black narcissus
-
jack cardiff'e en iyi sinematografi oskar'i kazandiran michael powell filmi. sene 1947. basrolde eski erkek arkadasini unutmak icin kendini dine imana vermis rahibe rolunde deborah kerr yer alir
-
uçurum diye aslında kendi içlerine bakanların filmidir. ama filmden ziyade pastoral bir şiir gibidir. doğu egzotizmi ya da ingiliz oryantalizmi bir yana hakiki bir sinema-şiirdir.
şu rahibenin uçuruma baktığı sahneyi ne zaman izlesem başım döner, ben de kendi içime bakmış gibi olurum. -
başrolde oynayan erkek oyuncu david farrar'ın bacaklarını gözümüze sokan filmdir. jean simmons pek çıtır, deborah kerr pek zarif, kathleen byron pek bir korkutucudur.
hakkında bir yazı için bkz:
http://theresemalaussene-mayis.blogspot.com/…u.html -
görüntü yönetmeni jack cardiff'in ustalık eseri desek herhalde pek haksız sayılmayız. renk paleti ve sinematografisi çoğunlukla ünlü ressamlardan ilham almıştır. cardiff ''aklımdakilerden biri vermeer idi, çünkü ışık sade ve basit olmalıydı. güneş efektlerinde pembemsi renkler olduğunda ise bu, öfkeyi yansıtıyordu'' diyerek açıklıyor.
woman holding a balance, johannes vermeer:
görsel
görsel
the night cafe in arles, vincent van gogh:
görsel
görsel
jack cardiff aynı zamanda ressam olduğu için böyle zengin sinematografiye sahip filmde başka neler bulabilirim ya da benzetmeler yapabilirim diye seyredince kendimce şunları da çıkardım.
the geographer, johannes vermeer:
görsel
görsel
at the night market, petrus van schendel:
görsel
görsel
ışığın aydınlattığı yüzler, akla rembrandt'ı getiriyor:
görsel
görsel
görsel
the seine at vetheuil, claude monet:
görsel
görsel
sinematografisi ile birlikte set tasarımı da zamanının çok ötesinde, akıl almaz derecede detaylı ve özenlidir. hiçbir sahnesinde filmin stüdyoda çekildiğine dair en ufak bir şüphe oluşturmaz. hatta jack cardiff'in aktardığı bir tevatüre göre, film gösterime girdikten sonra hindistan'dan bir seyirci powell'a mektup yazıp filmin çekildiği yeri bildiğini söylemiştir, çerçeveler o derece gerçekçi ve göz alıcıdır.
görsel
görsel
görsel
yalnızca powell & pressburger'ın değil ingiliz sinemasının en iyi filmlerinden biri olduğu söylenebilir. -
hindistan, darjeling yakınlarında, mobu'da geçen, deborah kerr'in 1 rahibeyi canlandırarak başrolünü oynadığı ultra oryantalist film... (1947)
uçurum kenarındaki çan çalma sahneleri, trier'in dalgaları aşmak'ını akla getirdi.
görsel açıdan iyi kotarılmış, zamanına göre; ama öncü 1 film değil... ama bazı öncü filmlerin nüveleri hissediliyor...
ego'nun oyunları dağlarda farklı mı olur sanırsın ki...
imdb'si de 8... enteresanmış... -
sürekli oturan kutsal amcan neden filmde vardı ki? bir filmde gösterilen her nesne veya karakterin filmin akışına bişeyler katmasını beklerim. amaçsızca dır kanaatimce. filmin sonuna doğru kalkıp konuştuğunu görmek isterdim.
-
bu filmi bir kadın çekmeliydi dediğim film.
--- spoiler ---
görüntülerin özellikle öne çıktığı bir sanat şahaseri aslında. derdini anlatıyorsa da bana göre havada kalan yerler var. yani çok fazla üstten anlatılmış geldi bana. derinlikli işlenmemiş de diyebilirim.
sorunların başında belki de ingiliz filmi olması yatıyor. klasik hollywood filmleri gibi derdini bağırmadan, soğuk ve nesafeli aktarıyor. bu sebeple de içine giremiyor, konsantrasyonda zorluk yaşıyorsunuz. bu aslında alışkanlıklarımızla da ilgili.
rahibelerin içinde yaşayan kadınlık duygularını konu edinmiş film. nereye kadar bastırabildiklerini gözlemliyoruz. bastıramayan sonunda ölerek cezalandırılmış da oluyor. ilahi adalet kendini gösteriyor bir anlamda. duygularını bastıramazsan cezalandırılırsın.
tabi bu mesaj sadece kadınlara değil, inançlı tüm insanlara geliyor.
teknik açıdan üst düzey bir film olduğunu da söylemeden geçmek olmaz. kamera açılarından, manzaralara kadar herşey çok güzel, çok anlamlı.
--- spoiler --- -
himalayalar'da eski bir sefahat evinin, bir grup rahibe tarafından, manastır-okul-hastane hâline dönüştürülme çabası ve elbette bunun başarılamayışını anlatan kült film. deborah kerr'in baş rahibeyi oynadığı bu harika filmde, kıskançlık, arzu, obsesyon -ne ararsanız işte-, hepsi var. ingiliz film eleştirmeni david thomson; "rahibelerin fantezileri hakkında erotik bir ingiliz filmi, nadir görülen bir şey", demiş, "siyah nergis" hakkında, ki az bile demiş bence.
michael powell, emeric pressburger iş birliği böyle sıkı filmler yaratmış zamanında, seyredin, seyrettirin.
http://sarikent.blogspot.com/…-tamamen-ona-ver.html -
-
3 bölüm sürecek bbc one ve fx mini dizisi. gemma arterton, alessandro nivola, aisling franciosi başrolde. geçtiğimiz günlerde hayata veda eden diana rigg, dizinin kadrosunda yer alan bir diğer isim. fx, 23 kasım'da yayınlamaya başlayacak.
https://www.youtube.com/watch?v=2bs2qri1mcg
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap