• herkesin bir cesaret tarifi var. cesaret, belki de ölüm kapıyı çaldığında kağıttan bin turna kuşu yapmaya başlamaktır.
    konusu, japonya'da 1943'ten 1955'e kadar yaşamış olan küçük bir kızın gerçek hayat hikayesine dayanan sadako ve kağıttan bin turna kuşu, amerikalı yazar (bkz: eleanor coerr)r tarafından 1977 yılında yazılmış bir cesaret ve umut hikayesi.

    turna kuşu efsanesi, bir insanın bin tane kağıttan turna kuşu yaparsa dileğinin gerçekleşeceği inancına dayanıyor.
    abd'nin 2. dünya savaşı'nı bitirmek amacıyla hiroşima'ya attığı atom bombasının neden olduğu radyasyon yüzünden ölüme mahkûm olan (bkz: lösemi) binlerce insandan biri, sadako, bir çocuktan beklenmeyecek ölçüde metanet göstermiş, bu süreçte umudunu yitirmemiş ve hastalığının geçmesi dileğiyle kağıttan bin turna kuşu yapmaya koyulmuştu.

    bomba amacına ulaştı; 2. dünya savaşı bitti. bu hikayeden geriye, tamamlanamamış 356 turna kuşu, hiroşima'da bir anıt ve abd'de bir heykel kaldı. evet, yanlışlık yok, abd'de.
    bir de küçük bir kızın cesur mücadelesi.. turna kuşu, o günden beri barışın simgesi, sadako ise, japon çocuklarının cesaret ikonu.
  • "cesaret korkusuzluk demek değildir. eğer bir insan korkusuzsa, ona cesur diyemezsin. bir makineye cesur diyemezsin, o korkusuzdur. cesaret sadece korku okyanusu içinde varolabilir. cesaret, korku okyanusu içinde bir adadır. korku vardır ama bu korkuya rağmen insan o riski göze alır; işte cesaret budur. insan titrer, insan karanlığa girmekten korkar ama yine de girer. insan, kendine rağmen adım atar; cesur olmanın anlamı budur. bu, korkusuzluk demek değildir. korku dolu olmak ama onun altında ezilmemek demektir."

    (bkz: devrimci kadınlar)
    (bkz: queen of the neighborhood)
  • kalbin aklı.
  • on kişiye daldım, ejderhaya uçan kafa attım falan bunlar bana göre tam olarak cesaretin karşılığı değil. bunlar anlık olabilecek şeyler sanki. yani birden gözün döner teaaamınakoayoaaaoooo diye atlarsın on kişinin arasına, dayak yersin atarsın artık allah ne verdiyse. esas cesaret önceden planlı programlı bi hareket esnasında belli olur gibi geliyor bana, yoksa şüphen mi var? özellikle suç dünyası, anarşik olaylara karışma gibi şeylerde cesaret harbiden çok önemli.

    blow diye bi film vardı hani, coni dep oynuyodu. normal bi elemanın uyuşturucu baronu oluşu anlatılıyordu filmde. bi sahnede herif bavuluna koyduğu eşşek kadar uyuşturucu ile havaalanı kontrolünden geçiyordu hiç korkmadan. esas cesaret o işte la.

    bi keresinde gavuristandan dönecez uçakla, ben de bi arkadaşı aradım bi istediğin var mı diye. getireceğimden değil tabi de kibarlık olsun diye. telefonda geyikleşirken herif ''olm bi parça esrar maddesini diş macunun içine koy foşetle getir'' dedi. ben de güldüm meh meh kapandı konu. sonra havaalanına gittik uçağı bekliyoruz işte. sırt çantamı koydum yere, ayaklarımın arasında duruyor. birden karşıdan polisler belirdi, yanlarında da köpek var gtk. ağzına tükürdümün köpeği 250 kişinin arasından beni seçti, geliyo.

    lan olmayan esrarın korkusu sardı vücudumu. ya olsaydı diye düşünüyorum. köpek çantayı koklamaya başladı sonra, polisler de uzaktan geliyolar aheste aheste. ben terlemeye başladım, gözüm karardı amk. lan diyorum sakin ol yok bi şey çantada beynini sktiim. ama yok arkadaş bu biraz daha sürerse ben gidip itiraf edicem polise.

    +abii taaam abiiii. ben koymayı düşündüm bi ara ama koymadım ağğğaaabbiiiii. şakalaştık biz arkadaşla aaağbbiieeeeyy. noolur beni hapislere koyup da lanet olası beyaz götümü zencilere sktirtmeyin aağbbiiüüeeeaaaa. mendili tutup da gezmek * istemiyom ağğğğbiyeeeee.

    diye ağlamak üzereyim. neyse sonra bastı gitti köpek, polis abiler ablalar da geçtiler yanımdan. hatta biri şööle selam verir gibi yaptı ben yine bi ürperdim. işte o zaman anladım ki bende cesaret yok kardeş. suç dünyasına girmem mümkün değil ve işte o günden sonra organize suç çetelerine yolladığım bütün cvleri geri çekip nalburluk sektörüne yöneldim.
  • ... yillar once kucuk bir kiz soylemisti:
    "cesaret, korkusuzluk degildi; korkuya ragmenlikti."
  • "ey ssg beni duyuyor musun! sen bir hiçsin! sıfırsın sen! sen kendine tanri mi diyorsun; sen zavalli bir yaratiksin!!!"
  • "tehlikenin üzerine gitmek değil, tehlike kar$ısında zarif davranabilmektir.." ernest hemingway
  • hadi beylik laflar edelim, ara sıra yapmak lazım:

    "cesaret, deli gibi korktuğun şeyin üzerine atlayabilme azminin adıdır..
    hiçbir şeyden korkmamanın değil.. -ki ona aptallık derler.."
  • karacilarin komutani bir asker çagirmis.
    asker -"emret komutanım" diyerek yanına gitmis.

    komutanı yere yatmasını istemiş. daha sonra da
    bir tanka askerin üzerinden geçmesi için emir
    vermiş asker kilini bile kıpırdatmadan yattigi
    yerde beklemis ve malumunuz ezilmis. komutan
    digerlerine dönerek -"iste cesaret" demis.

    havacilarin komutani bir asker cagirmis. asker
    yine -"emret komutanim " diyerek komutanının
    yanına gitmis. komutani helikoptere binmesini
    emretmis. asker helikoptere binmis ve
    havalanmis daha sonra komutani askere aşağıya
    parasütsüz atlamasını emretmis asker de
    emre itaat etmis ve atlamis. yere cakilmis,
    ölmüs. komutan da digeri gibi dönerek
    -"iste cesaret " demis.

    sira gelmis denizci komutana. denizci komutan askerini
    çagirmis. asker caki gibi hazirola geçmiş ve
    -"emret komutanım" demis
    komutan
    -derhal denize atla ve 10 dakika yüzeye çıkma demiş.
    asker -"hadi len" demiş.
    komutan diger komutanlara dönerek
    - "iste asıl cesaret bu " demis.
  • tabiri caizse belirsizligin gotune parmak atabilme maharetidir. sonuclarinin ne olacagini tam olarak kestiremediginiz, ama boka sarma ihtimali yuksek olan eylemleri yapmak icin gerekli motivasyon.
hesabın var mı? giriş yap