• lisede gördüm ilk defa ben bu güzel yerlerden bir tanesini. neden bu kadar nefretle ve önyargıyla bakılıyor hala anlayamadım, kaç sene geçti. ben o gün gördüklerimi, duyduklarımı hayat boyu unutacağımı sanmıyorum.
    edilen güzel duaları 'allah allah' diyerek bitirdiklerini,
    kadınlı erkekli bir toplanma olduğunu gördüm.
    gerçekten çok hoşuma gitti. hele o duaların içerikleri... arkadaşıma defalarca teşekkür ettim beni de davet ettiği için.

    alevilerin ibadet şeklini cemevinde saz çalıp oynamak şeklinde dile getiren insanların olduğunu görünce üzüldüm.dalga geçilmeye çalışılmasına, küçük görülmesine üzüldüm.
    bir insanın ne tür bir inancı olursa olsun, nasıl bir ibadet şekli olursa olsun hor görülemeyeceğini bilmemezliğe, aymazlığa şaştım.

    o gün, dede 'ali ali' dedikçe ve sazın ritmi hoş geldiği için olduğum yerde biraz hareketlenmiştim. bana bir çeşit dans olarak gelen, ortada yan yana olan gençlerin hareketlerine kendimce kenardan eşlik ediyordum. arkadaşım güldü bana, dedi ki ''oynama istersen, alınanlar olabilir.'' ben o an yer yarılsa da içine girilse denilen anlardan birini yaşadım. hayatında ilk kez bir yerde bulunma nedeni din olan bir insan ne bilsin ama değil mi? o hareketleri anlattı bana arkadaşım. bunun bir eğlence olmadığını falan. kusura bakmamasını söyledim. 'hayır canım kızmadım ki zaten' diyerek gülümsedi. konuşmalarımıza kulak misafiri olan bir teyze, arkadaşıma dedi ki ''sen bıraksana yahu, oynamak istiyorsa istiyorsa oynasın kız. öyle hoşuna gitmiş. neden ayıp olsun?''
    eh teyzeden aldığım gazla oynadım ben de suyunu çıkarmadan. kimse bana sen ne yaptığını sanıyorsun demedi. hatta kötü bakış atan biri bile olmadı. hoşgörü ayrı bir meziyetmiş. bunu da öğrendiğim yer oldu cemevi.
  • bir alevi olarak ibadethane diyorsam, ibadethanedir.

    sayfalarca yazı yazmaya gerek yoktur, enerjinizi 'hak ve özgürlükler' için harcayın.
  • otobüse binilir, yeni bir cem evi açılmıştır ancak yeri tam bilinmemektedir önce muavine daha sonra şoföre sorulur.

    arkadaş: ee pardon x yerde cem evi varmış bu otobüs oradan geçiyor mu?
    muavin: cem evi mi? nere ora y bar mı?
    arkadaş ve ilkbengordum: mavi ekran

    otobüse binilir yolcular sessizdir ve bu 2 arkadaşa bakarlar.
    a : cem evi varmış y nin oralarda biliyor musunuz
    şoför: defalarca nereyi sorduklarını tekrar ettirir ne neresi ? cem evi mi?
    bu arada yolculardan ses çıkmamaktadır hay mk kimse gitmez mi oraya? kimse duymamış mı?

    koltuğa oturulur. akraba aranılır adres yaklaşık olarak alınır.

    ilkbengordum tedirgin çünkü tüm bakışları üzerlerinde hissetmektedir. halbuse o şu yaşına kadar mahalle baskısı nedir bilmezdi. "şanslıyım" derdi. o gün biraz şanssızlığı tutmuştu.

    son durağa gelinir şoför 2 arkadaşa seslenir.artık inilmesi gerekiyordur.
    şoför: görmedim ben cem evi falan. cem evi diye bir şey de mi varmış. ilk defa duydum

    2 arkadaş birisi çıksın da yardım etsin diye dua ediyordur. o ara şeker mi şeker bir dede çıkar ve şöyle der :
    -ben de oraya gidiyorum götürürüm onları da.
    şoför her zamanki yavşaklığıyla: höö bir tarif et de biz de bilelim yauu neresiymiş şu cem evi.

    a : genelevi sorsak bilirsin ama !
    ilkbengordum : orospu çocuğu da ondan.

    otobüsten inilir, arkadaşların yüzünde güller açıyordur.
    a: bilmiyormuş cem evini...
    dede: öğrenecekler...
    yol boyunca başka konuşma olmaz, o söz anlatır her şeyi.

    öğrenecekler...

    sonra cem evine gidilir ve o güzel insanların arasına sızılır,aşure yenilir,oğuz aksaç konseriyle iyi vakit geçirilir.

    güzel insanların bulunduğu güzel ibadethanem.
  • yobazlardaki alevi nefreti yüzünden, yasal olarak tanınmayandır.

    ibadethanemdir.
  • devlet tarafından ahır bile yapılmamış, genellikle hep yıkılmış ibadet evi.
  • pek çoğunun girişinde atatürk büstü vardır.
  • ülkemizde hayatın garip bir cilvesi sonucu yerden 2 milyon hititli'nin bittiğini ve tc vatandaşı olarak yaşadığını düşünelim ve bu iki milyon hititli'nin 'tagurgan' adlı bir bina inşa ettiklerini ve buranın kendilerinin ibadethanesi olduğunu söylediklerini düşünün.

    siz, hangi akılla, hangi hakla, hangi vicdanla kalkıp onlara, 'yog lang yog orası sizin ibadethaneniz orası olamaz, belki kültür şeysinizdir, sizin ibadethaneniz 'badurgan'dır diyebilirsiniz?

    hı? mal mısınız?
  • eğer sizi zorla askere alırlar, sonra da öldürürlerse, cenaze namazını burada kıldırtmaz şanlı türk ordusu.
    ailenizin elinden gasbeder ve camiye koştururlar.

    "dâvamız mahşere kaldı
    yarın bu senden sorulur"*
  • alevi toplumunun güncel gereksinimleri geregi, yeniden yapilanmis ibadethanesidir.

    alevi toplumu köylerde ya da göcebe yasarken, benzer ibadethane gereksinimini dedenin/ananin evi, türbeler, dergahlar, kutsal sayilan toplanma yerleri karsiliyordu. sürekli baski altinda tutulan bir inancin, kendine görkemli ibadethaneler yaptirmasi mümkün degildir. camilerin $atafati; kirilan,sürülen, yagmalanan alevi icin zuldur. bu yüzden, eski cemevlerinde islevsellik ön planda tutulmustur. buna karsin mimaride ortak sembolik ayrintilardan sözedile bilir. sözgelimi kirk kapiya hürmeten, e$iklerin üstüne basilmasini engellemek icin yüksek yapilmalari gibi. ayn-i cem odalari genelde penceresizdir ve kö$esizdir. kirlanguc adi verilen ve gögün yedi katini temsil eden ahsap ic ic gecmis yedi dörtgenden olusan cati konstruksiyonu da oldukca yaygindir. bu ayrintilarda, orta asya mimarisi nin ve samanizm 'in etkileri aciktir.

    köyden kente göc, cemevlerinin bu eski yapisini korumasini olanaksizlastirir. gecekondu semtlerinde, hemserilige göre yogunlasmanin da etkisiyle cemevi mekani baslarda sorun olmaz. ayni dönemde görülen dedelik kurumunun cözülmesi; okuyan alevi gencligin kendini sol akimlarda ifade etmesi, dolayisiyla dini görülen her tür müesseseye karsitliklariyla/kayitsizliklariyla paralel yürümüstür.

    12 eylül darbesinden alevi toplumu sadece fiziki yaralar almaz. zorunlu din dersleri, carpitilmis tarih ve sosyoloji dersleri ve alevi köylerine cami yapilmasiyla acik bir asimilasyonun hedefindedir aleviler. alevi vatandas askere gitmekte, vergisini ödemekte; bu vergilerle kendine hizmet vermeyen diyanet isleri ,camiler,imamlar finanse edilmekte, cocuklari sünnilestirilmektedir. cenaze namazini kilmayi reddettigi alevinin, ödedigi vergiyle maa$ini alan imam, ayni gün camii de hz. ömer'in adaletine dair vaazetmektedir*arada alevi yakmaya, vurmaya ayni hizla devam edilmektedir. oh ne güzel istanbul'dur.

    fizikteki etki-tepki kurali geregi, alevi toplumun kendini yeniden arayisi da bu dönemde ortaya cikar. insanlarin biraraya gelerek kendi kimliklerini aradiklari, kültürlerini yeniden kesfettikleri yerlerdir yeni nesil cemevleri. ilk örnekleri, ya büyütülüp yeniden islevsellik kazandirilan eski dergahlardir ya da gecekondumsu, siradan yapilardir. zamanla geliserek kendi mimarisini olusturmaya baslamis bu yeni cem evleri genelde; cem odasi, kütüphane, a$hane, gasilhane, sosyal amacli kullanilan salonlardan(baglama kursu, semah kursu, dersane vs.) olusmaktadirlar. bunlarin önemli bir kismi diaspora alevilerinin katkilariyla yapilmistir.

    alevilerin önemli bir kismini temsil eden derneklerin, cemevlerinin ya da dedelerin devlet tarafindan finanse edilmesi talebi yoktur. tam tersine laik bir devlette olmasi gerektigi sekilde, diyanet isleri baskanliginin lagvedilmesini istemektedirler. diyanet isleri baskanliginin bu yüzden kültürevi olarak tanimladigi cemevlerinin varligini tartismasi yerine, laik bir devlette hangi kosullarda var olabildigini ve o dev bütcesini nasil kullandigini tartismasi lazimdir.

    alevilerin ne ayn-i cem yapa bilecekleri, ne baglamayla duvaz-i imam okuya bilecekleri, ne kadin-erkek karisik semah döne bilecekleri yerler olan camilerde ibadet etmelerini beklemek, alevileri hic tanimamak, saygi duymamak degilse sadece kötü niyetle aciklana bilir.
  • insanlığın, sevginin ve ışığın vecd ile temerküz ettiği yere cemevi denir. buralıyız ve buralı olarak çok iyi biliriz ki buranın tarihi asıl olanın ötekine, makbul olanın sakıncalı olana "nasıl olması gerektiğini" dayatması üzerine kuruludur. tarihimiz boyunca ermenilere "nasıl ermeni olmaları gerektiğini" dayattık. (bkz: vatandaş türkçe konuş) istediğimiz gibi ermeni olmayanın ise kafasına namluyu dayadık. (bkz: hrant dink) yanlış içindeyiz , türkler olarak kürtlere kürtlük dersi veriyoruz, dersi geçemezlerse yaz okulunda yoğunlaştırılmış eğitim veriyoruz. (bkz: diyarbakır cezaevi) sünniler olarak da alevilere aleviliği öğretiyoruz. "cemevi ibadethane değildir" diyoruz. "cem ibadet değildir" diyoruz. allah'ın mizanı elimizdeymiş gibi kendimizi allah yerine koyuyor, sevabı günahı biz tartıyoruz.

    demem o ki; ben bana kızlarını veren, ailelerine kabul eden, "benim kabem insandır" diyen alevilere, aleviliği tanımlayacak kadar hayasız değilim.
hesabın var mı? giriş yap