• etkeni bordatella pertussis adli bakteridir. bakteri bulastiktan bir hafta sonra basit ust solunum yolu enfeksiyonunu andiran bir kataral devre gozlenir. bu devrede kultur alinip bakteri tespit edilirse antibiyotik tedavisi etkili olabilir. bakteri cogalip toksinlerini sentezledikten sonra paroksizmal donem baslar. bu donem oksuruk nobetlerinin goruldugu donem olup antibiyotik tedavisine yanit vermez. oksuruk nobetleri nefessizlik yaratabilir hatta kusmaya neden olabilir. farinks ve bronslardaki tikanma sebebiyle nefes alirken islik gibi bir ses cikar. kanamalara da sebep olabilir, ozellikle kafa ici basincin artmasina bagli beyin kanamasi olabilir. ayrica toksin ensefalite neden olarak bilinc kaybina da neden olabilir. ucuncu donem olan konvalesan evrede iyilesme baslar. pertussis'in en sık komplikasyonlari pnomoni ve orta kulak iltihabidir. ayrica halk arasindaki ismi kus palazi degildir, halk arasindaki ismi kus palazi olan hastalik difteridir ve etkeni baska bir bakteridir.
  • dünya genelinde her yıl yaklaşık 50 milyon insanı etkileyen ve 300 bin insanın ölümüne yol açan boğmaca, gelişmekte olan ülkelerde daha sık görülen önemli bir sağlık sorunudur. boğmacanın tarihi hayli eskiye dayanır. yazılı kaynaklara göre hastalık ilk olarak 1414 yılında fransa’da görülmüş. 17. yüzyılda, kuvvetli öksürük anlamına gelen “pertussis” olarak adlandırılan hastalığa yol açan etken 1906 yılında bulunmuş. 60 yıldan daha uzun bir süredir boğmacaya karşı aşı uygulanmasına karşın son yıllarda hastalığın görülme sıklığının artması, dikkatleri yeniden bu hastalığın üzerine çekmiştir. ilk olarak 1940’larda başlayan yaygın aşılama programlarından sonra hastalık giderek azalmaya başlamış, ancak 1980’lerden sonra artış eğilimi göstermiştir. boğmaca genellikle çocukları etkileyen bir hastalık olsa da, son yıllardaki artışla beraber ergenler ve erişkinlerde de görülmüştür. abd’de bulunan hastalık kontrol ve koruma merkezi’nin (cdc) 2004 yılı verilerine göre hastalığın görülme sıklığı 10-19 yaş arasında 19 kat, 20 yaş üzerindeyse 20 kat artmıştır. yüksek aşılama oranlarına rağmen hastalığın son yıllarda artış eğilimi göstermesi, boğmacaya karşı verilen savaşın stratejisinde değişiklik yapılması gerektiğini göstermiştir. hastalığa yol açan mikrobun daha iyi tanınması, yeni aşılar geliştirilmesi ve aşı takviminde değişiklik yapılması gündeme gelmiştir.

    hastalığa, kapsül şeklinde (kokobasil) bir bakteri olan bordetella yol açar. bu bakterinin 9 türü olmasına karşın sadece bazı türleri insanlarda hastalık yapar. bordetella pertussis boğmacaya yol açan türdür. bordetella parapertussis ve bronchiseptica türleriyse boğmaca benzeri, ancak hafif geçen bir hastalığa yol açar. trematarum türü insanlarda kulak, cilt, solunum yolu hastalıklarına yol açar. pertussis bakterisinin yüzeyindeki fha (flamentöz hemaglutinin) ve pertaktin molekülleri, bakterinin solunum hücrelerine ve bağışıklık sistemi hücrelerine tutunmasını ve içeri girmesini sağlar. fha 220 kilodalton ağırlığında, 2 nanometre genişliğinde ve 50 nanometre uzunluğunda, ipliğimsi yapıda bir proteindir. bakterinin bu proteini, aşı yapımında kullanılır. pertaktin molekülü ise 69 kilodalton ağırlığında bir proteindir ve bakterinin dış yüzeyinde bulunur. bu protein, bakterinin insan hücrelerine tutunmasını sağlar ve adeta bir köprü görevi yapar. pertaktin de fha gibi aşı yapımında kullanılır. diğer bir yüzey proteinleri grubu da aglutinojenlerdir. bunlar, bakterinin solunum yolu hücrelerine tutunarak hastalığı başlatmasında görev alır.

    pertussis bakterisinin yüzey proteinleri yardımıyla gerçekleşen ve ilk aşama olan solunum yolu hücrelerine tutunma sürecinde hastalık antibiyotiklerle kontrol altına alınabilir. hastalığın ikinci aşamasına bakterinin salgıladığı zehirli moleküller, yani toksinler yol açar. bakterinin ürettiği ve salgıladığı pertussis toksini (pt) hastalığın ilerlemesinden sorumludur. pt, bağışıklık sisteminde önemli rolü olan lenf hücrelerinin (lenfosit) çalışmasını engeller. ek olarak pankreastaki insülin salgılayan hücreleri etkileyerek hipoglisemiye (kan şekerinin düşmesi) yol açar. pt, solunum yolu hücrelerinin çalışmasını olumsuz etkileyerek aşırı salgı üretmelerine yol açar ve öksürük nöbetleri oluşmasına neden olur. pertussis bakterisinin ürettiği bir diğer toksin de adenilat siklazdır. bu toksin, bakterilerin hücrenin içine girmesini sağlar. ayrıca bu toksin, istila ettiği konakçının bağışıklık sistemine de hasar verir. dermonekrotik toksin, etkilediği bölgede iltihaplanmaya ve hücre ölümüne yol açar. çok güçlü damar kasıcı (vazokonstrüktif) etkisi olan dermonekrotik toksin, farelere verildiğinde ölüme yol açar. pertussis bakterisi, solunum yolu hücrelerinde çoğalmaya başladıktan sonra trakeal toksin denilen bir molekül salgılamaya başlar. bu toksin, solunum yolu hücrelerinin işlevini bozarak hava yollarında oluşan salgıların temizlenmesini engeller ve öksürüğe yol açar. ayrıca, ıl-1 (interlökin) üretimini artırarak ateşe neden olur.

    hastalığın klinik seyri

    boğmaca, hastalığa yakalanmış kişiyle temas sonucunda ve genellikle ev içindeki kişilerden kapılır. boğmacanın kuluçka süresi 4-21 gün arasında değişse de genellikle 7-10 gündür. yaklaşık 10 hafta kadar devam edebilen boğmaca kabaca üç evreye ayrılır. ilk evre olan kataral dönemde hastalık belirtileri basit bir soğuk algınlığına benzer. hafif ateş, burun akıntısı, burun tıkanıklığı ve kuru ancak rahatsız edici öksürük kataral dönemin belirtileri arasındadır. bir iki hafta süren bu evrede hastalık hayli bulaşıcıdır. bu dönemde doktora müracaat eden vakaların çoğu basit gribal enfeksiyon tanısı alır. bu evrenin sonlarına doğru inatçı öksürük nöbetleri başlar. hastalığın ikinci evresi olan paroksismal dönemde kişinin nefes almasını zorlaştıran, üst üste 5-10 kez tekrarlayan öksürük nöbetleri başlar. öksürük nöbetleri sırasında kişinin nefes alması zorlaşır ve boğulacak gibi olur. bu sırada kusma veya bayılma da görülebilir. ancak öksürük nöbetleri arasında herhangi bir solunum zorluğu olmaz. genellikle gece gelen öksürük nöbetleriyle seyreden paroksismal evre 6 hafta kadar devam edebilir. hastalığın son evresi, şikâyetlerin azaldığı ve kişinin iyileşmeye başladığı konvalesan dönemdir. iyileşme dönemi 1-4 hafta hadar devam eder.

    boğmacanın teşhisi genellikle klinik belirtilere göre yapılır. kesin tanı için bakterinin kültürlerde üretilmesi veya pcr yöntemiyle (dna testi) tespit edilmesi gerekir. büyüklerde veya büyük çocuklarda boğmaca genellikle kendiliğinden iyileşir. ancak boğmaca, yenidoğanlarda % 3, 2-12 ay arasındaki bebeklerde binde 3 oranında ölüm riski taşır. hastalığa yakalananların % 10’unda zatürre, % 2’sinde bayılma nöbetleri, % 1’inde beyin iltihabı görülür. antibiyotik tedavisi sadece ilk evrede fayda verir. bu dönemde başlanılan eritromisin veya trimetoprimsulfametaksazol gibi antibiyotikler, öksürük nöbetleriyle kendini gösteren ikinci evrede fayda sağlamaz. son yıllarda, hastalığın tedavisi ve hastalıktan korunmada 5-7 gün süreyle makrolit grubu antibiyotikler olan azitromisin ve klaritromisin kullanılmaktadır.

    boğmaca aşıları

    boğmacaya karşı en etkin tedavi hastalıktan korunmak yani aşılanmaktır. boğmaca aşısı 1936 yılında bulunmuş, ancak kullanımı 1947’de yaygınlaşmıştır. ilk başta boğmaca aşılarında pertussis bakterisinin etkisizleştirilmiş hali kullanıldı. “tam hücre boğmaca aşısı” (whole cell pertussis vaccine, wp) olarak adlandırılan bu aşının yaygınlaşmasıyla hastalığın görülme sıklığı 150 kat düştü. bu düşüş 1980’lere kadar devam etti, bu tarihten sonra ergen ve erişkinlerde daha belirgin olmak üzere yeniden artmaya başladı. tam hücre aşısından sonra aşı bölgesinde şişlik, kızarıklık ve ağrı gibi tepkilerin yanı sıra kişilerin %50’sinde ateş görülür. ek olarak, aşılama sonrası uyuklama, sinirlilik, iştahsızlık gibi yan etkiler de görülebilir. nadiren de olsa aşıya bağlı ölüm vakaları da rapor edilmiştir. bu yan etkileri nedeniyle 1970’li yıllarda bazı ülkeler tam hücre boğmaca aşısının kullanımına ara vermiştir. bunun üzerine 1977-1978’de boğmaca vakaları artmaya başlamış ve 1983’te en yüksek seviyesine ulaşmıştır. yeni doğan bebeklerde görülen boğmaca hastalığı, 1970-1980 arasında yaklaşık % 50 artmıştır.

    japonya’da tam hücre boğmaca aşısına bağlı iki ölüm vakası görülmesinin ardından, farklı yapıda, bakterinin tamamını içermeyen güvenilir bir aşı geliştirme çalışmaları başladı. hücresiz aşı yapımında bakterinin bütünü değil, bazı parçaları kullanılır. hücresiz aşıda, bakteri yüzeyindeki proteinler veya ürettiği toksinler etkisiz hale getirilerek vücuda verilir. vücuda verilen bu moleküller kişinin bağışıklık sistemini uyarır ancak hastalığa yol açmaz. japonya’da 7 yılı aşkın süre sonunda pertussis bakterisinin fha molekülü ve pertussis toksini (pt) kullanılarak hazırlanan “hücresiz boğmaca aşısı” (acellular pertussis vaccine, ap) 1981’de uygulamaya girdi. daha sonra yapılan araştırmalar sonrasında, pt geni değiştirilerek zararlı olmayan, ancak bağışıklık yanıtı oluşturan pt-9k/129g molekülü hücresiz aşılarda kullanılmaya başlandı. geliştirilen yeni aşılarda pt ve fha moleküllerine ek olarak, bakterinin pertaktin ve kuyruk (fimbria) molekülleri de aşı yapımında kullanılmıştır.

    hücresiz aşı, 3-8 hafta arayla (2., 4., ve 6. aylarda) difteri ve tetanos aşılarıyla (dtap) birlikte uygulanır. ilk üç dozdan 12-18 ay sonra dördüncü doz yapılır. dördüncü doz aşılaması tamamlanan çocuklara 4-6 yaş arasında beşinci doz aşılama yapılmalıdır. yani boğmaca aşılamasının 7 yaş öncesi tamamlanması gerekir. hücresiz yeni aşılar, hastalığa karşı % 90 civarında koruma sağlamaktadır. hücresiz aşıların yan etkileri tam hücreli aşıya oranla daha azdır. ateş, huzursuzluk, iştahsızlık gibi hafif düzeyde yan etkileri vardır. nadiren 40 dereceye varan ateş, bayılma nöbeti, uzun süreli ağlama ve kas gevşekliği görülebilir. ciddi yan etki görülenlerde sonraki dozların yapılması sakıncalıdır. gelişmiş ülkelerde aşılama oranlarının yüksek olmasına rağmen, boğmacanın özellikle erişkin ve ergen yaş gruplarında yaygın olması, ileri yaş aşılamalarını gündeme getirmiştir. bu kapsamda 11-18 yaş grubuna, pekiştirme olarak tek doz aşı yapılması önerilmektedir.

    kaynaklar
    seçkin, h., “10-15 yaş grubu sağlıklı çocuklarda boğmaca seroepidemiyolojisi”, sdü tıp fakültesi, uzmanlık tezi, 2009.

    dilli, d., bostancı, i., dallar, y., buzgan, t., ırmak, h., torunoğlu, m. a., “recent findings on pertussis epidemiology in turkey”, european journal of clinical microbiology and ınfectious diseases, sayı 27, s. 335-341, 2008.

    özcengiz, e., “boğmaca: her zaman gündemde”, türk mikrobiyoloji cemiyeti dergisi, cilt 35, sayı 3, s. 215-231, 2005.

    kurugöl, z., “türkiye’de boğmaca epidemiyolojisi: pekiştirme aşı dozları gerekli mi?”, çocuk enfeksiyonları dergisi, sayı 3, s. 14-18, 2009.

    http://www.goldbamboo.com/pictures-t1619.html

    -doç. dr. ferda şenel
  • çocukların daha küçük yaşta hayattan soğumalarına, "ölmek istiyorummhghöhöhgüğü" tarzı içten cümlelerle inlemelerine yol açan öksürük krizleri silsilesinin genel adıdır. krizler dakikalarca sürer, morarana hatta bazen kusana kadar öksürürsün, başka türlü durmaz. millet pencereden falan sarkıtır kafanı nefes alabil diye, işe yaramaz. nefret ve çaresizlik içinde öyle bakıp bitmesini beklersin. ağlayamazsın bile öksürürken rezalettir.. bu böyle aylarca sürebilir, ilaç falan dinlemez, keyfine göre bi ara biter. çocukluğumun 6 ayını zehir etmiştir, tiksinirim kendisinden.
  • bir bakteriyel enfeksiyon olmasına karşın nötrofil değil de lenfositoz yapar.

    çok şiddetli öksürük nöbetleri görülür. işte bu yüzden gözler kanlanır.

    eğer pnömoni yaparsa öldürebilir.

    boğmaca aşısı konvülsiyon yapabilir.
  • aşı takviminin son haline göre aşısı rutin olarak her çocuğa yapılmaktadır. aselüler boğmaca aşısı, difteri ve tetanoz aşılarıyla birlikte karma aşı şeklinde uygulanır. bu karma aşı ile beraber çocuklara doğumdan sonraki 1. ayın sonu, 2. ayın sonu ve 6. ayın sonunda olmak üzere inaktif polio ve hemofilus influenza tip b aşılarıda yapılır. son olarak 18. ile 24. aylar arasında da bu aşıların rapel* dozu uygulanır.
  • tedavisinde makrolid grubu antibiyotiklerinden klindamisin, azitromisin, eritromisin türevleri kullanılabilir. ne kadar erken dönemde kullanılmaya başlanırsa yararı o kadar iyi olacaktır.
  • latincesi"pertusis" olan ve farinksteki mukoza odeminden kaynaklanan hastalıktır.
  • (bkz: darilmaca)
    (bkz: gucenmece)
  • aşırı öksürükle kendini gösteren solunum yolu hastalığı
  • bir çocuk oyunu. uyuz eden küçük kardeşin kafası su dolu bir leğene sokulmak suretiyle oynanır. çıkan kabarcıklar oyunu daha eğlenceli hale getirir. suya deterjan katılarak oynanan bir başka modeli de mevcuttur ki bu daha çok, çok kardeşli takımlarla oynanır. 3 leşten sonra bonus puan kazanma fasilitesi vardır. ıslak servis yapınız. ve tabiki bu oyun ebeveyn trafiğine kapalı alanlarda oynanmalıdır*.
hesabın var mı? giriş yap