlardan beri bizimkiler ne zaman köyden çıra getirse başucuma koyar, öyle uyurdum.

    bugün annemler köyden yine çıra getirmişler ve ben yine lise dönemlerindeki gibi çırayla uyuyorum. ....

    not: ölünce küllerimle phaselis'ten dökülmezsem şayet, mezarıma tahin döküp, üstüne çıra diksinler. vasiyetimdir.
  • yaylada, ormanda peşinden koşarken ormancılara yakalanıldığında sonun başlangıcını getiren çam odunu parçasıdır. eğer önceden kesilmiş bir ağacın kökünden çıra kesiyorsanız ormancı tepkisi yumuşak olur; lakin çıra yapmak için canlı bir ağacı devirdiyseniz işiniz zor. son dönemde sanırım 10 ay kadar bir hapis cezası vardı. ormancılar size çeşitli yerlere ağaç da diktireceklerdir. oh olsun size! görün ne demekmiş çam kesmek.
  • kokusunu çok severim. kokusu bu kadar güzel bir şeyin aynı zamanda yanıcı olması da ironik.

    bizim köyde yakıt ihtiyacı ormandan odun kesilerek karşılanır. her odunluğun %99'u odunla doluysa %1'ini de çıra kaplar. çıra çam ağaçlarındaki reçine kaynaklıdır ve dal halinde olsun kalın tomruk halinde olsun elde edilebilir. keserle küçük parçalara ayrılarak baltayla parçalanmış odunları sobada tutuşturmakta kullanılır. mangal kömürü torbaları içine konmuş çıraların gerçek çıra olduğunu düşünmüyorum, parçalanmış odunu andırıyorlar.

    çıraların özellikle geceleri köy yerinde tuvalete giderken ya da ahırı kontrol ederken aydınlatma amaçlı kullanıldığını da hatırlıyorum.
  • (bkz: tindersticks)
  • (bkz: cerağ)
  • hava almayacak şekilde etrafı ateşli ocakta ısınan kök çıralarından katran elde edilir. sarıçam, karaçam, kızılçam ve ladin ağacının kökünden yapılanı daha verimlidir. asırlık ahşap yapıların çürümesini engellemek maksadıyla çatlaklara ve deliklere sürülüyormuş. şimdi ise bu doğal yöntem yerine emprenye denilen kimyasal işlem ile yapıyorlar.
  • alevi dedesi: "benim çıramı verin."
    öğretme hani, bilgi nerde? böyle oluyor mu?

    [muğla'ya kamyon tepesinde gece vakti indiğimizde ileride kıpırdayan ışık cümbüşüne şaşıracağımı bilen halam: "onlar muğla'nın keçileri. gece vakti boynuzlarını yakmışlar, şehre salıvmışlar," diye tanıtmıştı.] mehmet ibiş - bakışlar mayalar tarihöncesi

    (bkz: utaşmak)
    (bkz: kırgı)
    (bkz: yartmaç)
    (bkz: un ağzı açma)
    (bkz: şebçerağ)
hesabın var mı? giriş yap