• bu şarkı, doksanların müzikalite bağlamında ne kadar verimli bir süreç olduğunun işaretlerinden biridir.
    türkçe sözlü müziğin zamana yenik düşmemiş ve düşmeyecek olan nadir klasikleri arasına girmiştir.
  • $ebnem ferah'in her dinleni$te tekrar tekrar kendine hayran biraktigi $arkisi.
  • sene doksanaltı. zamanın gençliğinin her şeyi yapabiliriz hissini dibine kadar yaşadığı; camel'ın camel, kemancı'nın kat kat, istiklal'in istiklal olduğu, doksanlar taş ablalarının delikanlı gibi sevdiği, rocker delikanlı tayfanın adabına göre rakı içmeyi tartıştığı yıllar... pearl jam'cilerle guns n roses'cılar dalaşmayı yeni bırakmış. grunge da sindirilmiş. metallica para içinde yüzmeye başladığından trash kalıntılarından yüklemeler yapmaya çalışıyor. türkçe rock efsane çağında... teoman ısınma turları atıyor, yavuz çetin ortalığın tozunu attırıyor, acil servis diye bir oluşum var*, eyvah ki ne eyvah... erkin koray ve mfö bile o aralar gaza gelip şova yönelik hareketler yapmışlar**

    bunların arasında bir kadın beliriyor. tarkan'lı*, demir'li*, iskender'li* bi oluşum... hepsi en verimli çağında... albümün temeli iki akustik gitar üstüne kurulu şarkılar. sololar bitmiyor şarkılarda... bu da aynı. bu şarkı da öyle. davul bile önüne geçip bastırmıyor akustik armoniyi.

    türkçe rock tarihinin en sıkı yılının en iyi bir kaç şarkısındandır bu. her dinlediğimde içimi umutla doldurur. neden bilmiyorum. belki çağrıştırdıklarından...

    ben o neslin gençliğine yetişemedim. ama nasıl olduğunu, neyi nasıl yaşadıklarını görüp hatırlayacak yaştaydım. belki diyorum, şarkının verdiği yapay umutla; benzer bi dönem tekrar yaşanır lan...
  • şebnem ferah'ın, bana göre en güzel albümünün (bkz: kadın), en bi şahane şarkılarından biri. 90'larda ilk albümlerini çıkarmış çoğu şarkıcının en iyi albümü hep bu ilkler ya da ben onları seviyorum bilmiyorum. kadın'da da bütün şarkılar güzel, ayrım yapmak diğerlerine haksızlık olur aslında.
  • si minör bir parçadır. gitarla çalmak isteyip, ay ben hiç bare basamıyom diyenler için, ikinci perdeye kapo takıp la minör gibi düşünmelerini önerebiliriz.
  • ya da bu aşk az bana anlamında bir serzenis.
  • --- spoiler ---
    denize açıldım sevmeye sevilmeye
    anladım sevmek gibisi yok
    yağmura soyundum yavaş yavaş yağar diye
    damlalarda yüzmek gibisi yok
    yokluğun varlığın bir
    dünüm yok yarınım sır
    --- spoiler ---

    türkçesi:
    beni o kadar sevgisiz bıraktın ki hayvan herif, içimdeki sevdadan kendimi denizlere attım! yağmurdan bile şefkat bekledim. yağmur bile senden daha fazla seviyor beni. varlığın bir, yokluğun bir; hiç bir şey fark etmiyor! bu hallerinle en güzel günlerimi (dünümü) bitirdin. bundan sonrasında (yarınımda /geleceğimde) ne olacağım meçhul!

    --- spoiler ---
    nasıl inanırım sana,
    bu yürek ağır bana
    sevgin öyle uzaklarda,
    nefes alsan da yanımda
    bu aşk fazla sana
    --- spoiler ---

    türkçesi:
    hala konuşuyor musun adam müsveddesi! bunca yürek yorgunluğumdan sonra nasıl inanayım sana? nasıl inanayım beni seveceğine? beni mutlu edeceğine? nefesini duyacak kadar yanımda olsan da aklın hep uzaklarda. başka bir yerde. beni sevmiyorsun işte. sana verdiğim aşk ve emek karşılıksız. sana verdiğim aşkıma yazık.
  • kız arkadaşım bundan 6 yıl önce bana armağan etti bu şarkıyı. hırs yaptım, hala beraberiz.
  • her seferinde haklı çıkan şebnem ferah şarkısı. ama her seferinde...
  • yaz tatiliydi.
    o zamanlar daha güzeldi hayat...
    şebnem de öyle...
    çocuktum.

    uzun bir zamandan sonra bu gece dinledim...
    herşey güzel oldu. dört buçuk dakika boyunca çocukluğuma döndüm.
    şebnem söyledi, ben yaz tatilini yaşadım...
    şebnem söyledi, ben çocuk oldum.

    ve sonra hatırladım, uzun zamandır müzik bile dinlemediğimi.

    teşekkürler şebnem.
hesabın var mı? giriş yap