• aşısı ilk kez 18. yüzyılda istanbul'da yapılmıştır denilmiş, tam olarak öyle değil.

    aslında çiçek hastalığı, aşı dediğimiz olayın icadını sağlayan hastalıktır. çiçek aşısının en ilkel örneği çin'de uygulanmıştır. çiçek hastalığını bir sefer atlatmış insanların bu hastalığa bir daha yakalanmadığı tarih öncesi dönemlerden beri bilinmektedir. çinliler; çiçek hastalığını atlatmış kişilerin teni üzerinde oluşan yaraları, başka insanların teni üzerindeki kesiklere sürüp onların da atlatılabilir seviyede hafif bir hastalık geçirmesini sağlıyorlardı. bu yöntem bazı insanların ölmesine sebep olsa da bir çok insanın hastalığa bağışıklık kazanmasını sağlıyordu.
    uygulama orta asya üzerinden osmanlı imparatorluğu'na yayıldı. yöntem, istanbul'daki ingiliz büyük elçisi tarafından fark edildi ve büyük elçinin bu yöntemi ingiltere'de tanıtmasıyla bu ülkede de kullanılmaya başladı. derken bir ingiliz doktor, ineklerin çiçek hastalığının çok zayıf bir versiyonunu taşıdığını fark etti ve ineklerdeki hastalığın insanlara aktarılmasını sağlamak için aşılama denilen metodu geliştirdi.

    ingilizcede aşılamak anlamına gelen 'vaccination' kelimesi, latincede inek anlamında gelen 'vacca' dan gelir.
  • insanlık tarihinin virüslerle giriştiği dünya savaşında zaferle ayrıldığı tek cephedir.
  • dünyada insanlara boyun eğmiş olan tek hastalık değil, iki hastalıktan biridir, ikincisi de dilimizde sığır vebası olarak bilinen rinderpest'tir. rinderpest 2011'de yok edilmiştir.

    çiçek hastalığının sebebi olan variola virüsü, dünya sağlık örgütü'nün emrine rağmen amerika ve rusya'nın itirazları sonucunda yok edilmemiştir. buna sebep olarak virüsün yeni aşılar, testler ve araştırmalarda faydalı olacağı öne sürülse de, son bilinen vakası 11 eylül 1978 olan bir hastalık haliyle dünya sağlık örgütü'nün aşı listesinden çıkartılmıştır, bu sebeple 1980 sonrasında doğan hiç kimsenin variola virüsüne karşı bağışıklığı bulunmamaktadır. binaenaleyh, çok tehlikeli bir potansiyel biyolojik silahtır. bill gates de bu seneki bir konuşmasında variola virüsünün bir nükleer savaştan daha tehlikeli olduğunu vurgulamıştır.

    şu anda dünya üzerinde var olan ve kamuya açık halde bilinen dört virüs numunesinin üçü amerika'da, bir tanesi de rusya'dadır.

    dört ayrı çeşidi olan ve bu çeşitlerinin iki tanesinde %95'in üstünde bir mortalite oranına sahip çiçek hastalığından kurtulan en bilindik kişi de wolfgang amadeus mozart'tır.
  • en son vakası 1977'de somali'de rapor edilmiştir. sağlık bakanlığı'nın 2003 raporuna göre de türiye'de en son 1957'de görülmüştür. dünya sağlık örgütü'nün gündeminden çıkarılmış olduğu için seksen ve sonrası kuşaklar aşılanmamıştır. bu sebepten dolayı, adı potansiyel biyolojik silahların en öldürücüleri arasında geçmektedir. 11 eylül sonrasında amerika'da 300 milyon doz aşı üretilmiştir. bunu dışında, bilindiği kadarıyla, aşı maşı yoktur.
  • dunyanin cesitli yerlerinde 3000 yildir gorulen hastalik. gunumuzde aids ne ise zamaninda cicek hastaligi oymus. hastaligin asisi bulunmadan once sadece avrupa'da senede 400000 kisiyi oldurmustur. dünya sağlık örgütü (bkz: who)ne gore hastalik isvec ve fransada her on cocuktan birisini rusyada ise her yedi cocuktan birisini oldurmustur.

    hastalik dunya uzerinde pek cok kisiyi etkiledi. fransa krali 15. louis bu hastaliga yenik dusmustur. ingilizlerin cok sevdigi birinci elizabeth cocukken bu hastaligi gecirmis ve bu hastaligin izlerini saklamak icin agir makyaj kullanmistir.

    yedi yıl savaşları'nda biyolojik savasin erken bir ornegi olarak cicek hastaligi mikrobu tasiyan battaniyeler delaware'li kizilderililere bilinci sekilde verildi.

    avrupa ve amerika'daki hastalar halkla temas icinde olmamasi icin hastalari ada yada sehir disindaki hastanelere kaldirdi. (bkz: roosevelt island cicek hastanesi)

    amerika ve avrupa ulkelerinin yogun cabalari sonucunda 1979 yilinda hastaliga yenecek asi uretildi ve hastalik insanlik tarihinden silindi. cicek hastaligi ayni zamanda insanlik tarihinden silinmis tek hastaliktir.
  • bugüne kadar hiç kimse insan cesetlerinde bulunan çiçek virüsünün ne kadar canlı kalabildiğini bilmiyordu. firavun v ramses’in 3200 yıllık mumyasında çiçek hastalığının izlerine rastlandı, ama virüs elde edilemedi. çünkü dna fazla hasar görmüştü. 2011’de new york’ta bir inşaat kazısı sırasında demir bir tabut ve içinde bir afrikalı-amerikalı’nın iyi korunmuş haldeki cesedi bulundu. yaşı 160’tan fazla olan bu tabuttaki kişinin afrika yerlisi olduğu ve o dönemde bu kadar varlıklı olamayacağı düşünüldü. sonra bu iyi korunmuş ve demir tabuta konulmuş mumyanın karantina amaçlı yapılmış olabileceği akıllara geldi. ama yine variola yani çiçek virüsü elde edilemedi. 2004 yılında ise yakutistan’da 300 yıllık bir mumya bulundu. buradan az da olsa virüs dna’sı elde edilebildi. şimdi uzmanlar 1977 yılında aşılamalar sayesinde kökü kazınan çiçek virüsünün cesetlerden tekrar çıkarak hastalık yapıp yapmayacağını araştırıyor (“smallpox watch”, nature, 1 mayıs 2014).
  • 70'li yillarda ve tabii oncesinde oldukça yaygın ve öldürücü olan ancak who'nun yetmişlerin sonundaki kampanyasi ile etkileri azalan ve 80lerde etkisi neredeyse yok olan hastalık.
  • sovyetler döneminde, aral gölündeki tesislerde biyolojik silah olarak kullanılmak üzere aşıya dayanıklı versiyonları üretilmiştir. hatta kazara dışarı sızıp sızıntıyı araştıran bilim insanları dahil birkaç kişiyi öldürdükten sonra salgın haline gelmesinin devletin müdahelesiyle önlendiği söylentisi bile vardır. o zamanlarda üretilen ve savaş başlığı formunda dondurulup saklanan tonlarca virüsün bugünkü akibeti ise tartışmalıdır. rus hükümetinin elinde güvende olduğunu söyleyenler olduğu gibi, uluslararası silah karaborsasına düşmesinin sadece bir kaç silah tüccarının insafına kaldığını iddia edenler de vardır.

    ayrıca aşık veysel şatıroğlu'ndan gözlerini alan da bu hastalıktır.
  • kapanın kemiklerinde bile izler bırakan korkunç bir hastalıktır. öldürmediğini ölmekten beter bir hale getirir. imha edilmesi insanlığın en büyük zaferlerinden biridir.
  • 1963 civarı yıllarda stockholm'de salgın olarak görülmüş hastalıktır.

    teşhisi isveç gibi tıpta oldukça ilerlemiş bir ülkenin doktorları tarafından anca 38 gün sonra konulabilmiştir çünkü bu hastalık çoktan unutulmuştu...

    doktorlar bunu su çiçeği zannetmiş.

    araştırmalar sonucu isveçli bir denizcinin bunu asya 'dan kapıp ülkeye tekrar getirdiği tespit edilmiştir.

    aşısı bulunmuş ama aşının yan etkileri de büyükmüş öyleki aşı kalp ve beyin iltihaplanmasına sebep veriyormuş... (bkz: 2 ucu boklu değnek)
hesabın var mı? giriş yap