• kelimenin kaynağı farsça galiba..

    yıkık, bakımsız ve metruk bir harabeden ibaret olan gönlümün; sayfaları yırtılmış, kirlenmiş, defalarca ıslanıp kuruyup cildi ve yaprakları yamularak hırpalanmış lugatında "potansiyel" kelimesiyle karşılanan çok kıymetli bir kelime bu..

    "cevher" denen şey daima gizli; kah yer altında, kah bir dağın derinliklerinde veya denizin dibindeki bir midyenin kalbinde.. hep örtülü ve gizli, asla ortalıkta ve görünür değil.. o yüzden de derinde saklanmış potansiyel gücü tanımlıyor.. yaptıklarınızın değil, yapabileceklerinizin sınırını belirliyor.. imkan ufkunu o kadar öteye taşıyor ki bulunduğunuz yerden kendi limitlerinizi göremiyorsunuz.. ancak bir bilen, bir sarraf, bir gavvas o cevheri farkedip, bulup çıkarıp sizi o sınırlara yaklaştırabiliyor..

    insan ne kadar açık fikirli, ne kadar olgun, ne kadar bilgili veya görgülü olursa olsun kendisindeki cevherin değerini anlayabilmeye aciz kalıyor.. kendi kendimize geçmişe bakıp noktaları birleştirdiğimizde aşağı-yukarı bir resim çıkartabiliyor ve ileriye dönük yaklaşık bir projeksiyon da oluşturabiliyoruz ama potansiyeli keşfetmek başka, bambaşka bir şey..

    bu ahir zaman kalabalığında cana can katacak can ile rastlaşmak, o biricik ve benzersiz inciyi çıkaracak olan usta dalgıcı bulmak zor olsa da varlar hala.. üstelik azalmadılar, her yerdeler.. buna karşın kalabalık o kadar yoğun ve ilişkilerimiz o kadar çapraşık ve dengesiz ki onları farketmek, farketsek bile değerlerini bilmek, değerlerini azıcık bilsek bu sefer de onları incitmeden sevmek imkansıza yakınsıyor..

    ---
    allah yolda olanın yardımcısı olsun.. hepimizin içinde saklı olan, gönlümüzün çamruna batmış ve zamanla bir efsaneye dönüşüp unutulmuş olan o nazenin inciyi bulabilmek fırsatını versin bizlere..
  • cevher töz öz essence falan filan

    genelde töz cevher gibi kavramları varlığın temeline ilişkin şeylerde okursun. kategori olarak yazanlar töz der cevher der belki onlar derken ne dediklerini biliyordur ama okurken ne dediği pek anlaşılmaz.

    tartışmalar olur şu şudur o buna yerleşir o bundan çıkar o bunla tamamlanır falan gibi. el yordamıyla herkes anladığınca anlatır.

    tefekkür değil anlatacağım keşf. keşf deyince sanma ki kanserin çaresi gibi pragmatik bir bilgi daha çok antartika kıtasının keşfi gibi. vardır ve gördüm ve bildim gibi bir bilgi.

    veya ormanda yürürken ufak bir dereye denk gelmek. sen ormanda dere keşfetmiş olursun.

    temaşa demek seyir demek ya senin seyir halinde daha önce görmediğin bir şeyi görmen senin için keşif.

    sanırım cevher dediğimiz veya töz dediğimiz şeyin kendisidir. şey doğal olarak her şey olabilir. konu şey olunca varlık açısından hiyerarşi kalkar. her şey şeydir çünkü.

    şey masa olsun. masayı nasıl anlatırsın? 4 bacağı olan nesne dersin. yani masayı başka kavramlarla açıklarsın. sayı uzuv ve yine masanın dahil olduğu ana kategoriyi kullandın.

    veya kuş: havada uçan canlı varlık. hava elementi uçma fiili canlılık hali ve varlık olma haliyle kuşu açıklarsın. bu durumda kullandığın kavramların hepsini açıklaman lazım ki anlaşılır olsun bu tanım. kullandığın kavramları yine diğer kavramlarla açıklayacaksın ve her durumda kavram açıklayacaksın. sonsuz döngü.

    o yüzden de güneşin altında hep yeni bir şey denir ve denen her şey daha önce denmiştir. çünkü asla şeyin kendine dair bir şey denemez ve hep o şeyin kendisine dair bir şey denir. hep şeyin diğer şeylerle ilişkisine dair bir şey denir ve her dendiğinde yeni bir ilişki devreye girdiği için hep ilişki açıklamak gerekir.

    şeyler arası ilişki sonsuz olduğu için sen de sonsuz biçimde ilişkiyi açıklarsın.

    hep başladığın yere açıklama yapma arzuna dönersin çünkü kuş kuştur. sen ne dersen de aslında kuş kuştur. sen kuşla nasıl bir ilişki kurarsan kur kuş nihayetinde kuştur. sen bunu diyemediğin için bunu dediğinde dediğin malumun ilamı olduğu için sen malum olanı sana malum olduğu şekliyle anlatırsın.

    cevher veya töz dediğimiz şey kendinden başka şeyle açıklanamayan şeydir. yani özünde her şey cevher veya tözdür. kategori ise zihnin cevher veya töz ile bağlantı kurma biçimidir.

    örneğin hareket. hareket sonsuz tanımla açıklanabilir ve dünya var olduğu sürece açıklanacaktır. çünkü hep kendinden başka şeyle açıklandığından ve kendinden başka hep olacağından hareketin kendinden başka ile açıklanması hep olacaktır.
    ne zaman ki sen hareketi hareketten başka bir kavrama ihtiyaç duymadan anlarsın demektir ki sen hareketin kendisini anlamışsın. hareketin diğer kavramlarla olan ilişkisini değil hareketin hareketle olan ilişkisini. ana ilişkiyi yani.

    şeyi şeyin kendisiyle anladığında şeyin cevherini tözünü yani bence ismini (zihinde isimli olduğu için) anlamış olursun. kategoriyi bence form da olur adı formu anlamış olursun.

    neyin yüzü suyu hürmetine sorusuna şeyin kendisinin yüzü suyu hürmetine diye cevap verdiğin an verdiğin cevap cevherdir tözdür şeyin kendisidir.

    bu demek ki cevherin kendisini bilenle cevheri kendisiyle bilen aynıdır.
    önerme bazında kendini bilen rabbini bilir’in açıklaması bu galiba.
  • baruch spinoza (hepimiz onu bekliyoruz) etika’sında, kendi verdiği tanımla cevher’i şu şekilde konumlandırır:

    “kendi başına var olan ve kendisi ile tasarlanan, yani kendi kendisini teşkil eden başka hiçbir fikrin yardımı olmaksızın hakkında fikir edindiğimiz şeye cevher diyorum.”
  • cevher, bizzat var olan demektir. karşıtı ise araz'dır. araz'lar bizzat var olamazlar ve cevhere bağlı olarak ortaya çıkarlar.

    mesela, kendi sınırlı çerçevesi içinde, insan cevherdir ama aptallık arazdır. insandan bağımsız olarak "aptallık" diye bir mefhum kendi başına var olamaz.

    ancak total bir bakış açısıyla meseleyi ele aldığımızda gerek insanın, gerekse kainatın dahi araz olduğunu görürüz. çünkü bunların hiçbiri, bizatihi kendi başlarına var olma iktidarında olan varlıklar değildir. ancak ilahi isim ve sıfatlara bağlı olarak var olabilmişlerdir.

    ilahi isim ve sıfatlar da allah'ın zatına bağlıdırlar. dolayısıyla gerçekte tüm varlıklar ancak allah'ın zatı ile kaimdirler, o'na bağlı olarak varlık kazanabilmişlerdir.
  • herhangi bir metalin (veya kömür vs. de olabilir) minerallerini içeren ve ekonomik değeri olan kayaçtır. bir kayacın cevher olabilmesi için ekonomik değeri olması kritiktir. örnegin bir altın rezervi için ,üzerinde yapılan fizibilite çalışmalarının ardından eger o rezerv kar edilebilecek şekilde işletilebilecekse ,yani ekonomik değeri varsa , rezervdeki altından "altın cevheri" olarak bahsedilebilir.

    değerli olarak bilindigi halde ekonomik olarak işletilemedigi ,yani cevher sıfatını alamadıgı için ayaklarımızın altında yatan yüzbinlerce ton rezerv vardır.
  • (bkz: cevher adeti)
  • 1981 ankara doğumlu aslen trabzonlu türk şarkıcı ve söz yazarı. ismi özlem olan sanatçı sahne ismi olarak soy adını kullanıyor. rastgele şarkıları gezerken şu güzel parçayla (cevher - merhametsiz) tanıdım şimdi diğer şarkılarına dalmış ilerliyorum.
    müzik kariyerine 2005 'te başlamış yeni fark ediyor olmak üzücü. nice yeteneksiz şarkıcı dinledik oysa..
  • "ancak kaçma eğilimi uygulayıcıya değil, dönüştürülen cevhere atfedilir. mercurius kaçamaklara meyillidir ve servus (uşak) ya da cervus fugitivus (kaçak geyik) olarak etiketlenmiştir. kap, içindekinin kaçmaması için iyi mühürlenmelidir." carl gudtav jung - rüyalar

    (ilk giri tarihi: 19.2.2017)

    (bkz: künh)
    (bkz: cöfer), cevahir
  • ferdi tayfur şarkılarının hakkını vererek söyleyen, adeta şarkıları yaşayan hüzünlü şarkıcı. keşke daha az sigara içse, hatta içmese.
  • kendinden yanmalı hüner.
hesabın var mı? giriş yap