• bazıları paraları olmasına rağmen sırf gevşekliğine vermiyor. illa isteyeceksin, "ya bana şu kadar borcun vardı, bla bla". sonra birden hatırlamalar falan, nasıl da unuttum hay benim allah belamı versinler... lan nasıl bir yüzsüzlüktür bu amına koyim. ben verdiğim parayı geri isterken bile on kere düşünüyorum, sen cebinde para olmasına rağmen borcunu vermiyorsun. paşa çocuğuz sanki.

    işin kötüsu bu insanlarla aynı evi, aynı iş yerini paylaşmak. versen olmuyor vermesen olmaz, dil dursa hakim bey, tende can... neyse benim de allah belamı versin. şimdi bu götverenin biri de benim ev arkadaşım. yaşadığımız şehirde nakit para karşılığı ulaşım yok, kent kartın olacak. bu lavuk da inatla almıyor o karttan. hani bunun ideolojik sebebi olsa, belediye ve kart sistemine tepki gösteriyor desen eyvallah. anarşist ruhuna saygımdan alttan alırım ama yok tamamen koca götlüğünden. ben sık sık şehir dışına çıkan biriyim, çıkınca da benim kartı istiyor. ne zaman versem içinde de minimum 10 tl olur... aradan 3-5 gün geçiyor geliyorum eve o kartı istemeden alamıyorum, bu bir. ne zaman otobüse binsem bakiyem yetersiz oluyor, bu iki. daha o kartı dolu verip de dolu almadım... üstüne bak olm böyle olmuyor bik bik diye söyleyince de amma kıymetli kent kartım varmış oluyor, bu da üç... senin de nankör zihniyetinin de amına koyayım, bu benden dört!
  • sene 2010 işe yeni girmişim. çok şükür iyi de para kazanıyorum. işe gireli 3-4 ay olmuşken liseden arkadaşım sms attı. keşke beni halimi sormak için aramış olsaymış ama okulu uzatmış babasına da söyleyememiş. adamla aynı sene girdik, ben bitirdim o 1.5 sene uzattı. 3 defa yaz okuluna kaldı, haliyle babasından istemeye yüzü yokmuş. olmaz tabi ben ders çalışırken sen imdb top 250yi hadım ediyodun. spartacus, house, lost hepsini izliyodun. peste acımasızca 4-5 atıyodun bana ibiş !

    neyse 1-2 dersin kredisini ödeyecek kadar paraya ihtiyacı varmış. lan dedim açtım aradım. mesaj mı atıyorsun bunun için ıkınıp sıkılıyorsun, ne kadara ihtiyacın var dedim kahramanca. eski dost ya okuyana destek olayım ya. işte herkesten bir miktar istiyomuş 100 yeter dedi. lan olum dedim ne kadara ihtiyacın var. 200 kaldı. para birimi de vermiyor puşt. ne kakalasam iyidir mi diyor nedir?

    neyse işte yaptım eftyi. işini hallettim dostumun. mutluyum o gün. gel zaman git zaman aradan çok vakit geçti. mezun oldu işe girdi. ben askere gittim geldim. aradan 3 sene geçti. beni hiç aramadı. sevgilimin de arkadaşı, onu da aramadı. lan askerdeyken ara kızı bari, n'apıyosun ihtiyacın var mı bir şeye de. para yüzünden aramaya çekindiysen, günde 20 kuruş kenara koyar öderdin çoktan..

    yüzsüz pislik. hatta 200süz :(
  • kendi keyfi için dışarıdan bi şey aldırıp parasını ödemeyen şerefsizdir.

    ev arkadaşım mesaj atıyor: "gelirken sigara al, parasını vereceğim." alıyorum bir winston box. eve geliyorum veriyorum, teşekkür ediyor. teşekkür ettiği o anda parayı vermesi gerek. bekliyorum bir süre, muhabbet edermiş gibi davranıyorum, vermiyor. gidiyorum ben de. şimdi ben 7 tl'nin hesabında değilim ama kimsenin sigarasını da ben almak zorunda değilim. arkadaş dese ki durumum yok borcum olsun ben zaten unutur gider, sonrasında da kendi hatırlatırsa bi ara onun da bana başka bi şey alabileceğini söylerim. 7 lira da istenmez ki. gerildim sözlük.

    edit: kovduk gavatı evden.
  • anlayamadığım insan tipi. ödeyemiyorsan en azından gel konuş, derdini anlat. en ufak bir mahcubiyet belirtisi göstermeden yavşak yavşak sırıtmak ne oluyor? borç vermeyin. parasını sikeyim de insan katil falan olur.
  • öğlen öğlen yarama tuz bastınız suserlar

    hangi birini anlatayım?

    bunlardan birisi nişanlanacağım zamanda bana ulaşmıştı.bende malımdır üzerinize afiyet "naber kardişimmm" diye telefonu açınca sevindim, dinlemeye başladım.adam sıkışıktı,çalıştığı yerden maaşını alamıyordu ,evde kavgalar başlamıştı vs yani paraya ihtiyacı vardı.öyle çok zengin adam değilim ama yağmasam da damlarım,o ay ki evin kirasını hiç düşünmeden verdim.ailesi var sonuçta,ben bekarım,ihtiyacı var adamın.

    haftaya ödeyeceğim diyerek,allah razı olsun nidalarıyla kapattı telefonu.eft yi yaptım. haftaya dediği süre üzerinden 1 ay geçti.tam sövüyordum "ulan kira parasını

    verdim amk,insan haftaya demez ay başında der ona göre plan yaparım" diye.bir hışımla hal hatır babında aradım.özür diledi "abi işler yoğundu,teşekkür de edemedim,pazartesi yolluyorum,çok makbule geçti" diyerek kapattı.bende utandım tabi "ulan adamın vakti yok,bak teşekkürde edecekmiş,bende sıkıştırıyorum,ne göt ne ibne adamsın,ne art niyetlisin " diye kendimi skiyorum

    nişan zamanı geldi,dişimden tırnağımdan arttırıp yüzüktü,yok nişan bohçasıydı vs aldım. (yelloz yüzüğü beğenmedi,sattı sonra,takılarıda iade etmedi o bambaşka bir mallık hikayesi)

    e para lazım...utana sıkıla aradım (öyle de bi insanım,ben niye utanıyorsam)

    yine pazartesiye söz aldım.

    aradan 12 pazartesi geçti

    yaz geldi ,ayvalık fotoları profilde uçuşuyor.ben hayatımın kazığını yemişim sevdiğim kadından alkole gömülmüşüm.herkes mutlu mına kodumun yerinde,ben evde bir karış sakal,don atlet sadece alkol ile yaşıyorum,bir kişi de öldüm mü kaldım mı diye aramıyor,o kadar siliğim o sıralar

    üzerine 1 sene daha geçti.

    baktım allahın günü onlayn ibnetor feysbukta,ama selam sabah yok

    en son dayanamadım "ulan nerede ise 2 yıl oldu ,ayıp yahu" diye ben yazdım

    cevap :

    "haklısın abicim,ne desen haklısın,işler kötüydü,yan battı çamura battı,bu hafta ayarlıyorum" dedi...aylardan 2014 şubat

    şu an eylüldeyiz

    gün geçmiyor ki pezevengin profilinde bodrumda keyif fotoğrafları,ayvalıkta balık keyfi,hayat çok güzel mesajları atılmadan geçsin

    bir diğeri

    eski iş yerimde ki eleman , kız kardeşine okul hediyesi almak için windows tablet aldı,kredi kartı ile ben ödedim.birazını elden verdi ,şimdi telefonlarıma bakmıyor,ölü taklidi yapıyor ,yanına gidince de "kanka kanka kanka yheaa" diye ağız yapıyor" profiline baksan ciks ortamlarda boy boy resimler,pariste check -in ler uçuşuyor amcık kafalının (çok gaza geldim burada)

    he bu arada hayatımda öyle bir eli yağda bir eli balda bir adam değilim, işten çıkarıldım,iş bulamadım,borçlar aldı yürüdü,asosyal yaşantıya başladım,sigara alacak para bulamadım,sarma sigaraya geçiş yaptım,aracımı sattım,aldığım tazminatı aileye hibe ettim.bir kişi de "al sana şu kadar borcum var" ya da "borç vereyim" demedi.ulan nasılsın diyen bile olmadıüşenmedim alt alta yazdım ne kadar alacağım var diye ,20 bini geçiyor.yağmasam da damların diyen adam ,elaleme 20 bin lira dağıtmış,bir kere bile art niyet
    gütmemiş,skilmelere doymamış.

    elden 3 bin lira borcum var,selam veremiyorum,yüzüne bakamıyorum adamların laf sokacaklar diye.bir de borç alanlara bak,dünya skine minare götüne hepsinin.

    eh adaletini skeyim dünya,arkadaş diye dolanan vampirleride skeyim,ulan birisi ağzıma çaksa iki tane,o vicdan denilen yerimi skse ,hiiiç sıkıntılara girmeyecektim.ama

    işte "dünya iyi olsun,insanlara iyi olayım" diye diye benim gibileri rayından çıkartıyor insanlar.

    ...al işte şimdi de selim aradı,borç istiyor...ulan hayır yokta diyemiyorum,yalan huyum yok.tam kötü gün dostu yapmış ibneler beni,nesilden nesile çete bunlar,kesin birisi fenerle gösteriyor beni,bunun başka bir açıklaması olamaz

    not : bu örnekte ki adamların birisi dindar,akp manyağı ,birisi gezi zamanı boy boy "hak adalet eşitlik hırsız varrr" narası atan biri.yani bu işin dini imanı boku püsürü yok,düzen böyle artık,tuttuğunu skiyor aziz milletim
  • orospu çocuğudur, net. olmayan karakterini senin.
  • geçen yıl nisan ayı başında eski bir arkadaşım, şirkete alacağı bir makine için çok sıkıştığını, 30bin lira istediğini söyledi. ben de o kadar açıkta para olmadığını, 20k kadarını gönderebileceğimi ama bana net bir vade belirtmesini söyledim. fakat yoğunluğum var, birkaç gün salladım. her gün arayıp yalvarmaya başlayınca gönderdim. paranın yarısı da babamın hesabındaydı, oradan gönderdim. 1.5 ay sonra ödeyeceği şeklinde anlaştık.

    neyse aradan 1.5 ay geçti, sormadım. 1 hafta sonra, hatırlattım. işyerinin ruhsatında sorun oldu, üretim yavaşladı vs... neyse tamam deyip ay sonuna kadar 3 hafta daha vade istedi. gel zaman git zaman, aradan 4 ay geçti. bilmem nerede arsa var, onu vereyim dedi. kabul etmedim çünkü arsa problemli.

    sorun da şu ki; ben sormazsam adam arayıp haber vermiyor. borç idare etmek başka bir şey.

    her ay 1 kere arayıp sormaya başladım, mesajlara dönmüyor,telefonlara bakmıyor. bi kere seriye bağladım, sürekli aramaya başladım. yetmedi, bunun ortağını arayınca açtı. sen arayınca kötü oluyorum, açmıyorum vs... tabi o ara, bunun restoran açtığını öğrendim. adres istedim vermedi. gelme, kavga ederiz boşuna vs... restoranı nasıl açtın deyince de verdiği cevap "sana parayı vermek için açmak zorundaydım, zaten borçla açtım zaten vs..." şeklindeydi. allah belanı versin...

    aradan tekrar 2 ay geçti, aradım yine yanıt vermedi. mesaj attım, mesajı görmüş olmamak için bildirimlerden silmeye başladığını anladım. birkaç hafta sonra, farklı bir numaradan bana bayram mesajı atınca, aslında diğer numaradan beni engellediği ortaya çıktı. diğer numarayı arayınca bilinçsiz bir şekilde telefonu açtı, parayı istedim dedim, "iş tutarsa vereceğim, yoksa bekleyeceksin, kusura bakma" diye üste çıkmaya başladı. "iş tutmazsa ne olacak" diye sorunca da, "o zaman yok" diye de ayar vermeyi ihmal etmedi. o dakikadan sonra da fişi çektim ve kaba kuvvetten avukata kadar neler yapabilirim diye düşündüm ve icra avukatı bir arkadaşımı aradım. kendim borç aldığımda bırak üste çıkmayı vade yaklaşınca elimde defter hesap yapan birisi olarak, borç verdiğim birinden böyle muamele görünce hala düşünemiyorum. kaldı ki iş hayatında herşey değişkendir, arayıp izah etse belki yine ötelerdim.

    icra avukatı olan arkadaşıma "eti senin kemiği benim. zaten vermeyecek. alabildiğin kadar al" deyip detayları ilettim. avukat elemanı aradıktan 15 dk sonra, elemandan bana "yarın paranın bir kısmını yatırıyorum" diye sms geldi. avukattan da hiç bahsetmiyor. yarın demesine rağmen, 3 gün sonra paranın sadece üçte biri geldi. kalanını sorunca da, gelecek ay sonunda kalanını kapatacağım dedi. mayıs ayı başındayız, haziran sonu diyerek 2 ay daha takıyor özetle. avukat, biraz daha sabret dedi. haziran ayı ortasında sordum, "ay sonu demiştim" diye tekrar üste çıktı. ay sonuna 3-4 gün kala sordum, "ay sonuna planladım, acele etme" dedi ve tabi ay sonunda yine ödemedi ve telefonlara bakmadı. avukat işi takip ettiği için, devam et dedim. avukat aradı, paranın 3te birini yatırdı yine. zaten 3te ikisini alınca, aradan çekilip tamamen avukata bıraktım. avukattan doğrudan icra tehditini görünce, beni aramaya başladı. açmadım, avukatı arayıp hayatı boyunca avukatla muhatap olmadığını söyleyip bana baya bela okumuş. birkaç hafta daha sürecin sonunda da, kalanı yatırıp "bitti borcum" diye mesaj attı bana ve bitti. 1 yılda yıprandım resmen.

    bu kadar şeyden çıkardığım birkaç ders var:
    - borç verdiğin insan, iş kurmuş ve bunun için istiyorsa asla para vermeyeceksin. seni riskine ortak ediyordur.
    - yüklü miktarda veriyorsan, açık açık konuşup senet ya da ipotek alacaksın. değilse gitsin bankadan alsın faiziyle. bankanın vermediği kişiye, ben niye veriyorum diyeceksin.
    - küçük miktarda bir borç ise de gitmiş gözüyle bakacaksın, geri gelirse sevineceksin.

    okuyanlara ders olsun bu entry.
  • özellikle ödemeleri konusunda çok hassas ve aldığı borcu satır satır bir yerlere not etmeyi alışkanlık haline getirmiş insanları cidden rahatsız eden tiplerdir. mesele ödeyememekse bunu alacaklıya bildirmek, zaman istemek veya borcu ödeyemeyeceğini bildirmek gerekir. ama ödeyebileceği halde ödememek, sallamamak, unutmak, aptala yatmak vs. miktar ne olursa olsun (1 tl bile olsa) karşı tarafta rahatsızlık yaratır. çünkü bu sefer alacaklı kendini göt oğlanı, enayi, gerizekalı vs. gibi hisseder. zaten böyle bir durumda arada ticari ilişki de yoksa alacaklıların %75'i borcu hatırlatmaya utanır aradaki samimiyeti yıpratacağı veya ayıp edeceği korkusuyla. ha alacaklının maddi durumunu etkileyecek bir miktar değilse "amaan çok da fifi" der ama ne olur, durduk yerde özensiz bir insan olarak hafızalara kazınırsınız, daha sonra bir emtia ya da para istediğinizde hakkında "gene takar bu bana" diye düşünülen insan olursunuz, ne gerek var. ki yazarlar bu insan hakkında daha neler neler yazmış, şahsen bu sıfatlara layık görülen bir insan olarak anılacağıma nutella bütçemden keser yine öderim valla :)

    edit: şu an borcunu ödemeyen yapraklar tarafından hunharca eksileniyorum. hem milletin iliğini kemiğini sömürün hem bu başlıkta yazanları eksileyin.
  • "kaçmıyoruz ya" kelimesi ağızlarında pelesenktir.

    kaçmaz ama borcunu da vermez. boklu bir değneğe benzer. istersen darılır, istemezsen de alamazsın.
  • eminim birçok kişinin bu insan tipiyle ilgili bir hikayesi vardır ; ama amerika'nın tennessee eyaleti columbia şehrinde yakın zamanda bu insan tipinin belkide en orjinali olmaya aday bir doktor var:suellen lee .. öyle bir doktor düşünün ki aldığı 300.000 $ borcu ödememek için borç aldığı kişiye ve hatta genetik diyerek kızına demans tanısı koyan ..(bilindiği üzere demans; bunama olarak adlandırılır ve zihinsel becerilerin zayıflaması durumudur...)

    ----------
    her şey 2018 eylül ayında tennessee department of health 'in 100'den fazla disiplin cezası içeren disiplin raporunun halka açıklanmasıyla gün yüzüne çıktı..kayıtlarda ismi verilmeyen ama "e.w." olarak geçen bir hasta var..
    e.w.'nin iddiasına göre 25 senedir hastası olduğu doktor suellen lee'nin kliniği mali açıdan zor bir dönemden geçerken; suellen lee kendisinden 300 bin dolar borç aldı ve artık ödemesini istediğinde kendisinin varlık kayıtlarına erişmesine engel olacak "demans" tanısı koyduğunu söyledi; hatta lee'nin e.w'nin kızının da erişmesini engellemek için hastalığı kızına da aktardığını belirten bir teşhis koyduğundan da bahsetti...

    sonunda durum, tennessee tıp fakültesi heyet kurulu'na geldi ve lee herhangi bir tıbbi muayene ya da ikinci tıbbi görüş bildirmeden teşhis ettiğini itiraf etti ve işinden davanın sonucunu beklemeden gönüllü olarak emekli oldu...olay halk bazında yayıldıktan sonra kendisiyle bir röportaj gerçekleştirilen lee " olayın e.w.'nin bir tuzağı olduğunu ve kendisine demans olduğunu düşündüğünü söylediği için e.w'nin kendisinden intikam almak için tüm bu olayları kurduğunu iddia etti...ayrıca lee, emekli olmanın şartlarını kabul etmesinin tek nedenini; devlet avukatlarının, davada sunulan olgulara itiraz etmesi halinde asla kazanamayacağını söylediği için olduğunu iddia etti.."
    fakat tennessee tıp heyeti kurulu daha sonra teşhis konan e.w ve kızına yapılan incelemelerde demans tanısına rastlanmadığını ve lee'nin "orantısız veya uygun olmayan büyüklükteki hediyeleri reddetmesi gerektiği yönündeki hükümleri" ihlal ederek profesyonel olmayan, onursuz ve etik olmayan davranışlar yürüterek devlet kurallarını ihlal ettiğini belirtti ve bu kararın tennessee eyaleti halkının sağlığını, güvenliğini ve refahını korumak ve kamuoyunun tıp mesleğinin bütünlüğüne olan güveninin korunmasını sağlamak için alındığını bildirdi..

    ayrıca devlet kayıtları, lee'nin, hastanın mali temsilcisi olan edward jones bank'a hastaya demans tanısı konduğunu belirten ve hastanın hesap kayıtlarını donduran mektubu yolladığını doğruluyordu..
    ---------
    dava henüz sonuçlanmasa da tüm kanıtlar ve taraflara bakıldığında borcunu ödememek için borç aldığı bir insana ,hastasına bunama teşhisi koyan bir doktorun olması borcunu ödemeyen insan tipinin nirvanası sanırım...

    kaynaklar ;
    tennessean
    columbiadailyherald
hesabın var mı? giriş yap