• orhan bencegay, mazhar yalanson gibi güç erkinin yanında durup onlara yalap şap bir şarkı yapıp rant pastasının kremalı meyveli tarafından payını kapmak varken, git sıradan bir vatandaş gibi sabah 7 den gece geç saatlere kadar sandık başında dur.
    artık sen ne istersen sorgulamadan yaparım abla, emret yeter.
  • bikaç ay önce kuruçeşmede yıldız tilbe konserine gidip kendimi aşağılanmış hissetmiştim.tam 1 saat geç çıkıp ara vermeden 1.5 saat geğire geğire şarkı söylemiş, ayakkabılarını sahnede değiştirmiş, plastik bir perukla -önden saçları görünüyor- yürümekte zorlanarak sahnedeydi. şarkı söylerken kaçırıyor falan bir garipti. yıllardır dinlerim çok da severim şarkılarını ama sanki pavyondayız ve arkada biri kavun-rakısını yiyip şarkı söylüyor gibiydi.

    peki ya dün harbiye açıkhavada…
    candan erçetin…
    asaleti, kendi ekibine ve seyirciye saygısı, kıyafetleri, dakikliği, sesi, endamı mükemmel ötesi.kendi çapında şarkılarını üzüntünün 5 evresine bölmüş ve her evreye uygun şarkıları varmış -öyle zengin bir repertuarı varmış ki bölmüş yani- ve bizimle paylaştı.erkin koray, özkan uğur ve deprem felaketini de anarak görsel olarak video ve fotoğraflarla destekleyerek şarkılarını söyledi.

    nasıl güzeldi..nasıl iyi hissettik kendimizi.. konser dediğin böyle olur ya. zaten seviyordum dinliyordum. ama sahnesini görünce saygım ve sevgim arttı da arttı.

    nasıl güzelsin.canım benim.

    debe editi: haberi olmayan ve unutanlar için içimde yara kalmış ve rüyalarımda babasıyla beraber ağladığım cinayeti hatırlatmak isterim.

    (bkz: rabia naz vatan cinayeti)
  • sanatçıdır.

    bir insanın sanatçı sayılabilmesi için gereken bütün özelliklerin kanlı canlı halidir.

    bir yanda bir şarkıyı bile doğru düzgün/detonesiz söylemeyi beceremeden, milyonluk reklam anlaşmaları ve tıklanmalarla ortalıkta sanatçılık oynayan zeynep bastık haberi; zeynep bastık'ın oy sırasına asistanını koyması
    hanımefendi o kadar sanatçı ki, sırada beklemeye bile tenezzül etmemiş.

    diğer yanda tüm mütevaziliğiyle sandık görevlisi olarak gördüğümüz candan erçetin; candan erçetin'in sandık kurulu üyesi olması
    sesine, asaletine yıllardır hayranım zaten. bugün kendisiyle gurur duydum.

    (candan erçetin başlığına ismi lazım değil hanımefendiden bahsetmiş olmaktan bile utanç duyuyorum. ama hangi vasıfsız vasatları ünlü edip pohpohladığınızın farkına varın artık.)

    debe editi: lösev'e sen de destek ol
  • yıl 2008. aylardan mayıs. izmir'deki balkan göçmenleri derneği bir gece düzenler. geceye başbakan recep tayyip erdoğan da davet edilir. sahne için de sevdikleri candan erçetin'e teklif götürürler. belki parada indirim yapar diye de; çok görkemli bir gece olacak, başbakanımız da gelecek, derler. işte o saniye iş bozulur. “ben başbakan'ın olduğu yerde şarkı söylemem. akp benim ilkelerime terstir,” der ve teşekkür ederek telefonu kapatır.

    bu da ülke olarak bir anımız işte...
  • yıllar yıllar önce ilkokul birinci sınıftayken okul eve çok uzak diye (okul servisi bile gelmiyordu bizim oralara) babam beni okula götürür getirirdi.
    arabada hep candan erçetin - elbette çalardı. her gün ama her gün. çocuk aklımla sözlerden kendime anlam çıkartmaya çalışırdım ama olmazdı. ne demekti bazen çiçek açıp bazen solmak vb vb.

    neyse üzerinden yıllar yıllar geçti. bu sabah işe giderken çalma listesinde bu şarkı denk geldi ve istemsizce bünyem altüst oldu. sanki bedenim bu sözleri bekliyormuş gibi, göz yaşları gözlerime hücum etti durduk yere. sağolasın candan farkında değilmişim ama bu sözleri duymaya ihtiyacım varmış.

    belki o zamanlar babamın da bunları duymaya ihtiyacı vardı da o yüzden adam tekrar tekrar dinliyordu bu şarkıyı. kim bilir.
  • üniversitede bahar şenliğinde konser verirken sahneye attığım galatasaray atkısını yerden alıp, mikrofonuna sararak konserine öyle devam eden büyük sanatçı ve galatasaraylı.
  • bugun gazetede çikan röportajindan:
    soru: yeni albümünüz çiktiğinda ögrencilerinizin reaksiyonu ne olur?
    cevap: ders saatlerini doğal olarak benim profesyonel müzik yaşamim üzerine yorum yapmak için kullanmadiğimizdan reaksiyonlarini bilmiyorum...
  • besiktasın rockçı slaven biliç hamlesine karşı galatasarayın konservatuardan yaptığı güçlü cevabıdır.

    gözler şimdi fenerbahçe-nihat doğan flörtünde.

    edit: istanbul united sporluyum.

    zamanin otesinden: bence komikti lan:(
  • 90’lar türkçe popunun en ikonik ve kendine has kadın vokallerinden biri.
    arkeolog, eğitimci, msg genel başkanı.
    cumhuriyet kadını duruşuyla gönüllerde yeri hep ayrıdır.
    bir dönem mete özgencil ile muhteşem ikili olmuşlardır.
    birlikte hem birbirinden ikonik ve zamansız şarkılar yaptılar, hem de video kliplerle bunu desteklediler.
    özgencil kendisine yalnızca şarkı sözü yazmakla kalmadı; süpervizörü, art direktörü, küratörü, akıl hocası ve tabi etkili kliplerinin de yönetmeni oldu, kendisine özgün bir vizyon oluşturmasında en etkin kişilerden biri oldu.
    böylelikle 90’larda sezen aksu fırçasına veya etkilerine pek uğramadan, bağımsız olarak parlayabilmiş ender personalardan biri yaratıldı.
    ilk 3 albümünün inanılmaz başarısı, kimi şarkılarının** yakaladığı güçlü sosyal etki, onu kısa sürede dört yapraklı yonca’nın**** yeni temsilcilerinden biri hizasına çıkarmıştır.
    malesef 2002’deki 4. albümüyle beraber daha monoton bir kariyere ve müzikal personaya geçiş yapmıştır.

    1986 yılında, henüz 23 yaşındayken, seden gürel’in yerine klips ve onlar grubuna dahil oldu ve grupla beraber eurovision’da türkiye’yi temsil etti. halley şarkısı o güne kadarki en iyi eurovision derecemiz olan 9.luğu elde etti. daha sonra bu grupla beraber bir albüm yayınladı.
    bazı 90’lar albümlerinde back vokal olarak yer aldı. nükhet duru / benim yolum, seyyal taner / alladı pulladı, nazan öncel / bir hadise var, gökhan kırdar / tutunamadım, metin arolat / yine bir başıma bunlardan bazılarıdır.

    aynı yıllarda mehmet teoman’ın açtığı siyah kulüp adlı mekanda sahne aldı.
    trt’de bir müzik performans programı sundu ve orada çeşitli chanson’lar söyledi.
    1993 yılında küçük bir rolle gece melek ve bizim çocuklar filminde yer aldı.
    bu film aynı zamanda mete özgencil ve gökhan kırdar’la olan müzikal ilişkisinin de temellerini attı.
    o yıllarda mehmet teoman’la sevgili olan ve ilk albümünün hazırlıklarına mehmet teoman’la başlayan şarkıcı, teoman’la ilişkisi sonlandıktan sonra projeye mete özgencil ile devam etti.

    hazırım (1995):
    90’ların en ikonik işlerinden biri. gerek şarkı yazarlığı bakımından gerekse video klipleriyle döneme damga vurmuştur. erçetin’in pek kimselere benzemeyen kontralto vokali ve şarkıcılığı ayrıca göz doldurur.
    gece melek ve bizim çocuklar filminde, uzay heparı’dan önce başrolü oynaması planlanan ve hastalığı sebebiyle daha sonra projeden çıkan hüseyin karsın’ın o zamanki ev arkadaşı olan gökhan kırdar’ın sürpriz şekilde film soundtrack’ine dahil olması neticesinde gökhan kırdar’la tanışılır. mehmet teoman’ın bir röportajında bizzat bahsettiği üzere “türkçe balkan müziği” olarak tasarladığı ve 8-9 tane sözünü yazmış bulunduğu albümün söz beste çalışmalarına böyle başlanır. teoman’la yaşanan ayrılık sonrası projede sazı mete özgencil devralır ve 9 şarkıya yeniden söz yazar. mehmet teoman’ın zenne adıyla sözlendirdiği şarkı umrumda değil’e dönüşür mesela. albümde 6 şarkının bestesi gökhan kırdar’a aittir. albümde ayrıca birer adet ah canım vah canım ahmet, yusuf bütünley ve sezen aksu besteleri bulunur. düzenlemeler kartonette yer almamıştır, ancak yıllar sonra bir mete özgencil tweet’inden öğrenileceği üzere her besteci aynı zamanda o şarkının da düzenlemesini yapmış.
    zaman içinde chanson stilini oldukça benimseyen şarkıcı, albümün çıkış şarkısı olarak vakit varken’i seçer, ilk klip bu şarkıya çekilir. ancak asıl patlama ve kendisini ikonluğa götürecek iş umrumda değil olur. yönetmenliğini de mete özgencil’in yaptığı klipte, erçetin’in sandalyeye ters oturarak tek plan sergilediği seksi performans bomba etkisi yaratır. bir sonraki bomba hangi aşk adil ki klibi olur. istiklal caddesi’nde koruma kullanmadan, peşine kattığı yüzlerce erkekle ve topuklu ayakkabılarıyla yürürken çekilen bu klip türk video müzik tarihinin en kült işlerinden biri olur. bu kliplerle candan erçetin seksapelitesi o kadar konuşulur hale gelir ki, ana haber bültenlerinde halka “candan erçetin mi daha seksi, ayşegül aldinç mi?” diye sorulduğu sokak anketleri yapılmaya başlanır. erçetin, takip eden işlerde bu seksapelitesinin dozunu azaltmaya gider; uzay heparı anısına yazılan daha şarkısının klibinde upuzun bir döpiyesle yas tutan bir italyan kadını imajıyla görünür, akabinde gelen nar çiçeği’nde ise köylü güzeli olur. albümün ilk baskısında yer almayan ve daha sonra single olarak yayınlanıp albüme sonradan dahil edilen sevdim sevilmedim ise projenin kaymağı olur.
    bu albümdeki favorim: gel yeter.

    çapkın (1997):
    ilk albümün akustik balkan tınılarından sonra etno elektronik bir stile geçilir. rıza erekli prodüktörlüğünde, çoğunluğu kıvanch k tarafından yapılan zamanının ötesindeki enfes düzenlemeler elektronikle etnik öğelerin başarılı füzyonlarından oluşur, yer yer triphop’a göz kırpar. şarkı sözlerinin büyük bir bölümü yine mete özgencil’e ait olurken, bu albümle birlikte, ilk kez candan erçetin’in beste katkılarına ve erçetin’in uzun yıllar hayat arkadaşı olan sinan mahlaslı söz yazarı hakan karahan’a rastlamaya başlarız. çıkış şarkısı çapkın’ın klibi bir önceki albümdeki şuh şarkıcı pozlarına göz kırpsa da, albüm asıl patlamasını dünyevi olanın beyhudeliğinden dem vuran yalan şarkısıyla yapar. aynı dönemde bir otobüs kazasının enkazından çıkan bir not ve üzerinde yazılı olan “dünyada ölümden başkası yalan” sözü toplumu derinden sarsar; bu, video klibin de bir otobüste geçiyor olması bilgisiyle beraber şarkının etkisini 5’e 10’a katlar; yalan artık bir “sosyal şarkı” olmuştur. yalan’ın düzenlemesi kıvanch k’ya aittir, ancak şarkının imzalarından biri olan, introdaki gitar riff’i alper erinç’e aittir. yalan’ın akabinde gelen onlar yanlış biliyor da bu güçlü dalgayı sürdürür, klipte candan erçetin şarkının nakaratını işaret diliyle söyler. bu da yine şarkının etkisini arttıran bir başka detay olmuştur. candan erçetin bu erken yıllarında, kliplerinde kullandığı bu gibi alışılmadık, çekici, ufak detaylarla müziğinin gücünü arttırmış ve “bütün sanatçı” imajını giderek güçlendirmiştir.
    benim bu albümden diğer favorilerim: her aşk bitermiş, hayranım sana, aşkı ne sandın ve teselli.

    albüm sonrası yayınlanan remix ep’sinde oyalama artık adlı yeni bir şarkı yer alır. bu şarkı da hem müzikalitesi hem görsel estetiğiyle erçetin - özgencil ortaklığının imza işlerinden, benim de all time favorilerimden biridir.

    elbette (2000):
    sadece erçetin’in değil, türk pop tarihinin en iyi albümlerinden biri. zamansız, asil, klasik bir çalışma. türk dinleyicisinin kulağında uzun ömürlü izler bırakabilmiş pek çok çalışma gibi, hem yepyeni öneriler hem de başarılı ve incelikli bir doğu batı sentezi içerir. aranjmanlar bir kez daha rıza erekli prodüktörlüğünde, kısmen kıvanch k ve kısmen alper erinç tarafından hazırlanmıştır.
    albüm ’99 depreminden birkaç ay sonra, yeni yılın ilk günü çıkmıştır. çıkış şarkısı elbette iç açıcı, olumlu sözleriyle, toplumun yakın zamanlı yaralarına adeta beklenmedik bir umut ışığı olmuş ve albümü patlatmıştır. böylelikle erçetin, bir kez daha önemli bir “sosyal şarkı” başarısı elde etmiştir.
    ve elbette, dahil olduğu albümle beraber candan erçetin’i artık tamamen zirveye çıkarır.
    elbette’nin sözlerini, mete özgencil’in akın ertübey bestesini beğenmemesi üzerine bizzat candan erçetin’in kendisi yazar. bu durum, adeta kelebek etkisiyle, kariyerinde yeni bir dönemin de kapılarını aralar aslında.
    albüm çalışmaları sırasında yaşanan anlaşmazlıklar neticesinde erçetin - özgencil dostluğu / iş birliği bu albümle beraber malesef son bulur ve ikiliyi bundan sonra bir daha asla yan yana göremeyiz.
    albümde bir kez daha eski bir tsm şarkısı alınıp modernleştirilir, unut sevme smash hit olur.
    jastar amenge dur türkçeleştirilir; sözler, erçetin’in “ölen sevgiliye söylenen sözler” önerisi ile mete özgencil tarafından yazılır.
    dayan, arada bir gibi, mete özgencil dehasının ayinesi olan psikedelik / folk / elektronik füzyonlar, albümün ağır toplarından olur.
    merak ediyorum, olmaz, bana güven gibi şarkılar bir ilişkinin başlangıcını, bitişini, arada geçen süreçleri oldukça şiirsel bakışlarla ve yüksek müzikalite ile anlatan, klasik şarkılar haline gelecektir.
    bu albümle birlikte candan erçetin video kliplere daha az önem vermeye başlar, ilk klip elbette albümün çıkışından oldukça uzun zaman sonra çekilir.
    elbette, 2009 yılında türkiye’li müzik yazarları tarafından 2000’lerin en iyi türkçe albümü seçilmiştir.
    bu albümdeki favorim: saçma. bana kalırsa özgencil’in buz gibi soğuk, güçlü ve yer yer tekinsiz hissettiren edebiyatının zirve anlarından biridir. ilginç gelen ve hoşuma giden bir başka detay: saçma’nın beat’i sezen aksu’nun tutuklu şarkısının beatiyle neredeyse tıpatıp aynıdır. iki şarkıyı da kıvanch k produce etmiştir.
    diğer favorim: bana güven

    neden (2002):
    elbette şarkısının başarısına ve etkisine öykünen 4. solo çalışma; aynı zamanda mete özgencil’siz yapılmış ilk candan erçetin albümü.
    albümdeki her bir şarkı bir çiçekle ilişkilendirilmişti ve kartonet parfüm kokuyordu.
    candan erçetin bu albümle birlikte daha çok söz yazmaya ve bestelemeye başlar, aranjmanlarını büyük oranda alper erinç’e teslim eder ve şarkı yazarlığı bakımından gittikçe öğretmenleşip didaktikleşir. bu albümde sinan’dan ve aylin atalay’dan da daha fazla şarkı sözü alınır.
    albüm bir kez daha o yılın en çok satanlarından olur, ancak uzun vadede erçetin’in duraklama döneminin de başlangıcı sayılacaktır.
    albümün genel halet-i ruhiyesini, o dönemki bir köşe yazısında naim dilmener şöyle özetlemiş:
    “candan erçetin özgencil’in açığını bizzat kendisi kapamaya gayret etmiş. bir önceki albüme adını veren "elbette" şarkısının başarısı, ne yazık ki candan erçetin’i çok yanlış yönlendirmiş. şarkının son derece çehov etkisi taşıyan düz ve sade sözleri, bu son albümün tamamına yayılarak her tarafı kaplamış. son derece bilgece olduğu varsayılan söz ya da dizeler, çok sık tekrarlanıp, her şarkıda karşınıza çıkmaya başladığında amaçlanan etkiyi yaratamıyor ve her biri yalnızca içi boş birer dize olarak oraya buraya savruluyor… // … çok riskli bir albüm bu. belki yine de satacak, ama candan erçetin, bir sonraki albümü için her zaman hazır bulduğu krediden de epey şey kaybedecek.”

    albümün repertuvarı da prodüksiyonu da belli ki oldukça özen gösterilerek hazırlanmıştır, sound’daki incelikleri duymamak imkansızdır; ancak şarkılar, şarkı yazarlığı ve edebi açıdan bir önceki albüme göre gerçekten zayıftır. albümdeki kıvanch k eksikliği bir başka önemli kayıp olarak göze çarpar. alıştığımız, yenilikçi, dans beatlerine bulanmış güncel candan erçetin elektronikliğine bu albümde pek rastlanmaz. neden, gamsız hayat, parçalandım, dünya hali gibi şarkılar elbette’nin muadilleri gibidir. albümün çıkış şarkısı olarak neden seçilir, lakin önce gamsız hayat patlar, dolayısıyla ilk klip için mecburen oyuncu değişikliğine gidilir. bu albümle beraber “biz neler gördük geçirdik, bu da bir şey mi” ifadesi erçetin’in tavrına ve müziğine iyiden iyiye yerleşmeye başlar.
    korkarım, mühim değil gibi şarkılar yine bir önceki albümün görünmez hitlerinden olan olmaz, merak ediyorum gibi şarkıları anımsatır. erçetin, parçalandım şarkısında “parçalandım ve her bi parçamı ayrı yere bıraktım / birini çok sevdiğim bir dostta unuttum / istedim geri vermedi / meğer benden pek haz etmezmiş” diyerek mete özgencil’le olan ayrılıklarına usulca göz kırpar. albümde kayda değer bir ben böyleyim cover’ı da yer alır. erçetin ben böyleyim’i güçlü kadın temasıyla ve tonlarıyla güncel bir pop rock bir aranjmanla yeniden seslendirmiştir. bu yorum ayten alpman tarafından “şarkının naifliğini bozduğu” gerekçesiyle eleştirilse de, ben parçayı başarılı buluyorum.
    bu albümdeki favorim: mühim değil. candan erçetin’e yakışan çabasız - samimi - şiirsel - ayrılık sonrası halleri anlatan önemli bir şarkı. asla hit olmadı lakin ezeli erçetin dinleyicilerinin gönlünde hep bir başka yeri oldu. şarkıdaki ıslığı bizzat kendisi çalıyor.

    melek (2004):
    neden’le başlayan monotonluğun daha da arttığı erçetin albümlerinden biri.
    hemen hemen aynı ekiple yapılmıştır. şarkıların büyük bölümü bir kez daha candan erçetin tarafından yazılır. albüm sound olarak yeni bir şey söylemez.
    çıkış parçası sözü müziği candan erçetin’e ait olan, balkan sosuna bulanmış yapay mutluluk şarkısı, şahsen korkunç bulduğum, melek olmuştur.
    bir diğer klip şarkısı, yine kendi yazdığı meğer’in klibinde, sadece mimikleriyle oynar. çok acılar çekmiş ama hala dimdik duran, etrafa habire öğütler veren öğretmen candan imajı bu albümle beraber artık iyice oturur.
    erçetin, melek albümünde eli arttırıp iki tsm şarkısı birden söyler; biri gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar, diğeri bir yangının külünü.
    ceza ile yapılan şehir denemesi, sinan şarkısı sonsuz ve yine kendi yazdığı bu sabah, albümdeki kayda değer ve kısmen diğerlerinden ayrılan işlerdir.
    benim albümdeki favorim: sonsuz. çapkın ve elbette’nin soğuk damar şarkılarındaki tadı alıyorum.

    candan erçetin takip eden yıllarda yeni şarkılardan oluşan iki solo albüm daha yayınlamıştır. kırık kalpler durağında (2009) ve milyonlarca kuştuk (2013). her iki albümü de çok az dinledim ve asla eski candan erçetin tadını alamadım. bu çalışmalardan geriye kalan ender imza işlerden olan, sözlerini ayşe kulin’in yazdığı, bestesi erçetin’e ait olan bahar şarkısını buraya pinliyorum.

    erçetin, aralarda candan erçetin chante hier pour aujourd'hui (2003), aman doktor (2005), aranjman 2011, ve 20. yılına özel çıkardığı ah bu şarkıların gözü kör olsun (2015) gibi proje albümler yapmıştır. bunlardan ilki olan fransızca albüm, kariyerinin zirve yıllarına da tekabül ettiği için rekor satış elde etmiştir.

    özelikle 2000’lerin 2. yarısıyla beraber konserlerinde giderek daha çok türkü ve tsm şarkılarına yer vermeye başlayan sanatçı, zamanla daha geleneksel yapıda repertuvarlar yapmaya başlamıştır.

    candan erçetin’i halen seven, özellikle erken yıllarında ürettiği işlerine ve bıraktığı sıradışı izlere bayılan bir dinleyici olarak dileğim, müzik üretirken konfor alanından çıkması, o yıllarda yaptığı gibi yeni dünya müzikleri ve sound’larını denemesi, kesinlikle yeni nesil müzisyenlerle ve şarkı yazarlarıyla buluşmasıdır. üretmeye devam eder mi orası bilinmez elbette, ancak kendisi bir ömre yetecek kadar şarkı yazdı ve kanımca kendi kalemini biraz dinlendirmeli.

    long live candan hocam. sevgiyle, selamla.
    “küpe olurum belki kulaklarına!”
hesabın var mı? giriş yap