• --- spoiler ---
    chan wook park’ın sinemasını takip eden insanlar tarafından oldukça alışıldık bir konuya sahip bu film. ama 3 filmi de üst üste izleyen herkesin farkedeceği gibi her seferinde bir öncekinde ulaşamadığı bir noktaya ulaşmış kendisi. bu nedenle bu filmin sonunun başından belli olduğunu düşünüyorsanız, oldukça şoka uğrayacaksınız. sympathy for mr. vengeance, özellikle sinemasal gücü ile kalpleri kazanıyordu, oldboy ise senaryosu ile anılagelen bir klasik haline geldi. intikam alan ile intikam alınan kişinin sürekli yer değiştirmesi, ensest, sanal/gerçek aşk, hipnoz gibi kavramlara el atmış olması onu daha da uzun süre üzerinde düşünelecek bir film yapıyordu. konumuz olan lady vengeance’in hikayesi ise, intikamın kişiselleşmekten çok nasıl toplumsallaşabileceğini gözler önüne seriyor. bir linç hikayesini çözümlememize yardım ederken, o kadar inanılmaz sahnelerden, anlatım yollarından faydalanıyor ki çoğu kez hikaye ile bağlantı kurmamız için birkaç gün geçmesi gerekebiliyor. bu sefer daha bir kadınsı hikaye, en şiddetli sahneler bile önceki filmler kadar rahatsız etmiyor. başroldeki yeong-ae lee ise harika bir oyun çıkarıyor. güzel görüntüsünün arkasında taş gibi kalbe sahip birinin yattığını düşünen herkesi son sahne ile birlikte o kadar güzel yanıltıyor ki, o karlar içindeki final sahnesine sessizce bakakalmamak zor.
    üçlemenin bu son bölümde intikam hakkında söylediklerine ise tam olarak bir çıkar yol bulmak mümkün değil. chan wook park, hikayenin gidişatı üzerine birkaç çıkarıma varmış olabilir. bunlardan birincisi, insanların içindeki intikam arzusu ile birlikte ne kadar vahşi canlılara dönüşebileceği. özellikle bir babaannenin, üzerine kan sıçramasından bile korkmayarak, torununun oyuncak makasını adamın ensesine saplaması hala tüylerimi diken diken ediyor. ikinci nokta ise, hemen hemen hiçbir konuda bir antlaşma içine giremeyen insanoğlunun söz konusu linç olduğunda büyük bir ortak istek içerisinde buluşuyor olmaları. tabi buna tam olarak linç denemez, ama çocukları ölmüş ailelerin ellerinde baltalarla kana susamış bir halde gösterilmeleri yeterince anlamlı gözüküyor. aynı şekilde kadının hapisanede yavaşça çevre edinmesi ve pek çok insanın intikamı için ona yardım ediyor olması da bunun bir göstergesi. garip olan ise, finalde gerçekten ters köşeye yatırıyor film bizi. karakterimiz özel olarak hazırlattığı silahını ancak adam öldükten sonra kullanıyor, her şeyi diğer ailelere bırakarak sessizce arka planda duruyor. çünkü kendi çocuğu hayatta olmasına rağmen bu ailelerin hepsi ondan çok daha fazla acı çekmiş. daha garip olan nokta ise, bu toplu cinayetin üzerinden saatler geçmeden bir doğumgünü partisi kutlayıp, hesap numaralarını kağıtlara yazarak masaya bırakmaları.
    olan olayları komik bir dille anlatsa da park, hiçbir zaman yanlış bir adım atmıyor. önceki iki film ile uzmanlaştığı konuları bu son filminde muhteşem harmanlıyor. filmdeki onlarca yan hikayeyi de düşününce defalarca izlenmesi gereken bir klasik çıkıyor ortaya. chan wook park ise, kim ki duk ile birlikte ülkesinin sinemasını geniş kitlelere ulaştıran belki de çağımızın en büyük yönetmenlerinden biri olduğunu ispatlıyor, bu üçlemenin altından büyük bir başarı ile kalkarak. üstelik oldboy’da hafiften esinlendiği hollywood aksiyon sinemasını son filmi ile tersyüz etmeyi başarmış. kore sineması birkaç yıldır zirveye doğru çıkıyor, çıkmaya da devam edecek. herkesin kendince farklı şeyler keşfedeceği, sinema tarihinin en başarılı üçlemelerinden biri tamamlandı, karşımızda duruyor sonunda.
    --- spoiler ---
  • chan wook park'in kafalara soru isaretleri cakan, sorular soran, sordurtan, tartisan, tartistaran, hikayenin kurgusu ve bazi planlardaki gecisleriyle, teknik yonden tavirlariyla buyuleyen filmi.. ve ayriyeten uzen bir film.. huzunlu film.. ve bunlara ek olarak, yonetmenin hakli intikam uclemesinin son ayagi..

    --- spoiler ---
    film yine intikam uzerine kurulu.. cocugunu kurtarmak adina 13 yil hapis yatan bir kadinin hikayesi.. burada acaip bir hava soz konusu.. uclemenin diger iki filminde oldugu gibi yine, intikamin bazen hakli nedenlerle gerceklesip gerceklesemeyeci soz konusu.. bir sapik var filmde: cocuklari kaciran, onlarin ailelerinden fidye isteyen ve fidye alsa dahi o cocuklari olduren.. ve lady vengeance'in 13 yilini yiyen, cocuguna yabancilasmasina neden olan.. sonunda aileler ve lady vengeance, lady vengeance'in sayesinde bu sapikla yuzlesiyor.. ve iste orada tartisiliyor: kendileri mi cezayi kesicekler yoksa 'adalet'e mi teslim edecekler bu igrenc adami? burada deha yonetmenimiz chan wook park oznel aci kullaniyor, bir de kendimiz o durumda olsak ne yapardik diye.. cocuklarimizin oldurulmeden onceki aglamakli halleri.. karsimizda hayatimizi karartan bu adam.. ki cocuklarin olumleriyle birlikte tum hayatimiz geri donulmez bir bicimde degismis.. ne yapardik? adalete mi yollardik dengemizi yitirip dusmemize neden olan bu adami, yoksa baltayi alip...

    olaylarin kurgulanisi oyle harika ki.. senaryo, senaryo degil karmasik mekanizmaya haiz bir saat.. tikir tikir isliyor.. her 'tik tak'i ise rahatsiz edici.. kucuk kucuk ayrintilar, misketler, oyuncaklar, sapigin ingilizce ogretmeni olmasi ve bunun hikayeyle islevselligi.. filmdeki her unsur, oyle bir yere baglaniyor ki.. acaip gecisler de yakaliyor chan wook park, hapishanede tanisan iki dostun sarilmasinin diger sahneye gecisinde, bu sahnenin hapishane kapisinda kalivermesi gibi..

    huzun de son surat.. anne kizin hikayesi.. farkli diller konusulsa da, yakalanan ayni "dil".. ve sonrasinda gelen en az uc defa soylenmesi gereken ama anne tarafindan dortlenen:

    "i am sorry
    i am sorry
    i am sorry
    i am sorry".................

    soylenecek onca cok sey bulunabilir ki bu film hakkinda, ama en dogrusu eger hakki verilerek izlenmisse "buyuleyeci" tanimi sanirim.. soylenecekler bitmez, ama simdilik bu kadar..
    --- spoiler ---
  • imdb'ye göre sympathy for lady vengeance adlı chan wook park filminin orjinal adıdır.
  • bu filmin içinden geçen müziklere tanık olmuş olmak, kulaklarımın en sevdiği deneyimlerden biridir.
  • son derece estetik intikam filmidir kendileri. ayrica bence uclemenin midemiz acisindan en hafif olani, en tertiplisidir. intikam alan bayan diye midir sorasim geldi.

    --- spoiler ---

    symphaty for mr vengeancedaki "good kidnappings" and "bad kidnappings" bahsi birebir tekrarlanmaktadir burada ama konuya bakarsak lady vengeance mr vengeancein yaninda cok daha suclu olmakla beraber cok daha masum gorunmektedir. ancak intikamini almis haliyle gozlerdeki butun masumiyet bir anda akip yokoluverir, oynayan hanim kizimizi saygiyla selamliyorum. oldboy ile baglanti ise kahramanlarin masumiyete duyduklari istek olabilir sanki. nitekim filmin buyuk bir bolumu bembeyaz karlar altinda gecmektedir.

    bir de ortada cocugun almak istedigi intikam vardir ki, son derece curetkar olan ufakligimiz icin affetmek cok zordur. oyle zordur ki ikna olmasi icin annesinin tami tamina uc defa ozur dilemesi gerekmektedir. o dolma dolma parmaklar ne de guzel ifade eder bir cocugun masumiyetini...

    diger yandan hatun kisi olen cocugu kotu olarak hayal etmekte, intikam alma isini baskalarinin uzerine yikmaktadir ki buna dupeduz sorumluluktan kacmak ya da korkaklik denebilir. kendisinin bir melaike ve ayni zamanda bir cadi olarak tanimlanmasi sanirim bu yuzdendir. cok isterdim tabi o topuklu ayakkabilara ve ciplak ayaklara da bir aciklama getirebilmeyi ama henuz tam olarak anlayamadim.

    ayrica bu sefer howls moving castle a bir gonderme gelmistir. lady vengeancein okudugu gazetenin kapaginda filmin afisi yer almaktadir.

    --- spoiler ---
  • gösterime girdiği ilk üç günde 1,460,000 güney koreli'yi sinemalara çekerek ülkede tüm zamanların en yüksek üçüncü ilk haftasonu hasılatını getiren film. ilk ikisi taegukgi ve silmido.
  • aynı anda ; hem göz dolduran, hem güldüren, hem de sinirlendiren bir film. geçişler tam ayarında ve ustalıkla halledilmiş. hapishane hikayeleri filmin en favori kısımlarıdır bence.
  • hapisaneye girerken de çıkarken de aynı elbiseyi giydiği gibi, intikamını aldığında -ya da aldırdığında- bile huzura kavuşamamış yarı melek yarı cadı bir kadının hikayesi.

    serinin tamamını izlediğim için rahatlıkla söyleyebilirim ki bence en iyi filmi bu.
  • oldboydaki hard ve ciğerdelen sahnelerden sonra nispeten soft bir intikam filmi olmuş chinjeolhan geumjasshi, festivaldeki * ismiyle intikam meleği. zifiri karanlık yerine ne yapacağını bilmenin getirdiği grimsi bir alacakaranlık kaplıyor zihni *.

    --- spoiler ---

    içsel seyahatlere daha çok yer veriyorsunuz bu filmde. kendinizle hesaplaşmanız, sorgulamanız, empati kurmanız daha kolay. park izleyiciyi daha etkin bir biçimde filme dahil etmiş üçlemenin son ayağında. zira konu; gazetelerin üçüncü sayfalarında sıkça rastlanan ama çoğumuzun 3. sayfa haberi olması hasebiyle es geçtiği cinsten. oldboydaki gibi orijinal morijinal marjinal ohhaa dedirten cinsten değil. bu haliyle aralıksız sıralanan sorular kaplıyor zihni. son tahlilde ise hele de bir çocuğunuz varsa, sapık katili bıçaklamak için sıraya girenlerin arasında bulunuyorsunuz kendinizi. hatta koreliler kadar soğukkanlı olunamayacağı için bize özgü fevrilikle linç etmeye kalkışıyorsunuz allah ne verdiyse.

    --- spoiler ---
  • 2006 istanbul film festivali'nde, okulu ekip 3 liralık gündüz seansında izlediğim, tadı damağımda kalan ve fekat tam 3 yılı kendisini bulmakla geçirdiğim film..

    uzakdoğu sineması adına izlediğim ilk filmdi, ilk bilinçli biçimde izlenip çok beğenilmiş film... sonrasında bir takıntı oluştu bende ufak ufak, uzakdoğu filmlerinin o narin, kırılgan görünümleri altında yatan güçlü anlatımlarına, kurgularına karşı.. mükemmel ışık kullanımları, harika oyuncu seçimleri, akıcı öyküleri ile kanıma girmeye başladılar.. chan woo park olsun, kim ki duk olsun, takeshi kitano olsun, beni alıp alıp ayrı diyarlara sürüklediler.. kimi zaman intikam öyküleri, kimi zaman epik destanlar, kimi zaman zamansız geyşalar ve dilenciler, kimi zaman herkesten uzakta bir gemideki küçük bir kızı anlattılar ve hepsi hafızamın nadide parçalarını oluşturdu...

    işte herşeyin başlangıcı olduğu, bana tüm bu güzel dünyaların kapısını açtığı için, bende çok özel bir yeri olan bir filmdir festivaldeki adıyla intikam meleği...
hesabın var mı? giriş yap