• zaman zaman insanlar borsa'nin (menkul kıymetler borsası'ndan bahsediyorum) tam olarak ne oldugu, nasil isledigi, fiyatlarin neye gore belirlenip neye gore degistigini, sirketlerin neden halka acilip bundan ne kazanip ne kaybettigini anlamak istiyorlar ama ortada bunu cok basit bir sekilde bilal'e anlatir gibi anlatabilen cok az kaynak var. iste bu entry'nin amaci bu boslugu doldurmaktir.

    simdi bir mahalle dusunun ki mahallede cesitli is dallari var. mahalledeki is alanlarinin bazilari sunlar: bir bakkal, bir kasap, bir manav, bir kiraathane, bir firin, bir berber. simdi bu is alanlarinin hepsinin bir sahibi var, mesela firinin sahibi nusrettin baba* ve bu islerin hepsi ozel tesebbus. yine bu islerin hepsinin bir piyasa degeri var. mesela bir ise yatirim yapan biri parasini x yilda cikartmak ve bundan sonra kara gecmek ister. ornegin bir yatirimci bir bakkal dukkani satin aliyorsa ve amaci parasini 10 senede cikartip 11. senede kara gecmek istiyorsa o bakkalin yillik karinin 10 kati bir ucret verip o bakkali satin almasi gerekir. mesela bir bakkalin aylik kari 2 bin liraysa o bakkalin yillik kari 24 bin lira yapar. bu durumda bu bakkalin 10 yillik kari 240 bin lira yapar. bunu kenara yazalim, buraya geri gelecegiz.

    simdi bakkal amca her gun ise gidiyor, cokomel satiyor ve para kazaniyor. yine her gun ayni bakkal amca evine ekmek goturuyor ve bu ekmegi bir guzel yiyor. yani bakkal amcanin kari belli, harcamalari belli, bu parayla yapabilecekleri bellidir. simdi bakkal amca biraz buyumek istiyor, baska bir mahalleye bir bakkal daha acmak istiyor ama cebinde bunu yapacak para yok. bakkal amca ne yapiyor, bakkalini halka aciyor.

    bakkal amca diyor ki "benim su anki yillik karima gore bu bakkalin degeri 240 bin lira. ben halka acilinca gelecek olan parayla yeni bir bakkal dukkani daha acacagim ve boylece sirketimin degeri 480 bin liraya cikacak. sirketin degerini 350 bin lira olarak gosterip halka acilacagim ki hisselerimi alanlar da kar etsinler."

    simdi bakkal amca 350 bin lira piyasa degeriyle halka acilacak. bakkal amcanin sirketi 10 bin parcaya bolunuyor ve her parca 35 lira degerinde. buna da hisse deniyor. bakkal amca diyor ki "ben sirketimin hisselerinin %20'sini satsam elime 70 bin lira gececek, bu da yeni bakkal acmak icin yeterli miktar" ve sirketin %20'sini halka arz ediyor. halk da "buyuyen ve gelisen bir bakkala hisse basi 35 liraya sahip olabiliyoruz" deyip kesesince birkac hisse aliyor. tabi buyuk sirketlerde cogu zaman milyonlarca, hatta bazen milyarlarca hisse olabiliyor ama mantik ayni. bir sirketin hisseleri o sirketin ufacik parcalara bolunmus hali gibidir. bir binanin tuglalarina bolunup her tuglanin farkli birine satildigini dusunun.

    tamam, halka acilma boyle oluyor, peki nasil oluyor da hisse fiyatlari her gun degisiyor, ve degisen fiyatlari kim belirliyor? iste orada market devreye giriyor. genelde hisselerin fiyatlarinin gunluk oynamasina sebep olan sey spekulasyonlar veya gunluk haberler oluyor. simdi bakkal amcanin dukkanini 10 bin parcaya (hisseye) bolup %20'sini halka actik ve halkin elinde 2 bin hisse var. bu hisseler buyuk ihtimalle onlarca farkli kisiye dagilmis durumda ve her gun bakkaldan hissesi olup da satmak isteyenler ve bakkalda hissesi olmayip da satin almak isteyenler borsada alisveris yapiyor. simdi bakkalimizin hisselerinin tanesi 35 liraydi degil mi? biri cikiyor ve diyor ki "elindeki hisseleri 37 liraya vermek isteyen varsa 10 hisse almak istiyorum" ve o satis gerceklesirse hissenin fiyati 37 liraya cikiyor. adamin birinin borcunu odemek icin nakite ihtiyaci var ve birilerinin 35 lira vermesini bekleyecek vakti yok. adam hisselerini 33 liraya satisa cikartiyor ve bu indirimi goren baska bir yatirimci satin aliyor. boylece hissenin son fiyati 33 lira olmus oluyor. tabi buyuk sirketlerde her gun milyonlarca hisse alinip satildigi icin bu rakamlar cogu zaman dakikada bir, hatta 5-10 saniyede bir anlik olarak degisiyor.

    mesela yatirim bankalarindaki analizcinin biri cikiyor ve etrafindakilere "bakkal amca ilk kez bu sene dondurma satisina baslamis, bu yuzden bu seneki kari beklenenin uzerinde olacak. hisselerinizi satmayin" diyor. bu kez hisse alanlarla satanlar arasindaki denge bozuluyor ve hisse satanlardan cok daha fazla sayida alanlar oluyor. mesela normal bir gunde bakkalimizin hissesini almaya niyetli 10 kisi ve satmaya niyetli 10 kisi varsa bakkalimizin beklentileri gececegine dair bir dedikodu yayilinca almaya niyetli kisi sayisi 14'e cikiyor, satmaya niyetli kisi sayisi 6'ya dusuyor. simdi elde bir suru satin almak isteyen var ama yeterince satan yok. bu durumda hisseler acik arttirmayla gidiyor. 35 liralik hisseye biri 36 oneriyor, digeri 37 oneriyor, bir baskasi 38 oneriyor ve hissenin fiyati artiyor. kotu haber geldiginde de tam tersi oluyor ve fiyatlar dusuyor.

    yukarda dedigim gibi, sirketin aylik kari 2 bin lira, yillik kari 24 bin liraysa sirketin 10 yillik kari 240 bin lira ediyor. sirketler her zaman 10 yillik karlariyla degerlenmiyor ama bu ornekte daha kolay anlasilsin diye 10 yili kullandim. diyelim ki bakkalimiz yilin sonunda 24 bin lira degil de 26 bin lira kar gosterdi. bu durumda 10 yillik kar 260 bin lira ediyor ve sirketin borsadaki degeri de yukseliyor. buyuk sirketlerde insanlar surekli spekulasyon yaptigi ve beklentiler her gun degistigi icin fiyatlar da her gun degisiyor. adamin biri cikiyor "ford bu sene 2 milyar dolar kar aciklayacakmis" diyor ve ford ona gore fiyatlaniyor. ertesi gun baskasi cikip "ford bu sene 2.2 milyar dolar kar aciklayacakmis" diyor ve ford yeniden fiyatlaniyor. sirketle ilgili her turlu gelisme sirketi yeniden fiyatlandirmada kullaniliyor. ford kullanan biri kaza yapip olse ford'un hisselerine (az da olsa) anlik olarak yansiyabiliyor cunku bunlar sirketin karini etkileyebilen olaylar.

    yalniz sadece sirketin durumunu takip etmek yetmiyor, cunku ekonomiyi de takip etmeniz gerekiyor. genelde ekonomi iyi giderken borsadaki hisselerin %80-85'i surekli yukselir ve ekonomi kotu giderken borsadaki hisselerin ezici bir cogunlugu duser. sonucta ekonomi iyi giderken bakkalin isleri acilacaktir ve ekonomi kotu giderken bakkalin isleri zora girecektir. bu kucuk sirketleri de buyuk sirketleri de bir sekilde etkiler. hatta cogu zaman ekonominin gidisati buyuk sirketleri daha cok etkiler. ornegin bakkal amcamiz zengin bir mahallede konumlanmissa ekonominin iyi veya kotu gitmesi onu cok az etkiler ama bakkal amcamizin dunya'nin 150 ulkesinde bakkal dukkanlari varsa, bu ulkelerden bazilarinda yasanacak olan bir kriz bu ulkeleri etkiler. ornegin gecen sene abd ekonomisi gayet iyi bir yukselise gecmesine ve cogu amerikan sirketinin hisseleri artista olmasina ragmen caterpillar'in hisseleri %20'ye yakin dususe gecti cunku cin'deki is makinasi satislari dususe gecmisti. aldiginiz hisselere gore ya sehir ekonomisini, ya ulke ekonomisini ya da global ekonomiyi de takip etmek durumundasiniz.

    ekonomide surekli bir veri akisi oldugu ve surekli yeni bilgiler geldigi icin sirketlerin hisse fiyatlari da buna gore surekli guncellenir. bu guncellemeleri beklentiler belirler. bir hisseyi satin almak isteyen 100 kisi, satmak isteyen 80 kisi varsa arz-talep nedeniyle hisse fiyati yukselir, tam tersi durumda hisse fiyati duser. tabi bazen bir hisseyi satmak isteyen 50 kisi, almak isteyen bir kisi oluyor ama o bir kisi epeyce zengin oldugu icin adam tek basina hisselerin degerini arttirabiliyor. yukardaki ornegin daha iyi anlasilabilmesi icin herkesin esit sayida hisse alip sattigini varsaymak gerekiyor.

    borsa ayni ev alip satmak gibi ama daha kolay. yatirim olarak ev alirken bir suru form doldurursunuz, bir suru prosedurle ugrasirsiniz ve satarken de bir suru ugrasmaniz gerekir. borsada ise bir hisseyi alip satmak (ozellikle gunumuzde) bir internet sitesine tiklama kolayligindadir. bunun hem avantajlari hem dezavantajlari var. avantaj tabi ki alip satim islerinin gayet kolay olmasidir. en buyuk desavantaj da budur cunku alip satislar kolay olunca insanlar en ufak bir heveste hisse alip en ufak bir panikte satisa yoneliyorlar. bu da fiyatlardaki dalgalanmalari arttiriyor. siz yatirim olarak ev aldiktan sonra ev fiyatlari biraz dusse ev satmak zahmetli oldugu icin sabir gosterirsiniz ama hisse alip satarken en ufak bir dususte bir suru insan ellerindekini bir an once satarak dususun siddetini arttirmaktan baska bir sey yapmiyor maalesef. borsada alim ve satimlar cok kolay oldugu icin sabirli olmak en onemli seylerden biridir.

    unlu futbolcu johan cruyff'a atfedilen bir soz var: futbol basit bir oyundur ama zor olan basit futbol oynamaktir. aynisini borsa icin de soyleyebiliriz. piyasada belli basli koklu ve karini her sene arttiran, ustune temettu veren sirketler var. cogu zaman insanlar bu sirketlerin hisselerini almak yerine kumar oynayarak yarin ne yapacagi belli olmayan ufak sirketlerin hisselerini aliyorlar ve ellerindeki parayi da kaybediyorlar.

    2010 yilinin sonunda universite sonrasi ilk ciddi isime baslayinca biriken paralarimi degerlendirmek icin borsaya girmeyi denedim. tam da yunanistan krizinin patladigi, avrupa hisselerinin yerlerde surundugu, apple gibi en kaliteli amerikan hisselerinin bile surekli dustugu donemlerde epeyce para yatirdim ve ilk yilimda epeyce para kaybettim. en basta panikledim ama borsadaki ilk yilimdi. o zaman soyle dusundum: "insanlar ilerde iyi bir is sahibi olup iyi para kazanabilmek icin universiteye gidiyorlar, bir kamyon dolusu masraf yapiyorlar. borsada ilk yil kaybettigim parayi da sanki bu isin okuluna odemisim de ders almisim gibi gormeliyim." genelde borsada para kaybedecekseniz kariyerinizin basinda kaybetmeniz sonunda kaybetmenize tercih edilir cunku kariyerinizin basinda kaybedeceginiz para cok daha azdir ve onunuzde bunu telafi edecek cok vaktiniz var. kariyerinizin sonunda kayiplariniz daha buyuk olacak ve telafi edecek vaktiniz pek olmayacak.

    borsada bir anda tum paranizi yatirmayin. borsa bir savas gibidir, cepheye tum askerlerinizi ayni anda salarsaniz savasi kazanma ihtimaliniz artar ama savasi kaybettiginiz anda herseyi kaybedersiniz. geride her zaman yedek asker (yedek para) birakmalisiniz. ornegin birikmis paranizin tamamini microsoft'a yatirdiniz ve 40 dolara microsoft hisseleri aldiniz. 2 ay sonra microsoft'un hisse fiyati 35 dolara dustu ve para kaybettiniz. halbuki paranizin ucte biriyle microsoft hisseleri almis olsaydiniz, 2 ay sonra yine paranizin ucte birini kullanarak 35 dolara microsoft hissesi alabilirdiniz. boylece elinizdeki hisselerin yarisini 40 dolara, yarisini 35 dolara almis olurdunuz ve ortalama alis fiyatini 37.5 dolara duserdi. ilk senaryoda hisseler daha sonra 40 dolara cikinca yerinizde sayiyorsunuz, ikinci senaryoda kara gecmis oluyorsunuz.

    2011'i zararla kapattiktan sonra 2012, 2013 ve 2014'te epeyce kar ettim. her aldigim hisse para kazandirmadi, kah kar ettim kah zarar ettim ama bu sure icinde birikimlerimi dolar bazinda neredeyse uce katladim. gerci bu tamamen benim basarim degil cunku son birkac yilda amerikan borsasi zaten yukselisteydi. borsaya girecekseniz once 1-2 kitap okuyun, sonra hic para yatirmadan sanal portfolyo olusturun (yani kagit kalem alip x hissesinden 50 tane, y hissesinden 30 tane" gibi liste yapin ama hisse satin almayin. bir sure performansinizi takip edin ve kafaniz rahat oldugunda az bir parayla borsaya giris yapin. zaman icinde tecrube kazandikca borsada degerlendireceginiz parayi da arttirirsiniz.

    borsa ile maclara bahis oynamak arasindaki iliski nedir diye soranlar da olmus. borsa ucundan kenarindan bahis oynamaya benziyor ama arada bariz farklar mevcut. bahis oynarken "bu haftaki barcelona-real madrid macini barcelona kazanacak" deyip paranizi koyuyorsunuz. eger barcelona kazanirsa para kazaniyorsunuz, mac farkli bir sekilde sonuclanirsa koydugunuz tum parayi kaybediyorsunuz (ya hep ya hic mantalitesi). borsada bir sirkete para yatirdiginizda o sirketin karini arttiracagina veya daha iyi degerlenecegine dair bir bahis yapmis oluyorsunuz. macin aksine bu bahsin kapanma suresi yok. yani bu haftasonu oynanacak bir maca bahis oynadiginizda mac bittigi anda bahsiniz yaniyor. borsada bir hisse satin alinca isterseniz 10-20 yil satmadan o hisseyi elde tutabiliyorsunuz. yani bahsiniz bugun tutmasa yarin tutma sansi var. bahsiniz tutmasa bile paranizin tamamini degil bir kismini kaybediyorsunuz. ozellikle koklu ve kar yaptigi bilinen koc gibi sirketlere yatirim yaptiginizda isler istediginiz gibi gitmese bile kisa vadede yatirdiginiz paranin en fazla %10-20'sini kaybedersiniz. halbuki bahiste yatirdiginiz tum parayi kaybediyorsunuz.

    hissesini satin aldiginiz sirket bir mahalle bakkali da olsa, global dev bir sirket de olsa mantik ayni isler. siz sirketin piyasadaki binlerce (veya milyonlarca) parcalarindan bazilarini satin almissinizdir ve sirket kar ettikce siz de para kazanirsiniz. siz artik o sirketin kucuk bir ortagisinizdir. bu yuzden borsada yatirim yaparken bir sirketin karliligi, surekliligi gibi konular cok onemlidir.

    ayrica: (bkz: borsa/@diesel1907)
  • bir baska fikra da soyle der;
    kis baslamak üzeredir. kizilderili toplulugu sefin etrafina toplanmis, kisin sert mi yoksa yumusak mi geçecegini ögrenmek isterler. geleneksel yeteneklerini dedelerinden bu yana çoktan kaybetmis bulunan sef isi saglama almak için kisin sert geçecegini ve mümkün oldugunca fazla odun toplamalarini söyler kabilesine.

    akilli bir adam olan sef birkaç gün sonra yakinlardaki meteoroloji istasyonuna telefon eder: "bu kis soguk mu geçecek sizce?"

    meteorolog cevap verir: "evet, oldukça sert geçecege benziyor."

    bu cevabi alan sef derhal kabilesine döner ve kisin çok sert geçecegini, daha çok odun parçasi toplamalari gerektigini söyler. bir süre sonra meteoroloji istasyonunu tekrar arar ve sorar: "kis hala soguk mu geçecege benziyor?". "evet" der karsidaki: "oldukça soguk geçecege benziyor."

    sef kabilesine döner ve sadece odunlari degil bulabildikleri her çaliçirpiyi toplamalarini ister. birkaç gün sonra meteoroloji istasyonunu tekrar arar: "kisin sert geçeceginden gerçekten eminmisiniz?".

    adam: "kesinlikle. bugüne dek yasanan en sert kislardan birini yasayacagiz gibi görünüyor." "nasil bu kadar emin olabiliyorsunuz ?" diye sorar sef.

    meteorolog yanitlar: "kizilderililer çilginlar gibi odun topluyor!"
  • ------------- spoiler -------------

    bir zamanlar köyün birine bir adam gelmiş ve tanesi 10$ 'dan maymun alacağını söylemiş. köyde çok maymun olduğu için köylüler sevinçle ormana koşup maymunları yakalamaya başlamışlar.

    adam, binlerce maymunu 10$ dan satın alınca ortalıkta maymunlar azalmış, yakalaması zorlaşmış. köylüler tam maymun yakalamaktan vazgeçecekken adam tanesine 20$ vereceğini söylemiş. tekrar heveslenen köylüler tekrar maymunları yakalamaya başlamışlar. bir süre sonra da fiyatı 25$ a çıkarmış. ancak bırak yakalamayı, maymuna rastlamak bile çok zorlaşmış.

    bunun üzerine adam fiyatı 50$ a çıkardığını, ancak kendisinin işi olduğu için şehre gitmesi gerektiğini, yardımcısının onun yerine alım yapacağını söylemiş. o yokken yardımcısı köylülere demiş ki; şu büyük kafesteki maymunlar var ya ben onların tamamını size tanesi 35$ dan satayım, siz de adam gelince ona 50 $ dan satarsınız. köylüler bütün birikimlerini bir araya toplayarak bütün maymunları satın almışlar. sonra ne adamı ne de yardımcısını bir daha gören olmamış.

    şimdi borsanın nasıl çalıştığı hakkında biraz bilgi sahibi olmuşsunuzdur.

    ------------- spoiler -------------
  • 1 senedir ciddi mesai harcayarak amerikan borsalarinda yatirim yapiyorum. once parami ikiye katladim, sonra da basladigim yere dondum. bir senelik maasim kadar parayi bir ayda kaybedince bir sure borsaya ara verme karari aldim. bu surecte cikardigim dersleri yazdim ki eger bir gun alemlere geri donersem, islem yapmadan once saglamasini yapabileyim. kural listemi sizlerle de paylasiyorum.

    0: aklinizla oynamalisiniz. bu kurali sindirmeden digerleri bir ise yaramayacagindan 0 numarali kuralimiz bu. duygularinizla hareket etmeye, wishful thinking'e kapilmaya basladiginiz anda kaybedersiniz. ozellikle cok para kazaninca ya da kaybedince insan daha buyuk riskler almaya meylediyor. (bkz: house money effect)
    bu egilimlerin farkinda olun.

    1: alacaginiz pozisyonun riskini, potansiyel kazancla kiyaslayin. potansiyel kazanc, riskten fazla olmali. firsat ornegi: sirket kasasindaki nakite yakin bir degerde islem goruyor (downside az). onumuzdeki ay yeni yarattiklari ilacla ilgili deney sonuclari aciklanacak, eger sonuc iyiyse adreslenebilir market sirketin piyasa degerinin 5 kati (upside fazla). bu denge bozuldugu anda da pozisyonunuzu kapatmaya baslayin. "bu daha gider, en tepede hepsini satarim" demeyin, en tepe neresi bilemezsiniz.

    2: kisa vadede borsada ne olacagini kimse bilemez. bu yuzden aldiginiz pozisyonu uzun sure koruyabiliyor olmaniz lazim. "simdi buna girerim 2 haftaya cikarim" seklinde plan yapmayin. zamanin aleyhinize isledigi margin, aciga satis ve opsiyonlardan uzak durun. "markets can remain irrational longer than you can remain solvent" -keynes

    3: borsada bir pozisyon actiginizda piyasaya "bu mali yanlis fiyatliyorsunuz, ben daha iyi biliyorum" demis oluyorsunuz. profesyonel bankacilara, finans doktorali fon yoneticilerine karsi ne avantajiniz var da onlarla kavgaya giriyorsunuz? ben soyleyeyim: onlar 3 aylik, 6 aylik ve 1 senelik pencerelerde kar etme baskisi altindalar, siz ise yillarca bekleyebilirsiniz. ***ilk avantajiniz bu***. kisa vadede kar etme savasina girerseniz, kaybetme ihtimaliniz yuksektir.

    4: bir pozisyon acarken, isler beklediginiz gibi gitmezse ne kadar para kaybedeceginizi tahmin edin. ornegin sirketin onumuzdeki donemde iyi bir urun aciklamasini bekliyorsunuz. yeni urunu piyasa begenmezse hisse ne kadar dusebilir, kac para kaybedebilirsiniz bunu bir dusunun. eger bu kadar para kaybetmeye hazir degilseniz, daha ufak bir pozisyon acin.

    5: eger bir mahkeme karari, ilac deneyi sonucu gibi, sirketin gelecegini buyuk capta etkileyecek bir olay varsa ufukta (ozellikle binary event), islerin kotu gitme ihtimaline karsi pozisyonunuzu hedge'leyin. ornegin put option alin. (bkz: #45000967)

    6: eger hissenin ya da opsiyonun alim satim fiyatlari arasinda ciddi farklar varsa, piyasa yeterince likit degil demektir. istediginiz anda cikamazsiniz. bu tarz varliklardan uzak durun.

    7: tek bir hisseye portfoyunuzde buyuk agirlik vermeyin. ozellikle volatile bir hisse portfoyu domine etmemeli.

    8: portfoyunuzun cogunlugunu belirli bir sektore (ornegin bankacilik) odaklamayin. o sektorde kotu bir sey olursa, sizin hisseler saglam olsa bile para kaybedersiniz.

    9: hisse alirken acele etmeyin. nakitte beklemek kotu bir sey degildir. sadece guzel bir firsat gorurseniz pozisyon alin. ozellikle borsa genel olarak sismis ise nakit candir. nakitte uzun sure bekleyebilmek, kucuk yatirimcinin profesyonellere karsi olan ***ikinci buyuk avantajidir***. bir fon yoneticisi, "su an tum varliklar asiri pahali, bir alim firsati goremiyorum, short etmek de fazla riskli, balon daha devam edebilir, gerekirse yillarca nakitte bekleyecegim" diyemez, ama siz diyebilirsiniz. bu avantajinizi kullanin. [edit: burda kasit butun parayi nakitte tutmak degil, bir kismini nakitte (faizde, bonoda) tutmak]

    10: eger hisse hali hazirda dusmekteyse, alimlarinizi azar azar yapin. cunku hisse dusmeye devam edebilir. hepsini en dipten almaya calismayin, tutturmaniz mumkun degildir.

    11: sirketin nakit durumunu kontrol etmeyi unutmayin. ozellikle ufak sirketlerde bu cok onemli. sirket harika bir urun yaratmis olabilir. ama eger siketin elinde hic para yoksa, kolay borc bulamiyorsa, dilution caninizi yakabilir.

    12: eger tezinizin hala gecerliligini koruduguna inaniyorsaniz sabirli olun. piyasa eninde sonunda kendini duzeltecektir.

    13: hangi hissenin takipcilerine sorarsaniz sorun, o hissede cok buyuk potansiyel olduguna dair size bir boğa hikayesi anlatacaktir. bu bias'larin farkinda olun. kendi due diligence'inizi yapin. tuyo ile is yapmayin.

    14: sirket hakkinda yeni bir haber ciktiginda, borsanin bunu fiyatlamasi gunler alir. bu yuzden gercekten olumsuz bir haber geldiginde erkenden pozisyonunuzu kapatarak zararinizi limitleyin. (bkz: stop loss) (bkz: #40580291)

    15: bazen kotu haberlere piyasa gereginden fazla tepki gosterir, bunlar alim firsatidir. tam tersi de satis zamani.

    tl;dr: (bkz: risk yönetimi), (bkz: value investing)
  • genelde yanlis bir zihniyetle yatirim yapilan yatirim araci. borsada islem goren sirketlerin hisselerini satin alirken su mantikla alirsaniz %80 para kaybedersiniz: "ben bugun bu hisseyi x liraya alacagim, sonra x+5 liraya satip kar edecegim." borsada kar etmek icin bu hesaplara giren kac kisi tanidiysam hepsi kar etmeyi birak ana parayi da kaptirmistir.

    halbuki yatirim boyle bir sey degil. dunyaca unlu borsaci warren buffet soyle der (tam tercume degil, yaklasik tercume): "paranizi bir sirkete yatirirken o sirketin borsada islem gormedigini farzedin. diyelim ki elinizde cokca para var ve boyle bir sirkete ortak olma sansiniz oldu. o sirketi satin alir miydiniz? eger cevabiniz evet iste o sirketin hisselerini guvenle alabilirsiniz, eger cevabiniz hayir ise o sirketin hisselerinden uzak durun."

    en basitinden gecen seneden beri sahip oldugum hisselerden bana en cok para kazandiran ford sirketini dusunelim. ford'un bugunku hisse degeri 17 dolar 57 cent. sirketin toplamda 3.94 milyar hissesi var; bu da sirketin toplam degerini 69.22 milyar yapiyor. diyelim ki (nerde o gunler) benim cebimde 70 milyar dolar var ve ford'a ortak olmak istiyorum. bu ortakliktan kar mi ederim zarar mi ederim? hesaplayalim bakalim...

    ford gecen sene 134 milyar dolar ciro yapmis ve 5.67 milyar dolar kar etmis. bununla birlikte ford'un bankada 16 milyar dolara yakin parasi var. ben cebimdeki 70 milyar dolari verip ford sirketini satin alsam sirketin bankadaki 16 milyar dolarini cikartinca su anki kariyla parami cikartmam 9 bucuk sene surecek. yerlesik ve surekli kari olan bir isyeri alirken paranizi 10 yilda cikartmaniz gayet makuldur. demek ki ford bugunden itibaren hic buyumese bile fiyati fena degil. tabi ki cebimizde 70 milyar dolar olmadigi icin ford'un hisselerinden aliyoruz.

    aciklama icin biraz basit bir mantik kullandim ama asagi yukari bu mantigi kullanarak borsada epeyce para kazanabilirsiniz. spekulasyonlara gelmek yerine bu yontemi kullanmak size cok sey kazandiracaktir. zaten profesyoneller de bu yontemi kullaniyor.

    not: su anda 17 dolar olan ford'un hisseleri gecen sene bir ara 8 dolara islem goruyordu. o zaman adamlarin piyasa degeri 40 milyarin altindaydi ve yillik 5 milyarin uzerinde kar eden sirketin hisselerini almak gayet makuldu. gecen sene bu sirketin hissesini alanlar bu yuzden epeyce kara gectiler. ford sadece bir ornek, bunun gibi bir cok ornek verilebilir.
  • menkul kıymetlerin el degistirdigi organize piyasa.

    tanimi yaptik.
    isin icindeyiz madem. biraz faydamiz dokunsun.

    kabaca anlaticam, halk diliyle.

    kisa vadeli yatirim yapmayin derler uzun vadede kazandirir derler. dogrudur. nedeni su, dukkanin basinda degilsen seni kazıklarlar ya. o hesap. isletme sahibi olanlar bilir; bir sirketin ne kadar zor idare edildigini, isini para kazanmak icin ne kadar sevmen gerektigini filan falan.
    hah isin bu degilse benim gibi, yani ekran basinda takip etmiyosan, finans, degerleme, fiyatlama, vs. vs. bilmiyosan. ve aldigin bir hisseyse kisa vadede bilmedigin bi ise atildigin icin para kaybedersin.. (hisse almak sirkete ortak olmaktir)

    uzun vadede de analizdi boktu pusurdu bilmesen bile, en azindan saglam duran sirketleri kestirebilirsin ve bi noktada cok kazanirsin.

    uzun vadeli sirket ornekleri verelim... bim mesela... turkiyede 3500 civari magazasi var. kac yilda yapti bunu 10 yil civari diyelim. bim'e herkes gidiyo. bimden ucuzu yok. buyuyo. bunlari gozlemlemek icin finansci olmaya gerek yok.. git al hissesini mesela

    coca cola sonra... sizce coca cola batar mi ?... bence batmaz .... sizce de batmaz di mi? heralde batmaz yani... bunun da hissesini git al ve tut...

    gibi gibi....

    uluslararasi hesabin var mesela... buraya kanyon'a apple acildiginda insanlarin manyak gibi sirf urunu gormek icin kanyona gittigini gozlemledin mi... git apple hissesi al... (2007de acildi yanilmiyosam o store ve apple hisseleri 1e 5 filan vermistir heralde)

    neyse bizim borsaya donelim...

    tupras sozgelimi... turkiyedeki en buyuk rafineri... sizce batar mi ? bence batmaz... petrol fiyatlarini degil... rafineri marji sirketin kisa donemli karini etkiler mesela... uzun vadede bisey olmaz...

    ford otosan mesela.... bise olur mu ? zannetmem, neden ? cunku heryerde trnin otomotiv ussu oldugunu okuyosunuz... argeyi ile buraya kaydiriyolar.... ulkenin jeopolitik avantaji var... git al..

    tofas... benzer sekilde... git al.

    aselsan... turkiyenin en buyuk savunma sirketi... batar mi ? batmaz...

    hani tabi ki butun sirketler batabilir.... ama bu yukarida saydiklarimin cogu savas cikarsa ya da benzeri bi olayda buyuk darbe alir batar, dagilir filan falan...o zamana kadar kim ole kim kala ... savas cikarsa paran zaten pul olur.. evini satamazsin.. bono alsan 3'un birini alirsin, mevduatin olsa devlet el koyar... yani butun yatırımların sıfıra koşma ihtimali var.

    kac tane saydim 7-8 tane. naaptik? sepet ... riskleri dagitmak icin 10'a sen tamamla... yani 10 hisseye yatirim yap... ok? riskleri dagitacaksin...

    o yuzden.... napicaksiniz... orda burda duydugunuz tuyolardansa olaya bildiginiz sekliyle bakacaksiniz... ama sadece uzun vadeli bakacaksiniz. tutacaksiniz.

    ole ben alim satim yapayim, cok para kazanayim derseniz. benim gibi sizden daha cok takip edenler ve sizden daha cok parasi olanlara cebinizdekileri birakirsiniz.

    kendinizi dusunun bu noktada ve ukalalik olarak gormeyin... yani uzmanlik alaniniza giren mevzularda sizden daha az bilenleri ama cahil cesareti olanlarin ne kadar akılsız oldugunu bilirsiniz. bu da oyle bisey iste...

    bide soyle soyleyim... kendi basina ogrenmeye calisanlari takdir ediyorum ama bu isin icinde olan biri olarak bi kere daha soyleyim... bunu kendi basiniza ogrenemezsiniz... kasmayin... utanmayin... gidin paranizi bilene emanet edin... a-tipi fon.. veya endeks fonlari veya veya benzer seylere...

    edit: imla

    bir de soranlar oluyo bu hisseleri mi alicaz diye... bakin dedim ki... kendinizce gozlemlerinizden yola cikin, aklina yatarsa al...

    ve is bu entrydeki hic bir yazilan yatirim danismanligi ya da tavsiyesi degildir.
  • kısa vadeli düşünür çok fazla al sat yaparsanız kumardır. uzun vadeli düşünürseniz arsa- gayrimenkul işi kadar sağlam bir yatırımdır. şöyle ki 2006 senesinde coca cola'nın 6 tl olan 1 lot bedeli bugün 54 tl'dir. 2006 senesinde coca cola gibi dünyanın en sağlam şirketlerinden birine 10000 bin lotla 60 bin tl vererek hissedar olan bir insan bugün parasının 9 katı değerine kavuştuğunu gördü. sektörünün en güçlü kağıtlarından mesela içecek sektöründe coca cola, otomotitv'de ford, yiyecek sektöründe banvit, demir çelik sektöründe kardemir, banka sektöründe yapı kredi ya da garanti, marketçilik sektöründe bim ya da migros gibi kağıtların her birinden 1000'er lot alıp riskleri de güzelce dağıtıp bi köşeye atıp 10 sene bekleseniz; 10 sene önce araba ve ev alamadığınız paraya ev ve araba alabilecek kadar iyi bir yatırım yapmış olduğunuzu görebilirsiniz.
  • türkiye söz konunu olduğunda coşması veya dibe vurması sokaktaki vatandaşı -doğrudan- etkilemese bile, sokaktaki vatandaşın yönlendirilmesi için kullanılabilen bir silahtır.

    şimdi bu borsanın %70'i yabancıların elinde. yani güç onlarda. birileri çıkıyor konuşuyor. sonra birden borsa tavan veya taban yapıyor... ulan bu borsa böyle bir şey mi? hisse senetlerinin değerini şirketlerin durumu, aktiviteleri falan da belirlemeli değil mi? ama kazın ayağı öyle değil. bu borsanın %70'ini elinde tutan adamlar türkiye'de ne konuşulacağını veya konuşulamayacağını dayatıyor. yani nasıl düşünülmesi gerektiğini belletiyor. işte bizdeki beygirlerin anlamadığı şey bu...

    yani adamların uzun vadede işine gelmeyen -mesala kemalizm, millet, ulus, bağımsızlık veya yürütülen kimi politikaların yanlışlığı vs ile ilgili- bir söylem olduğunda sıcak paradan birkaç milyar dolar çekiyorlar hooop bizim borsa hemen tepe taklak. bu durum hemen gazetelerde manşet oluyor. ama hikaye başka anlatılıyor. diyorlar ki "bu adam bunu dedi de borsa bunun için çöktü, istikrar mistikrar". bizim sokakta aç gezen dallama ise sanki borsa çökünce kendi emekli maaşı da düşüyormuş gibi bir afra bir tafra... gazetelerin, daha da doğrusu borsanın %70'ini elinde tutan sermayenin sözcülerinin gösterdiği hedefi lince başlıyor. aslında amaç linç edilen o kişinin şahsında bir duruşu linç etmek, ortadan kaldırmak. ama bizim dallamalar bunu bile anlayamayacak kadar körler...

    peki tersinde ne oluyor? adamların keyfi yerinde olunca -yani bütün emirleri tıkır tıkır yerine getirilince- borsa coşuyor da coşuyor. gazeteler de bu durumu hemen manşetlerine taşıyor ve sermayenin şakşakçılığını yapıyor. bizim sokakta aç gezen dallama ise borsa tavan yapınca sanki kendi karnı doymuş gibi seviniyor. yabancıların cebini besleyen bu politikaların devamı için gerekli halk desteği ise sermayenin işaret ettiği kişilerin ilahlaştırılması sayesinde sağlanıyor. istikrar mistikrar hikayeleri yani.

    ulan öküz! ulan gerizekalı! hani bizim vergiler bize yol, su ve elektrik olarak geri dönüyordu. hani o vergilerle istihdam sağlanıyordu... yollar berbat, su yok, elektrikler zırt pırt kesiliyor, istihdam mı o ne ki? peki nereye gidiyor o paralar? işte borsanın %70'ini elinde tutan o adamlara yat, kat, uçak oluyor... uzun vadede soyuluyorsun haberin yok!

    sen bunu anlama, sonra çık cumhurbaşkanı şunu dedi, genelkurmay başkanı bunu dedi diye borsanın düştüğüne inan, bu şahıslara ve de temsil ettiği kurumlara yüklen... hayır bunu yaparken de demokrasi, özgürlük falan diye geveliyorlar. farkında değiller ki kölesi olmuşlar sermayenin.

    bu beygirleri daha iyi anlamak için buyrun;
    (bkz: yoksa siz fasist misiniz/#11112112)
  • kimin harcı değildir, önce onu anlatayım müsaadeyle,

    1- ihtiyacı olan parayı kullanmayı düşünenin harcı değildir. bi' kere o para sizin için önem arz ediyorsa çok dikkatli olmak gerek.
    2- temel borsa bilgin yoksa uzak dur. en basiti; abd tarım dışı istihdam verisi nedir, endeks nedir, spekülasyon nedir bilmiyorsan uzak dur. doların yükselme grafiğinden ve birkaç dönemde dolardan kar etmenden dolayı özgüven gelebilir, borsa geniş geniş konuşmaya hiç gelmez.
    3- zaman yönetimini ayarlayamıyorsan, panik olmaya meyilliysen uzak dur.

    ihtiyacın olmayan parayla dolar alır gibi borsaya temel bilgin yokken dahi girmeye kalkışırsan en fazla durumu deneyimlemiş olursun. bist 30 endeksi başlangıçtır. buradan sakın şaşıp forumlardaki bilgilerle iş yapma. forum neydi sahi? hocam her hisse hakkında bilgi sahibi olabileceğin forumlar var. hisselerin kendilerine özel alt başlıklarında veri akışı anlıktır, küçük yatırımcıların hisse hakkındaki fikirleri filan vardır. bu adamlara güvenip iş yapma. neden?
    spekülasyon diye bişi var borsada. sen bi' hissenin düşmesini de, çıkmasını da, yatay seyretmesini de isteyebilirsin. çünkü sen hisseye düşükten girmişsindir zaten ve taleple birlikte fiyat da alış maliyetinden yukarılara gelmiştir. diğeri ise senden sonra girmiştir, yüksekten almıştır. işte o zamanlamada fiyat düşerse senden sonra girenin beklemesi gerekir. sen çıkabilecekken o kalmak zorundadır yoksa zarar yer. gördün mü, menfaatler çakıştı bile. hoş, küçük yatırımcının kağıtlara etkisi çok azdır ancak küçük yatırımcının kağıt üzerindeki beklentisi, havayı iyi koklayan adam için her daim yol gösterir.

    ...

    gelelim borsada ne yapmak gerektiğine;
    dedik ya, bist 30 hisseleri başlangıç için idealdir. işlem hacimleri çok geniş olduğu için spekülasyonlardan kolayca etkilenmezler. türkçesi; kar ve zarar durumları bist 100 altındaki kağıtlara göre daha azdır. bist 30 içindeki hisseler elbette ki lokal durumlara göre eksilip azalma gösterirler. beta katsayıları ne kadar yüksekse de borsanın geneline o denli etki ederler...

    diyelim ki bir hisseyi gözünüze kestirdiniz. sahi ne diye kestirdiniz ki?
    borsayla hiç alakanız olmadığı halde bir arkadaşınız mı tavsiye etti?
    elinizdeki parayla yatırım yapacaksınız ve seçenekleri içerisinde borsayı da mı düşünüyorsunuz?
    medya vasıtasıyla herhangi bir hisse ile ilgili olumlu havanın habere yansıması olarak hisseye girmeye mi karar verdiniz?
    borsa hakkında bir yazı mı okudunuz?

    sorular alabildiğine olsa da, borsaya girmek için bir nedeniniz vardır. etrafınızdaki insanlara borsaya gireceğinizi söylediğinizde ise şevkinizi haklı olarak kıracak tonla insan vardır. haklılardır çünkü siz borsa hakkında bilgi sahibi değilsiniz. zaman, para ve irade yönetimi hakkında en ufak bir fikriniz yok, temel iktisat bilginizin ötesinde borsa terimlerini bile bilmiyorsunuz. bir de bunların üzerine size akıl veren kişilerin de borsa hakkında en ufak bi' fikirleri olmadığını kabul ediyoruz. evet, bırakın türkiye ortalamasını; üniversite mezunları arasında dahi borsa hakkında ortalama fikre sahip insan sayısı yüzde beş bile etmez, çok ciddiyim. bilmediğiniz bi' konuda, bilgisi olmayan insanlara danıştığınızda nasıl ki size "borsaya girme, borsa para tuzağı" demeleri normalse, yine bilgi sahibi olmadığınız borsaya girme girişimi hakkındaki iradenizi, borsayı bilenler de kırmaya yeltenecektir. iki farklı seçenekten tek bi' sonucun çıkması, esasında borsanın oldukça komplike bi' sistematik olduğunun en büyük kanıtıdır...

    peki o halde çok ufak bi' azınlık neden hisse senedine ilgi duyar?
    elimde istatistiki bi' veri olmasa da açıkça söyleyebilirim ki, hisse senedini uzun vadeli alanlarla birlikte, kimi kısa vadeli yatırımcının dahi borsa bilgisi masaya yatırılsa vaziyetin boktanlığı hasır altı edilemez. borsaya giriş amacına ilişkin sorular vardı ya hani, düşünün ki tonla amaçsız insan ne yaptığını bilmeden kağıt alır, kağıt satar. içlerinde kar edenler elbette vardır hatta uzun vadede kar kaçınılmazdır. ancak bir yıl bekleyip elde edilen kar marjı ile kot pantolon da alınabilir, çok ciddi para yatırıp en fazla bi' motosiklet parası da kazanılabilir. bu durumda dahi er kişi şunu geçirir aklından; tonla parayı borsaya yatırdı da, bu yatırımın yerine gayrimenkul alsaydı dahi şu an kazandığı karın kaç katını kazanacaktı. ne diye hisse senedi aldı ki karı bu kadar ufak marjlı oldu?

    işte borsa, bilgisi olmayan adam için akıl karı bi' uygulama değildir, hiçbir zaman da olmayacaktır...

    peki o halde borsa nedir ulan, dediğini duydum. ben hisse senedini takip etmeyi iki seçenek üzerine ayırdım. başkaca ihtimaller de olabilir, neticede finans uzmanı değilim hatta eksik ve yanlış bilgi dahi veriyor olabilirim ancak amatör bi' adam olarak yatırım tavsiyesinde bulunmadan bi' kağıdın ne şekilde takip edilebileceğini kendi meşrebimce aktarmaya çalışacağım.

    ilk olarak borsa grafiklerinin öneminden bahsetmek istiyorum. günlük, haftalık, aylık, altı aylık, yıllık ve daha uzun süreli grafikler incelendiğinde gözümüze çarpan ilk şey zigzaglar olmalıdır. bu zigzaglar hiçbir sisteme dahil olmadan aşağı yukarı hareket ediyorlar gibi görünse de her gün tek tek incelendiğinde kağıdı aşağı ve yukarı çıkartan etmenlerin varlığı esastır. grafik bize duygusuz, hissiz, yalnızca matematiksel işleme dayalı bi' veri verir. öyle ki, bi' kağıdın belirli periyotlardaki dip ve tavan seviyelerini görmemizi sağlar. peki bu ne işe yarar? bi' kağıt altı aylık grafiğine bakıldığında en tepede seyrediyorsa bunun matematiksel olarak bi' karşılığı olmalıdır. yine aynı şekilde bi' kağıt bir yıllık grafiği içerisinde yeni dip seviyesini yakalamışsa bu veri de borsa takipçisi için bi' anlam ifade etmektedir. matematiksel veri hissenin o andan itibaren aşağı ya da yukarı hareketini anlamak için bi' yöntemdir ancak asla yeterli değildir. günümüzde yıllarını borsaya veren adamlar vardır ki, bu adamlar dahi yalnızca çok çeşitli matriks hesaplarının yapıldığı grafik programları üzerinden hisseyi yorumlamaya çalışarak alım satım yaparlar. düşünebiliyor musunuz; adam yıllarını yalnızca grafikler üzerinden devam ettirdi, oh mon diyöğ! peki iki yıllık bi' grafik incelemesinde hissenin aşağı ve yukarı yön hareketlerini çok iyi analiz ettik diyelim, bu durumda matematik hesabıyla ne yapacağımıza karar verebiliriz de, günlük hissiyat ne olacak? hani bi' hissenin artış ve düşüş parametresi beklenti ile ilgiliydi? bu yönteme hissiz demiştim ya, işte bi' hissenin matematiksel açılımını anlatan grafiklerin hissiz olmasının nedeni de budur. iki yılın en dibinde denilerek alım yapılan bi' hisseyi almaya teşvik eden şey, grafiklerde hissenin daha da düşme ihtimalinin zayıflığı üzerinedir. peki hisseyi arz eden şirketin günlük durumu ne olacak? düşünün ki şirket kar marjında zarar verdiğini duyurdu ya da beklentide olduğu bi' ihaleyi alamadı. grafikler yukarı diyordu artık ama piyasadaki genel beklenti yüzünden kağıt aşağı doğru inmeye devam etti. bu durumda salt grafikle alım-satıma sırtı vermenin mantıksızlığını anlatsam da bu parametrelerle yıllardır al-sat yapan traderlar dahi para kazanabiliyor, çok ciddiyim...

    ikinci husus ise içinde matematiğin olmadığı, duyum, bilgiye ulaşma, sezgi, piyasanın genel havası, yatırımcının genel havası, borsanın genel havası, ülkenin makro ekonomisinin genel havası üzerinden yapılan alım ve satımlar üzerinedir. her hisse açısından ciddi düzeyde haber takibi kaçınılmaz bi' yöntemdir. aldığınız hisseye ait şirket bi' işletme olduğuna göre, piyasanın durumundan etkilenecek ve dolayısıyla da kar/zarar durumu önceden aşağı/yukarı hissedilebilecektir. haber analizleri ve öngörüleriniz sonucu bi' hissenin yükselmesi için mevcut durumun kamuya malolması yani bilginin kamu ile paylaşılması neticesindeki "alım" sebebiyle hissenin fiyatı yukarı çekilir. siz havayı koklayarak önceden alım yaparsanız, beklenti sonucunda kağıdınızın değeri artar. ancak öyle ters bi' durum da vardır ki, hissenin yükseleceğinin bütün piyasaya yayılmasının başladığı an hisse zaten tavan fiyatına ulaşmıştır. o noktadan sonra, yani bi' hissenin fiyatının yükseleceği algısı ne zaman ki genel kamuoyu tarafından bilinir, o noktadan sonra yükselme trendi çoktan bitmiştir ya da bitmek üzeredir. ilk başa dönersek; hisseyi farklı gerekçelerde bilinçsizce alan tonla insan nedeniyle bu hisse fiyat yükselmiş ya da tepe yapmıştır çoktan. o noktadan sonra alım yapmanın anlamı yoktur elbette, ama her seferinde alım daha da devam eder, hisse şiştikçe şişer ve sonradan girenler neden hissenin fiyatının daha fazla yükselmediğini algılayamayacak kadar bilgisizdirler. peki havayı koklayanlar ne yaparlar? burada bi' parantez açalım, havayı koklayan en kurt borsa takipçileri dahi büyük yatırımcılar ve yabancı kaynaklar kadar net bilgilere asla ulaşamazlar. fiyat tepeyi gördüğünde alt fiyattan alış yapan büyükler ve kurt küçükler satış koymaya başlarlar bile. o noktadan sonra hisse tekrar aşağı yöne girdiğinde bilgisi olmadan hisseye giren küçük yatırımcının önünde iki seçenek vardır. ya hisseyi panikle satacak ve zararını minimize edecektir ya da uzun süre beklemeyi göze alarak kağıdın düşüşü ile birlikte karalar bağlayacaktır. bu örneği en iyi günümüzde doların alım trendi ile anlayabiliriz;
    düşünün ki dolar 2.40 ve alım yaptınız, bir hafta sonra 2.45 olduğunda daha fazla yükselmeyeceği beklentisiyle sattınız bile. televizyonlar ise dolar uçtu diye bangır bangır bağırarak hala davul zurna ile duyuru yaparak dolar alımı sağlıyor. ancak dolar iki gün sonra 2.46 oldu ve düşüş trendi başladı. tekrar 2.41 seviyesine kadar geldi bile. bu zamana kadar tepe fiyattan dolar alanların bi' kısmı tekrar ellerindeki doları daha da düşer beklentisiyle sattılar bile. siz de bunun bi' alım fırsatı olduğunu düşündünüz ve tekrar 2.41'den dolar aldınız. dolar ise bir puan daha düştü ve 2.40 direnciyle tekrar yükselmeye başladı, ufak yükselişlerle iki haftanın sonunda 2.45 oldu ve diyelim ki abd'den gelen tarım dışı istihdam verisinin pozitif olmasıyla birlikte aniden 2.48 oldu. siz bunun yine bi' satım fırsatı olduğunu düşünerek elinizdeki doları çıkarttınız ve medya yine "dolar uçtu" diye bangır bangır bağırıyor. öyle ki bi' tepe direnci dahi oluşmadı ve dolar artmaya devam etti, bir haftanın sonunda da 2.50'ye dayandı. tabi bu süre zarfında insanlar deli gibi dolar almaya ya da uzun vadede dolarda kalmaya devam ettiler ve derken tekrar düşüş trendine geçildi. dolar iki hafta içerisinde tekrar 2.46 seviyelerine geldi ve siz yine bunun bi' alım fırsatı olduğunu düşünerek dolar aldınız. akabinde dolar tekrar iki hafta içinde 2.52 seviyesini geçti diyelim ve burada duralım.
    bütün sürecin ortalama iki ay içerisinde olduğunu düşünürsek, kabaca al sat arasındaki farkı da görece sabit kabul ederek şöyle bi' hesap yapalım;

    2.40 alım 2.45 satım: 5 kuruş
    2.41 alım 2.48 satım: 7 kuruş
    2.46 alım 2.52 satım: 6 kuruş

    iki ay içerisinde 19 kuruş getiriden ortalama 4 kuruş alım satım masrafını düşsek; 15 kuruş karınız oldu.
    diğer taraftan, aynı dönem içinde doları 2.40'tan alan bi' kişi de uzun vadede elinde tutarak iki ay sonunda 2.52'den dolarını bozdurdu.
    12 kuruş karın 2 kuruşunu alım satım masrafı olarak düşsek, 10 kuruş kar etti.

    buradaki hesap üzerinden borsadaki duruma geçecek olursak; doğru zamanda bütün parametreleri göz önüne alırsak borsadaki kazanç dolara göre kat be kat fazla olabilir. çünkü an itibariyle dolar zaten olmadığı kadar dalgalı bi' şekilde seyrediyor. normal zamanda böylesi bi' dolar seyrinden kar edemediğinizi de gözünüzün önüne getirin. işte borsada doğru hamlelerle buradaki kar/zarar tablosundan çok daha fazlası oluşturulabilir. riski şudur; dolar parametresinin yükselme ve düşüş grafiği gibi küresel ve ulusal hareketlerin tahmin edilebilirliği daha düşüktür yani bi' hisse senedinin neden yükseldiği ya da neden düştüğü üzerinde dolara patlatılan kafadan çok daha fazlası gerekmektedir. çünkü kağıdın düşmesi için spec denilen büyük amcalar özellikle bazı kağıtlarla top gibi oynayabilme gücüne sahip olabilir, çünkü hiç beklenmedik bi' haberle anında satış reaksiyonu dağ gibi büyüyebilir, çünkü hissenin ait olduğu şirket elim bi' kazaya uğrayabililir; bütün bunlar borsa yatırımcısına saç baş yoldurtabilir...

    diğer taraftan şöyle de bi' yöntem var; fazlaca insan eline geçen gereksiz paralarla hep aynı türden kağıdı alarak bi' anlamda kendilerine emeklilik fonu yaratırlar. grafikler incelendiğinde özellikle büyük şirketlerin uzun yıllar içerisinde zarar durumunda olma ihtimali oldukça düşüktür. bu nedenle sağlam bi' hisseye 20tl den girersiniz, bi' sene sonra hisse başı birim fiyatı (lot) 22 lira olur, diğer sene 25 lira ve bu yönde ilerler. siz her sene ufak paralıklarla sık sık topladığınız hisse üzerinden on yılın sonunda hisse fiyatının 60 lira olması ile kardasınızdır bile. aynı paraya tek seferde arsa alamazsınız, gayrimenkul de alamazsınız. paranızı dövizde tutmak ya da faizde tutmak da borsa kadar kar getirmez...

    bu entariyi vaktim olursa editleyerek geliştirmeyi düşünüyorum bakalım. ve bilgi birikimimin altında gözyaşı ve kayıpların olduğunu da ekliyorum, çok net bi' şekilde hatalar yaptım ve bedelini de ödedim işin aslı.

    son kertede; borsa cidden bi' noktada zeki adamın işidir. bu zeki adam bilgiye yatırım yaparsa her bi' aşamayı tecrübe ederek borsadan artı değer kazanabilir, bunun dışında uzun vadeyi saymazsak borsadan para kazanmak neredeyse imkansızdır...
  • gerekli bilgi ve tecrübeye sahip olmayanların kesinlikle uzak durması gereken dalga.

    dün hurriyet.com.tr'de şöyle bir yorum gördüm: "2 ay önce evimi sattım, kelepir fiyattan beşiktaş hissesi aldım, 10 gün önce bu hisseleri satıp 3 ev ve 1 araba aldım. allah borsaya müşteri, cebimize bereket versin" bu şahsiyetin yaptığı işi rakama dökelim: nisan ayı başında 100.000 adet hisse almış olsun.(hisse başına 1,60 tl'den 160.000 tl eder) bu hisse mayıs sonunda 14,60 tl'ye kadar yükseldi (şampiyonluk beklentisi, manipülasyon vs.) bu fiyattan sattığını düşünelim. eline geçen para 1.460.000 tl (açık yazayım, bir buçuk trilyona yakın) karı 1.300.000 tl.

    şimdi, bu 1.300.000 tl'yi kim finanse etti? bu para nereden geldi? cevap vereyim, yeterli bilgiye sahip olmadan borsaya para yatıran amatör/küçük yatırımcıdan geldi. bu işin kurdu, daha doğrusu piçi olanlar şampiyonluk beklentisi adı altında beşiktaş hisselerini şişirmeye başladı, yükseldiğini gören küçük yatırımcı hisse almaya başladı, sonra başkaları, sonra daha başkaları, hisse aldı başını gitti. bu işi başlatanlar ellerindeki tüm hisseleri satıp çıkıp gittiler. şu an itibarıyla beşiktaş’ın hisse fiyatı 6,20 tl ve daha da düşecek. bu işten zarar etmiş binlerce küçük yatırımcı var ortada. bunların kaybettiği para, hurriyet’te yorum yapan adam gibilerine 3 ev ve 1 araba aldırdı.

    bu işe girecek olanlara birkaç tavsiye vereyim: kısa vadede kullanacağınız parayı kesinlikle borsaya sokmayın. bu işi öğrenene kadar çok küçük bir meblağı borsaya sokup (gözden çıkarıp) yüzde hesabıyla bu işi ne kadar öğreniyor olduğunuzu tartabilirsiniz. en az 2 kriz dönemi yaşamadan borsaya büyük para sokmayın, hele hele mal mülk satmaya hiç kalkmayın. ondan bundan duyduğunuza inanmayın. günlük al-sat yerine, uzun vadeli yatırımları tercih edin. manipülasyonlardan korunmak adına ulusal-30 hisselerinden şaşmayın.
hesabın var mı? giriş yap