• richard linklaterin 2001'den beri oyuncularla her yil bulusarak cektigi, 2013*'te gosterime girmesi planlanan filmi. film, "cocugun" kucuklugunden universiteye girmesine kadar gecen 12 yillik zaman diliminde bosanmis annesi ve babasiyla olan iliskilerini yalanci-belgesel seklinde anlatacakmis. anne patricia arquette, baba ethan hawke, cocuk ellar salmon'mis.

    once ben dusunmustum.. kahretsin.
  • j. m. coetzee'nin otobiyografik ( hangisi değil? ) bir romanı. tür olarak kitchen sink dramaya yakın ve coetzee'in diğer kitaplarına kıyasla daha sıcak anlatıma sahiptir. okurken yer yer "scenes from provincial life" altbaşlığı anımsatan pastoral anlatımlarla karşılaşılabilir. siyaseti yaşam dışı bir idealar evreni'ne ait, sıkıcı bir eylem olarak görenlere hediye etmek yerinde olabilir.
  • vizyona girdiğinde olay yaratacak film.

    iki yıl sonra gelen edit: beklenen etkiyi yaratmadığı gibi türkiye'de vizyona bile girmedi. vay amk.
  • nihayet çekimleri bitmiş olan film. 163 dakika. berlin film festivalinde altın ayı için yarışıyormuş hatta.
  • berlin'de gümüş ayı en iyi yönetmen ödülünü almış film:

    http://www.berlinale.de/…rnationale_jury/index.html
  • berlinaledeki gösterimine gidip hayran olduğumuz richard linklater ustanın azıcık uzuncana filmi.
    filmi 2001 yılında çekmeye başlayıp anca bu sene gösterime sokabilmesinin nedeni filmin gerçek zamanlı olarak, yani karakterler yaşlandıkça çekilmesidir. bu nedenle bu kadar uzun yıllara yayılmış bir yapımı izlemek insana bambaşka bir his veriyor.

    başroldeki kardeşler gerçekten de oyunculuk anlamında döktürüyorlar. bundan sonraki işlerini de takip etmek gerekir. (8,5/10)
  • az önce if film festivali kapanış galasında izledim ve çok beğendim. gerçekten bir insanın hayatına daha iyi tanıklık yapılamaz diye düşünüyorum. ayrıca yaş geçişlerinin de çok başarılı olduğunu düşünüyorum. tek canımı sıkan ethan hawke reisin yıldan yıla yaşlanması oldu. before sunrise' da viyana sokaklarındaki gençlik hali aklıma geldikçe bu adamın yaşlanmasına üzülüyorum.
  • dün ifistanbul kapanışında izleyip bayıldığım son linklater filmi.

    naif, gerçek ve çok güzel bir film.
    fikir zaten güzel, gerçek zaman ilerleyişi insanı sarsıyor. diyalogların ve karakterlerin gerçekliği ise çok ilginç bir deneyim sunuyor insana.
    yani sadece bir filme girdim çıktım değil, ciddi farklı bir "gerçek bu" hissi. o açıdan sinema deneyimi diyebiliriz.

    müziklere bayıldım. 12 yılda çekilmesi ise gerçekten konuşulan konuların hatırlanmasına imkan vermiş. yellow ile başlayıp get lucky ile bitti film. (briht eyes seven biri kötü olamaz, beatles,country müziği vb. müzikle ilişkisi de çok güzel idi)

    linklater'in üçlemesine zaten taparım. ama aile, aşk, büyümek, ufak ayrıntıla ve hele ki diyaloglar harikaydı.
    karakterlerin yaşlanmasının gerçekliği nefisti. belgeselvari kurmaca ise göz almadan izlememi sağladı.

    baba ve çocuklar arasındaki diyaloglar, eylemlerin veya olayların sıradanlığı falan.. muhteşem bir hikaye anlatım biçimiydi.

    izleyiniz.
  • bir erkek cocugun buyume ailesinin ise degisme hikayesinin anlatildigi basarili ve guzel film.

    --- spoiler ---

    kizkardes rolunu oynayan gayet basarili sekilde gicik bir portre ciziyor.

    zaman akisini sadece karakterlerin yaslanmasindan degil, kiyafetlerinden, kullanilan elektronik cihazlardan, dinlenen muziklerden, alinan harry potter kitabindan gozlemleyebiliyorsunuz.

    film amerikan ailesini anlattigindan fazlaca alisik oldugumuz sahneler de vardi, mesela kampta marsmallow kizartmak, baba-kiz erkek arkadas icerikli konusma, ickiye duskun uvey baba eziyeti gibi . . .

    ama bunun yaninda muze bahcesinde saklambac oynamalari, cocuklar arasi cekismeler cok gercekci ve guzeldi.

    --- spoiler ---
  • linklater'ın gerçek zamanlı hayat analizi konusunda aşırı yeteneğini gösteren bir başka filmi. "before sunrise" ve gerçek zamanlı çekilen serisi bu filmden beklentimizi fazlasıyla arttırmıştı fakat bu kadar doğal akışında hayat belgeseli tüyleri ürpertecek kadar başarılı.
hesabın var mı? giriş yap