• feridun düzağaç'ın gavurcası.
  • izlediğim bir röportajında soru soran kişiye;
    'siz istanbul diyorsunuz, ben constantinople'a geliyorum' diyen, bence gereksiz bir şekilde yüceleştirilmiş şahsiyet.
    edit: böyle bir cümle kurmasaydı da kanaatim bu yöndeydi.
  • samimiyetsizlik paçalarından akar. hakkından south park gelmiştir zaten.

    delikanlı adam arıyorsanız ;

    (bkz: tom morello)
  • "türkiye'de konser vermek için neden bu kadar geç kaldınız?" diye soran gazetecilere, "daha önce türkiye'ye gelmememiz için gerçekten geçerli bir sebebimiz yok. daha önce türkiye'de olmadığımız için utanç duyuyoruz" şeklinde bi yanıt vermiş lsdfjlsdkjfls. tabi sizin yaşınız pek tutmadığı için, neye gülüyo bu dallama dediniz. ya bu adamların ülkemize gelmemesi üzerinden on yıllardır ekmek yiyen sik kafalı bi kitle vardı siz bilmezsiniz; karılı kızlı her ortamda, sinsi gibi lafı konserlere getirir, sonra da bono üzerinden, onun ülkemize gelmemesi üzerinden, boktan bir insan hakları vaazı verirlerdi. siksote entelektüel bir edayla kafa siker dururlardı. yani bi ben çözdüm hacı havaları filan. çok merak ediyorum, dün akşamdan beri ne yapıyorlar acaba? kimin sikine sarılacaklar artık bu konularda?

    ben o yıllarda da, şimdi de hep aynı şeyi söyledim. evladım dedim, bu bono'ya monoya öyle çok bel bağlamayın, bunların işi goygoy, mala davara faydası olmayan, para için yaşayan adamlar bunlar dedim. siz ekmeğinize bakın. bak onlar malı götürüyor, sonra senin için çok geç olacak dedim. demedim değil. ama sözüm para etmedi. bak, ilk stadyum konserinden bu yana on yedi yıl olmuş ve gerçek ortaya çıktı. on yedi yıldır girdiğin her ortamda, "abi bono niye gelmiyo ülkemize? çünkü insan hakları yok bu ülkede, siz hala şeyapın" filan diyerek, milletin kafasını siktin. oldu mu yani bu? nasıl telafi edeceksin bunu? yoksa yeni bir goygoycu mu bulacaksın kendine? şu haline bak, kırk yaşındasın, kafanın keline bakmadan saç uzatıp, cihangirde hala aynı mavalı okuyosun. yazıklar olsun sana. daha bu bono napsın seni aymak için? gelip evet oyu mu kullansın? cihangir kafelerinde yanındaki manitaya mı sarksın? napsın la adam?! hayır, zaten zor tutuyorum kendimi şurda hazine bonosu filan diye espri yapmamak için, beni daha fazla meşgul etmeyin. bir politikacı, bir de bu şarkıcı, türkücü tayfasına çok bel bağlamayın. peşlerinden koştura koştura gidip ayran budalası gibi ağızlarının içine bakmayın! mallık yapmayın lan!!! satarlar işte böyle sizi. ayazda kalmış it yavrusu gibi kalırsınız ortada sahipsiz. bonoymuş! gördünüz işte ebenizin bonosunu. yarak kafalılar!

    var mı la yeni nesil şarkıcı grup filan hala bu muhabbetten ekmek yiyen? ben ortamlara girmeyeli çok oldu, özelden söyleyin bana öyle şarkıcılar varsa.
  • devlet bonosu olmuştur.
  • gelmiş geçmiş en sevimsiz ve samimiyetsiz müzisyen.

    daha çok değil birkaç sen önce "türkiye insan haklarına saygılı bir ülke değil. ermeni soykırımını kabul etmeli, kürtlere özgürlük vermeli. türkiye bu koşulları düzeltene kadar u2 orada konser vermeyecek." şeklinde bir açıklama yapan (aman tanrım u2 ülkemi beğenmedi, hemen kafama sıkmalıyım) bu adam değil miydi? (şehir efsanesi mi yoksa bu lan)

    şimdi bu adam gelmiş başbakanla özel makamda görüşüyor, o istedi diye boğaz köprüsü trafiğe kapatılıyor. gülsem mi ağlasam mı bilemedim.
  • mesela; görüştüğü başbakanın metal işareti yapan gençlere bakış açısını biliyor mu bono? bilmiyor. müziğiyle hitap ettiği gençlerin başbakan gözündeki yerini biliyor mu? halkına "ananı da al git" dediğini biliyor mu? başbakanın teorisi olan demokrasi ve laiklik arasındaki manyetik ilişkiyi biliyor mu bono? bilmiyor... bu bilmezliği ile `her gittiği ülkenin başbakanıyla görüşen aktivist rockçı` diyebiliriz kendisine. zaten hep bir b.k bilmeden konuşuyor. e o zaman akılcılığı bırakıp, kendisini de kabullenebiliriz. bu dünyanın türlü saçmalığına, sahteliğine göz yumuyoruz; yeni trend bu: görmezden gelmek; böylelikle bono'nun bulunduğu konumu aslında haketmediğini görmezden gelebiliriz.

    bırakalım bono'nun iki yüzlülüğü southpark'ta kalsın. emperyalist ülkelerin ve yarı kör halkının günah çıkarma simgesi maskotunun gelenekçi bakış açısıyla "her ülkenin başbakanı ile görüşmeye devam etmeliyim" hevesini anlayışla karşılayalım.

    ey türk gençliği! bu kaç?
  • bono bir gün yardım amaçlı bir konser veriyormuş. konser sırasında seyirciye muhabbetle bakarken, bir yandan da belirli bir ritmde elini çırpmaya başlamış ve demiş ki; "biliyor musunuz, her elimi çırptığımda afrika'da bir çocuk ölüyor"... o sırada seyirciler arasında bulunan adanalı bir vatandaş bağırmış; "çırpmasana o zaman orospu çocuğu".
  • şu constantinople deyişinde, hiç art niyeti olmayan, tanımadığım, dinlemediğim bir adam. söz konusu videoyu izledim yalnızca. adam istanbul'un, dünya üzerinde başka hiçbir şehrin taşımadığı tarihsel zenginliğinden söz etmiş. siz istanbul'da yaşıyorsunuz, ben ise constantinople'ü de, istanbul'u da göreceğim, şehrin eşsiz tarihi tadacağım demiş. ne var bunda allah aşkına. aranıyorsunuz yemin ederim.
  • george clooney, bono hakkında " siz george w. bush a karşısınız, o* ise sürekli birlikte takılıyor, nasıl oluyor da ortak fikirdeyiz diyebiliyorsunuz, (bir öncesinde bi dolu artist saymıştır) saydığınız artislerin arasına koyuyorsunuz?" diye sormuştu katrina kasırgası mağdurları için para toplama kampanyasıyla ilgili.
    george clooney de "yardım toplamanın iki yolu vardır; ya bizim gibi bolca protesto edersiniz, propoganda yaparsınız 3-5 milyon dolar toplarsınız, ya da bono gibi akşam başkanla yemek yer sırtını sıvazlarsınız aynı parayı alırsınız üstelik cebinizden çıkmadan, bence saydığım adamlar arasındaki en faydalı adam" demişti kendisi için.

    not: miktarlar farazidir.

    özetle çook politik bir adamdır. her nabzı kendi istediği şerbeti alması için ikna edebilir, o derece.
hesabın var mı? giriş yap