• 94-95 sezonundan beri (ki o zamanlar amiga vardı) oynadığım, sierra yetkililerinin"oyundaki futbolcu özelliklerini (attributes) tam olarak yansitabilecek teknolojiye ulasincaya kadar görüntü koymiycaz." demesinden sonra birden o yuvarlakları karşıma çıkararak beni dumur eden, yillarimi verdigim, gerektiğinde ugruna kiz arkadasimdan ayrildigim, annemin babamin, ders kitaplarının yüzünü görmemi engelleyen, dünyanın en kral menejerllik oyununun 4. versiyonu.

    yuvarlaklardan mac takip etmeye gelince, bence cm ruhuna aykiri. elazigspor'lu haci arif'le mancester united'lı ryan giggs'in aynı yuvarlak olmasını ben icime sindiremiyorum. ayrıca hayal gücünü de öldürüyo. ne bi rovesata, ne bi bicycle kick...
  • butun sezon boyu defalarca kere olmadik yerde en key adamin sakatlandigi, mac boyunca 20 civari sut cekip gol atamadiginiz halde karsi takimin 2 sutu ile 2 ya da 1 gol atmasi ile insani delirten ve sezonun son macinda +3 avarajla onde iken son macta gene 2 atakda 1 gol yemenize karsin 23 sut icinden 11 kaleyi bulan sut cikartiginiz halde worldclass zibidiler ile gol atamadiginiz bole yarrak kurrek amcik bir oyundur bu, evet. sonuc olarak son hafta berabere kalan juve 1 puan farkla birinci olurken siz 2. olur kafayi yersiniz. bu golleri kaciran takimdaki beceriksizler suru ise cok guzel, afise etmez isem catlarim:

    shevchenko, robinho, kaká, adriano, rui costa, diego, denilson, andrea pirlo, gattuso, d'alessandro...allan salaklari..

    neymis efendim top yuvarlakmis..anladik da nereye kadar yuvarlak bu kadar da olmaz ki.!
  • demosu, şu andan itibaren sayarsak 37 gün, 14 saat, 10 dakika sonra sitesinden download edilebilecek.

    şu sıralar yaşama sebebim, hayatımın anlamı mna koym. sırf, zaman çabuk geçsin diye, günde 5 saat uyuyan ben, 12-15 saat uyur oldum. video'sundaki maç görüntüsünde, "yuvarlak oyuncu"ların yekine yekine koşmalarına hayran oldum, monitörü öptüm, sigara yaktım.
  • hata mıdır değil midir, türkiye ligini oynadığımdan mıdır bilemedim bir komik olay oldu ki yazmadan geçemeyeceğim: ankaragücü ile telekomspor hazırlık maçı yapmaktayız, 11inci dakikada bir pozisyonda ümit ozan kazmaz kaleye şut çekiyor, aynı esnada augustine ahinful pasif ofsayt durumunda. top direkten dönüyor ümit tekrar vuruyor golü atıyor. hakem golü veriyor, yan hakem ofsayt bayrağını kaldırmakta gecikiyor, ofsayt bayrağı kalktı diye altta yazıyor. ortalık toz duman oluyor, akabinde telekomsporlu dört futbolcu furious şekilde hakemin üzerine yürüyorlar (evet 2d'den de görülebiliyor nefis şekilde), bunu görüp sinirlenen ümit ozan kazmaz da furious oluyor o da katılıyor curcunaya. merak içinde ne olacak diye beklerken telekomlular santrayla oyuna başlıyor, o esnada ortadan ikiye yarılıyorum zira (bkz: erol ersoy) ha keza (bkz: 18 aralık 2002 denizlispor beşiktaş maçı)
  • david trezeguet'yi "target play-maker" olarak kullandığım oyundu.. (spree arkadaşım pek güzel bilir keh keh..) kafayla oyun kurdurup hücuma çıkıyordum adamla.. nasıl özlerim treze'yi cm4'ten beri, anlatmam mümkün değil be kardeşim..
  • piyasadaki onuncu yılını doldurmak üzere olan oyun.

    ortaokula giderken işportadan cdsini alıp oynamaya başlamıştım. o zamanlar torrent falan hak getire.

    bilgisayar eski kasa bir siemens -ne alakaysa siemens marka bilgisayar- ve ekranı bozuk. yarım saat kırk beş dakika aralığında ekran kararıyor ve saatlerce açılmıyordu. tüm mevzu ekranın fanının bozuk olması. kış günleri odamın camını açıp ekranı soğuk tutmaya falan çalışırdım. ekran karardıktan sonra da boşluk tuşuna basarak ilerletirdim oyunu. ta ki cevap verme zorunluluğum olan bir haber gelene kadar. tabi bütün bunları işlemcinin çalışıp çalışmamasıyla anlıyordum. bilgisayarın kasası eğer ki durgunlaşmışsa ctrl+s kombinasyonuyla oyunu kaydedip hayata küsüyordum. zordu o zamanlar cm 4 oynamak.

    football manager 2013'ün yarattığı hayal kırıklığını biraz olsun dindirebilmek için geçenlerde bu oyunu tekrardan kurdum bilgisayara. tabi artık hız, ekran problemi vs. kalmadı. sıcak odamda açtım oyunu oynamaya başladım.

    türkiye liglerini seçip aldım ankaragücü'nü. hem taraftar hem teknik adamım.

    2002-03 sezonu ankaragücü'nün uefa kupası'nda mücadele verdiği sene. daha doğrusu deportivo alaves'e daha ilk turdan elendiği sene. ersun yanal'ın ankaragücü'nü ligde dördüncü yapıp gençlerbirliği'ne imza attığı sezon. 22 eylül 2002 gençlerbirliği ankaragücü maçını ankaragücü'nün 0-1 kazanıp, maçtan sonra hakan kutlu'nun sahanın ortasına ankaragücü bayrağı dikip "ulubatlı" lakabını aldığı sezon.

    kadromuz fena sayılmaz nereden baksan efsanelerin hemen hepsi duruyor. hakan kutlu, hakan keleş, yılmaz özlem, gökmen barış, zafer özgültekin, faruk namdar, augustine ahinful, stephen baidoo, adem dursun gibi efsane isimlerin yanında rogerio*,özgür volkan yıldırım, hüseyin kartal, reinaldo vicente simao da kadroda. bir de daha sonradan takımda kaptanlığa kadar yükselecek olan emre güngör ve adem koçak da genç oyuncular arasındalar. bense kadroya real madrid'ten tote ve glascow celtic'ten stiliyan petrov'u kiraladım. ayrıca sene boyunca pek kullanmadığım 4-5 ismi daha kadroya kattım.
    kadro

    ligi 6. sırada tamamladım.
    puan tablosu

    kupayı galatasaray'a finalde kaybettim.
    kupa finali

    uefa'da -şampiyon- real betis'e çeyrek finalde elendim.
    uefa kupası çeyrek finali

    genel olarak verim aldığım oyundan bir sezonda sıkıldım. oyun dünden bugüne çok değişmiş. ayrıca 2d'nin ilk kez uygulandığı oyun da cm 4. ancak hiçbir zaman bendeki yeri cm 03-04 olamayacak. her şeye rağmen nostaljik kadrolarla oynamak çok keyifliydi.

    bir menajer hikayesinin sonuna daha geldik... kalın sağlıcakla.
  • 4.0.8 patch'inden sonra tüm oyuncuların havalara girdiği bir oyundur. takımdaki herhangi bir oyuncuyu sattıktan sonra en az 3 oyuncu basına "hoca x arkadaşımıza yanlış yaptı, o giderse ben de giderim" türünden açıklamalar yapmakta, takım içindeki huzursuzluğu artırmaktadır. seslerini kesmek için uyarı cezası verilince de "ben mutsuzum, satın beni arkadaş başka takıma" tripleri atmaktadırlar. iş inada binip bu ağlayanları da satınca bu adamın 3 tane daha arkadaşı ortaya çıkmakta ve olay kısır döngüye girmektedir. sonuçta board da işin içine karışmakta, hariçten gazel okuyarak "efendim y kişisi bizim favori oyuncumuz, satılması taraftarı değiliz" der ve oyunun içine sıçılır. ulan düdükler, ulan milyarlık eşşekler, işime mi bakayım sizin sırtınızı mı pışpışlayayım? ağız tadıyla bir sezon oynayamadık gitti be..
  • galatasaraya bir türlü fenerbahçeden rüştüyü transfer edemediğim oyun..
    lakin ne milyon dolarlar verdim gelmiyor yinede. gelse zaten direk kadro dışı yapacam. ama anladı.
    ayrıca fatih akyelde de aynı durum patlak göstermektedir. bir türlü galasaraya getirtemiyorum, bi gelsin malzeci yapacam.
    (bkz: heryerde fenerbahçe düşmanı olmak)
  • heyecanla bekledigim uefa kupası ceyrek final macinin oldugu gun, 17 oyuncum milli takimlarda oldugu icin(!) ancak reserve team den ve under 19 dan toplama bir kadro yaparak (uefa ya verdigim listede onlar yoktu tabi ki, herneyse!!) maca cikabildigim, bu zor sartlarda defans yaparak maci penaltilara tasidigim, 12inci penaltilar sonunda elendigim ve bu oyunu yapani süpürge sapiyla kovalasinlar diyip biraktigim oyun.
    (bkz: nerde o eski cm ler)
  • bugları düzelene kadar almamaya ahdettiğim fakat bir dükkanda tesadüfen gördüğüm kapağının büyüsüne kapılarak aldığım güzeller güzeli oyun. 4.0.1 versiyonunda ilk etapta gördüğüm artılar eksiler şu şekilde:
    - back tuşunun olmaması büyük handikap, fakat onun yerini tutabilecek klavye kısayollarına alışılınca yokluğu hissedilmez.
    - total club manager 2003'te dikkatimi çeken bir nokta maalesef burada da karşımıza çıkıyor: maçların 2d pitch ile salt metin oynayışları arasında bariz fark var; ilk yarısını 2d pitch kullanmadan bitirince tüm oyuncuların kondüsyonu ~%75'e indi, ikinci yarıyı tamamen 2d izledim ve maç sonu kondüsyonlar ~%68 olmuştu. tüm maç boyu 3-4-3 atak, pres, mücadele, futbôl adına ne varsa sahaya yansıtmalarını beyan etmiştim, hal böyleyken maç sonu herkesin kondüsyonunun yerlerde sürünmesi gerekiyordu.
    - player search kısmındaki imho en önemli özellik olan interested seçeneği kaldırılmış, (ya da dünya kadar şey arasında ben göremedim) kim bana gelmeye meraklı kim değil bilmeden arsızca oyunculara teklif götürmek zamiada hoş karşılanmıyor haliyle.
    - takım kadrosunun görüntülenme şekli hep position'a göre ayarlanıyor, her seferinde maç öncesi 'sort by condition' demek bir süre sonra bayıltıyor.
    - aktif-pasif ofsayt ayrımı maalesef yok.
    - 2d maç sonunda oyuncular soyunma odasına giderken yan hakemler mal gibi oldukları yerde duruyorlar. hani maç bitimi orta hakeme koşmalar, hani sahaya hakemleri korumak için dalan kalkanlı kasklı polisler? *

    artılara bakacak olursak:
    + verdiğiniz free role, run with ball, pressing, zonal marking vesair taktiklerinin neye benzediğini ve nasıl işlediğini görmek mest edici.
    + oyuncuların ve staff'ın özellikleri zenginleştirilmiş, fevkalade olmuş hatta.
    + bir oyuncuya kontrat önerirken asistant manager'inizin "takımın ortalama wage'i şu kadar, bu densiz bu kadar istiyor ama bence şu kadar vermelisiniz, zaten bunun alternatifi altyapıdan yetiştiriyor, kontratı reddetse de olur, keyfi bilir" şeklinde yorumlar getirmesi takım içi dengeleri korumak adına güzel düşünülmüş.
    + çok başarılı bir ai.. sportmenlik adına oyuncunuz sakatlandığında raaakibin topu taca atması, sahaya sağlık görevlisinin girmesi, sakatlanan adamın kenarda tedavisinin sürmesi, bu esnada oyunun yeniden başlaması, sizin oyuncunuzun da aynı sportmenlik çerçevesi içinde taç atışını raakibe teslim etmesi gözlerimi yaşarttı.

    netice itibariyle artıları eksilerini geçtiği içün olmuş bu diyoruz ve bekazemizi veriyoruz, neymiş?
    (bkz: hatasız kul olmaz)
hesabın var mı? giriş yap