ceylan
-
ibrahim tatlıses 'in büyük oğlu ahmet ile de bir evlilik yaşamış nip tuck şarkıcımız. ibo show'a konuk olduğu programlardan birinde ex-kayınbabası tatlıses kendisiyle ilgili çok duygusal, sıcacık bir aile anısı anlatmıştı. bir gün mr. tatlıses, ahmet-ceylan çiftinin misafiri olmuş. ailecek yemek yiyecekler... ceylan da o dönemde bir dudak slikonu olayına girmiş. çorbalar içilirken, mr. tatlıses, ceylan'ın çorba içişinden rahatsız olmuş ve şöyle demiş:
"gızzz getttt! tiskindim senden!"
canlı yayın ibo show'da anlatılan bu güzide anıyı ceylan da o kendine özgü muhteşem kahkasıyla doğrulamış; "dudağım slikonlu ya ondan tiskindi herhal" diyerek seyircilere açıklama yapmıştır.
evet, ibrahim tatlıses, oğlu ahmet'i bir buckingham lordu, bir versailles baronu olarak yetiştirdiği için muhtemelen biraz "alaturka" bulduğu ceylan kızımızı pek beğenmez. çağırdığı ya da birlikte olduğu her programda bir biçimde onu madara etmeye çalışır. şimdi düşünüyorum da ceylan kızımız aşk konusunda çok talihsiz gerçekten... inşallah mutlu olur ve yemek yerken kendisine "gızz gettt" tepkisini vermeyen bir aileye kavuşur diyoruz. desti izdivaç programından bugünlük de bu kadar... -
bir ceylan yavrusunun eşekler ahırında mahpus
olması, eşeklerin o garible kah itip kakarak ve ısırmakla,
kah eğlenmekle alay etmeleri; gıdası olmayan kuru saman
yemeye mecbur kalması. bu hallerin hepsi dünya, şehvet ve
heva erbabı arasında kalmış bir halis kulun sıfatıdır.
resülullah (s.a.v.) efendimiz “islâm garip olarak başladı,
yine garip olarak biter. garip olanlara ne mutlu!”
buyurmuştur.(evet; hakk peygamberi doğru söylemiştir.)
• bir avcı, bir ceylanı avladı. acımadan da onu eşek ahırına hapsetti.
• öküzlerle, eşeklerle dolu olan ahıra, o güzel, nazlı ceylanı zalimcesine
kapattı.
835 • ceylan şaşırmıştı. ürkerek korku ile her tarafa kaçıyordu. avcı gece
yarısı geldi, eşeklerin önüne saman döktü.
• öküzlerle eşekler, acıktıkları için o samanı şeker gibi yiyorlardı.
• ceylan ürkerek bazen o tarafa, bazen bu tarafa kaçıyor, saman tozundan,
dumandan yüzünü çeviriyordu.
• bir kimseyi, zıttı olan bir kişi ile beraber bırakırsanız, onu ölüm azabına
uğratmış olursunuz.• süleyman (a.s.) demişti ki: “hüdhüd gitmeye mecbur olduğuna dair, kabul
edilemeyecek bir özür getirmezse;
840 • onu ya öldürürüm, yahut da ona azap ederim. hem de sayıya sığma-
yacak kadar, çetin bir azap.”
• ey güvenilir, inanılır kişi, bilir misin, o azap nasıl bir azaptır? onu kendi
cinsinden olmayan başka bir kuşla aynı kafese koymaktır. 80
(80 neml sûresi’nin 20-21. âyetlerine işaret edilmektedir.)
• ey insan! sen de bu beden yüzünden azaptasın. çünkü kuş gibi olan ruhun, başka bir kuşla
(hayvanî ruh kuşu ile) aynı kafese hapsedilmiştir.
• ruh doğan kuşu gibidir. tabiatlar, kötü huylar ise kargaya benzer. doğan
gibi olan ruh, karga ve baykuşlardan yaralanır, dağlanır.
• göbeği misklerle dolu olan ceylan, günlerce eşeklerin ahırında işkence
çekmekte idi.
• karaya vurmuş balık gibi can çekişmekte, çırpınıp durmada idi. sanki pislik ile misk, bir
hokkaya, bir kutuya konmuştu.
• eşeğin biri diyordu ki: “bu hayvanların babasında, yani ceylanda
padişahların, beylerin huyu var. susun, onu rahatsız etmeyin.”
• başka bir eşek, ceylanın dolaşıp durmasına bakıp alay ederek; “bir inci elde
etmiş, onu nasıl olur da ucuza satar.” diyordu.
• bir başka eşek de; “söyleyin ona, bu naziklikle, bu kibarlıkla gitsin,
padişahın tahtına çıkıp otursun.”
• bir başka eşek de çok yemişti, midesi ekşimişti. ceylanı saman yemeye
çağırdı.
• ceylan başını çevirdi de; “git ey eşek!” dedi, “iştahım yok, halsizim.”
• eşek; “evet.” dedi, “halini görüyorum, nazlanıyorsun, yahut
utanıyorsun da, onun için yemiyorsun.”
• ceylan; “o saman senin gıdan.” dedi, “o gıdadan senin bedenin dirileşir, yenileşir.
• ben çayırlığın arkadaşıyım, duru suların aktığı ırmak kıyılarında, bağlarda,
bahçelerde, gezer dururum. avunur eğlenirim.
• kaza ve kader bizi azaba düşürdü ama, o huy, o güzel tabiat hiç geçer gider
mi?
• yoksul olduysam bile, nasıl olur da yoksulca hareket ederim? yoksul yüzlü
olurum. elbisem eskidi ise, ben yeniyim.
• ben sünbülü, laleyi, reyhanı bile binlerce nazla, istemeyerek yerdim.”
• eşek; “evet.” dedi, “sen laf ede dur. laf et. garip ilde boş ve saçma şeyler, çok söylenir.”
• ceylan dedi ki: “zaten göbeğim sözlerime şahitlik etmede, öd ağacına,
anbere bile minnet etmemektedir.
• ama kokuyu alacak burun nerede? pisliği seven eşeğe bu koku haramdır.
• eşek yolda giderken, başka bir eşeğin pisliğini koklar. ben bu eşek
topluluğuna, nasıl misk sunabilirim?
• bu yüzdendir ki, o şefaat sahibi peygamber; ‘islâm dünyada gariptir.’
remzini buyurdu. 81
(81 bu beyitte şu hadîs-i şerîfe işaret edilmektedir: “islâm, garip olarak başladı, yakında yine garip olacaktır. garip olanlara ne mutlu, garip olanlara ne mutlu, garip olanlara ne mutlu.”)
• çünkü onun mübarek zatı, meleklerle beraber, onlarla dost olurken,
akrabaları bile kendisinden kaçarlardı. 82
(82 nitekim resulullah efendimizin amcası, amcasının oğlu, en yakın akrabası bile hz. peygamberin en amansız
şiddetli düşmanı olmuşlardı. nuh ve lut peygamberlerin eşleri, kocalarına düşman olmuşlardı. bestamî gibi bir zatın geleceğini haber verdiği ve “mânen benden üstündür.” dediği şeyh ebu’l-hasen harkanî hazretlerinin karısı, o mübarek zatı sevmez, çekiştirir dururdu.)
• halk ona bakar, onu kendi cinslerinden sayarlardı ama, ondaki mübarek
kokuyu duymazlardı.
• öyle muhterem bir zat, sığır postuna bürümüş arslan gibidir. uzaktan
görürsen gör, fakat postunu almaya kalkışma.
• postunu almaya kalkışacaksan, beden öküzünden vazgeç, çünkü o arslan
huylu velî, beden öküzünü parçalar.
• o arslan huylu velî, öküzlük tabiatını başından sıyırır, çıkarır, senden
hayvanlık huyunu çeker, alır.
• sen öküz bile olsan, hakk’ın lutfu ile arslan olursun. fakat öküzlükten
hoşlanıyorsan, nafile arslanlığı arama...
(mesnevi'den) -
hafta sonu magazin programında yeni genç kocası ile oturdukları ev gösteriliyordu. güzelim triplex villayı düğün salonuna çevirmişler. heryerde mor ışık neonları tavanlarda aynalar parlak taşlar... allah sizi bildiği gibi yapsın
-
söz ve müzik sezen aksu'nun yeni, muhteşem bir şarkısının adı. nükhet duru son albümünde söylüyor.
ah yüreğimde dört nala atlar
atların sağrısında kanatlar
sağ yanım boydan boya mezotopamya
sol yanımda rumeli ağıtları patlar
gözlerime astılar seni
ceylanım kör oldum ben
ne havan topu ne mermi
senle vuruldum ben
ah gözümün yaşı sel selanik
diyarbekir'e bi' türkü selalık
gezme ceylan bu dağlarda gezme
gece gerdanlık gündüz mezarlık
(bkz: http://www.youtube.com/…=nqpum3kitfg&feature=relmfu) -
güzel şarkı. bu tarkan'ın nasıl bir sesi var arkadaş insan büyüleniyor.
-
altyapısı cistak kostak postak olmasına rağmen gözlerimi yaşartmıştır, ben bayıldım öldüm ve bittim gerçekten sabahtan beri 1000. kez dinliyorum...
acı sözlerini altyapısı pekiştirmiştir bence... -
konuşma arasında bir kız hakkında "iyi hoş da biraz apaçi ya o kız..." dediğimde apaçi'nin kelime anlamını merak edenlere, veya "kız apaçi mi olur yahu?" diye soranlara, ceylan'ı örnek olarak veriyorum ben. daha rahat anlaşılıyor.
-
en unlusu bambi olan bir hayvan turu
-
aynanın parcası kasif magellana da ithaf edilebilir.
gurbete yorgun dustun magellan
hasret tukettin bittin bittin magellan
(bkz: igrenc espriler) -
her ne olursa olsun, tarkan ne büyük yorumcusun.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap