• ne şarkıydı be...

    ön bilgilendirme: işbu entry aşk acısı çektiğini düşünen 25 yaş altı gençlerimizin yükünü bir parça hafifletecektir. şarkıyı açınca o yıla gittim birden, yazasım geldi.

    sene 2009, üniversite öğrencisiyim. başka şehirde yaşayan kız arkadaşım, doğum günümün gecesinde bir düşüncesizlik yaptı. neyse, dedim sabahında minik bir özür diler olay biter. sabah oldu, yazmadı. ben yazmadım o yazmadı, ben yazmadım o yazmadı derken günler geçti.

    günler sonra kol gibi bir mesaj gelmişti facebook'tan "gördün mü bak yapamıyoruz" diye başlıyordu. paragrafların özeti "ayrılalım" idi.

    metni okurken şaşkınlık, hayal kırıklığı ve üzüntüyü sırayla tecrübe ettim. ardından birkaç gün "bu kadarına gerek yok, bu nerden çıktı" gibi söylemlerle bunun çok gereksiz olduğunu anlatmaya çalıştım. zira gerçekten mutluyduk, güzel şeyler hissediyorduk.

    tam hatırlamıyorum ama bu tutumumu en fazla 3-4 gün sürdürdüm. zira ergendim falan ama en azından bu konuda kafam çalışıyordu. istiyorsan ve isteniyorsan mücadele edersin, yok karşı taraf istemiyorum diyorsa yoluna gidersin. ben de yoluma gittim.

    3-4 gün sonra ona yazmayı bıraktım ama zihnim onu düşünmeyi bırakmadı tabii. nerdeyse her gün muhtelif zamanlarda aklıma düşerdi. öğrenci evinde birikmiş dağ gibi bulaşıkları yıkarken kendimi deterjanla isimlerimizin baş harfini yazarken bulmuştum.*

    manga'nın albümü bu yaşananlardan birkaç ay önce çıkmıştı, efsane bir albümdü. bu şarkılarındaki "uyandığında onu ilk kim görecek?" sorusu içime işlerdi. gerçekten üzülürdüm ama kimseye bir şey demezdim. ev arkadaşlarımla sanki ikinci öğretimmişiz gibi gece 2-3'lere kadar uyumaz hayvanlar gibi güler, eğlenirdik.

    neyse, uzattım. direkt sadede geleyim: tarafsız bir yorum olmayacak ama aptallık ederek nerdeyse durduk yere ayrılalım diyen bu hatun aylar sonra ikinci olmayı bile kabul etti. ilk kez küfürlerle bir kızı hayatımdan kovdum. engelledim, peşimi bırakmadı. bunun için annesini bile aradım ama sevgilim olduğunu bildiği halde okumak için bulunduğum şehri yazdı tercihlerine ve gerçekten de orada okudu.

    işin komik tarafı zamanında ben bu kıza aşık bile olmamıştım ki. bunu da öyle 10 yıl sonra falan anlamadım. birkaç yıl sonra "büyüdüm" ve gördüm. aşk nedir, "seni seviyorum" cümlesi ne kadar ağırdır.

    bugün sadece ondan değil, ondan çok daha iyi kızlardan bile ayrıldığıma şükrediyorum. bunlar beni gülümseten tatlı anılar.

    insanız, elbette üzüleceksiniz fakat büyütmeyin gençler. ama 3 hafta ama 3 ay sonra geçip gidecek. aklın bize sunduğu bu bilgiyi ara ara kendinize hatırlatın. öyle her şeye de aşk muamelesi yapmayın. hatta ilişki sandığınız çoğu iletişimin ilişki bile olmadığını göreceksiniz ileride.

    yaşayın şöyle güzelce birkaç gün acınızı, sonra bakın önünüze. yeni insanlar tanıyın, dersinize çalışın, her şey bitip gider.

    edittgrad: entry debe'ye girmiş, 20'den fazla mesaj gelmiştir gün içinde. merak içeren bir iki mesaj dışında, benzer bir halde olduğunu ve yazılanları okuduktan sonra bir parça iyi hissettiğini belirten mesajlar vardı hep. günümü güzelleştiren gençler, aşk hayatınız güzelleşsin.*
  • yaptığım araştırmalar sonunda, klibin başında kadının macarca söylediği sözler, lpturkiye forumlarında bir gencin belirttiği üzere macarların çok ünlü bir şiiriymiş. yapılan tercümeye hemen inanmayarak google translate ile işbirliği yapmam sonucu tercümenin gerçekten öyle ve şarkının sözlerine ilham kaynağı olduğu kanısına ben de vardım. uzun zamandır merak ettiğim bir şey olduğundan da çok rahatladım evet. aha da o şiir ve tercümesi:

    "nem néztünk vissza, s már külön utakon jártunk."
    geriye bakmadık, ve zaten farklı yollarda yürüyorduk.

    "csend lett, s újra elbújt a hold."
    bir sessizlik oldu, ve ay saklandı yine.

    "s ami maradt: ezernyi, megválaszolatlan kérdés."
    ve geriye tek bişey kaldı: binlerce cevapsız soru.

    "vajon ki fogja eloször meglátni a holdat?"
    ayı ilk kim görecek?

    "ki fogja megvalósítani félbehagyott álmomat?"
    kırık düşlerimi kim farkedecek?
  • doktordan yeni gelmiş ve canlı spermi bulunmadığı için çocuğu olamayacağı yanıtı verilen, tüm ümitleri tükenmiş olan arkadaşla yapılan tesellivari konuşmada şöyle bir soru sorulmuştur:

    ben: ailede var mıydı ya? babanda falan?
    arkadaş: ... (boş gözler)
    akabinde kopuş...
  • insanı alıp götüren bir şarkı. sözlükte bi yerde okumuştum, "doğrudan ateş ediyor" diye bi tanımlama, teyit ediyorum bu şarkıyla.

    herkesin takıldığı yerle aynı esasen, takıldığım yer, "uyandığında onu ilk kim görecek"...

    ki hakikaten, birine dair en saf, en maskesiz haldir, uyandığımızda yüzümün aldığı hal. hiç bir kamuflajın olmadığı, olası bütün makyajların kifayetsiz kaldığı hal. belki de aşka, tamam büyük konuşmayalım, sevgiye dair en somut, en yalın hal...

    içimizin acıması bundandır olsa olsa, cevapsız sorular da varsa eğer hafızada, şarkı beyinde loopa alınır, döner durursunuz: "uyandığında onu ilk kim görecek?"

    ve bazen, tek bir kişiye, tüm bu düşüncemelerden azade söylenir, uyanıldığında ilk görülmek istenen kişiye atfedilir. öyle salak salak bakılır, gülünür, ağzın kulaklara vardığına şahit olunur böylesi acıklı/hüzünlü bi şarkıyı dinlerken... "uyandığımda ilk gördüğüm sen ol, uyandığında ilk gördüğün ben olayım" diye geçirirsin içinden, üstelik bunun karşı taraftan da içten geçirildiğine emin olarak...

    velhasıl, güzel şarkıdır. bırakılan değil de, kurulan düşleri beraber büyütmek nasip olsun herkese...

    hem de uyanıldığında görülmek istenenle...

    *
  • genelde lisede yapılan veli toplantısından sonra babanın sorduğu sorular cevapsız sorulardır.

    -okumıcak mısın oğlum?
    +...
    -de ki ben okımıcam verelim seni bir ustanın yanına onu mu istiyorsun?
    +...

    baba bu soruları sorarken yapılıcak en ideal eylem halıdaki desenleri incelemektir.
  • manga'nın insanın böğrüne böğrüne vuran şarkısı..
  • 1. sözleri bana * bir şey hatırlatmasa da dinlemekten bıkmadığım,
    2. sırf "uyandığında onu ilk kim görecek" satırı için bile ayakta alkışladığım manga şaheseri.
  • bu konuyla ilgili bir de fıkra vardır.

    öncelikle; (bkz: sözlükte fıkra anlatmak)

    new york tan los angeles a giden ucakta, cingoz bir avukat ile sarisin, aptal gorunuslu bir hanim yanyana oturuyorlar. avukat hem hanimla yakinlasmak hem de hosca vakit gecirmek icin bir oyun teklif ediyor. kabul gorunce oyunu anlatiyor:

    -size bir soru soracagim, cevabi bilemezseniz bana 5 dolar vereceksiniz, sonra siz soracaksiniz bilemezsem ben size 50 dolar verecegim ve ilk soruyu soruyor:

    -ay ile dunya arasindaki uzaklik ne kadardir?
    kadin tek soz soylemeden cantasindan 5 dolar cikarip adama uzatmis.soru sorma sirasi sarisina gelmis:

    -tepeye 3 ayakla tirmanip 4 ayakla asagi inen sey nedir?

    adam dakikalarca dusunmus... yaniti bulamamis... cuzdanindan 50 dolar cikarip kadina uzatmis. kadin parayi kibarca alip cantasina koyarken avukat merakla sormus:

    -cevap ne?

    kadin tek kelime etmeden cantasini acmis ve 5 dolar cikarip adama uzatmis...
  • "ne sen baktın ardına ne ben
    hep ayrı yollarda yürüdük... "
    dizelerindeki anlatım bozukluğunun anlam güzelliği olarak karşımıza çıktığı 1,5 acılı manga şarkısı..
  • bundan seneler once, murat kekilli'nin bu aksam olurum sarkisi cikmisti... insanlar sarkiyi dinleyerek intihar etmeye baslamisti ve sonunda sarki yasaklanmisti...
    o zamanlar cocuktum, dalga gecip anlam veremiyordum insanlarin bir sarkidan bu kadar cok etkilenebilecegine...
    ama insan buyudukce kimi sarkilarin nasil yikici olabilecegini gorebiliyormus.
    olay deneyimde de degilmis sadece, tecrube etme ihtimalinde gizliymis..

    o yuzden can yakiyor bu sarki.. sevdigin kisiyi uyandiginda bir baskasinin gormesi..

    gucsuzken dinlenmemeli.
hesabın var mı? giriş yap