boys don't cry
-
ozellikle geri kafali homofobik insanlarin izlemesi gereken, hatta okullarda ders olarak ogretilmesi gereken, gercek hayati, insanlarin yersiz yere besledikleri kini ve nefreti hic acimadan ortaya koyduklari bir dunyayi , hic duygu somurusu yapmadan, onumuze seren, muthis etkileyici ve ayni zamanda rahatsiz edici bir filmdir.
-
i try to laugh about it
cover it all up with lies
i try to laugh about it
hiding the tears in my eyes
cause boys dont cry
(bkz: neseliymis gibi gorunen sarkilar) -
ruhu ve midesi dayanikli olmayanlarin kesinlikle izlememesi gereken, insanoglu denen seyin aslinda hayvanogluhayvan oldugunu farkettigimiz o onemli zamanlardan birini anlatan film.
-
acımasız bir film. bittiğinde ilk düşündüğüm şey "keşke gerçek olmasaydı" idi. bu hikayenin gerçekliği hayatın da ne kadar acımasız ve zor olduğunu kanıtlıyor bence.
zaten filmin ana temasından dolayı teena brandon karakterine üzülüyoruz. bir de yıkıcı sahneler eklenince daha bir dayanılmaz olmuş. evet güzel film ama izlemeyin. ya da trajedi görmek istiyorsanız izleyin. psikolojim bozulsun kahrolayım diyenler de bir göz atabilirler. olmadı boğazınız düğümlenir.
hilary swank'ın ilk filmiydi izlediğim. bugüne kadar gördüğüm en başarılı oyunculuktu sanırım. hilary bir hayran daha kazandı yani. inanılmaz bir kadın. karakter daha iyi yansıtılamazdı. bu kadar ağır bir rol hiçbir şekilde aşırı olmamış. bulunduğu yerin daha iyisini hak ediyor hilary swank. -
özünde efendi olan robert smith'in piç havalara girmeye çalıştığında başına gelenleri "yok bişi, eheheh" havasında anlattığı acıklı şarkı.
-
robert in lirikleride burda iste.
i would say i'm sorry
if i thought that it would change your mind
but i know that this time
i have said too much
been too unkind
i try to laugh about it
cover it all up with lies
i try and laugh about it
hiding the tears in my eyes
because boys don't cry
boys don't cry
i would break down at your feet
and beg forgiveness
plead with you
but i know that it's too late
and now there's nothing i can do
so i try to laugh about it
cover it all up with lies
i try to laugh about it
hiding the tears in my eyes
because boys don't cry
i would tell you
that i loved you
if i thought that you would stay
but i know that it's no use
that you've already
gone away
misjudged your limit
pushed you too far
took you for granted
i thought that you needed me more
now i would do most anything
to get you back by my side
but i just keep on laughing
hiding the tears in my eyes
because boys don't cry
boys don't cry
boys don't cry -
bodrum'da, körfez bar'da bu şarkı çalarken, nakarattaki "boys don't cry" cümlesinden sonra tüm bar cemaatince haykırılan "it's a fucking lie!!" cümlesini duyunca şaşırmamalı; bu bir körfez geleneğidir..
(bkz: körfez bar) -
dogmatizmin insanların hayatında ne kadar önemli bir yer kapladığını ve bir insanın cinsel tercihi ne olursa olsun sevdiği zaman herşeyi göze alabileceğini anlatan bir film. zor bir film üstelik, bitince öyle hemen kalkamazsınız oturduğunuz yerden.
-
kusursuz olmayan bir the cure şarkısı; tek kötü tarafı var: erkenden bitmesi.
-
hilary swank'in aşmış oyunculuğu ile filmin her karesinde kendisine sempati duymamanızın imkansız olduğu kimberly peirce filmi .
--- spoiler ---
çoğu kişinin izlemesini zorlaştıran brutal sahneler son derece gerçekçi ve asla ajitasyona kaçılmamış. sadece on sene önce yaşanan gerçek bir olay üzerine kurulmuş olması da her gün sarfedilen onca eşitlik, haklar, özgürlükler konuşmalarına rağmen insanlığın bir arpa boyu yol gitmemiş olduğunun altını çiziyor. aslında anlatılan bir transgender hikayesi olsa da asıl öne çıkan genç bir insanın sevgi arayışıdır.
--- spoiler ---
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap