• cakmaklarda kullanilan yapay olaninin icinde, nadir toprak elementlerinden seryum basta olmak uzere, lantan, neodimyum ve praseodimyum'un olusturdugu bir alasim olan "karisik metal" (mischmetal) ve demir oksit ile magnezyum oksit bulunur.
  • az önce ofisi ateşe vermek üzereyken temizlikçi kadınla son anda söndürdüğümüz ateşe sebebiyet veren taş. (bkz: insanın başına ya meraktan ya yaraktan gelirmiş)
  • zamanında diyarbakır'da ergani'den çakmaktaşları çıkarılır, kamyonlara yüklenip maden'e götürülürmüş.orada bu çakmaktaşları eritilip ve saflaştırılıp bakır elde edilirmiş. elde edilen bakır yine kamyonlara yüklenip, hatay'a götürülüp oradaki maden ocaklarında 1/1000 oranında altın elde edilirmiş.
    bu da günedoğu'daki özellikle diyarbakır'daki ormanların nasıl yok edildiğini anlatan bir hikayedir bize.
  • etrafından devamlı çakmak dilenen tiryakiye söylenir...
  • fred diyince bakan arkadaşlardir bunlar... (bkz: fred çakmaktaş)
  • bildiğin taş (kaya) şeklinde olanlarının iki tanesi alınır karanlık merdiven altlarında birbirlerine vurularak ışık(kıvılcım) ve o yanık kokusu elde edilirdi. şimdi nereden bulacaksın iki tane taş, hele karanlık merdiven altı. sakat işler.
    (bkz: gecmisi animsatan kokular)
  • en iyi arkadaşı çakmak taşı yayıdır. birlikte hareket ederler. tutabilene aşk olsun.
  • homojen yapıda, camsı kırılma özelliğine sahip, keskin kenar veren, sert, dayanıklı, silis kökenli taş. çakmaktaşı, bilinçli ve standart olarak örs yöntemi adı verilen ilk ve en basit teknoloji ile 2.5 milyon yıl önce alt paleolitik çağ'dan başlayarak günümüze dek kullanılmıştır.
  • döven*lerin alt yüzünde, yani zemininde aşağı yukarı paralel şekilde gömülmüş, tahtaya yerleştirilmiş çakmak taşları vardır, bir iki değil, yüzlerce. ekinin sapından kıyım kıyım, üstünden geçildikçe ayrılmasını, kıyılmasını sağlayan bu çakmak taşıdır, küçücük balıkların sürüsü gibi birbirine belli aralıkta, paralel çakılıdırlar. döveni hayvan, öküz veya at çekecek, dövenin üstüne en az bir şoför gibi ustası köylü, belki yanında birkaç kişi binecek ve ağırlık oluşturacak, sapın üstünde döven gezdirilecek, dairesel biçimde, çakmak taşları da altlarında kalan sapları ilerleyici şekilde kıyıp, kıyıp saman ve dane karması oluşturacak, döven harmanın kabarıklığını da düzlüğe çevirmiş olacak. böyle zor, meşakkatli bir şeymiş. ayrıca (bkz: harman yelle düğün elle)

    yusuf atılgan halk/kır dili ve köy yaşamına hakimiyeti sayesinde düven ile çakmak taşını nasıl birleştirmiş hele bakın:
    "kavı, düven taşını, kırık eğe demirini çıkardım, çaktım. kav geç yandı. ilk nefes kötü, öğürtücü ama insan alışıyor." (bodur minareden öte'deki tutku öyküsünden)

    "neandertal'ler ölülerini gömerlerdi; topallara özen gösterirlerdi; süslenmekten hoşlanırlardı. çoğunlukla deri kazıyıcıları olan aletleri tam usta işiydi. neandertal'ler, son derece incelikli bir teknoloji olan çakmaktaşı yontuculuğunda uzmandılar." steven roger fischer - dilin tarihi

    (bkz: çakmaktaş)
  • normal taşlar şeklinde doğada bulunan, karanlıkta birbirlerine vurulduğu zaman kıvılcım çıkaran ve kokan taş türü
hesabın var mı? giriş yap