• insanların çevrede başkaları varken acil durumlara müdahale etmemeleri, kayıtsız kalma durumlarını açıklayan bir psikolojik olgu. araştırmalara göre yalnız insanların müdahale etme olasılığı, yalnız olmadığının bilincinde olan insanlara göre daha fazladır.
    yalnız bir insan, doğası gereği, acil bir durum karşısında yardıma ihtiyacı olan bir diğer insana genellikle kayıtsız kalamaz.
    (bkz: bystander intervention)
    konuyla ilgili olarak, genovese sendromu olarak bilinen olayda, 1964 yılında amerika'da kitty genovese isimli kız sokak ortasında saldırıya uğramış, bıçaklanmış ve ölüme terkedilmiştir. saldırı en az 38 görgü tanığının varlığında yarım saat sürmüş ve bu tanıklardan hiçbiri (gerek bulaşmak istemediklerinden gerek başkalarının aradığı yanılgısına düşerek) duruma müdahale etmemiştir.
  • kissadan hisse, yol ortasinda kalp krizi gecirirseniz ortaliga yadim yadim diye bagirmayin. onun yerine belirlediginiz bir kisiden yardim isteyin. hayatta kalma sansinizi yukseltin.

    eger dilenci iseniz ortaliga "allah rizasi icin" diye bagirmayin, belirlediginiz bir kisiden para dilenin.
  • "nasıl olsa birisi yardım eder, bir dünya insan var" mantığına büründüren psikolojik etki. ilginçtir ki bu etkiden haberi olan kişiler olaya müdahale konusunda eskisinden daha aktif oluyorlar çünkü o kişiler "ben de nasıl olsa birisi yapar diyenlerden sadece biriyim ama kimse yardım etmeyecek" diye düşünürler. mümkün olduğunca herkesin bu etkiden haberdar olması çok önemlidir. tabii ki yardım edilecek kişiye (bilinci açıksa)de büyük iş düşüyor. örnek verecek olursak; yolda yürürken düşüp bacağınızı kırıyorsunuz ve ambulans lazım. sokakta "biri ambulans çağırsın" diye bağırmak yerine oradaki herhangi birine işaret ederek ya da "kırmızı tişörtlü, ambulans çağırır mısın?" diyerek sorumluluğu tek bir kişiye yüklerseniz yardım alma ihtimaliniz büyük ölçüde artacaktır.
  • sosyal psikolojik etkilerin tanımlanmasının amacı insanlara kötülükleri için bahane sunmak değildir. doğada ya da mevcut durumda bir şeyin tespit edilmiş olması, özellikle de sosyal konular söz konusu olduğunda onu bir kural olarak tanımlamaz.

    bystander effect'i bilim insanı tanımlar, tanımlandığı andan itibaren konu tartışılır, ölçümlenir ve herkesin bilincine sunulur.
    sosyal psikolojinin ve aslında bilimin amacı, bir konuda bilgi sahibi olan kişinin bilgi sahibi olmadan önceki bir etkiyi yenmesidir.

    dolayısıyla kavramlar, "ben bugün bystander effect gördüm" denilmesi için değil, eğer ola ki yolda çırpınan birini görür de "ya nasılsa başkası yardım eder bana ne yeaaa" dediğinizi fark ederseniz, "hassiktir bystander effect lan bu, yardım etmeliyim!" diyebilmeniz ve bunu diyen insan sayısını -farkındalık, bilinç, sosyal evrim, medeniyet, adına ne derseniz..- artırabilmek için tanımlanır. bilim davranışların nedenlerini tanımladıkça da bu davranışlardan "yanlış" olanları azalıp doğrulara doğru evrim gerçekleşmelidir. -kişisel yorum ve dileğim evet.-

    (çok sevdiğim bir kitapta geçer: "don't let yourself be victimized by the age you live in" dedirtir, tom robbins bir karakterine.)

    yaşadığınız çağın kölesi olmamamız için çalışmış ve çalışan bir sürü bilim insanı var, yapmamız gereken tek şey okumak.
  • 2006/taksim.
    bir arkadaşımda kaldım. işe gitmek için sabah erkenden çıktım. postacı çantam çapraz asılı. yürürken arkamdan birinin hızla geldiğini fark ettim. hızlandım ama o daha çok hızlandı. biraz ileride insanların olması beni rahatlatıyordu ama aramızdaki mesafe giderek kapandı.

    adam çantama asıldı. vereceğim çantayı ama çektikçe boynuma takılıyor, çıkarıp veremiyorum. boynum kırılacak. baktım olmuyor başladım mücadele etmeye. adam benden 10 cm kısa, ufak tefek birisi. ama madde etkisinde olduğu belli. yine de mücadeleden başka çarem yok.

    bir yandan yardım istiyorum. o az ileride güvendiğim 4-5 kişi durmuş izliyor. sonra adam bıçak çekti boynuma uzattı. dondum kaldım. elini çantama sokup telefonumu aldı ve kaçtı. o kaçar kaçmaz insanlar yanıma geldi. ucuz atlattın minvalinde bir şeyler söylediler.

    travmatik bir olaydı. ama benim asıl travmam bıçak değil insanların uzakta durup izlediği andı. yani bystander effect.
    biri ne yapıyorsun dese kaçıp gidecekti belki adam ama herkes izledi. bıçak devreye girdi. o günden beri kalabalıklara güvenmiyorum. ha ıssız yol ha kalabalık yol. tek güvencem kendimim.

    özetle: başlatmayın topluluk psikolojinize, böyle bir şey görürseniz bağırın, yüksek sesle polis çağırın, bir şey yapın. unutmayın, insanlık bunu gerektirir. en azından o an için çıkın koyun sürüsü kafasından.
  • duruma ne kadar uyar bilmiyorum. çünkü apati denmiş fakat bir parça körlük gelişiyor bazı durumlarda.

    birkaç sene önce istiklâl caddesinde yanımda bir arkadaşımla yürüyorduk. aniden durdum. birkaç metre geriye gittim. bir şey görmüşüm fakat ne gördüğümün farkında değilim. geriye gidip ne olduğunu anlamaya çalıştım. akşam saatleri ve cadde hayli kalabalık. çarpışmadan yürüyemiyorsun. bu kalabalıkta benim de önünden geçip gittiğim kişi, kâğıt toplayıcı bir amca. hayli yaşlı ve arkasında o koca arabalardan var. amca arabanın kollarına yaslanmış, yüzü perişan, zorlukla nefes alıyor. çekinerek gidip neyin var dedim. bir şeyler işaret etti. ne olduğunu anlayamadım. yanımdaki arkadaşım istanbul'lu, ben sakarya'lıyım; yani görece küçük bir şehirden; yani aman başımıza bir şey gelir, korkusu bende çok daha az. o bir iki adım geride duruyor ve her an çekip gidecek gibi tedirgin. gittim büfeden bir su alıp içirmeye çalıştım. amca kafasını iki yana sallayıp bir şeyler işaret etti. elektrik, buhar, nefes... ve birkaç kelime daha söyledi. hâsılı, astım hastası olduğunu, o küçük elektrikli buhar aletini bir yerden elektrik bulup çalıştırmamı istediğini anladım. sonra cebinde inhaler olduğunu fark ettim ve ağzına sokup nefes aldırmaya çalıştım. birkaç dakikada cereyan eden bu hadiseden önce bir kişinin bile yardım için durmadığı amcanın etrafı yığınla insanla doldu aniden. herkes bir şeyler yapmaya çalıştı. en sonunda aralarından bir hemşire çıkıp benim beceriksizce kullanmaya çalıştığım inhaleri amcanın ağzına hart diye soktu -yapılması gereken buydu- ve amca kendine geldi.

    ben neden ilk gördüğümde yanından geçip gittim? çünkü gerçekten görmemiştim. görmedim. ama nedenini anlamadığım bir huzursuzluk oldu içimde geri döndüm. öncesinde bir kişi bile yokken neden bir anda on on beş kişi durdu? çünkü onlar da görmemişti bana kalırsa. istiklâl'de yerde yatan evsizlere, kâğıt toplayıcılara, onların arabalarına bir kayıtsızlık ezberlenmişti ve insan istese de böyle bir şeyi göremiyordu. ya da bunun benim gibi "normal" görünüşlü birinin müdahale edebileceği kadar güvenli bir durum olduğunu hissetmişlerdi ve bu sebepten artık yardıma hazırdılar.

    bunun adı nedir, ben bilmiyorum.
  • mecidiyeköy'ün ortasında tinercilerin saldırdığı birine kimsenin yardım etmemesi bir örnek olabilir.
  • psikoloji kitaplarında dramatik bir örnek verilir bunun için:

    http://en.wikipedia.org/…i/murder_of_kitty_genovese

    new york'ta yaşayan kitty genovese adlı kadıncağız, 13 mart 1964 günü, gece 3:15 işten döner ve yaşadığı apartman dairesinin 30 metre ilerisine arabasını park eder. arabadan çıktıktan sonra yanına birinin yaklaşmakta olduğunu görür ve hızla yaşadığı apartmanın önüne doğru koşmaya başlar. fakat başaramaz; katili kendisini apartman önüne doğru köşede yakalar ve iki defa bıçaklar. ilk bıçak darbelerini yedikten sonra kadın bıçaklandığını bağırarak duyurur ve yardım ister. mevsimin kış ve pencerelerin kapalı olmasından dolayı çoğu kişinin bunu duymadığı iddia edilir (ancak daha sonraki mülakatlarda komşular, pencerelerde birbirlerini gördüklerini, olayı sevgili kavgası zannettiklerini ve bulaşmak istemediklerini itiraf ederler). komşulardan bir tanesi de katile sadece "kızı rahat bırak" diye seslenir, polis çağırmaz. katil o an için arabasına biner ve uzaklaşır ve bıçaklanan kadın arka kapıya doğru yavaşça sürüklenir. polis arandığında da çağrıya öncelik verilmez, zira polise kadın "dayak yedi, kalktı" denir. katil on dakika sonra tekrar gelir ve siyah geniş bir şapka takarak yüzünü gizlemeye çalışır. bıçakladığı kadını park yerinde, tren istasyonunda ve apartmanında arar ve yere uzanmış, şuuru kaybolmak üzereyken tekrar bulur. genovese, apartmanın arka tarafına doğru sürünerek gitmiştir ve katil bu sefer kadını tekrar defalarca bıçaklar. bu arada, kadının elindeki bıçak yaraları da kendisini ümitsizce savunmaya çalıştığını gösterir. katil, kadının artık kendisini savunma gücünden yoksun olduğunu fark edince ona tecavüz eder ve girişte bırakır. tüm bu olaylar bazılarının (12 kadar kişinin) gözü önünde olur ve yarım saat sürer. karl ross isimli bir tanık polisi arar ve polis çağrı üzerine birkaç dakika içerisinde olay yerine gelir. ancak kadın ambülansta saat 4.15'te hayatını kaybeder.

    ayrıca (bkz: sorumluluğun yayılması).

    manning, r., levine, m., & collins, a. (2007). the kitty genovese murder and the social psychology of helping: the parable of the 38 witnesses. american psychologist, 62(6), 555-562.

    gleitman, h., gross, j., & reisberg, d. (2011). psychology (8th ed.). new york, us: ww norton & company ltd
  • ambiguity in the situation : kalabalıktaki bireylerin kendilerini yardım etmeye gerek olmadığına ikna etmesi...

    pluralistic ignorance : herkes ortada yardım edilmesi gereken bir durum olduğunda hem fikir olmasına karşın bireylerin sanki kendi düşünceleri diğerlerinkinden farklıymış gibi algılamaları.

    diffusion of responsibility : yardıma ihtiyacı olan kişiye ''diğerleri yardım etmeli" diye düşünüp yardım etmeyi reddetmek...
hesabın var mı? giriş yap