• en geniş sınırları, osmanlı devleti’nin en geniş sınırları ile kıyaslandığı zaman osmanlı devleti’nin daha stratejik topraklara sahip olduğu görülür. zira osmanlı’nın hedefi yavuz sultan selim dönemi hariç avrupa’nın islam ile fethi idi. belki sultan selim olmasaydı doğu toprakları hiç olmayacaktı. osmanlı devleti orta asya’ya yönelmiş olsaydı pekala rusya gibi topraklarını genişletebilirdi.

    tanım: bulduğu çorak toprakları bünyesine katmakta eşi olmayan ex devlet.
  • mesele toprakların genişliğiyse moğolistan'ın şu an bile dünya devi olduğunu göstermiş tarihin derinliklerindeki devlet.
  • osmanlı imparatorluğu'nun ebedi düşmanıdır. 17. yüzyılda moskova knezligi bir atılım yaparak kendini sistemi olan bir devlete dönüştürmüştür. duraklama döneminde tam etkisi hissedilmese bile gerileme döneminden itibaren vahşi hayvanların avına saldırması gibi en küçük meselede osmanlı'yı zor duruma düşürmüştür.

    osmanlı’nın yükselme döneminde asya ve avrupa’da kurduğu güçlü yapının benzeri yapıyı kuran ruslar, bilhassa doğu avrupa ve asya’da eski türk ülkelerinin üzerinde yükseldi. osmanlılar bunu sırplar, rumlar, rumenler, hırvatlar, bulgarlar vb. milletleri kendi kültürü içinde harmanlayarak bir sistem oluşturuyordu. karadenizi çeşitli savaşlar ve politikalar sonrası ele geçirdikten sonra kara impartorluğu olan ruslar denizlerde de güçlenmeye başladılar.

    fransız ihtilali sonrası slavların ve ortodoksların koruyucusu rolüne girince avusturya ve osmanlı kendilerini büyük bir düşmanla karşı karşıya buldular. hey gibi hey zamanında büyük düşmanlar olan avusturya ve osmanlı ortak çıkar için birbirini kollar olmuştu. gizli müttefikler avusturya ve osmanlı içten içe rus çarlığının güçlenmesinin önüne geçmeye çalıştılar. yayılmacı ve orta çağ mantığı ile yönetilen rus çarlığı insanların hiç bir kıymeti yoktu, sadece savaşlarda çağrılan yaşayan sayılardı. insanlar ölümü bu kadar kolay olduğu bir yerde kendileri için hiçbir şey yapmayan bir yönetimi devirdi ve yeni bir devlet kurularak bitti hikayesi 1. dünya savaşı ortasında.

    işin ilginci hasta adam diye uğraştıkları osmanlı devletinden önce yıkılmıştır rus çarlığı. eğer geçmişe dönüp konuşabilsek 1. abdülhamit'ten bütün itibaren bütün padişahlar ile herhalde çok çektik bu rus çarlığından her yerde sabote ettiler derlerdi. sürekli savaş tehditleri ve işgaller ile polonya ve osmanlı üzerinde derin etkileri olmuştur.
  • sovyet rusya ile geniş ve derinlikli şekilde kıyaslanmasında fayda olduğunu düşündüğüm dönem. siyah ve beyaz değil de gri tonlardan yapılan analizlere ihtiyaç var.

    rousseau toplum sözleşmesinde ki 1762'de basılan bir eserdir kendileri, rusyadan şöyle bahseder;

    """
    özgürlük elde edilebilir ama, kaybedildi mi, bir daha ele geçmez artık. gençlik başka, çocukluk başkadır. insanlar gibi ulusların da gençlik ya da olgunluk çağı vardır diyebiliriz; onları yasalara bağlı kılmadan önce, bu çağın gelmesini beklemek gerekir:

    ne var ki, bir ulusun olgunluk çağını fark etmek kolay olmaz her zaman; erken davranılırsa, iş başarısızlığa uğrar. filan ulus bin yıl sonra bile sıkı düzen altına alınamaz da, falan ulus daha başlangıçtan alınabilir.

    ruslar hiçbir zaman gerçekten uygarlaşamayacaklardır; çünkü çok erken başlamışlardır bu işe. deli petro’nun üstün zekâsı vardı, ama taklitçi bir zekâydı bu; her şeyi yoktan yaratan gerçek zekâ yoktu onda. yaptığı şeylerden bazıları iyi ise de, çoğu yersizdi. ulusunun barbar olduğunu görmüştü ama, uygarlığa gidecek kadar olgunlaşmamış olduğunu fark etmemişti; onu zorluklara, savaşa alıştırması, pişirmesi gerekirken, uygarlaştırmaya kalkışmıştı. deli petro onu her şeyden önce ruslaştırmakla işe başlaması gerekirken, almanlaştırmak, ingilizleştirmek istedi. uyruklarına olmadıklarını olmuşlar kanısını vererek, onları olabilecekleri olmaktan alıkoydu. bir fransız eğitmeni de böyle yapar: öğrencisini çocukluğunda bir harika, sonra da hiçbir şey olmamak üzere yetiştirir. rus imparatorluğu avrupa’yı boyunduruk altına almak isteyecek ama, boyunduruk altına asıl kendisi girecektir.

    """

    yine de bugün batı medenyetinin en iyi örneklerini veren adlarını sayacağımız edebiyatçılar, ressamlar, besteciler, matematikçiler çarlık rusyası döneminde yetişti ve sovyet rusya döneminde büyük bir çoğunluğu solarak bitti. pasternak'ın doktor jivago' yu basma hikayesinde bile baskı anlamında çarlık rusyası ile soyvet dönemini kıyaslamak mümkün. rachmaninoff' dan tarkovsky' e kandinsky'e önemli rus şahsiyetlerin ömürlerini sovyet rusyasında devam ettiremedikleri ve devamında o yönetim altında bu kişilerin muadillerinin yetişmediği de bir gerçek.

    stalin döneminde silah sanayiye ağırlık verildiğini ve 10 yılda bu anlamdaki sıçramanın nazileri durdurmaya yettiğini de belirtmek önemli. bununla birlikte sovyet dönemi ve birçok açıdan devamı niteliğindeki putin dönemi nitelikli insan gücünün yetişmesi için uygun ortamın sağlanmasında başarılı oldu mu? düşünce ve basın özgürlüğü bir ülkenin sanat ve edebiyatı dışarıda bırakırsak bilim, teknoloji ve sanayi çeştliliği anlamında ilerlemesi için kritik bir öneme sahip mi? edebiyat anlamında ilerlemeyen bir toplum gelişmiş bir toplum olabilir mi? malum edebiyat hayatı anlama ve anlatma sanatı. ayrıca resim, sinema ve müzik de birçok yönden kaynağını edebiyattan alıyor.

    franz ferdinand'ın bir sırp milliyetçisi tarafından öldürülmesi 1. dünya savaşının nedeni değildir denir ancak bu ne kadar doğru, tartışılır. monarşilerde her zaman ülke yönetiminde bir miktar duygusallıkların rol oynayabileceği tarih bilen herkesin malumu. 1870' de almanya sedan'daki galibiyeti ile devler ligine yükseldiğinde bu başarısının eninde sonunda ödülle buluşacağını düşünüyordu. ama sonraki 20 yılda şansölye bismarck savaş yaparak enerjiyi tüketmek yerine ülkeyi sanayi anlamında konsolide edecek hamlelerin peşinden gitti. bu sanayi elbette ağırlıklı olarak savaş sanayisi üzerindeydi. bismarck barışta güçlenmek üzerine daha bilgece bir felsefe benimsemişken, 1888'de kaiser olan 2. wilhelm savaş üzerinden yükselmek gerektiğini düşünüyordu. ve bismarck bu nedenle 2 yıl sonra görevden alındı.

    oysa okyanusun diğer tarafında abd bu dönemde dünyanın ilk asma köprüsünü yaparak brooklyn'i manhattan'a birleştirmeyi başarmakla, ve bugün hala kullanılan metro hatlarını bitirmekle, elektriğin icadı ile ilgileniyordu. ilk üretim bandının bulunmasına, ilk seri üretim otomobilin abd tarafından gerçekleştirilmesine hatta yarıiletken transistörün icadı ile tüm elektroniğin doğuşuna zemin hazırlanıyordu. enerjiyi savaşlarla harcamanın mantıksızlığı üzerine kafa yoruyordu. toprak kazanma olayına son verilmesi gerektiğini dillendiriyordu savaş çağlarının son bulması için. babasının hayrına değildi elbette bu düşüncesi ancak kaiser 2. wilhelm'den veya rus çarı 2. nikolay'dan daha bilgeceydi. dünyayı daha yaşanabilir hale getirmek doğrultusunda daha çok şey vaat ediyordu.

    1756-1763 7 yıl savaşlarında ingiliz ordusunda görev yapmış george washington elbette ingilizlere karşı verilen bağımsızlık savaşında en tücrübeli en kilit noktadaki generaldi. bağımsızlık elde edildiğinde kendisine kral olması teklif edildi. washington'ın bu teklifin hayatında aldığı en aşağılayıcı teklif olduğunu söylediği rivayet edilir. washington cumhuriyeti kurdu ve 2 dönem seçildikten sonra 3. dönem aday olmadı. abd bir çok tarihçi için ilk cumhuriyet olarak kabul edilir. cumhuriyetin kuruluşundan 1 yıl sonra fransa'da ihtilal olur ve fransız monarşisinin sona erdirilmesinde hiç şüphesiz abd'de olanların payı vardır.

    birinci dünya savaşı 2. wilhelm tahta çıktıktan 26 yıl sonra başladı. franz ferdinand öldürülmeseydi belki o kıvılcım parlayamadan abd dünya düzenini değiştirecekti, belki almanya veya rusya veya avusturya başka monarşi liderleri tarafından daha sağduyulu fikirlerle yönetilmeye başlayacaktı, belki almanya monarşiyi terk edecek ve tüm demokrasilerde olduğu gibi toprak kazanmak ve halkın savaşlarda telef olması ikileminde tek bir kişinin ağzına bakılmayacaktı. belki de dünyanın birşeyleri anlaması için acılar yaşaması gerekliydi ama acının boyutu 2 dünya savaşındaki kadar devasa olmayacaktı.

    başa dönecek olursak evet rousseau 200 yıl önceki öngörüsünde haklı çıktı. ancak bu haklılıkta çarlık rusya' sının devam etmemesinin payını sorgulamakta yarar var. sovyet dönem ile elde edilen kazanımların, kaybedilenlerle karşılaştırılmasına ihtiyaç var.
  • 1. dünya savaşında müttefikleri ingiltere ve almanya'nın özellikle çanakkale boğazı'ndan savaş gemilerini geçirememesinden dolayı yıkılış sürecine girmiş, 1 ocak 1923'te resmen sovyetler birliği olmuş rus imparatorluğudur.
  • zamaninda en batisinda yer alan saint petersburgdan taaa 10bin km uzaklikta japonya dibindeki vladivostoku yoneten imparatorluktu. gerci 1905de japon savasinda mal nikolay eline almisti ama baska konu.

    aslinda bir cok anlamda dinamikleri ve batililasmasini gec baslattigi icin osmanli ile cok benzer noktalar var. adeta birbirinden alinmis yerine rusca kelimeler yerlestirilmis hayat devam etmis sanki. lakin tabi buyuk petronun atilimlari ve dehasi ile zaten 1700lerden baslayarak bolshevik devrimine kadar karada denizde elimize vermekten hic vazgecmediler sagolsunlar.

    benim en cok dikkatimi ceken oldukca ataerkil bir toplum olmasina ragmen ayni zamanda ingilterede oldugu gibi caricelerinden olmasi aslinda. bugun bile dibine kadar ataerkilligi hissettigin rus topraklarinda bir kadinin asirlar once tahta gecip yillarca yonetmesi bana oldukca fantastik gelmisti. tipki japonyada bir kadinin imparatorice olmasi gibi. asla mumkun degil. arap kralliklari bahsetmeye gerek yok zaten kadininin adi yok orda. osmanlida da keza. hic bir kadin tahta cikmadi. cesitli oyunlar entrikalarla geriden yonetebildi bazilari. peki rusya kadinlari basa gecirmis nolmus? buyuk ikinci katerina olmus. en buyukte osmanlinin basina bela olmus. :)

    konu disi olacak ama entrymi jacinda ardern’i anarak bitirmek isterim. dunyayi kadinlar yonetsin.
  • yan çar açanların idam edildiği bir zamanlar rusyası.
  • önemli olan toprak büyüklüğü değil.dönemine göre diğer devletlere olan askeri,ekonomi ve siyasi güçtür.
    ne kadar doğrudur bilemem ama kanuninin emri ile fransada dans yasaklanmıştır.ingiltere donanması 1.dünya savaşı öncesinde kendinden sonra gelen iki büyük devletin toplamından daha yüksek tonaja sahipti.önemli olan bu caydırıcı güçtür.ben tek siz hepiniz durumudur.
  • başlığı “çaylak rüyası” olarak okudum.

    son birkaç gündür yaşananların ardından kafalar gitti tabi...
  • romanlarda sürekli kan ağladığından bahsedilen yer*
hesabın var mı? giriş yap