• girişte bulunan "müzemiz su altında değildir" tabelası dikkat çekicidir.
  • müze sınırlarındaki kaktüslerin iri yapraklarına isim oyma sanatı ms 21. yy başlarına
    tarihlenmiş olup, usta kaligraflarca yaratılan bu tarzın dünyada başka bi örneğinin
    bulunmadığı sanılmaktadır.

    müze girişinde ödedikleri ücretin, batıkların sergilendiği bölümleri kapsamadığını farkeden
    ziyaretçiler için, kaktüs oyma sanatının bu nadide örnekleri beleş olarak sergilenmektedir.

    amforalara tünemiş tavus kuşlarına pırtlak gözlerle bakıp was ist das* diye soran turist
    çocuklarına ebeveynlerinin yanıt verememesini izlemek de ücretsiz.

    güneş gözlüğü ardında tüttürülen sigara esliginde, sosyal antropolojik gözlem yaparak
    saatler geçirilebilir.

    sevdik biz burayı.
  • yanlış hatırlamıyorsam; insanlık tarihinin en eski deniz batığından arda kalanlar, bu batığın temsili bir replikası ve batığı çıkarırken kullanılan yöntemleri gösteren ufak bir su altı maketi mevcuttur içinde.
    en çok dikkatimi çeken ise, bu batıktan çıkan amforaların içindeki şarapların hala bozulmamış olduğunu belirten yazıdır.
    gezdikçe sizi büyüler, esir alır. özellikle şövalye kıyafetleri ve meryem ana'ya hitaben yapılmış freskler hayranlık uyandırır bünyenizde.
    görmeden ölmeyin yani. o derece.
  • yaz turizminin en gözde mekanı bodrum'da olup da öğle tatili nedeniyle kapalı olan salonları var. müze kartımızla giriş yaptığımız için doğrudan turnikelere yönelip içeri girdik; gezerken bazı salonların kapalı olduğunu gördük. bunlar içinde sualtı arkeoloji müzesinin en nadide eserlerinin odluğu salonlar da vardı. "çalışma mı var hayırdır" diye bir görevliye sorduğumuzda öğleyin kapalı oluyor buralar girişte söylemediler mi dedi. söylememişlerdi.

    neyse çıkış yaparken serzenişte bulunduk turnike görevlisine. "şurada yazıyor ya" diye gişenin camındaki küçücük yazıyı işaret etti. gişeye gitmedik, kartlı olduğumuz için buraya yöneldik, sizin bize söylemeniz gerekirdi deyince mırın kırın etti. belki de bir daha gelemeyeceğimiz bu önemli mekanda en önemli salonları görememiş olduk.

    bodrum'un göbeğinde öğle tatili nedir yahu? adam ta nerelerden kalıp gelmiş, belki bir günü var müzeyi gezmek için ve sen onun burayı görmesini engelliyorsun. öğle yemeğini vardiyalı yemek, bir kişi daha işe almak, en azından yazları geçici eleman çalıştırmak bu kadar mı zor?

    bodrum'a gelenler mutlaka gezip görsün ama öğle zamanı olup olmadığına dikkat etsin.
  • adından dolayı insanların beklentileri başka olunca birçok yerine "müzemiz sualtında değildir, sergilenen eserlerin büyük çoğunluğu denizden çıkarılmıştır" tarzı açıklama levhaları astıkları müzedir. muhtemelen gelenler suyun altında tünel gibi bir şey bekliyor, bulamayınca "hani sualtı müzesiydi?!" diye soruyorlardı ki çeşitli yerlere bu açıklamayı yazmak farz olmuş.
  • içine edilmiş müzedir. eski halinden eser yok. dunyanın sayılı müzelerinden biri olmanın kıyısına gelen bir müze inşaatçı zihniyetin eline bırakılmış. eski zamanlardaki yaşamı anlatan bölümler toptan kalkmış yerlerine serit bant çekip cam dolaplar konmuş. bir cok eserin aciklamasi yok. bahceye serpistirilmis, ama öneminden bahsedilmeyen eserler. zemine dökülen betonlar, pimapen ya da metal dograma kapılar. bakkal gibi calısan personel ve güvenlik, kötü mağaza ve kafe. ortadan kaybolan, depoya konan ya da baska muzelere giden eserler ise ayri bir merak konusu. emegi gecenleri allah bildiği gibi yapsın.
  • gidilip görülmüşken, bahçesinde gezinen kumruların, tavus kuşlarının ve diğer hayvanların da seyredilmesi gereken özel bir mekandır.
  • içindeki gatineau zindanı'nın girişine bizans şövalyelerince kazınmış latince tanrının bulunmadığı yer yazısının günümüz kültür bakanlığı'nın emriyle silinmesinin istendiği müze.yazının açıklayıcı levhaları kaldırılmış bile.kazıma işlemi gerçekleştirildiği durumda, tarihi eserde yapılan tahribat nedeni ile 2863 sayılı kültür ve tabiat varlıkları'nı koruma kanunu'na muhalefet edilmiş olunacaktır. dolayısı ile yazıyı kazıyan ve kazıtanlar ağır ceza mahkemesinde görülecek bir suçu işlemiş olacaktır. yasal durumun dışında da, eski eserleri kendimizi tarih önünde suçlanacak şekilde tahrip ediyorsak, sıradan vatandaşlar neden kendi özel mülklerinde yaptıkları restorasyona aykırı iç mekan düzenlemeleri ya da benzeri sebeplerle ağır cezalık oluyorlar, koruma kurulları'nda yıllarca proje onaylatmaya, izin almaya uğraşıyor..madem kültür ve turizm bakanlığı / bakanı bu şekilde tasarruf yapabiliyor, 2863'ü kaldırın gitsin..bizim gibi tarihi eseri yağmalamanın mübah olduğu bir ülkeye fazla bile.
  • çok fazla emekle ortaya çıkmış dünyaca ünlü sualtı müzemiz.
  • vaktiyle kısıtlı zamanlarda, ayrı biletle gezilip görülebilen karyalı prenses sergisi, artık müzenin açık olduğu saatlerde tek biletle gezilebilir.
hesabın var mı? giriş yap