• son donem; edebiyata, siyaset bilimine, sosyolojiye vb. damgasini vurmus "kimlik" konusunu somurmeden isleyen; bir yandan ulke topraklarinin pek kurcalanmayan bir konusunu desen fakat bunu yaparken politik bir mesaj vermeye calisip ona buna laf atmayan, bir yandan karadeniz'in guzelligini fotografcilik alt yapisi ile filmin icine guzelce yediren ama filmi bu guzellikler kurtarsin diye de beklemeyen, seyirciye mudahale etmeden rahat rahat konuyu dusunebilmesini saglayan en bir harbi yonetmenlerden ustaoglu'nun pek guzel filmi... muzikler de in the mood for love saheserini yaratan michael galasso'dan cikmadir ve film ile muzikler ancak bu kadar uygun duserdi dedirtmelik muziklerdir...
  • sabahattin ali ile sait faik kafa kafaya verip bir öykü yazmışlar da, genç bir hanım onu usulca filme çekmiş gibi bir şey. o kadar güzel yani...
  • hepimiz uçmak isteriz zaman zaman özgürlüğe, veya memleketimize; onbir parmaklıyız hepimiz. ama unutmamak gerekir ki bulutları beklerken bile güneşin varlığı bâkidir. ne olursa olsun, doğudan doğacaktır güneş bir gün. geçmişi silemezsiniz, silmek istemezsiniz; dileseniz de çıkar karşınıza, bir sararmış yaprakta, belki bir dolunayda, bir gece mavisinde, bir fotoğrafta.
    -

    hakikaten oyunculukların amatörlükleri zaman zaman doğal dışı, diyaloglar ve hareketler çabucak ekrandan kayıyor, gerçeküstü gibi, bir yerlerde eksikler var gibi, ama, acı kahve gibi bir sonu olmamasına rağmen dolu gözler bıraktığına göre ufak bir sihir var bu filmde.
  • boyle bir hikayenin sinemaya aktarilmasindaki cesareti teslim etmekle birlikte karadenizli bir yonetmene ragmen yore kulturune iliskin bir yigin maddi hata ve senaryoya asil hikayenin tasidigi bir cok duyguyu aktarmadaki ozensizlik ve haliyle basarisizlik nedeniyle ne yazik ki olmamis, olamamis film.
  • hep kadın, kadınlar vardır filmde. erkeklerse ya horon teper, ya da cocukturlar. ilk yarı renkler ve golgeyken, sonra yuzler ve bir fotografla biter...
  • icinde sayisiz adet alip duvara asilacak guzellikte fotograf karesi bulunduran yesim ustaoglu filmi.. sinemasal olarak degerlendirilebilecek bu kadar nokta varken filmi dusundugunde insanin aklina bu durum geliyor.. ancak bu filmi elestirirken iyi bir nokta mi yoksa diger eksikliklerin arasindan siyrilmayi basarmis ender guzelliklerden biri mi bunun icin daha derin dusunmek gerekiyor..

    oncelikle filme dair elestirilerde bulunurken insanlar genellikle senaryoya temas ediyorlar.. lakin bunun ne kadar dogru bir tespit oldugu tartisilmasi gereken bir unsur.. zira belirli bir senaryo yolu cizmis yonetmen kendine ve o bu senaryoyu uzun metraj haline getirmek istiyor.. yani "neden daha derine inilmemis, soyut kavramlar uzerinde durulmus da politikaya hic bulasilmamis" gibi sorulara cevap olarak soylenebilecek tek sey bu durumun aslolan noktasinin bu sorular uzerinde durmanin yerine bu senaryo uzerinden konuya dikkat edilmesi gercegidir.. cunku yonetmen bu senaryoyu uygun gormus, bunu tercih etmistir..

    senaryodan bagimsiz olarak dusundugumde etkileyicilik kismi gercekten de zayif.. yani bunun uzerinden yillar gectikten sonra bu filmi hatirlamak icin gercekten cok sıkı bir beyin jimnastigine ihtiyacim olacak.. cunku filmin gidisati bu etkileyiciligi saglamaktan ote, zayif bir bicimde ilerliyor ve sekanslar arasi gecisler de, filmin akisi da seyirciyi sarip sarmalama etkisi yaratamiyor.. sahnelerde ve kurguda da bazi zorlamalar goruluyor.. sanki bu noktada verilmek istenen mesaj daha iyi algilansin cabasi icine girilmis bir tat birakiyor..

    oyunculuk icin kotu denemez sanirim.. lakin super olarak adlandirilacak rol keseni de gormedim.. ama kanimca boyle bir istek de yok yonetmende.. yani oyunculuk dogal olsun yeter gibi bir durum soz konusu.. bu nedenle oyunculari elestirmek pek akil kari diilmis gibi gozukuyor.. yine de istenileni vermis olduklarini dusunuyorum yani yesim ustaoglunun kafasinda dusundukleri oyunculari yansitmayi basariyor..

    filmdeki muzikler tuyleri diken diken edici cinsten.. bize yakin bir muzik kulturu olan yunanlilarin o muthis ezgileri insani oldukca buyuluyor.. ustelik bir de boyle bir mubadele konusu islenirken oldukca huzunlendiriyor ve filmden duygusal acidan zaten kopulmuyor da butunlugu iyi sagliyor..

    sonuc olarak hos bir filmdi bulutlari beklerken... gittigimde daha cok sey bekliyor olsam da, bitis sahnesiyle aniden biten festival filmlerini hatirlatti, son sahnesiyle koltuga mihlanip kalmami sagladi.. ve o anda film hakkindaki butun olumsuz fikirler cikti gitti aklimdan, film uzerine dusundukce geri geldiler.. lakin soyle de bir soz vardir.. bir film bittigi an izleyiciyi etkileyip etkilemedigine gore guzeldir.. bu acidan baktigimda film bittigi an ve bunu muteakip birkac saat icerisinde boyle bir izlenim icerisinde birakti.. eksikleri olsa da, hatalari noktalar bolca bulunsa da en azindan o karadeniz fotograflari icin bile izlemeye deger..
  • gunese yolculuk tan hatırlanabilecek yesim ustaoglu nun karadenizden zorla göç ettirilmiş rumları anlattıgı filmi.. (bkz: mubadele).. kimlik konusunu anlatmak isteyecektir muhtemelen.. bugun itibarıyle de vizyona girmiştir..

    kendisi goc ettirilmiş pontus rumları ile hem turkiyede hem de yunanistanda roportajlar yapmıs, sag kalanlarının hikayelerini dinlemiştir.. anllattıgı kadarıyla filmin hikayesi de gerçektir, biyografiktir.. yesim hanım yine tabuları yıkma niyetinde oldugu açık ya yorumları filmin sonrasına bırakalım..
  • muhteşem görüntüler ve muhteşem oyunculara* sahip bu filmin arda kalanlarından, yeşim ustaoğlu dijitürk iz kanalında gösterilen nefis bir belgesel de yapmış.

    bangkok'un büyük alışveriş merkezlerinden birinde bir dvd dükkanında en baş köşede bu filmin sıra sıra dvd sini görüp dumura uğradığımı da belirtmek isterim.
  • sonbahar'ın yönetmeni özcan alper bu filmde yönetmen yardımcısıymış.
  • etkileyici olmasıyla beraber etkiden kurtulduğu zaman bile insanın dialoglarına karakterlerinin ustalığına , konusuna ve senaryosuna hayran olduğu film. renkler ve görüntülerin insanı sürüklediği ve yeşim ustaoğlunun beklenenden daha yumuşak ve anlayışlı bir anlatımla fazla eleştiri toplamadığı filmi.
    gidilesi, görülesi yapıt.
hesabın var mı? giriş yap