• filmde abartılı bulunan görsel efektlerin aslında hiç bir abartısı yoktur efendim. ayahuasca gibi karışımlar içen her er kişi o filmdeki abartı addedilen görseller gibi görüntüler görebilir. zira kırık burun da lıkır lıkır içmektedir. etrafta peyoteler bitmektedir.

    gayet güzel filmdir bence bu.
  • şimdi internette de genel bilgi olarak türkiye'nin doğal florasında bulunmamaktadır denmiş burada da bazı arkadaşlar öyle demiş. karadenizi doğal flora kapsamına almıyor muyuz tam anlamadım ben.

    bulmak isteyen arkadaşlar, yazın tatiliniz bir kaç günlük kısmını karadeniz yaylalarına ayırın. -ot ağaç bulunmayacak denli yüksek olanlara değil- ağustos ayı başı gibi gidin, -hava gidişatına bağlı olarak daha erken ya da geç de olabilir- orman bölgelerinde en çok diz hizasında gördüğünüz yeşil çalılıklara gömülün. gönlünüzce gezin tozun toplayın yeyin stoklayın dondurucuda saklayın. yöre halkı reçelini içeceğini filan da yapıyor güzel oluyor. hatta küçük harçlıklar karşılığında yöre çocuklarından sizin için toplamalarını rica edebilir, o kırmızı yanaklı mutlu çocuklarla harika arkadaşlıklar kurabilirsiniz.
  • ne olduğu konusunda artık kuruyemişçilerle neredeyse kanlı bıçaklı olduğum meyve. sözlük de bilgi çöplüğüne dönmüş.

    bak arkadaşım,

    blueberry'nin türkçesi: yaban mersinidir. ahan da bu.

    sizin yaban mersini diye bildiğiniz şeyin adı cranberry'dir, yani: turna yemişi. ahan da bu.

    edit: link yenilendi.
  • şamanik western janrında tek örnek. arşivlik film.
  • bu filme vereceğiniz parayla çizgi romanını alın demek gerekiyor.
    hikaye şu:
    "elimde malzeme çok, bunu çeksen çeksen bitmez, o zaman neden hepsini 10 dakkada anlatmıyorum ki?" diye düşünen bir yönetmenimiz ve bir senaristimiz var.
    bunlar kararlaştırdıkları hınzırlıkla ilk on dakikada insanları birbirine uğruna cinayet işletecek kadar aşık edip kadronun yarısını öldürünce şöyle düşünüyorlar: "kalan zamana biraz kızılderili büyüsü felan serpelim ama ben o işi bilmem pek, sadece kızılderilileri göstert, yeter herhal."
    sonra bakıyorlar ki bi 10 dakika daha geçmiş, o zaman da diyorlar ki "abi şu ölen adamlar var ya, onları bi geri alsak be? bi bok yedik ama..."
    ittir çektir filmi uzatamayınca da "hacım sonu gelmiyo bunun, ver ayarı, ekran yansın dönsün, cıvi civa ötsün buralar, bi haller gelsin..." diyorlar.
    film bitiyor.
  • ne yazık ki pek sevmediğim, kızılderililer ve ruhlarla ilgili mistik bir hava içeren film. tavsiye etmiyorum. gerçi efektleri falan pek hoş, vahşi batı ile bu efektleri böyle göze batmadan uyarlamaları güzel olmuş. büyük ihtimal comic booku güzeldir bunun ama uyarlaması sıçmıştır diye tahmin ediyorum.

    edit:inanmıyorum ben izledikten 1 sene sonra yurdumda gösterime girmiş olan filmdir. herhalde birileri dalga geçiyor olmalı batacaksınız kardeşim bu film gişe yapmaz..
  • seyrederken bir kaç kez uyuma tehlikesi geçirdiğim uyuntu film. bir iki güzel atraksiyon mevcut olsa da genel itibariyle "fransızlar film çekmesin" fikrini beynime kazımak dışında bir etkisi yoktu maalesef. ana teması ise "kızılderili tütünü süper kafa yapıyo abi"dir.
  • vincent cassel michael madsen juliette lewis üçlüsü ve mistik western tarzıyla dikkatimizi celbetmiş bizi sinemaya sürüklemiş bir jan kounen filmi. işin içinde yeni dünya var, fransız parmağı var vincent cassel var dedik le pacte des lopus tadında bir başyapıt beklerken efektlerinden beyin amcıklaması geçirdiğimiz film olmuştur.

    anladığım kadarıyla bu yönetmenin oğlu bilgisayar işiyle falan uğraşıyor, çocuk süper efektler yapmış; izlemiş national geographic, discovery channel falan oradaki timsahları, yılanları falan almış accayip efektlerle kızılderili büyülerinde insan halet-i ruhiyesi ne hale geliri tasvir etmiş. hayır kötü olmuş demiyorum ama filmin kayda değer bir kısmı bu efektlerle geçince insan isyan ediyor..

    onun haricinde michael madsen tarantino tarafından nasıl kullanılmışsa aynı şekilde bir rol üstlenmiş, abi her zaman olduğu gibi yine rolünün hakkını fazlasıyla vermiş..
  • türkiye'de bulunan bir meyvedir.

    hatta uzun zamandır yenildiğini bilirim. en azından bizim evin önünde her sene bu mevsimler iyi meyve yapar. mayhoşbir tadı vardır ve dalından yendiği zaman baharı hatırlatır.
  • jan kounen 'in 7 senede cektigi filmdir.

    senaryo icin guney amerika kabilelerine gidip arastirma yapayim diye yola cikip, saman rituellerinde anasinin amini tersten gordukten sonra 5 sene kendine gelememis, sinemayi birakma raddesine vardiktan sonra hayata karsi degisen bakis acisinin etkisiyle filmi yapmaya koyulmustur.

    "milyon yilda bir kere bir insanin basina gelecek bir sey yasadim, 5 sene boyunca studyo bir kere bile sesini cikarmadan spirituel kesif gezimi senaryo gelistirme adi altinda destekledi" demistir kendisi ayrica. balli adammis hakkaten.
hesabın var mı? giriş yap