• 95 senesinde,sinanpaşa pasajındaki pena nın onun dükkanı olduğunu bilmeden içeri girip "pentagram trail blazer albümünü nasıl edinebilirim?"diye manasız bir soru sormuş, suratıma garip garip bakarken "valla abi kasedi en son piyasaya süren plak firmasını unkapanında da aradım ama iflas edip kapatmışlar,bulamıyorum"dediğimde "haa evet öyleymiş ama problem değil ben sana çekerim"diye cevap vermiştir.tabii ben abinin penta nın davulcusu olduğunu anladığım an çoktan yerin altındaki yedinci kattaydım.
    sene 2005; bulamadığım bir dvd için yine dükkandayım.aynı ortamı muhafa etmiş vaziyette tezgahın arkasında durmakta ve bana "yaa bilader sen pentagram kasedi çekmek için bi zamanlar gelmemişmiydin?"şeklindeki soruyu yönelterek ufak çaplı bir dumur yaşamama vesile olmuş davul insanı.
    ve tabii ben bi on sene daha uğramayıp,kahramanının ben olduğu denyo bir anının, cenk in zihninden kaybolmasını umutla bekleyeceğim.
  • zamanında bir röportajda kendisine yöneltilen "metal ve rock felsefesini bu konuda hiçbir fikri olmayan birine nasıl açıklarsınız?" sorusuna şöyle bir yanıt vermiş usta müzisyen: "rock müzik ve türevlerinin muhalif bir tavrı olduğunu ve genelde halk kültürüne yakın olduğunu düşünüyorum. bireysel özgürlüğüne önem veren, toplumun empoze ettiği koyun kimliğini sorgulayan, macera ruhu olan, inandığı fikrin arkasında duran insanların bu tarz müziklere ilgi duyduğunu söyleyebilrim. bence ömer hayyam, hacı bektaş veli, kaygusuz abdal gibi isimler bugün yaşasaydı, dünyada sevilen rock yıldızları olurdu."
  • dükkanına giren çıkan herkesle,alışveriş yapmasa bile muhabbet eden,antin kuntin barlarda sahne alıp götü kalkan lavukların "nasıl mütevazi olunur" dersi alması gerektiği süper insan.
  • tevazu konusunda ders alınması gereken şepşeker birisidir. kendisiyle tanışmamız malum dükkanına cd rom bozulunca cd den kaset çektirmeye gitmemle başladı, çok hoş sohbet biriydi, sonra araya yıllar girdi, benim vhs den dvd'ye çekim işim oldu, dükkanında kalan yakışıklı artık o pek gelmiyor buralara, ben bakıyorum dese de tesadüf bu ya almaya gittiğimde karşılaştık ve iyi ki de öyle oldu çünkü kendisi pek süperli bi insan ve adımı hatırlayamasa da beni tanıdı ya la! (dün sırf elbise giydim diye beni bakıp bakıp piercing'imden tanıyan arkadaşım var la benim!)

    ve bu karşılaşma müthiş güzelliklere kapı açtı. ben gerizekalı gibi şunu sordum:

    cenk - ya ben davul derslerim var gelemiyorum pek buralara
    berte - aa ne güzel kaça veriyorsun?
    cenk - işte değişiyor, hafta sonu çok isteyen oluyor hafta içine gelebilen gelsin diye bık bık... kimin için sormuştun?
    berte - ee... kendim için? (kimin olacak ki bakışı)
    cenk - (gözler ışılda) gerçekten mi?
    berte - he ya

    ve olaylar gelişti de ders programı nasıl, tatile çıkıyor mu ne zaman vs diye sorayım dedim, daha metallica konseri olmamış.

    cenk - ya işte metallica konserine kadar buradayım, sonra bi tatile çıkmayı düşünüyorum
    berte - aa ne güzel biletler kaç paraymış ki (evet başka insan kalmamış gibi cenk'e sordum)
    cenk - bilmiyorum ki
    gerizekalı berte - aa doğru size davetiye geliyordur di mi
    acayip mütevazi cenk alçak sesle- ya biz alt grubu olarak çıkıyoruz
    iç ses - (gerizekalı berte!)

    kafamın yoğunluğu ve dağınıklı dillere destan da elimde kasetleri bile olan pentagram'ın davulcusu cenk için uzun süre cenk pentagram'da ne çalıyordu ya diye düşünmem ve ancak 3. derste e davul dersi aldığıma göre davulcusu ya la! diye kendi kendime gülmem de ayrı bir trajikomik vaka. kafam bi milyon :/

    bunu anlatsam kahkaha atar mesela, ayrıca kendisi süper bir öğretmen. derste istediğim gibi saçmalamama ve solo atmama izin veriyor. caz solo atıyor(muş)um, ben de bilmiyorum ki ne bok yediğimi gjsdjsdgj

    özetle cenk sevilmesi, sayılması, özenle korunması gereken ender insanlardan. ve de iki çocuk artı bir kedi babası. kedi babası cenk haha!
  • piyasada bulunmuyor dediğinizde anatolia'yı bile hiç düşünmeden çekebilen iyi şahsiyet.
  • gerçekten de korkunç bi hafızaya sahip, gözlerinin için daima ışıl ışıl parlayan ve ucundan kıyısından da olsa iyi ki hayatımda olmuş diyebileceğim kişilerden biridir...

    metallium ve pentagram'ın ilk kurulduğu yıllarda akmar'da, bir sürü güzel anılarla geçen senelerden sonra bostancı gösteri merkezi'ndeki blind guardian konserinde karşılaştığımızda beni üstelik hatırlanması zor olan adımla hatırlamasıyla yaşadığım dumur, 2003 rock the nations dio konserinde karşılaştığımızda grubun diğer elemanlarının da en az 10-15 seneden sonra tanımalarıyla dumur olmaktan çıkıp dumur deryasına dönüşmüştür...
    gerçekten sadece cenk değil, (ki son dönem solist murat'ı da dahil edeyim) tüm grup elemanları çok vefalı, alçakgönüllü ve sıcak kanlı kişilerdir...

    ne şanstır ki, o kadar davet ettiği hald pena'ya bir türlü yolumuz düşmemiştir ya da düşse de aceleden uğramaya fırsat olmamıştır...
  • inanilmaz iyi baterist ve super insan.
    2 sene once battle of the bands de juriydi ben de onlarla ilgileniyodum.diger juri uyeleri icinde farkini direk ortaya koyan,neseli,eglenceli, yapilan bi iyilik varsa kesinlikle unutmayan kisi.ne zaman dukkanina gitsem pentagram konserleri icin biletimin hazir oldugunu soyler , beni mutlu eder...
  • ne yalan söyleyeyim, bakkal esprisinin etkisinden hala çıkamadım. arada mimikleri ve hareketleri ile beraber aklıma geliyor çünkü kendisi tam bir blue jean gençliği. evet evet ne dediğimi anlayan liseli değil hatta üniversiteli bile değil hah hayt! hayat bize güzel.

    - bakkalı görürsün hemen ya geçip gitmezsin, zaten bakkal adı oradan gelmiyor mu? (gözleri kocaman aç) bak (elleri yanlara açarak dizleri bük) kal, hayır cenk ya hfksdhjfhjdsh*
  • pentagram adlı aşmış grubun muhteşem davulcusudur. yakın bir arkadaşımla 2 kere taciz eder gibi uzaktan bakıp içeride insan olduğu için girip tanışamadan geri döndüğümüz şeker insandır. üçüncü sefer gidip girmişizdir ve bunları anlattığımızda gülüp "neden utandınız" deyip elimizi sıkmıştır. kendi planlarımızdan bahsedip ustamızın (bkz: mustafa dönmez) selamını da ilettikten sonra piyasadaki nitelik olarak bok, nicelik olarak köpek sürüsü kadar olan gruplardan dert yanmıştır. kendisini yalamamak için kendimizi zor tuttuğumuzu dükkandan çıkıp merdivenlere doğru gözden kaybolduğumuzu zannettiğimiz anda attığımız çığlıklardan sanırım anlamıştır. gayet sıcak muhabbet eder, gittiğinizde "ben nasılsa pentagram ın davulcusuyum elemanlar benle tanışmaya gelmiş benim muhabbet açmama gerek yok" şeklinde davranmaz. kendisi hakkında söyleyecek çok şey olmakla birlikte bir gün dükkanın kapısına kendimi zincirleyip canım istediği kadar kendisini öptükten sonra oralardan uzaklaşmak istediğimi söyleyebilirim mesela.
  • insaniyet namına ne varsa taşıyan adam. bir samimiyet ve mütevazilik abidesi. nişantaşının burnu kalkık züppelerine ders mahiyetinde atiye sokak'a bronz heykeli dikilesi er kişi.
hesabın var mı? giriş yap